Sahife 4 Tefrika No, 249 Bilhassa Mümtazı, Yakup Ce- milin lisanile istediğimiz gibi it- ham ettirebilirsek, Enver, bunlari silkip atar ve ilelebet himaye et- mez, Mesele de, istedi iz gi -kökünden halledilmiş olur. Bu izahatı dinledikten sonra Kara Kemal bey merak ve teces- süsle sordu: — O halde ne yapmalı? Talât bey sözlerine devam ede- rek dedi kiz — Kemal, sen gizlice Yakubu görmenin yolunu bul; onu kan- dırmağa çalış! «Enver paşa seni asmak, Mümtazı, Hakkıyı, Hüs- rev Samiyi tutmak istiyor. Sen bunların aleyhinde bulunacak su- rette söz söyler, Mümtaz ve Hi revi de tevkif ettirir iehine neticelenir. Çünkü sonun- 'da Enver paşa onları müdafaa edecektir. O 2; için ısrar edeceğiz, onlara bir şey yapılmıyacağını ileri sürerek biz de seni kurtarırız!» diye söyle. Yakup, bunu uzun uzadıya mu- hakeme edecek vaziyette olmadı- ğından ben eminim ki senin söz- erine kanacaktır. Yakup Cemil, tahkik heyeti karşısında bunların aleyhinde ne kadar mümkünse, © kadar söylesin! Meselâ: «Babıâ- liyi asıl Mümtaz basacaktı, bunu bilen Hakkı, şeref Mümtaza kal- sın diye benim Meserretteki içti- manı dağıttı.. Beni bu işte ilk teşvik eden Hüsrevdir. Biz, Müm- #azla, Hakkı ile beraber Enveri, Talâtı vuracak, Cemal paşayı ve- ya Fethi beyi sadrıazam yapacak- tık!» desin! Talât bey: “Fakat kaş yapalım derken... diyor — Şayet Yakup bunları harfi- yen söylerse o zaman Enver, bu suikastin doğrudan doğruya Ya- kup ile arkadaşları tarafından ter- ip edildiğine yeniden ve sureti katiyede inanacak, son günlerde bizim hakkımızda besledi matsızlığın ve şüphelerin kıymeti kalmıyacaktır. Bundan başka çare de yoktur. Yoksa senin, benim gidip Enveri kandırmağa — kalkışmaklığımız beyhudedir. Bu zamanda ona ne söylersen para etmez. Görmüyor musunuz tahkikat evrakını oku- duktan, hele Yakup Cemilin, Mümtazın, Hakkının ifadelerini gördükten sonra hize karşı mua- melesi büsbütün değişti, etki eimiyeti kalmadı! Ancak Yakup Cemilin, bu dediklerimi harpte söylediğini görürse © za- man her şeye inanir ve artık biz- 'den bir daha ayrılmaz, Yakup Ce- mille arkadaşlarına gene bir da- ha dönmez. Talât beyin bu sözlerini dinli. yen arkadaşları, hemen tastik et- Ancak Kara Kemal bey de- an biz de senin divanı di — Bundan iyi bir çare yoktur. Fakat Yakup Cemili nasıl göre meli? Malüm ya ihtilâttan mem- pudur, divanı harp hiç kimse ile görüşmesine müsaade etmiyor. Talât bey hemen cevap verdi — Düşündüğün seye bak! Bu o kadar güç bir şey değil, Yakubun muhafızlarını kandır, divanı harp heyetinden münasip gördüklerini ikna et, Fakat dikkat etmeli! Bun- dun kimselenin haberi olmasın; Htihat ve Terakki | tarihinde esrar perdesi | Yakup Cemil niçin ve nasıl öldürüldü j .. Muharriri: M. R. herkesin gözü önünde Yakupla konuşursan derhal Enverin kula- ğına götürürler.. Sonra kaş yap: hım derken, göz çıkarmıyalım. Talât beyin bu tembihleri Kemal beyi ciddi surette düşün- dürdü: Enver paşanın bu gizli mülâkatten haberdar olacağından korkan Kara Kemal bey, Talât beyin verdiği bu talimata derhal muvafakat cevabı vermekte tered- düt ediyordu.. Gerçi bulunan bu tedbir, pek kestirme, pek müna- sipti, Fakat ayni zamanda çok tel olan bu yol üstünde yü- yerek muvaffak olmamak, feci neticeler verebilirdi... Kara