AKŞAM Sahife 5 GÜNÜN H İhracat maddeleri hakkında bir rapor Muhtelif malların bugünkü vaziyeti nedir? Belli başlı ihracat maddeleri | miz hakkında, ticaret odası tara- fından. bir apor hazırlanmıştır. Alâkadar makamlara gönderi: | len bu raporun en mühim parça- larını aşağıya yazıyoruz: Arpa fiatlerinde bir değişik- lik yoktur, Ucuzluk itibarile, bey- melmilel arpa fintlerine rekabet etmek mümkündür. Fakat her memlekette kontenjan ve güm- | rük tahdidatı. ihracatı durdur. muştur. Son bir iki ay içinde arpa ib- | racatı hiç olmamıştır. Şehri I bu hafta içinde 186 ton arpa gel miştir, Buğday rekoltesi hakkında he- müz bir haber alınamamıştır. Ge- çen hafta fındık üzerine bir kaç parti iş olmuştur. Borsanın resmi fait cetvellerinde, kabuklu mal ların kilosu 15 içlerin kilosu 33 kuruştu. Almanyanın fındık ite halâtını tahdit edeceği hakkında: ki haberler doğru çıkmamıştır. Yerli tüccar, aralarında vadeli #muamelâta girişmişlerdir. Misir. fiatleri yükselmektedi Borsada 2 kuruş 88 santime satı- Jan beyaz mısırlar, son hafta için- 'de 3 kuruş olmuştur. Kuş yemi fiatleri ziyade artacağına dair ileride da- bir iatler 6 kuruş- #an 7 kuruşa kadar yükselmiştir. Geçen hafta İngiltereye 43 ton tutan ha kanaat yardır. parti oğlak tiftiği gör derilmişir. Tüccar Anadoluda tif- tik alışlarına devam ediyor. Fransaya ihracat Son kontenjan listesindeki! başlıca maddeler Fransa hükümeti 934 senesi âlkinci üç aylık kontenjan İistesini ilân etmiştir. Bu listede Türkiye- yi alâkadar eden maddeler, tica- ret odası tarafından ihracat ta- cirlerine bi Listeye göre, Türkiyeden Fran- saya 510 kental yumurta, 25 bin kental mısır, 4800 kental çavdar, 1,400 kental kepek ihraç edile. cektir. Bundan başka 431 kilo. keçi e oğlak derilerile 1,075 kilo ko- yun ve kuzu derisi de vardır. Evvelce memleketimizden Fran: saya mercimek, ceviz, darı, kuş yemi de ihraç edilirdi. Son kon- tenjan de bunlara yer ayrıl- mamıştır. Yalnız 13 ağustos tarihi- ne kadar 1,000 ton kereste, 8,000 kental bakla, 850 kental nohut ihraç edileceği analşılmaktadır. Madritte son hadiseler Madrit, 12 (ALA) — Şimdi ha- bugünkü e “göre, hadiselerde: 22 kişi ABERLERİ Sovyet Rusya ve küçük itilâf Avrupanın şarkında sulh daha ziyade kuvvetlendi Bükreş 12 — Sovyet Rusya ile küçük itilâf devletleri | arasında siyasi münasebat tesisi dünyanın. her tarafında büyük bir ehemmi: yetle karşılanmıştır. #eler bu hadiseden bahsediyorlar. Bu suretle Avrupanın şarkıda. sulhün bir kat daha kuvvetlendi- Zi müttefikan beyan ediliyor. Romanya gazeteleri hadise hak- kında uzun makaleler yazmakta- dırlar. Gazeteler bu münasebetle fırka xoislerinin, hükümet erkâ- manın, sefirlerin mütalâalarını eşrediyorlar, hepsi memnuniyet beyan etmektedir. Bunların Fransız sefiri, M. Titulesconun mr vaffakıyetini alkışlamaktadır. Türkiye sefiri Hamdullah Sup- hi bey, Türk hükümetinin Roman- ya - Sovyet Rusya için olan müzakerelere. müzaherete daima amade bulunmuş olduğunu hatır- atarak demiştir Romanyaya menfaatlarla bağlı bulunan Tür- kiye bu iadei münasebatı pek yük- sek. ehemmiyeti haiz bir hadise olarak takdir edecektir. Şöyle di- yebilirim ki: Balkan misakı, kü- gük itilâf, Sovyetler, Fransa ve Lehistan, işle sulhü teşkilâtlandır- | mak ve