i: i i İ ; : : K n , > © bayet buna muvaffak olmuştur. © memuriyetlerine göndermesi tan- zimine muhalif olduğu fakat me- 30 Haziran 1934 Yazan: SULEYMAN' KÂNI Cevdet paşanın hayatı ve eserleri, Mahmut Nedim paşa ile münasebatı Cevdet papanin ilmi ve resmi hayatının mühim safhalarını kızi Fatma Aliye hanım tarafından Deşrolunan (Cevdet paşa ve za- manı) eserile Tarih Encümeni mecmuasında biri (Vakanüvis Cevdet paşanın evrakı), diğeri Maruzat namlarile neşredilen ya- zılarından anlamak kabil olur. (Cevdet paşanın evrakı) paşa pin vakanüvis Lütfi efendiye mek- tup tarzında gönderdiği, Maruzat ise kendi el yazısile Abdülhami de takdim ettiği evraktır. Cevdet paşanın Lütfi efendiye devrettiği evrakta kendi hayatına ait fıkralarla beraber tarihi eşhas ve hadiseler hakkında ; izahat yardı vd — Maruzatta da Cevdet paşa Ab- dülhamide, Abdülmecit ve Abdü- İâziz devirleri ricali ve siyaseti bakkında bazı malümat veri Cevdet paşanin bu vadide gö inin, izahlarının, ithamları. ndine mahsus bir. çeşnisi bile bazı hare- ketlerini akıntıya kapılma tarzım. da tasvir ile tenkit Cevdet paşanın maruzatını okuyunca Ab- dülhamit Babıâli paşalatının mes- Jekleri ve aralarındaki rekabetler, münaferetler hakkındaki malüma- tını genişletmiş, kendi zamanında bu hallerden istifade çarelerini kulmakta bu malümattan istifade eylemiştir. “Cevdet paşa ve zamani, Cevdet paşanın evrakı, Maruzat birleştiri- lerek Cevdet paşanın tercüme ha- lini terkip etmek mümkün olur. Fakat biz tercümei hal yoruz. Cevdet paşanın ilk zamanları hakkında evvelce biraz malümat vermiştik, Bundan sonra da onun ilmi ve resmi hayatında Saray ve Babrâliye temas eden bazı nokta- lardan sırası geldikçe bahsedece- üz. Bizde Cevdet paşa deyince onun idari meslek ve hayatından ziyade kanuna, tarihe ve lisana ait hiz- metleri, bilhassa Mecelle ile (Kı- saşı Enbiyası) ve (Tarihi Cevdeti) | hatıra gelir. Cevdet paşa taşra hizmetlerin- den gelip İstanbulda bulundukça Mecelleyi ikmal ile uğraşmış, ni yazmı- Ali paşanın Cevdet paşayı taşra nedemediği Mecelleyi Cevdet pa- şaya ikmale vakit bırakmamak maksadına müpteni olduğunu id- din edenler vardır. Cevdet paşa bir çök defa adliye ve maarif nezaretlerinde bulundu. - Ancak paşanın bu mezaretleri te- atta devamına mâni olmadı. Türkçe lisanı için yazdığı (Ka- it) kitabından 15,000 nüsha ba. sıldı. (60 sene evvel! Şimdi bu ra- kitapçılarımız duymasın!) (Kısasi enbiyasının) ber cild a birer nüshası hususi su- dim olu- İkinci cildinin takdiminde paşa valide sultandan hür 5 Terenme, iktibas halkı malıfuzdur < simname ile ihsan olarak bir mu- rassa mahfaza aldı. Vakanüvislik hayli det papa uhtesinde bu esnada meşhur tarihini getirmiştir. Cevdet paşa Maruzatinda vüke- lânin vâkıf olamadıkları bazı sır- ları ve devlet işlerinin ledünniya- tını vakenüvielik hal ve mevkii icabınca kendi in öğrendi bu gibi ahvale ya vukuunda yahut bir müddet sonra vukuf hasıl ey- lediğini zikreder. «Vakanüvis cerideleri» otuz, kırk sene