2 Ağustos 1934 AAKŞAMDAN AKŞAMA Kanunlarda mantık Eski idar-lerle yeni rejimlerin kanunları arasındaki fark evvel. kilerin sadece Devlet menfaatle- rini himaye etmesi, nazari ve değişmez düsturların mahsulü ol ması, vatandaş hakkını daimi mal etmesi, yenilerin ise her şey. den evvel hadise ve hakikatlere 'dayanarak vatandaş hakkını her şeyden üstün tutmasıdır. Bunun içindir ki rejimler de Fiştikçe kanunlar da değişir. Fakat bazen kanunların yapıli- şinda - bunları hazırlıyan daire. lerde yenileşmemiş — zihniyette yaşlı memurlar bulunması dola» yısile - hâlâ mantık noksan ka- iyor. Bugünlerde bir kaç şikâyet din- ledik. Biri şudur: Bir adamdan elli lira yerine, yanlışlıkla 300 lira tenviriye ve tanzifiye resmi alıyorlar. İl ediyor, haklı olduğu meydana çi kıyor, fuzuli alınan 259 liranın kendine iadesine karar veriliyor. Fakat bu parayı bir türlü tediye etmiyorlar, bugün yarın diye at > atıyorlar. Bu aralık yeni vergi irasi gel yor. Tekrar 80lira istiyor! Adamcağız diyor ki: «Be sizde 250 lira alacağım v edi bu 80 lirayı oradan tenzil hizi» «Olmaz! diyorlar. Siz parayi yeriniz, alacağınızı sonra alırsı- Kanun böyle or, cdi. yor amma, mantıksızlık meydan- da... Bir adem evini ki miş. Tamirine para yet telik vergi isti bı, ancak icar bedeli g Ten iratlardan vergi istemek zum gelmez mi! Eğlence yerlerinden epeyce vergiler alınır. İstanbulun eğlence yerinden mahrum kak masına sebep budur. Halbuki, vergiyi, gelen müşteri adedine içilen içki miktarına göre almak daha mantıki değil midir? Nite- kim Avrupa şehirlerinde | bar, gazino, lokanta sahiplerine hükü met bilet karneleri verir, Bir müş- teri masaya. olurdu mu, garson evvelâ müşteri adedi kadar vergi ileti kesip masanın üstüne bıra kır. Beş veya on kuruş olan bu vergi bedelini müşte ya verme. ler, bu na mukabil meşrubat daha ucuz- dur. Hem tahsil masrafı az, hem 'de mantıki olan bu vergi usulü öle büyük varidat toplanır. Bun- kimse zarar görmez. Halb; edilen vergiyi vermeye mecbur. 'dur, vermeyince kapatıyor, bu se- Fer devlet varidat kayboluyor. Kanunların en büyük vasfi maantık, hakkaniyet ve kolaylık olmalıdır. Akşamcı Imar plânı Jüri heyeti yakında içtimaa davet edilecek tanbulun imarı ve müstakbel şe- hir plânı hakkında belediyeye ver- dikleri raporun tetki il edilen jüri heyetinin yakında tek- rar toplanacağı haber alınmıştır. Vali ve belediye reisi Muhid- din bey, dün sabah belediyeye ge- lerek imar müdi ünde meşgul olmuş, bu raporları ayri ayrı tet kik etmiş, her rapora göre müte- hassıslardan her birinin şehrin na- sıl tanzim ve imarını tavsiye et- tiklerini harita üzerinde tetkik ey- lemiştir. Muhiddin bey tetkikatıni dikten sonra jüri heyeti da yet edilecektir... Polisça bulunan eşya Fatih polis merkezi bir kadın ceketi, Eminönü merkezi ayrı ayri üç ve iki lira para, bir para çan- tasi, bir sandık içinde altmış dört parça eşya, bir gözlük, Alemdar merkezi Sultanahmet yangınından kalma on yedi parça eşya, 16 lira para, Beşiktaş merkezi bir top muşamba, Galata merkezi bir pka, Şişli merkezi bir cüzdari içinde beş lira para, Fener mer- 'kezi bir otomobil muşambasi bul- muşlardır. Sahipleri polis ikinci şube mü- dürlüğünden para ye eşyalarını alacaklardır. Ampul hırsızlığı Unkapanı köprüsünün ampulleri çalınmış Son zamanlarda şehrimizde