müdafaa etmek için biri- birlerine müzaheret eden millet- ler. grupunun cesaret veri Bu, geniş bir teşriki me- sai ve tesanüt ufku açmaktadır. Ispanyada tevkifler Madrit, 12 (A.A.) — Kont Dat tanira ile sabık diktatör de Rivcranın yeğeni Miguel Pı de Rivera tevkif edilmişlerdi Alman ihracatı Iarici ticaret işlerinin devletleştirileceği doğru değil Dün Borsada ve ticari maha- filde çıkan bir habere göre AL manya harici ticaret işlerini dev. let idaresine alacakmış. Bu. şayia- dan bahsedenler © Almanyada ibracat ticaretinin. daha ziyade Musevilerin elinde. olduğunu, bu sebeple Hitlerin bu ticareti dev. betlştirmek istediğini söylyor. Bu hususta Alman mabafili nezdinde tahkikat yaptık, Salâhiyet- tar bir zat dedi — Bu haberi bizde işittik, doğru değildir. Bu haber, Fransız menbalarından gelniektedir. Belgratta bir döviz kaçakçısı tutuldu Belgrât, 12 ( A. A. ) — Polis, tanınmış avukatlardan M. Simaal- mo kalaj'ı 30 milyon dinar kıymetinde | esham kaçakçılığından suçlu ola- rak tevkif etmektedir. Bazı şayialara göre, kaçakçılık bir ecnebi sefaret vasıtasile ya- pılmaktadır. kişi yaralanmıştır. Hergün bir at GUNUN MESELELERİ, Almanyanın vaziyeti | Almanya propaganda mazi M. Gasbbela buğün Lehistanin merkezi olan Varşovaya gidiyor. Bu ziyaret bir Leh cemiyetinin daveti üzerine konferana vermek | malesadına omüptenidir. Fakat hakikatte iki hükümet rizeli arasinda bir tomas. zemini hazırlamak ve münase- batı daha ziyade kuvvetlendirmek icini yapılmaktadır. ö Hatırlardadır ki dört ay evvel AL manya ile Lehistan arasında bir dostluk! müsakı. yapılmıştı. Almanya bu. misak üzerine büyük ümitler beslemeğe Daş lamışt. Lehistanın Fransız zümtesinden damamen ayrılacağı ve Sovyet Rusyaya kara Almanya ile müttekit bir sizyset takip edeceği tahmin olunuyordu. Almanların bu ümüleri tahakkuk sakı yapmakla berabe ve misaklarına sadık k Son zamanlarda Almanya Ayrıpada Büsbütün yalnız kalmiş gibidir, Fransız “diplomasisi Fransanın mültetiklerile olan mönasebatm kuvvetlendirdiği. gibi bir çok dostluklar da temin etmiştir. AL manaya dost yalnız İngiltere ve İalya İeileresin © deşilüğa daha #iyade İüfzidir. Bu hükümet bert Av Fapa işlerine kanşmaktan çekiniyor. İllyoya gelince, Almanya ile İtalya arasinda bir çok. ihtilâf noktalar var. kalmıştı dir, İki hükümetin amlaşmanı zanmedil- diği kadar kolay değildir. Almanya bu vaziyet kamısinda Le histan ile münasebatını kuvvetlendirmek) için yeni bir teşebbüste bulanmağa lü zum görmüştür. M. Goekbelsin seyal bu maksatla yapılıyor. Diğer taraftan İcalya ile daha «kı bir anlaşına demini için M. Hiler, M. Mas Solini ile sörüşmeğe karar vermiştir. Bu likatların vereceği metice Almanyanın siyayeti üzerinde büyük bir tesir 5 Mançuri hududunda Yeni hadiselere meydan vermemek için tedbir alınıyor İ Moskova, 12 (A.A.) — Har binde çıkan Nitsinitsi gazetesinin yazdığına göre, Harbindeki sey- risefain. sindikası Siengari nehri üzerinde işliyen vapurlara verdiği emirlerde yeni hadiselere meydan vermemek için vapurların Sovyet sahillerinden - zak geçmesini, | mezkür. sahillerde durulmamasıni| ve yolculara da fotoğraf makine-| leri ve dürbün kullanmamaları. | mın tembih edilmesini bildirmiştir. M. Titulesca Bükreşe vasıl oldu | Bükreş, 12 (A, A.) — M. Titü- lesco saat 15 te buraya gelmiştir. Kendisini Tataresco ile, hükümet erkânı, selirler heyeti mümessilleri, diğer | birçok zevat ve gazeteciler karşı" lamışlardır.. 