geçmedikçe meydana çıkmak âdet olmadığı içi, rarın vukuat ceride geçmesin- den ihtiraz edilmediğini de söyler. Ancak Cevdet paşanın bütün bildiklerini, gördüklerini, işittik- lerini bu «vukuat ceridelerine» geçirmemiş olduğunda şüphe edi- lemez ve buna teessüf etmemek te elden gelmez! Cevdet paşa vakanüvisliğine ait olarak şu fıkrayı bizzat naklediyor: (Fransa elçisi Tüvnel açık su- ette İngiliz elçisi Kanine mun: za ediyor, Babrâliyi tazyik eyli- yordu. Kanin 1274 te muvakkaten Londraya gidecekti; Reşit paşa yalısında bir veda ziyafeti verdi. Cevdet efendi de sofrada hazır idi. Reğit paşa bir nutuk irat ile ek çinin İstanbulda ifa ettiği hizmet- leri yadetti. Kanin bu nutka teşek- kürden sonra Cevdet efendiy: — Vakanüvis efendi! Bu mutlu tarihinize böylece kaydetmezse- niz hakkımı helâl etmem! Dedi. Cevdet efendi de: — Yazarım. inşallah çok ya Tiz da tarihin ze gönderi Mukabelesinde bulundu.) Cevdet paşa bundan sonra çok yaşadı, Fakat tarihini bu devre kadar maattccssüf yürütmedi. ir nüshasını da yütebilseydi tanzimat seneleri için. de Cevdet tarihi ayarında bir me- haz kazanmış olacaktık. Memur Aranıyor Belediye Sular idaresinden : İdarenin Muhasebe ve Abonöman servisleri için imtihanla ili memur alınacaktı, İstekli olanların şeraiti anla kadar Taksimdeki Müdürlüğe İnhisarlar U. Müdürlüğünde mukarrer anbarının inşaatı kapalı zarfla kırdırmağa konmuştur. 2 — Kırdırma şartnamesile evraki fenniyesinin musaddak suret- leri (10) lira mukabilinde Cibalideki Levazım Muhasibi Mes'ullük 1 — Kabataşta veznesinden alınacaktır. 3 — Kırdırma 16/7/934 te 4 — Tel tayin olunan gün ve İ amma onun kudema tarzında gös- | ine müsadif Pazartesi günü saât on beşte Cibalideki Alım Satım Komisyonunda icra olunacaktır. if mektupları kanundaki hükümlere göre yukarıda itten evvel Komisyona verilmelidir. $ — Kırdırmağa, şartaamenin dördüncü maddesinde yazılı olduğu veçhile fenni ehliyeti haiz bulananlar iştirak edebilirler. 6 — Her istekli bedelin “/, 7,5 ğu olan (4875) liralık muvakkat teminatı tayin olunan saatten evvel teslim etmelidir. tayin edilen saatte tutulması âdet ol sopra hiç bir teklif kabul edilmez. Ni Tefrika No. 341 Abdülkamit bazan Mahmut Ne- 'dim paşanın sadakatini söylediği halde hazan zemminde bulunur. du. Bir defa hariciye naziri Tev- fik paşa ile Mahmut Nedim paşa- 'dan bahsederken; — Sadakati cali idi, itimada şayan adam değildi. Demişti. Cevdet paşa da şehadet edi yor ki: Mahmut Nedim paşa kendisine doğruca söz söyliyenleri Istanbul. dan def ve ihraç ediverirdi. Cevdet paşa ona «haylice mü- ve icraatına muavenet ey- iş İse de pek namakul gördü- Zü bazı efkârına da muhalif rey- lerde bulunmuştu. . Mahmut paşa da buna gücen- miş, Cevdet paşadan şüphelenmiş, onu Maraş valiliğine tayin etmişti. Cevdet paşa kendi tâbirile «mevlevi nezri üzere» ancak on s€- kiz gün Maraş valiliğinde kalmış, Mithat paşa sadrıazam olunca Ma- raş valiliği lâğvedilerek divani ahkâm âzalığı ve mecelle cemiye- ti riyasetile