Kemal bey, Enver paşa- nın bu gizli ziyareti haber alması suretile korktuğu sey tahakkuk ederse, somma kadar harbiye nazı- rının gayz ve kininden kurtulamı- yacağından endişe ediyordu. Gerçi Yakup Cemil beyi ikna etmeğe muvaffak olursa, kendisi- le arkadaşlarının emellerine nail olmak için bundan iyi yol yoktu; bu takdirde ber şey, esasından halledilirdi... Talât bey emirlerinin behemehal tafbikını istiyor Politikacılık sahasında sadık şakirdinin bu kararsızlığını, zeki ve nefiz gözlerile, sezen Talât bey hemen ilâve elti: — Ne o Kemal? Ne düşünüyor. sun? Korkuyor musun?.. Kara Kemal bey, endişeli hali- mi arkadaşlarına hissettirmekten adeta mahcup olmuş bir tavırla | derhal cavep ver: | — Hayır, neden korkacağım? Fakal bunu yapabilmek için nasıl hareket edeceğimi düşünüyorum. Maksadım, Enver pasanım haber almamasıdır ki Yakubu kandır. maklığımın kıymeti olsun! — Talât bey cesur ve hâkim bir. eda ile, emir verircesine, mukabe- le ett — Artık şunu, bumu bilmemi Çok uzatma, hemen bu gece Ya- 'kubu görmenin yolunu bul. Behe- mehal yarın divanı harpte söyli- yeceği sözlerin mahiy. leğişme- lidir! Burada beyhude vakit geçir- miyelim, başka bir şey bilmiyo- rum, Talât bey, sözlerini tirmez hemen ayağa kalktı, «İtti- hat ve Terakki» lideri, artık bu vadide fazla münakaşa etmek is- temediğini ve emirlerinin katiyen #atbik edilmek arzusunda bulun- duğunu anlatıyordu. - Talât beyin bu tarzdaki muka- belesi üzerine doktor Nazım ve Bahaeddin Şakir beyler de bu mü- talcaya ık ettiler. Bahaeddin. Şakir bey dedi ki: — Evet evet, bundan başka çi- 'kar yol yok. Aksi takdirde biz, be- lâya uğrıyacı Talât bey, odadan çıkıp yürü- itirir, biz dü, kendisini Bahaeddin Şakir ve doktor Nazım beyler takip ettiler, | Şimdi Kara Kemal bey, büsbütün yalnız kalmıştı: Diğer arkadaşla rı da, bilâkaydü şart, Talât beyin düşüncelerine iştirak ediyorlar, bu işin başarılmasını kendisine terkediyorlardı.. Kara Kemal bey, kendisine ve- rilen bu vazifeyi, bir an evvel, yapmaktan başka çare olmadığı Bi anlamşıtı. Hemen kalkıp diva- mi harbe gitmeli idi, (Devamı var) | |. Kadıköyündeki maç Dün Fener muhacim hattı çok güzel bir oyunla Yugoslavları 6- 2 yendi Bu y Dün Fenerbahçe stadında Yur goslav takımile Fenerbahçenin maçını halırı sayılır bir kalabalık seyretti, Saat 5,30 da takımlar sahaya Fenerbahçe takım şu Bedii - Yaşar, Ziya - Esat, Ali Rıza, Mehmet Reşat - Niyazi, Şa- ban, Muzaffer, Naci, Fikret, Fener mühacim hattında soliç | oynıyan Naci Trabzondan gelmiş yeni oyunculardan idi, Hakem Âdil Giray! beyin © idaresinde oyuna başlandı. 5 inci dakika: Yugoslav oyun- cuları daha cüsseli ve daha kuvvetli oldukları için topları Fenerlilerin ayaklarından kolay ir yorlar. inci dakika: Muzafferin sür- topla Yugoslav kalecisi ilk müşkül tutuşunu yapmış oldu. 9 uncu dakika: Fener müha- cimleri ara paslarile rakiplerini sıkıştırıyorlar. 10 uncu daki Muzafferin ka- le yakınında çektiği bir şüt boşa gitti, Yugoslavların ilk golü 11 inci dakikadi açık sürdü, kale ağzına doğruldu. Kale yakınında sağ içlerine verdi. Sağ, iç güç vaziyette olduğu halde topu havada kontrol ederek isa- | betli bir vuruşla ilk golü yaptı. Ikinci gol 15 inci dakika: Merkez mua leri sol içlerine verdi. Sol iç güzel sürdü ve topusağa geçirdi. Sağ iç Mehmet Reşadın müdaha- esini aşarak sağ açıklarına ver Oda yakından sik bir şütle ikinci Yugoslav golünü yapt. | On keş dakika içinde üst üste | olan bu iki golün Fener oyuncu- larımın maneviyatiarı üzerinde ağır bir tesir yaptıj Maamafilı ferdi bizim çocuklar daha faik olduk- darı için takımın umumi tazyikıni sürükliyebiliyorlar. 