'ral fırkası reisi M. Cons- Bratiano da Viyanada trene binmiş ve hariciye nazırı ile bir- likte seyahat etmişi | Lehistanda iskonto fiati | | indirildi | | Varşova 12 (A.A.) — Lehistan bankaları birliği, poliçelerin iskonto. | fiatini de dokuz buçuktan yüz- de sekiz buçuğa indirmeğe karar vermişti. Hanımların nazarı dikkatine YAKUT | Güsellik müstalzaratı; gi fazla rağbet kazanmakta, hemimefendiler tarafından. komali mem: nüniy'etla kujlarılmaktadır. 52 a ba pıhstakızarları, kullanınız. Başlıca parfümörilerde satılır Vi, | zak ve şeffaf bir suda avlanmı yorlar, iki parmaklarını. arasın. | da bir inci ile değil, fakat avuçlan rında bi > Edebi müsahabe: —— Şiir nedir? 5 Bugünün edebiyat tedris eden | muallimleri bu zor sualin, kısaca, sadece, vaktile efradını cami, aj yarını mâni dedikleri tarzda, ilti- basa mahal bırakmiyacak şekilde bir tarif ile cevabını bulabildiler mi, bilmiyorum. Bize şiirin ne ol duğunu anlatmak istiyen muallim-| ler tasnif ile işe başlarlar, rübabi, 'dastani, tedvini, nevhani, sutai ilâh, kabilinden bi- inden göz kamaştırıcı ve zi: rin mevilerini sayarlar, hem bizi gaşırtırlar, hem bu suretle daima maeselenin diş sathında yüzerek, hiç bir zaman meselâ bir fenni kanun tarifi kabilinden kestirme bir cümle ile asıl şiirin cevherine giremiyerek, bunalırlardı. Sonra ben de edebiyat muak Tirliğinde hiç bir tarif bulamadım ki talebemi ve onlarla beraber be- ni memnun etmiş olsun, Hep öyle karşı karşıya, ben kürsüde terli- yerek onlar sıralarında gülümsi- yerek mahiyeti bir türlü tarife st Zamıyan bu şeyin içinde bocala- dıktan sonra susar, nihayet zım- ni ve mütekabil bir müsaade ile ortada dağınık uçuşan fikirlere kanaat etmiş bulunurduk. Bir aralık tarif şartlarını haiz bir kısa cümle pek rağbet bul muştu: «Ruhta bir heyecan uyan. dıran yazılara şir denebilmek» hükmü verildi. Bu, zorluğun içi- ne girerek onu ta esasından hak ediyor görünen bir hile idi, He- yecan?., Pekâlâ, fakat ne neviden bir heyecan? Gene tasnif denen çemberin mubtelif halkalarına gi rilmiş, bulunuyordu. Bugün şu dakikada, bu satırla ra, yukarıdaki serlâvhayı koy- makla başladıktan sonra ben de © hileye müracaat edebilir, ve «ne nevide olursa olsun, neden bahse- derse etsin, rikkate, hayrete, tak- dire, zevkimi taltife, hatıramı tah. rike, velhasıl şu ve bu çeşit ta- hassüslerime tesir eden her han- gi bir heyecanın baisi şiirdir» diye işin içinden çıkmak çaresi bulur- dum. Bunu yapmak gülünç olurdu; fakat buna mukabil, beni ifade s etmek daiyesinde oldu- Zu fikirlerle, hislerle lâkayt bis rakan şeylerde şiir bulamadığımı söylemekle hiç te yanlış bir iddi- ada bulunmuş olmıyacağım. İşte, genç şairlerin arasında, hattâ henüz mektep çocuklarından isim- leri birer ikişer defa hicap ve te- yazu ile kendilerini gösterebilen yeni istidatların içinde beni pek Sevinçle ve ümit ile dolduranlar varken buna mukabil geçen ma- kalede misal olarak zikrettiği genç kabilinden öyle bir ekseri. yet yar ki yazdıklarına baktıkça ve onları fıtratlarında olmıyan bir inciyi bulabilmek için bulanık sularda