İstanbula davet olun- muş idi, Mahmut Nedim paşa sadaret makamının haysiyetini ref ve İza- Ie etmişti; ne vükelâdan, ne memur-| ibar bırakmamış- tı. Sadareti iptida herkesin mem- nuniyetini celbetmiş iken makamın. da tutunamıyan Mithat paşadan sonra sadrıazam olan Rüştü paşa larda kadir ve ise bu haysiyeti iade emelinde idi terdiği vekar mabeyin halkına ağır geliyordu. Bunun için o za- man «mauneti hafif» bir sadria- zam aranılmış, Sakızlı Esat paşa | bulunmuştu. Cevdet paşa da bu esnada ev kaf nazırı oldu, Teşekkü beyine gitti. Padişahın huzuruna | çıktı. Abdülâziz kendisine fevka- | lâde teveccüh ve iltifat gösterdi Otuz bin kuruş ma. kuruş daha zammetti; (Arkasi var) için 4/7/934 Çarşamba gününe caatları, (8532) levazımatı umumiye bina zabıt m SARAY ve BABIÂLİNİN İÇYÜZÜ (8302) “Akşam, in edebi tefrikası: 17 Bürhan & Ve daha kollejin son siniflarin- 'dan başlıyan macera hayatinda bu prensipten ayrılmamıştı, Bir çok israrlar ve temayüllerle karşılaş- masına rağmen karatindan bir adım bile ayrılmiyan delikanlıya Kollej arkadaşları takılırdı: — Papaz bile günahını çıkara” cağı kadına taze günahlar işlet- meğe bakar. Sen hangi havvarinin| müridisin yahu! Mektepte sık sık sahneler ter- tip edilir, müsamere yapılır, Kız ve erkek talebe bir araya gelir. Sonra sandal gezintileri, piknikler ve kır eğlenceleri yapılır ve kız, erkek talebe hep beraber eğle- nirlerdi, Bu temaslarda arkadaşlarının. ünden Fakat Suat Rahmi bu inhisari doğru bulmamıştı. O bütün kı talebe ile arkadaştı. Hepisile gül yor, şakalaşıyor, eğleniyor, eğlen diriyordu. Fakat içlerinden birini! ötekilerden ayıracak şekilde hu- susiyet göstermiyordu. Şakacı, alaycı, sonra sporda kuvvetli olduğu için kız arkadaş ları ondan çok hoşlanıyorlardı. Hattâ içlerinde ona manidar s0- kuluşlarla — temayüllerini belli edenler de vardı. Suat Rahmi bu- nu hissettiği anda ince, hesaplı manevralarla işin içinden sıyrılıp çıkıyordu, #2. Şimdi cebinde (Seviye) hani- min mektubu ile klübe tenis oy- namağa giderken bütün.düme-ka” dar olan bir an içinde ya- şadı; Gene garip bir kadın nüma- Bu yüzünü görmediği macera kadını ondan ne istiyordu? Klüpte Macit onu buldu. O kadar sinirliydi ki az kalsın her şeyi; bir çırpıda anlatacaktı Bereket maçlar başlamıştı, Herkes arkadaşını arıyordu. Dabl ve singl için ayrılanlar rını bekliyorlardı. Suat Rahmi arkadaşlarının aras sında oyuna, müsabakalara ait de- dikodulra karıştı ve biraz rahat etti Geç vakte kadar oynadılar. Korttan akşam karanlığında en 40n çıkan o ve iki arkadaşı Ma- citle Tevfik oldu. Cevizlikte Tevfik ayrıldıktan sonra yalnız kaldıla Suat Rakmi arkadaşının gene © bahsi açmasını bekliyordu. Max lerde tecrübesi çok, kulağı da delik olduğu için yeni bir havadis almak ihtimali vardı. Aksi gibi o bu akşam sanki Ebussuut efendi kesilmişti. Mü- temadiyen spordan, müsabakalar. dan ve maçlardan bahsediyordu. Suat Rahmi öyle müşkül vazi- yette idi ki şu sırada muhakkak bir dostun mütalcasından kuvvet