ampul hırsızlığı artmıştır. Arapul meraklısı hırsızlar, bazani en güç, en tehlikeli yerlerdeki ampul ve lâmbaları aşırmaktadırlar. Bu me- yanda Unkapanı köprüsünde ge- celeri gemilere ve sandallara yo- lun açık seya kapalı olduğumu gösteren kırmızı ve yeşil camli lâmbalar içindeki ampuller bile bir kaç defa aşırılmıştır. Unka- pani köprüsünde sabaha kadar dolaşan iki bekçiye rağmen bır- sızlığın hariçten yapıldığı görül. müştür. Bunun üzerine yeşil ve kırmizi camlı Iâmbalar kilitlenmiş oldu- Zu halde kilitlerin kırılıp ampul. erin çalındığı anlaşılmıştır. Haliçteki gece seyrüseferi nok- ai mazarından hayati bir ehem- miyeti olan bu lâmbalarin bu su- retle bir halde kalmasi çok mahzurlu görüldü pani köprüsündeki inzibata bir kat daha ehemmiyet verilecektir. Gürültümücadelesi Bir çok semtlerde gürültü azalmış. Gürültüye karşı mücadeleye de- vam ediliyor. Bu mesele ile alâka- 'dar umumi meclis âzasından bi diyor ki: «lstanbulun | gürültüsü en az yeri Kadiköydür. Bilhassa geceleri burası çok sakindir. 4 Ikinci olarak Fatih gelir. Bura- da i çok azalmıştır. Bundan sonra Haliç sahilleri gelmektedir. Seyyar satıcılar verilen kı dan pek memmun olmamişlardı Fakat karar, dükküncilari mem- mun etmiştir. Gezici satıcıların avaz avaz bağırarak kendilerine reklâm yapamamalari dükkânci- ların işlerine yaramıştır.» Erenköy ile Suat arasında hırsızlıklar Erenköy ile Son zamanlarda Suadiye arasında hırsızlık vaka- ları çoğalmıştır. İki üç günde bir ev soyulmakta ve zabitanın bütün araştırmalarına rağmen bu esra- rengiz hirsizlar yakalanamamak- tadır. Bu hal, o taraflarda yaşi- yan halkın huzur ve istirahat bozmaktadır. Keyfiyeti stanbul emniyet müdürlüğünün nazari dikkatine koyar ve hırsızlarin der- desi için müessir tedbirler alın. masini bekleriz. Deniz hırsızı * Bir gemiden çıkarken polisler tarafından yakalandı Bir müddettenberi Galata civâ- Tinda gemi ve mavunalera dada- Ban bir hırsız zabıtaca aranıyor. du, Bu azılı hırsız evvelki gece cürmü meşhut halinde yakalam- maştır. Polis devriyeleri geceleyin Ga- sta Kalafat yerinden geçerler. ken orada bağlı bulunan Recep kaptanın gemisine bir adamin gir- 'diğini görmüşler ve bir kenara saklanıp beklemişlerdir. Biraz sonra meçhul adam elinde büyük bir paketle gemiden çıkmiş, kaç- mak üzere etrafı gözetlerken dev- riyeler kendisini yakalamışlardı Hırsizin Cemal isminde bi olduğu anlaşılmıştır. Gemiden Aşirdıği eşya müsadere edilmiş, kendisi adliyeye verilmiştir. Efgan istiklâlinin yıldönümü 20 ağustos pazartesi günü Ef. gan istiklâlinin yıldönümüne te- sadüf ettiğinden, o akşam sefaret tarafından Tarabyada Tokatlıyan otelinde bir süvare verilecektir. Gama kızmış! Yumruk indirince damarları parçalandı hoş olduktan sonra bine koymuş ve odasına gitmiştir. Faik bu şişeyi de pencerenin önünde içmek istemiş, pencereyi açmıya uğraşmışsa da bir türlü açamamıştır. Sarhoş Faik bundan fena halde hiddetlenerek açılma- dığı için cama bir yumruk indir. miş ve parçalamıştır. Fakat kıri- lan camlar sağ kolunu dirseğine kadar kesip damarlarını parçala- mıştır. Faik olduğu yere düşüp ba- | yalmıştır. ii ve bi Camın parçalan: daha da Faiğin sesi çıkmadığını | gören diğer oda komşuları merak Zabıta memurlari ağır yarali olan bu sarhoşu ifade veremiye- cek bir halde hastaneye kaldır. mışlardır. Çok kan sarfettiği icin Faiğin hayatı tehlikededir. Sahte memur Bir ay hapse, 50 lira cezaya mahküm edildi Hayreddin isminde birisi gece- leyin Tophane civarındaki kah- rek kendisinin memur olduğunu ve araştırma yapacı Bi söylemiş, kahvede oturanların ösplerini / Karıştırmıya © kalkip Kahvedekiler bunun v: ziyetinden şüphelenerek gizlice polise haber vermişlerdir. Zabıta bu sahte memuru yakalayıp adli- yeye teslim etmiştir. Üçüncü. ceza mahkemesin. de yapılan o muhakeme he #cesinde kendisine O memur Süsü vermek | suçundan de ayi Hayreddinin bir ay müddetle hapsine ve elli lira da para cezasi ödemesine karar verilmiştir. Universiteye getirilecek eserler Üniversiteye noksanlarini yeni rektör Cemil bey tarafındani tesbit edildiğini yazmıştık. Fakültelere, talebe ve profe- #örlerin zamanin ilmi terakkiy ıntazaman takip edebilme- in yabancı darülfümunlar ve ilim müesseseleri tarafından neşredilen kitap ve mecmualar munlazaman getirtilecektir. Bu- nun için tahsisat ayrılmıştır. 3 Sahife 3 İ EEir çırpıda i Üç sigara efsanesi Çi içiliyordu. Bir bey kibrit çaktı, evvelâ karşı- sındaki hanımın, sonra onun ya- nındaki arkadaşının sigarasını yaktı. Bey ayni kibritle üçüncü si- g nı yakacağı esnada hanıme- fendinin biri sanki dehşetli bi tehlike içinde imiş gibi haykırdı: — Aman ayni kibritle üç sigara yakmayınız!. in hanımefendi? — Uğursuzdur. Çok uğursuz- dur. Ve kibrit söndürüldü. Bir baş- ka çakıldı. Üçüncü sigara böyle yakıldı. Hiç şüphe yok ki bu çok eski- den kibrit fe törlerinin uy- durdukları bir hikâye olacak. Faz- la kibrit si ii temin etmek için ortaya böyle bir masal çıkar- mak epey kârlı bir iş Düşündüm. Keşki böyle efsa- neler başka şeyler üzerine çıka- İ rılsaydı. Meselâ kitapçıların, kitap ya- | zanların en büyük dertlerinden biri de bir romanın, bir hikâye ki- tabının veya başka bir eserin ek den ele dolaşmasi, ayni kitabın 20-30 kişi tarafından okunma- sıdır. Birçokları bir romanın fevkalâ- de melhini işitirler, almağa karar verirler, halbuki bir tanıdığa, bir arkadaşa, bir dosta rasgelirler: — A.. O roman bende var. Si- ze vereyim de okuyun.. Niçin sa- tn alacaksınız?. denilince iş de Halbuki cayni kitabi iki kişi Okursa çok uğursuzdur» gibi bir efsane ortaya atılsa her halde ki- tapçılar bundan çok kâr edecek- lerdir. Böyle bir efsane kitap sa- | taşimı iki etmiyorum. Her halde kibrit fabrikatörleri kitapçılardan çok daha fazla işle- i, hesaplarını, menfaatlerini bi- liyorlar! Hikmet Feridun Hazineye ait varidat Hazineye ait davaların sürün- cemede kalmaması için muhake- mat müdürlüğünce esaslı bir ted- bir alınmıştır. Son zamanlarda bu davalar bazan aylarca, hattâ se- nelerce sürüncemede kalıyor, bu yüzden gerek hazine, gerek dev. letle işi olanlar zarara uğruyor. ardı, ni zaruret olmaksızın davayı te ettirmeğe sebep olan avuk: 'dan dava başına muayyen nisbet dahilinde bir para kesilmesine ka- rar vermiştir. Diğer taraftan davaların sürat- le takibi için avukatların adedine göre mevcut davaların taksimi ka rarlaştırılmıştır. Amca beye göre!.. — İeibes ve tercüme hakkı mahiuzdur — — Büyük bir (nakil vazıtaları & En aerisine kadar bitin nakil vaz Mialarından birer nümüne bulunmasi yorumlu TAB. — O halde İstanbulun etrafına bir duvar çek, — <Ağıuyamg RE mmm uyumu