E Sahife 4 AKŞAM 27 Haziran 1934* Tetrika No. 237 Meselâ umumi harbin bi tünde teşkil ettiği müfreze için Kafkas cephesine ve Ardahana gönderilen Yakup Cemil bey, müfrezenin teşkilâtmi yapmak için, o zaman da (Bekirağa böl ü karargâh ittihaz etmiş, kendisine verilen cephane, bomba. ve silâhları o (Bekirağa böl ğü) nün odalarına, koridorları koymakta bir mahzur görmemişti. O vakit kendisine vaki olan ri- caları yersizlik bahanesile red- 'dakika tutuşup patlamağa müsait olan bu tehlikeli cephaneler ara sında aylarca çi Esasen Yakup Cemil beyle görüşen her- kes, onun lisanında ölmek, öldür- mek, harbetimek, çarpışmak gibi kan ve ateş ifade eden mefhumla- rın eksik olmadığım biliyordu. Bomba, mermi gibi şeyler, onun için çocuk oyuncağı mesabesinde idi. Nitekim cephede çarpıştığı Zaman, bir elinin baş parmağı da bir bomba patlaması yüzünden sakatlanmıştı.. Dostlarile konuşurken şaka ma- kamında bile: kullandığı kelime- ler bu tarzdaki düşünce ve telik- gün Vehbi beyle göri — Müstantik, seni cepheye gö- Küreyim, orada seni ekeyim!, (*) Demişti, Yakup Cemil bey ötedenberi «seni ekeyim!» tâbirini dilinden düşürmezdi. Şimdi müstantik Veh- bi bey, bu mizaçta, bu hüviyette ve hükümeti devireceğini önüne gelene tekrarlamaktan çekinmi yen bu tabiatteki bir mazmunu is- tiçvap edecekti. Divanıbarp tahkik heyeti, Ya- © kup Cemil beyi istintak ederken maznunun sorulacak şeylere ka- çamaklı cevap vererek işi uzat ymaktan ziyade, her sual karşısın. da hiddetlenerek manalı, mana. sız söz söyliyeceğini ve bu itibar ile tahkikat sırasında müşkülâtla karşılaşacaklarını tahmin ediyor- lardı. Bunun için Yakup Cemil beyi istintak ederken, mümkün olduğu kadar, onu asabiyete sev- ketmiyecek surette mülâyim bir lisan kullanılmasına dikkat edile- - cekti. Yakup Cemil beyle arkadaşlari: “na isnat edilen cürüm çok ağır ve ehemmiyetli olduğundan divanı- harp tahkile heyeti tahkikatı sü etle bitirmek için emir almış. ... Divanıharp tahkik heyeti erte- si sabah bütün hazırlıklarını bi mir, Yakup Cemil beyi istintak et- mek üzere esaslı sualleri ka, laştırmıştı. Artık istintaka başlar ağa, (takibi hülcümet teşebbü- ü) maznumunu söyletmeğe ve dinlemeğe hiç bir mahzur kalma şt. Siltiklari alındıktan sonra müs- Tterih ve sakin bir gece geçiren Ya- kup Cemil bey de o gün istintak edileceğini tahmin ediyordu. Filhakika aradan çok zaman geçmeden Yakup Cemil bey sün- gülü nöbetçilerin ortasında me, 'kuf bulunduğu odadan çıkarıldı © ve istintak odasına getirildi. Oda- Seni, dönmemek üzere orada ali zmekik Mtihat ve Terakki tarihinde esrar perdesi | Yakup Cemil niçin ve nasıl öldürüldü | Muharriri: | yin ifadelerine tahsis © 27 Haziran 1934 da birer koltukta oturuyorlar: Yakup Cemil bey, ilk defa ol- mak üzere ötedenberi tanıştığı Vehbi beyle karşılaşıyordu. Yakup Cemil bey, silâhlı muha- fızların ortasında istintak odas ma giderken, hâlâ gurur ve veka- rından bir şey kaybetmek istemi- yen bir tavırla ilerliyordu.. O, adeta vaziyetini unutmuş, ne derece ağir bir töhmetle tevkif edilerek divanıharbe verildiğini hatırından çıkarmış gibi idi, Ya- kup Cemil bey, sandalyaya oturur oturmaz