almak ihtiyacını hissediyordu. Fakat gururu bu bahsi tözele mekten onu menetti, Bahariye caddesinde Arap bak- kalın önünde ayrıldılar, Ve Suat Rahmi yorgun, omuz- ları düşük apartımana Adeta kalfanın yüzüne bak- zeaktan sıkılıyordu. O muhak kak (Seviye) nin kendisine ait bir kadın olduğunu zannetmişti Saat dokuza geliyordu, Davet vakti gelmişti. Sanki mahkümiyeti tebliğ edi- lecek bir mazmun gibi işine aci çökmüştü. Yi ile karşılaştığını anlıyordu. | | — Gahit Merak ediyordu. Bu kadın acaba ne söylemek is- tiyordu. Mektubun yazılışına gö- re âdeta kendisinden bir yardım bekliyordu. Acaba âşıkinin kıskanç. ğından mı bahsedecekti, Kendi- sinin ayni apartmana gelişinin bu dedikoduları yarattığını söyle yip selâmeti namına buradari çık- masını mı Yica edecekti, Bu ihtimallerin hepsi olabilirdi. Mademki etrafta böyle bir dedi- kodu vardır. Ve tabii Suat Rahmi gibi kendisi de bu dedikoduların aslı olmadığını biliyordu, Binaen- aleyh mevcut olmıyan bir müna- sebetin hayali dedikodusunu sön- dürmek için biribirlerinin muhitle. rinden uzaklaşmaları en doğru bir hareket olurdu Ve Suat Rahmi bu ihtimali dü- ürken genç kadının selâmeti namına apartımanı değiştirmekle fayda buluyordu. # «Seviye» hammefendinin davet saati yaklaştıkça Suat Rahmi de âdeta masum bir kadının imda: ma koşmak vazifesinin harareti, 'duymağa başladı. Her halde yüzünü görmediği bü komşusuna bir iyilik yapmak va- zifesi idi, Saat dokuza gelince kaf: dolduran bu kanaatin sevki ile kalktı. Kalfa mutfakta çalışıyordu. Sesine tabii ahengini vermeğe çalişarak biraz iskeleye kadar ine: söyledi. Ve hakikaten sokağa çıkacak- | mış hissini kuvvetlendirmek için | kastomunu; şapkasını aldı. Apartmanın dış kapısı saat do- kuzda kapanıyordu. Ondan son- ra gelenlere kapıcı açıyordu. Suat Rahmi yavaş yavaş alt ka- ta kadar indi, Kapıcı meydanda. yoktu, Dışarı çıkmadan tekrar döndü, Komşusunun kapısı önüne geldiği zaman kendine ait olm yan bir yere girmenin heyecanını duydu. Karanlıktı. i Fakat kendi kapısının elektrik ziline alıştığı için düğmeyi bul. makta zorluk çekmedi. Yukarıda kalfanın duymasın. dan çekinir gibi hafifçe dokundu, Hafif bir ayak sesi, Her halde hizmetçi tembihli ola» delikten bakma lüzum görmeden kapı açıldı. Or- ta yaşlı, Suat Râhminin arasıra merdivenlerde gördüğü rum hi; metçi kadın gülümsedi: — Buyurunuz efendim, Ayni apartımanın daha süslüsü. Küçük salon abajurlarından ha- lısına kadar hep mavi, Ve bir kaç saat evvel kendi yazı odasında duyduğu güzel kokı Bu her köşesi mavi ufak salon ödeta mehtap aydınlığında kalmış gil Suat Rahmi ilk görünüşte kadi Din zevklerindeki inceliği hissetti, veli bir resim vardı, Buruşuk, inonun yanında şık çerçe- mihnet çeki i görünen bir ler ve kır düşmüş saçlar... Zengini madenci olması muhtemel bu fo- 1 daha yakından görmek için yaklaşıyordu ki kapıda bir ayak sesi duyuldu ve bir anda meçhul kadın göründü, Nihayet muammanın çözüleceği dakika gelmişti Genç kadın yumuşak ve ahenkli bir sesle: