EZ di ii > — MA 3 Haziran 1934 ii AKŞAN . Sahife 9 Radyo . AKDENİZDE GE bir Mike ") Kahverengi peçe İ 3 Haziran 934 pazar 7 i. İstanbul : 18,30-19,20 yagi neşriyala! TÜ RK AKINCILARI İclâlin İstanbula eği gi gösteren şey yüzüne taktığı © | 21, EN 201830 ae m Te e mal Yazan: İSKENDER FAHREDDİN Teftika No. 71 || kararlaşmıştı. Hiç ol kahve rengi peçe idi. O peçe İ- | ye, ci benm, Ölü hen e Cafer ağa kapıya kulağını “Seni ona bırakmıyacağım.. Öldüreceğim.. Seni ondan olacaksın.. Ne de onun.,, ayıracağım! e benim « Venedik dilberi ölüm döşeğinde. Murat, Cafer sözünde 'duracağından emindi. Meşum mangal devrilince karı- sinin bu felâketten, bu sonsuz 1z- tıraplardan kurtulacağını umu- ordi İu. Murat saraydan döndüğü za- man içinde bir sevinç vardı: Jü- zetta ölmiyecek.. lurat kendi kendine bu iki sö- zü tekrarlıyarak kapidan içeriye girdi.. Ve kendisini karşılıyan hizmet- çiye sordu: — Nasıl.. Biraz iyice mi? Hizmetçi kadın önüne bakarak cevap verdi: — — m öyle.. beki gibi! buki Jüzetta, Muradın bı- < gibi deği” Sabahleyin bı- a vg çok daha ağırdı. Akşam oluyordu. ai edeni atlıya- ruçıktı.. Ji bir ri kadın oturmuş, incil okuy. Odanın içinde boğucu, tüyleri Hastanın soluk yüzüne baktı.. Jüzettanın uzun kirpikleri s0- luk yanaklarını öle ölü- mün pençesi pembe yanaklarında- ki tazeliği bir anda silip götürmüş gibiydi. Açık alnında temiz kal- rını okumak müm- astanın göz kapakları aştı Murat sevgilisinin yanına 50- du. ku “İhtiyar kadın Allahın olduğu yerden kımıldıyamıyordu. Acaba o da sevgilisile birlikte mi ölecekti? Mura ln ma da razıydı.. Anası- nı, babasını, kardeşlerini ve niha- yet Fatih gibi dünyayı titreten bir hükümdarı kolayca susturan, ka- ra topraklara göçüren dı yordu. korkmu! ölümden — Haydi gel. ae 4 ikimizi e almak şa paç duran korku; r hakikat ul Ölüm yalnız Şe istiyordu... Onu alacak ve Muradı yalnız bı- rakacaktı. Murat bu acı hakikati görü- yordu.. — Elini Jüzettanın alnında gez- dirdi. — Nasılsın yavrucuğum...? İhtiyar kadın yan gözle Murada baktı.. Sonra tekrar duasına de- vam etti, Murat çekinerek elini sevgilisi- nin alnından çekmişti. İhtiyar ka- dının şından şu manayı am amıştış Samba. koydu ve şu sözleri işitti: — Ölmüş bir i; isana - nasılsın? - d lü il emek, bir istihza etmektir. Murat, ihtiyar kili bakışla ından bu manayı sezince kollari- nı ag Kadini göğsünden Ve odanın içinde gök gürültü- sünü andıran boğuk bir ses işi- tildi: — Jüzetta... Jüzetta... Öldün mü? İhtiyar kadın korkarak bir kö- şeye sindi.. Okuduğu incil üşmüştü.. Murat, hastanın göğsüne atıl- mış, hüngür hüngür ağlıyordu. — Allahım..! Bir yıldırım.. Bir yıldırım istiyorum. Ben bu felâ- & tahammül edemem. elinden yere keti görmeğ: Jüzettanın vücudu : soğumamıştı. Murat ö enizli e sönmüş gözlerini öperek bağı ordu: $ — Bir e rare yara