müstantiğin söz söyleme- sine meydan vermeksizin Vehbi beye dedi ki: Bana bak müstantik! Ben eli derecede gelen âzasındanım, Hal buki sen üçüncü derecede bir it hatçısın.. Sen beni nasıl muhake- me edersin? Müstantik Vehbi bey, resmi heyet huzurunda söylenen bu si zü çok münasebetsiz bulmuştu. Yakup Cemil beye sertçe bir ce- vap vermek lüzumunu hissederek dedi ki — Ben o dediğin elttihat ve Terakki» nin teşkil ettiği hükü- met namına ve kanuni salâhiyet me bingen şimdi seni istintak et- mek vaziyetinde bulunuyorum ve bu hususta hükümetten de emir aldım, Şu halde şimdi ben, birinci derecedeyim. Sen beşinci derece ye düşmüş bir mevkidesin! Yakup bey, Burası heyeti tahkikiyedi doğru konuşalım! Beni başka tür- lü muamele yapmağa mecbur et- mel, Müstantik Vehbi bey o kadar kati bir tarzda mukabelede bu- lunmuştu ki Yakup Cemil bey bir tehdit mahiyetinde olan bu ihtar üzerine usulü dairesinde istintak edilmek mevkiinde bulunduğunu artık tamamile anlamıştı. Bunun 4 ve Terakki» nin birinci | Bir maymun Şişli tramvay caddesini altüst etti Maymun bir ağacın | tepesinde büyük güçlükle yakalandı ir kaç gün evvel Şişlide tuhaf bir vaka olmuş, bir maymun Şiş- liden Harbiyeye kadar bütün tramvay caddesini allak bullak etmiştir. Polis memurları, bele diye memurları, halk bu ele avu- ca sığmıyan muzip hayvan yü; den biribirlerine girmişlerdir. Vaka şöyle olmuştur: Saat alti buçuk. Şişli, Osmanbey caddesi her günkü halinde.. Bir- den bire nereden kaçtığı hâlâ an- ılamıyan iri bir maymun Şiş liden Harbiyeye doğru olanca bızile koşmağa başlamıştır. Maymunu takip eden iki polis memuru bir türlü hayvanı yaka Bomont 'hyamamışlardır Maymun önüne çıkan bir manikürci üstüne atılmış, matmazel may- munun önünde bütün kuvvetile kaçmağa başlamış ve elindeki ma- nikür takımları olan çantayı at- mıştır. Matmazel burada can haylile kendisini bir dondurmacıya at- patmıştır. Maymuna gelince, hayvan ar- kasından koşanların kendisini ya- kalıyacaklarını anlayınca müthiş bir manevra ile geri dönmüş, tek- rar Osmanbeye Burada polis, belediye memur- ları hayvanın etrafını sarmışlar üzerine bir şey atarak kendisini yakalamak istemişlerdir. Hayvan, kendisini yakalamak istiyenlerin üzerine müthiş dişlerini göstere- Gene 1 ola- | rek atılmağa başlamıştır. maymunu yakalamak kal mamış. Hayvan tramvay cadde: de yıkılmakta olan büyük bir İ binanın bahçesine bir ağacım en tepesine çıkarak yer- atlamış, leşmiştir. i > Artık işin şakaya tahammülü olmadığımı. anlıyan memurlar ağaca çıkmışlar munu sararak bin müşkilâtle aşa- izüğmiz iha Fazla ilerilanıyii, || ga iediemişlerdir.. Bi haylaz Vehbi beyin dudaklarından dökü. | yayvan evvelâ: Şişli mahiye mü- lecek ilk sale dikkat etmeğe baş. | dürlüğüne gönderilmiş, sonra da ini | saklanması için himayet hayva ii “| mat cemiyetine sevkedilmişti Yakup Cemil, tereddütsüz | Belediye şimdi maymunun sahi- cevap veriyordu. Şimdi müstantik Vehbi bey, is tintaknamenin Yakup Cemil be- en kıs mina evvelce yazılan birinci suali maznuna okudu: (Devami var) | BORSA | ıstanbul 26 haziran 1934 ( Alişam kapanış fiatleri) Esham ve Tahvilat bini aramaktadır. Fakat aradan üç dört gün geçtiği halde maymu- nun sahibi çıkmamıştır. Hayvan aksi bir maymundur. Yanına yaklaşanları ısırmaktadır. Himayei hayvanat cemiyetinde içinde bulunduğu kafeste canı pek ziyade sıkılmakta ve bağırmakta- dır. Cemiyetin baş baytarı Saranga, bey: — Maymun serbesliği çok s6- ven bir hayvandır. Burada fazla kalırsa belki de hastalanacaktır. İst, dahili Oo ©3,—| Iş B.Tamiline 8,90) sa Kuponsuz 1938 > Müesiş o gg) demektedir. Jetikrazı BAB) T.C. Merkez Eğer sahibi çıkmazsa maymun Ünltark I 260) Baksı o 67—| Sandal bedesteninde belediye he- ». 1 2846) Anadolu his 50 | salına müzayede ile satılacaktır. > ME EelBİ ellen 1150 e Mares? 2 16460) Galatasaray seyahatine iştirak > mento © JB sem İnlibat değir. 16, edeceklere İş Bankası o BESİ Şerk o» ye) o Galatasaray izcilerile Fransa Pi (Çek tiatleri) seyahatine iştirak edecek olan ta- Paris 12,00 ee 66,s5| lebe ve muallimlerin Galatasaray Londra (Gg) Era 10 lisesinde haziranın 27 inci çar. Nev York 78,50,50| ee aazse şamba, 28 inci ıbe, 30 ” Macit size yamba, 28 inci perşembe, 30 uncu ilân BSRU7İ ağa, ei Atina BALESİ ziy wi i me Sö 5 İğ) Kadar oymak beyi Refet beye mü Brokesi © 54000) Baaş O Tö4üp.) Facaatle son muamelelerin bitir “Amsterdam, © I,Y7İ Moskova 10;90,75) meleri rica olunur. mış ve arkasından kapıyı da ka- | Rüşvet —u davası Metr Salem veLeonFaraci . Gi sö efendilerin muhakemesi Dün uzun isticvap yapıldı. Maznunların duruşmada bulunmayabileceklerine karar Ankara 27 — Telefon şirketi- leti nakit işleri müdür muavini Rüştü beye rüşvet teklif etmekten) mazmun Metr Salem ve Leon raci efendilerin muhakemeleri dün asliye ceza mahkemesinde başla- mıştır. Metr Salemle avukatı Galip Hikmet bey ve Leon Faraci ile avukatları Hâmit Şevket ve Sa- deddin Ferit beyler mahkeme huzuruna çıktılar. Faraci efendi 314 doğumlu ol- duğunu, katiyen maliküm olmadı. ğını söyledi, Bundan sonra Metr Salemin hi viyeti tesbit edilmiştir. Metr Sa lem ifadesinde bu işte kendisinin ancak hükümete faydalı olmayı aklından geçirdiğini, nafıa vekili Ali beye meseleyi açtığını ve Pa- Tise avdetinde alâkadarlarla gö- rüşerek güzel bir teklif projesi ha- ını, sermayenin altın esası! olmasile kendisinin katiyen alâk. dar bulunmadığını, şirket işi Fuat Muhlis beyin takip eti söylemiş ve: «— Rüştü bey eğer altın esası- pa göre raporunu tanzim etseydi acaba hukukşinaslar, diğer ko- misyon arkadaşları ve nihayet hü- kümet buna peki diyecek mi idi? Bunu yapmaktan bendenize bir menfaat değil, belki Esat Mühlis beye bir menfaat temin edilmiş Bendeniz namuslu bir adamım» dedi. Metr Salem bu işte bigünah ol- duğu için beraet edeceğinden emi bulunduğunu da ilâve etmiş ve bir, zırladı olacaktı. | istida vererek tedaviye muhtaç olduğunu, kefalet vermesi dolayı: sile muhakeme celselerinde bulun- mağa mecbur tutulmamasını is- tedi, Bundan sonra Leon Faraci efen-| diye ne diyeceği soruldu. Faraci efendi ifadesinde Rüştü beyin Metr Salem hakkında ken- disinden malümat istediğini ve «Metr Salem buradadır, kendisi bana külliyetli para vermezse bu uzatırım» dediğini, kendisi gi- Metr Saleme vaziyeti anlattı: Zını, Rüştü beyin kendisinden de ödünç