, AKŞAM- ye Sahife 9$.. Yazan: AKDENİIZDE TÜRK AKINCILARI İSKENDER FAHREDDİN Tefrika No. 134 Radyo i Ağustos pazar plâk neşriyati, 19,20 Kemal reis bir gece yolda Murada anlatıyordu: “Amiral Andiriya'nın Jüzetta tarafından kaçırıldığını sörlnsulakez alayım dışarıya verirsen eler işideceksinl!,, Muzaffer ve mr Istanbula m Me boj re mesi e Kemal e sa bulunduğu pekiyi at Muzaffer Türk donanması ge- celeri renkli mehtaplar yakaral sahillerde toplanan halkı selâmlı- -yorlardı. Gemiciler neşeli türküler söy- disi deniz üstünde o bağırışı- yorlar. Kemal reis Midilli harbinde Aydınlık bir sadi Deniz dalgası Gemiler, öle SARA bir deve kafilesi gibi, su üstünde bi- ribirini -remaşy Mei Jüzetta hast ında Bi bir halde e üştü.. Muradın sillesine uğrıya- rak teli i olmuştu? Belli de- ğildi. (Marmara Kartalı) nın iy yangın Hanibeiliri herkesin gi zünde büyümüştü. Diğer Sai den atılan mermilerden hiç biri bu kadar tahribat yapmamıştı. © Kemal reis: esrarengiz humbaraların i öğrenmek istiyorum. Muratla konuşmağa başlamıştı Murat (Rum ateşi) nin içyüzü- nü nasıl keşfettiğini gişeye (Marmara Kartalı) nı bir Rum ta- bibi vasıtasile teçhiz sek söy- lemişti. reis bu gemi ile Venedik sahillerinde büyük muvaffakıyet- ler temin edilebileceğini ileri sü- rerek: — İstaubula gider gitmez pa- dişahı ikna edelim ve Venedik sa- hillerini ea kıllı vurup yi lım. Bu gaddar ve riyakâr herif- yi iyice “haddini bildirmek lâ- imdır. Diyari , Murat ber; ” İvi fikirde idi. — Acaba n Beyazıt arzu- muzu e ire mi? Diye a, Kemal reis daya- abii — Padişah m ve hz imiz ittifak e m bir kısmını Trk Kili .miyiz? Dedi. i Murat, Kemal reisin bu fikrine nberi Ak- Bu hayata siya Bü- söyle isteğim gibi yere getireme- dim. muharebesinde Ve- yerinde boğmak lâzımdır, Pipi içini çekerek sözüne de- vam etti: — a et, benim dileğim de dur. Düşmanı yerinde, kendi evin- de Ba gerek. — Karının çok hasta olduğunu ea lila doğru Ölüm döşeğinde yatıyor. Kendisine malik değil, — Zavallı,, Neresinden muz- ru mu? #arip? — Onu ne Ne de kendisi, ben anlıyabildim.. Ka niz yolculuğuna çıkılır mı, İN: yarn de böyle müthiş bir yolculuk. Harp.. Ölüm.. Fırtına.. Öyle ince ve pla bir kadın bu kasırgalı hayata taham- mül edebilir mi? — gril harbe alışıktı, Ke- mal reis! Ben onu (Otranto) ka- lesinin eye ele geçir- miştim. Sonra İstanbula “> evlendim. Karaman sahillerin. Navarin harbinde benimle b ber bulundu.. Diğer kadınlar gibi korkaklık göstermedi. Hattâ ba- — onun gemide bulunuşu benim saretimi bile arttırmıştı. Bize za: rarı dokunmadı. — Ne drüi olsun, kadındır. Bu hay: tahammül edemez. yele bir hakikat var: Ka- rın bugün mademki ölüm döşeğin- de hasta yatıyor.. Deniz seferle- rine tahammül ede: etemiğ demek- tir. Onu bı üren sensin.. Senin ayi ir! Murat b yukarıya kaldırdı ve gözlerini lar dikerek ya- vaş yavaş cevap verdi: ni il seviyordum.. Düş- manlari çoktu.. İstanbulda kimse- ye emanet ve teslim edemezdim. Zaten kendisi de İstanbulda yal- bir hizmetçi ile bırakmayı düşü- ordum. O razı olmadı ve be- in nm yola çıktı. enediklilerle dövüş- ibi memnun m eee — Pek memnun görünmi «Ben senin Görde; e Düşmanla dövüşmek elbette vazi- fendir.. Dövüşeceksin!» diyerek beni daima teşçi ederdi. Bu sirada, Kemal reis, Mura- dın ri eğildi: —Karına çok itimadın var, Mu- rat! ai ni böyle bir ka- m olsaydı, senin kadar itimat edemezdim! — Niçin..? Bir kadından durup dururken de şüphe edilmez ya! — Öyle amma.. Jüzetta hakkın- da dışarıda söylenen sözi Murat hayretle gözlerini SENE sordu: İstani 18,30 ajans ber Eğ SE ili Ez siki neş- riyatı, (Ke: Se Muzaffer beyler, ie Vedia - nımlar), 21 Ateş - Güneş İbi den naklen Yan ajans ve baherleri, o21,30 orkestra, eek program, Kğ Bükreş (364,5 m.) — 18,15 Romen musikisi, 18,45 köylü neşriyatı, 20,45 plâk, 21,15 be ikisi, 22,15 opera parçaları, 22,30 spor, 22,45 yi a: 23,45 dans musikisi, 24,45 giğan isi, Viyana (506,8 m.) — 21,05 Alman çaylarından si 23.05 haberler, 23,20 dans uusikisi, 24,45 Budapejte- den iii çiğan musikisi, 6 le pazartesi İstanl 8,30 fransızca ders, 19 profesör Dr. gelelim Kerim bey ta- rafından konferans, 19,30 Tü: 3 m m e (Ekrem, Rusen, Ci ni Cevdet, Şeref, İbrahim ii ve Va ike hanım), 21,20 ajans ve bor- ni kabsdrterl 21100 Ae alim li nımın iştirakile tango ve caz orkestra- — 20,15 radyo musikisi, 22 ta- 23 kah- Bükreş (364,5 m.) RE 21,15 oda ganni, 22,30 sağ konseri, vehane konsei Varşova a (14 m.) — nez musikisi, Gi 50 biber 3 musikisi, 23,15 m) — 20, Pi yesi, 21,4 LE amine vr zino rsi an naklen 08 eye e 15 kon us V. E Sür Ml 23, yo ,30 orkestrası, 23. haberler, 23,50 konser, 24, 30 tagannili dans musikisi Posta iltihadına dahil olm. ecnebi yeme geneli 3600, aylığı 1900, üç ad “1000 kuruştur. Adres tebdili için yirmi beş göl kuruşluk pul göndermek lâzımdır. Rebiülalr : 24 — Ruzhizir: $. İmenk Güneş Öğle İkiodi Akşam Yatı E 739 9,38 458 8,52 12 147 Va 3,01 5,00 12,20 16,15 19,22 21,09 İdarehane: Babiâli civarı Acımusluk Sk. 13 No, — Jüzettanın yüzünü “dışarıda n yoktur. Maami onun hal kendi söylenen sözleri ben de anlamak isterim, Duyduklarını an- latır mısın? a Kemal reis başını önüne eğ- mişti.. Anlatıyordu: — İlkönce eş sonra da gemilerde duyı Amiral (Andriya) yı Berde kaçırdı- ğını söylediler. Pireye uğradım.. A iyni ha- utturdu. Hiç kimse böyle dödiködülafa kulak vermeğe vakit bulamadı. “(Arkası var) Her akşam | bir hikâye , Birahaneden içeri girerken ilk gözüme çarpan sima Ali Sıtki ol- du. Ta en dipteki köşeye otur- muş, âdeta azgın bir tavırla kan lı kanlı bir bifteğe hüc yordu. Arada durarak koca bira kadehini kaldırıyor, kana kana içiyordu. Fakat halinde bir acayiplik vardı. Yanına yaklaştığım za- man gözlerinin ifadesi bulanık , Yüzünde olduğunu farkettim büyük bir yeis ve hüzün vardı. Dostlarımın muazzep oldukla- rını görmeğe hiç tahammülüm yoktur. Teselli için yanma otur- dum. mizi diri de ii ğuk birayı da pek rim, Ali Sıtkı li baktı. İpi şey söylemiyor, hızlı hızlı lokmasını çiğniyordu. — Sıtkı, dedim. Sende bir fev- gi var. t, hayatım berbat oldu, utlaka işin için- Ea de bir kadın var. Dostum kadehini ağzına ogötürmeden — Perran! a mırıldandı. Sonra bir iğ yudum içti, — Ne var, bir rakip mi çıktı? bifteğin kanlı âfiyetle yuttu. Ekmeğin içini suyuna - batırdı, So: şladı: Be ir ay oluyor, Perran muttasıl rica eder dururdu, Bo- gaza gidelim, bir kır kahvesinde yemek yiyelim, e diyordu. Ben öyle yerlerde hiç sevme: çede yemek yemek istiyen Perran idi. Bekledik, bekledik, nihayet bir m da acıkmu: ca hayvanın ikimizin bur; sında EN da sallandığını gör- düm. ayar nn üstündeki ye- şilliklerden ince bir sap sizlik aşağı kadar m Şimdi salınıp duruyor, âdeta pi beşi odaya gii iriyorum zannedip te kalabalığa bir ire hayretile e R İl 5 » <a â 8 a o 5 şlama- sını, örümcekten korkulamıyaca- ğını söyledim. Pek korkuyorsa örümceği öldürebilirdim. Fakat bana: «Örümcek insana uğur ge- tirir» diye mâni oldu. Artık aldır- madım, Bu müddet zarfında ka- şığını çorba dolu elimde kali tı, Soğumasın diye kaşığı ağzım: götürdüm, çorbayı keyifli keyifli — Y u! Yedin onu! di- ye A ne Sana rim ki bu doğru değil. Seni nasıl a yemin ede- Örümcek j karşımda görüyorsam öyle nim ki kaşıkta örümcek Fakat, inkâr etmem, Perranın b; bir) ğırması benim üzerimde d tesir yapmıştı. Vücudum ürperi ordi uzun bacaklari gun kendime galebe çaldım. ık, dedim, otur yerine yüzünü buruşturuyol» du. İnce, , cırlak bir sesle: mcek Mike örümcek” yedin! deyi; u. Örüm- cek yiyen pi dai şimdi beni, nasıl s4 severim kendisini öpmek için yanma yaklaştım. Tes. kin etmek istiyordum. Fakat o bes ni bir koleralıyı iter gibi itiyor-! alktım, u. — vi istemem. imei a da beni Ti e & bak hele! di da Şüph: : bir şeydi. Fakat her halde be- m kaşığıma düşmemişti, Fakat kim bilir? mii hâlâ bir selimi mais dum. Dü- şüne düş imceği yemedi- Zime ği Piya getirdim. Fakat ayni zamanda onu sahiden yemişim gibi oluyordum. — Ne garip, ne fena bir vazi- yet! — Fena, ya. Perrandan ayrıl mama sebep oldu. - — Adam, e o kadar e miyeti yok. Sen şimdi böyle den obur gibi e kadar aşkin orsun? — Örümceği öldürmeğe çalı işim Yediğim şeylerin altında kalsın. Yahut biranın içinde bo- Zulsun. — geye örümcekler vardır ki duvar deliklerinde ei idi ka ie cins örümcek daha ki içinde de sayi Üzerini ir hava hubbesi Ali .2 lokması boğazımda. kalmış gibi Yetişir diye haykırdı. Ben devam ettim: ç — Bir tehlike daha var. Bu bir dişi e te olabilir. Bilirsin dişi imcekler binlerce yu-? ya, malar. Vücudun harareti içinde yumurtalar yavru olur. Ali Sitki le bir < Balda aya- ga fırladı. — Binlerce ei Ali Sıtkının boğazı bi: kaç ke- re anrlladı Zavallı delikanli pek bitkin bir halde yüzüme > yordu. Alnını kaplıyan soğuk te aklini mendilile sildi. Elin- den çatalı bıçağı düşürdü. ği Kanlı bifteği pek sevdiğim için tabağı ben tamamladım. Hikâyeci . EE A GE YES Faik Sabri a HAYVANLAR. ALEMI Büyük kıtada 280 sahife - 350 resim 4 renkli lâvba - 8 metin harici tablo Bu meraklı, eğlenceli kitabı okudunuz mu? Seri TN içia kürü yi. ücreti alınmaz, 'Tevzi ve satış merkezi yalnız: AKŞAM KITAPHANESİ 121, Ankara caddesi, İstenbul , Para yerine posta pulu da ' gönderebilirsiniz. l yavru çikar, anlı- © e