20 inci dakika: Yugoslavların fop vuruşları daha sıkı ve daha uzun, bazılarının şütlerie da sağ- | lam ve isabetli. Onun için uze tan şüt çekerek sayılarını arr. mak tecrübesine başladılar, 23 üncü dakikada: Fene: başladığı halde Nacinin biraz acelesi yüzünden meticesiz. kalan bir hücumlarını seyrettik, Fenerin ilk golü 24 üncü dakika : Soldan inen Fenerlilere ı Yugoslav mü- dafii topu gayri kasli olarak elle tuttu. Penaltı verildi. Penaltıyı Fikret çekti ve soktu. Bu gol üstüne hızlaşmağa baş- Jiyan Fenerliler Yugoslav kalesine tekrar indiler, Gene Naci acele etti, Gene mühim bir fırsat kaç- mış oldu. Fener ağır basmağa başladı. Muzafferin güzel çektiği bir şüt kaleye girerken Yugoslav kalecisi kornere çıkararak kalesini kur. | tarda. Fenerin ikinci golü 38 inci dakik: Sol açıktan, soliç Naciye oradan da Muzaffere şen topu Muzaffer çok ustaca | ir sürüşle Yugoslav kalesine yaklaştırdı. Kale önlerine yakın | ya cyümun cereyanını takiben nor halirde devam edeceğim) mesafelerde pas verecekmiş gibi yaparak o müdafileri fdağıttıktan Sonra topu aylığından hiç açmı- yarak beraber kaleye daldı. 40ımcı dakika: o Yugoslavlar ağır vücutla oldukları için kısa manevralarda (o bizimkiler çabuk hareket edebilerek ve kurtarıyorlar. Onların da uzan varuşları, muhacimlerini yer tu- tarak: akışları mües fın oyununda tevazün var, Fakat Yugoslavlar tesirli oyunda daha üstün üyorlar. irinci devre 2-2 beraberlikle bitti. Yugoslav. takımı futbolü bilerek oynıyor. Oyan tarzları Avusturyadan ziyade Çeklerinkine benziyor. Fakat aralarında büyük Çek takımlarında gördüğümüz artist derecesine gelmiş futbol. cular bulunmadığı için müessir likleri hafiflemiş... Ikinci devre Bu devrede Fener takımında değişiklik yapıldı. e Müdafaada; ine Fazıl, hücumda e Namık girdi Sinci dakika: Yugoslavlar ağır basıyorlar. Oyun başladığından- beri Fener nısıf sahasından ayrıl daha yeti Fenerin üçüncü golü Binci dakika : Bir uzun pasla kendi nısıf sahalarından Yogos- lavların tarafına geçen Fenerliler merkezden sol iç namına geçen topla üçüncü gollerini kaydettiler. Bu gol Sarı lâcivertlilerin buzların artırdı. Şimdi oyun mütevazin bi bale geldi Fenerin dördüncü golü M üncü dakika : Fenerli Namık sağ iç mevkiinden kaptığı topu sürdü ve birinci kere vurduğu topu Yugoslavlar çevirdiler; tek- rar yetişti ve kalecinin yer tut- tuğu tarafın mukabil köşesinden topu bir daha soktu. Fenerin beşinci golü 25 inci dakika : Ortadan sol açık Fikrete giden topu Fikret iyi kullanarak merkere verdi. Pası sağ iç yerinde kapan Namık hiç telâşlanmadan, hiç kendini şaşır. madan gene İcalecinin baş bırak- tığı köşeden soktu. Namık bu oyunda yaptığı iki golde, kale önlerindeki sıkışık ziyetlerde çok şuurlu oynadığını göstermiş oldu. 35 dakika: Fenerliler ara“ üç golün farkile iyice a4 r. Çok güzel ve çok seyye oyun oynuyorlar. Hakimiyeti de tamamen kendi taraflarma