para istediğini, nihayet cür- mü meşhudun yapıldığı gün Rüştü bey kendisine, «şu kâğıdı al, söy- liyeceklerimi yaz» dediğini ve kendisinin Rüştü be, üzerine yazmaya başladığını söy- ledi, Faraci efendi sözüne devamla, taahhütnameyi Rüştü beyin dikte ettirdiğini, nihayet cürmü me: yapıldığını ve Rüştü beye verdiği beş yüz liranın da tamamen ödünç mahiyetinde olduğunu söyledi. Müddeumumi, efendi; duğuna işaret etti, Faraci efendi cevaben, zabıt varakalarının hi- lâfi hakikat olduğunu ileri sürdü Bundan sonra Rüştü bey dinlen- di. Rüştü bey telefon şirketinin ge ok sevm. Leon Faraci izlerinde tenakuz ok girdiği safhaları anlattıktan sonra Faraci efendinin dört buçuk ay evvel bir gün daireye gidip ken- verildi disile Metr Salem efendinin görün. mek diğini söyledi; Metr, Salemin, eğer rapor altın esasi üzerinden yapılırsa kendizinin on bin liradan aşağı olmamak üzere menfaat göreceğini söyledi; kendisini Ankarapalasa davet et ğini anlattı, e Rüştü bey devamla, bu davet üzerine kendisi vaziyeti şube mü- dürüne anlattığını, müsteşar ve ve kil beylerin haberdar edildikleri- beyin bir cürmü meşhut yapılmasını muvafık gördüğünü, nihayet lâzım gelen tertibat alı- narak kasa ve dolaba polis. murlarının saklandığını, Faraci efendinin saat bir buçukta gelip, taahhütnameyi ve beş yüz lirayı verip gittiğini, bun- imzaladığını dan sonra polislerin zabıt tuttuk- larını, öğleden sonra gene ayni ter- tibatla Metr Salemin geldiğini, ta- ahhütnameyi imzadan çekinerek sözüne itimat edilmesini söyledi- ğini ve bu sırada memurlar çıkıp kendisini yakaladıklarını söyledi. Bundan sonra maliye vekâleti pakit işleri müdürile cürmü meş- hutta bulunan memurlar da ayni şekilde ifade verdiler. Faraci efendi de bir istida duruşmanın vekilleri marifetile yapılmasını istedi, vekili Hâmit Şevket bey de mahkeme tarafın- dan bir keşif yapılmasını arzu et Neticede mahkeme keşif yapıl- masına, maznunların kefalet ak- geleri olması dolayısile bundan sonra duruşmanın vekilleri vasıta» sile yapılmasına karar vererek muhakemeyi 3 temmuza birak- mıştır. Çanakkale yolunda (Baş tarafı 1 inci ahifede).— T isinin imzalarını taşıyan bir şişe içinde yine kendi- lerinin ayni mala üzerine aldık- ları müşterek harç, başvekilimiz. İsmet paşa Hz. tarafından temele konuldu. Şahinşah Hz. ile Reisicumhur Hz, nin Çanakkaleye girişleri bür yük tezahürata meydan verdi Bütün halk, jandarma kıtalari, iki büyük şefe rasimei ihtiramı ifa ettiler. Halk, şehir dışındaki yol- larda bekliyordu. Şahinşah Hz. ile Gazi Hz., halkın: «Yaşa, varolu- nuz» avazeleri ve sürekli alkışları arasında geçerek Erenköyüne ka- dar gitmişler ve orada Şahinşahı Hz. ne Çanakkale muharebeleri hakkında yerinde malümat arz0- lunmuştur. devlet Buradan dönüşlerinde iki dev- halkın çılgınca tezahüratı arasında, doğruca Gülecmale geç- mişler —— —— — Müessif bir ölüm Düyunu umumiye idaresi mü- meyyizliğinden mütekait İhsan ve Merkez bankası muhasebe mü- dürü Nedim beylerin büyük kar- deşi Kermanşah sabık şehbenderi letreii Cemalettin bey çektiği basal tan kurtulamıyaı İmüş ve ce- pazesi ZAMLARI mezarlığına gömülmüştür, Allah rahmet eylesin,