boğuluyor, gördükçe acı- yor, kendi kendimez «Ne için ber- parça temiz kumla su- bu kâfidir; fan binasına getirecekleri bu sermaye daha ma- fi olacaktır» diyorum. En basit nazım şartlarına karşi kendisini bağlı bulmuyan, lisanın- da, kafiyesinde, ahenginde, vel hasıl eşkale ait vazifelerde bile affedilemiyecek nakiselerle dolu olan bir yazıdan elbette bir hüner) eseri beklenemez; bunların me- selâ - Fransız şairlerinden misal alacağım - Leconle de Lisle ve Jo» s8 Marin de Heredianın sanmet- lerinden - Theophile Gautiernini Emause et Cam&es manzumeleri ni hatıra getirecek birer küçült iniature olmalarına intizar edi- ilemez. Eğer onlardan bu beklen- seydi belki onların ince işçiliğine meftun olarak heyecanın bir hü- mer eserini görmekten doğan ne- vile telezzüz ederdik; fakat bu zemin üzerinde hiç bir i 'dine salâhiyeti olmıyan bu parça arda bizi mütehassis edecek, mu: harririn duyduğu, yahut bize du yurmak istediği hissiyata iştirek ettirecek bir şiir heyecam bulun- saydı bununla kendimizi tama- men duymuş bulacaktık. Buna mukabil ona karşı büsbütün 1â- kayt kalıyoruz, hattâ onu o derece beceriksizliklerle malül buluyo. ruz ki sadecs lâkayt durmakla ka- Tamıyarak biraz daha ileriye gi- diyoruz. Bakınız, elimin altında küme ile 'duran manzumelerden tesadüfen birini çekiyoru gilisine hitap ediyor; İl mısra larda: «Ne iyi! diyoruz; genç şair bize taze ruhunun bütün ihtira sile dolu bir aşk neşidesi söyliye- cek, Ne müsait bir zemin!.». Bu ümidin boşa çıktığına hemen şahit oluyoruz: Gene karanlıkta seni seyretmek, Bu bir ihsiyaştır berim içimde, Yüzünün, saçımın. rizgârdan. eek, Hakları kırbaçtır. benim içimde. «Ne yazık! diyoruz, bu güzel fırsattan istifade ederek şair bize karanlığın arasından sevgilisinin müphem şeklini bir rüya gibi nasıl söyliyebilir, onun hayali. ni bizde ne muvaffakiyetle uyan- dırabilirdi. Buna bedel onu ka- Fanlıkta. seyretmenin . içinde bir ihtiyaç olduğunu söylüyor, ne için böyle olduğuna dai aha lüzum görseydi bizde de belki bu siyah temaşaya bir alâka uyandı. yırdı, yalnız rüzgârdan titriyen di. yeceğine, ufak bir san hatasile titrek dediği yüzünün ve saçının hatları içinde bir kırbaç vazife- si gördü ilâve diyor. Yukarıda geçen ihtiyaç için ka- ye olsun diye gelen bu kırbaç İbizde derhal bir isyan hareketi uyandırıyor. Ve artık kı ranlıkta sevgilisinin Saçımın tütriyen hatlarını nasıl gö- rebildiğini de şairden soruyoruz. Belki karanlıkta böyle ancak se zilen sevgilisinin hayalinden şair garip bir teheyyüç içinde kaldı. ğından bahsetmek. istiyor diye müsaadekâr bir faraziyeden sonra son kıtaya rıza gösteriyoruz: Sen bana, ben sana bakarken öy Hep karanlıkta oluyor. Bişün. arzularım gözlerde toplanır, Sen de isteğini gözünle söyle, Bu dilden lerim daha hoşlanır Derhal kafiye | züğürtlüğünde şen zevk bu son mısralarda bir nebze şiir zehmine de imkân bi rakmıyarak, genç şairden ayrılı- yoruz. Belki daha iyi bir şiir bulmak ile tekrar elimi uzatıyorum: Yağmar Ne güzel, ne müsait bir mevzu! ir neler duymaz! Benim de öyle yağmur karşısında, ne hazin, hüznü kadar ne tatlı saatlerim olmuştur! On- ları bana tekrar yaşatarak ayni tahassüslerimi uyandıracak şaire (Dovamı 6 ıncı sahifede) Halit Ziya Uşpakizade, Yağmurun karşısında