aldılar, Fenerin altıncı golü 40ımcı dakikada arkadan bir pas alan sağiç Namık önü boş olarak akan merkez mubacim Muzaffere verdi. Muzaffer fevkal- Ade düzgün bir şütle kalecinin kıpırdanmasına meydan verme- den altıncı golü de kaydetti. Oyun Fenerin 6-2 gibi parlak bir galibiyeti ile bitti. Fenerin futbolüi iyi ve tam oynıyan böyle bir takma karşı o kazandığı bu zafer muhcimlerinin işlek seri oynamalarına mukabil karşı tarafın mevzii hareketlerde ağir fötbolcular olmalarındandır. Sari lâcivertlileri bu kıymetli ga- libiyetleri için tebrik etmek bir vazifedir. Eşref Şefik dal Şilt maçı Beşiktaş Galatasarayı 1-3 kazandı Kadıköyünde © Fenerbahçeliler dört senedir görmediğimiz, kıvrak seyyal ve işlek bir oyunda Yu- goslavyada gelen takımı 2- 6 mağlüp ederken, Taksim stadyo- munda, evvelki hafta sıfır sf berabere kalan Galatasaray - Beşiktaş takımları tekrar karşıla sıyorlar: Başından sonuna kadar Beşik» taz Bökimiyeti altımda. cereyan eden bu şilt maçının ilk devresi Beşiktaşlılar 0:1. biti Ikinci devrede daha yan beyaz siyahlılara karşı İntasaray müdaffasınm yaptığı iki penaltı iyi çekilerek göllerin adedi üçe çıkarılmış oldu. Maçın ortalarına doğru Gala tasaraylılar frikikten bir sayı kaydettiler. Müsabakanın sonunda Beşiktaşlılar 1-3 galiptiler. Atletizm müsabakaları Balkanlardan gelen Yugoslav; Romanyalı ve arnavut atletlerinin işlirak'le futbul maçından evvel yapılan müsabakaların neticeleri; 200 metre koşuz Birinci, Raif (Beşiktaş) Ikinci, Müfahham - üçüncü, Vir- il (Romanyalı) 100 metre küçükler; Birinci, Ahmet ( Galatasaray) ikinci, Fikret (Galatasaray) 400 metre: Birinci, Papadapulos (Fenerbak- çe) ikinci, Gogo (Arnavut) üçün- cü, Virjil (Romanyalı) (Bo yarışta Mehmet Ali son 30 metrede yarışı terkettil. Üç adım: Birinci, Pulyos ( Fenerbahçe) Ikinci, Selim (Galatasaray) üçün- cü, Tevfik (Galatasaray) 1004 bayrak Birinci, Galetasaray takım — kinci, Fenerbahçe takımı, üçüncü, Balkan takımı, Yüksek atlama: Birinci, Bradoviç | (Yugoslav) ikinci, Sedat (Galatasaray) üçüncü, Gogo (Arnavut) Cirit atmaz Birinci, Çaklani ( Romanyalı ) ikinci, Karskaş. Üçüncü, Necdet. Gülle atma: Birinci, Ateş Ibrahim (Harbiye) ikinci, Çaklani (Romanya) Dünkü atletizm müsabakalarında mühim dereceler yapılamadı. Mü- sabakaların ekserisini de bizim atletler kazandılar. Biz bu metice- leri dünkü çıkan yazımızda tah- min etmiştik, Çünkü koşucudan ziyade Konkurcu olan Balkan atletlerinin bir mesafeyi ihtisas yapmış şampiyonların esasen bü- yük şansları olamaz: Fenerbahçenin intikam maçı Dün 6-2 yendikleri Yugoslav takımile pazar günü bir inti maçı yapacak olan Fenerlilerin aynı neticeye yalın bir farkla Yugoslav takımını yenebilmeleri güçtür. Fenerliler dün Yugoslav takır mim yenmek için masıl oynamak lâzımsa öyle oynadılar. Yugoslav» lar- utbolculuk itibarile bizim birinci snf takımlarına faik gö- züktüler. Dünkü netice, Fenerin bu se“ neler içinde göremediğimiz. cıva gi le avuca sığmaz bir oyun gıkarabilmelerinden hasıl oldu. Aynı oyunu her zaman çıkarsalar ve her zaman tatbik edebilseler Avrupanın en kuvvetli takımlarile Omuz omuza çarpışabilir kanı atindeyim. Fakat acaba dün tut- turdukları. sistemi yerleştirebile- cekler mi ? Bunu da ilerdeki oyunlarda gö- iz EŞ