ab- bi! Bir yıldırı i dele- — peri cak bir yıldı- . düz zetta..! Gözle- rini bir sp” ula mısın, Jüzetta? Murat, teessüründen deli gibi, saçlarını yolmağa ve dövünmeğe başlamıştı. Ne yaptığını bilmiyor- du. Bu sirada nie giren hiz- metçinin üzerine rek: Murat, hn tekme ile ko- valadıktan sonra, mruklarını sıkarak ihtiyar lal üzerine yürüdü: — Al, o yerdeki masal kitabı- ., Ve defol evimden, Bana, iste- dizimi yıldırımı vermi göklerden hâlâ şifa mı umuyorsun, ala? bile li İhtiyar kadın ire köşeden ri alktı... Yerdeki incili .Ü venden iner- ü kapı die kadın mer ken İikmıyördü? n senedenberi Allaha isyan eden bir adamla (o karşılaştığım yoktu. Eyvah... Gene işlerim ters gidecek... Esrar perdesi kalkıyor mu? man- galı dimnel 3 için al ki hafta kendisinin e ev w kadan E gunu, gocuklarile meşgul ok her işini kendisi E gini uni biraz başını dinliyecekti. Evlenmiş, İzmire gitmiş, se- nelerdenberi oradan bir yere kr- mıldamamıştı, Ev işlerile, çocuk- larile, kocasile o kadar meşgul olüyordu ki üzerine âdeta sinir basmış, yorgun a ve çok za- yıflamıştı, Onun — Canım, beli ii git, ö hava al, — e kop- az demişler nu tebdi- i havaya gitmeğe kandırmışlardı. Zaten vesile de vardı. Çünkü İs- tanbuldaki O görümcesi Öyle al etmişlerdi. mik isti- yorlardı. İclâl İstanbula giderse rinden cayacaktı. Fakat bilet alın- mış, her şey hazırlanmış olduğu için bunu yapamadı. Vapura binip te vi ra- hat BE nefes aldığı zam rinde cidden bir hafiflik ipa Ci- ğerlerine sanki yeni bir hayat dol- du. ri ş B 3 a SE .Ş e 5 g3 — 6 memnuniyet yanlı ARR görmediği İs- leri İclâlde hatıralar uyandırıyor yaş Beyoğlu caddesinde do- hayatın can sıkıcı hakikatlerini ortadan kaldırıyordu. Bu can sıkıcı hakikatleri İclâl İstanbulda da bulmuştu. Başında görümcesi ile kocasını bariştırmak gibi ağır bir vazife de vardı, Fa- kat daha ilk gününden bunun ka- bil olmiyacağını anladı. Çünkü örü n kararı kati idi. sevimli idi. Çok güzel lâkırdı söy- lüyordu. Karı kocanın kavgalarını o kadar af surette t ediyordu ki İclâl sanki bir aile fa- ciası değil de hoş bir komedya ile ve em il mersi İhti- at odasını, bu ek bakişı ef bu kadar hoş münasip bir arem ağası pale önünde Dig er Mezara durmuştu. . Anlıyor musun? Seni on- — Çıldırdınız mı? kelimesi ağ- Yavaşça eri yaklaştı... İçe- > hediyen ayıracağım! Ne be-| zından döküldü. ğ riye kulak ve: “nim olacaksın... Ne de onun..!» Genç avukat gülünçlüğünü der- e iğ İclâl hazırlanırkeri g ne?! eni yin sesi... İbrahim bey kiminle konuşu- | hal anladı. sağ topladı. Onun kahve i peçeyi bul. raman beyi hâlâ yemek ye- | yordu? bu hali İclâle gülmek hissi veri- | du. B büzülmüştü. Dü i memiş miydi? Bu saatte odasin- Cafer ağa merak ve hayretle ordu. Â; ei me ağlamak ta| yayi ona bir hayal şiiri arkasın- da ne yapıyordu? Yanında ya- | dudaklarını yeri kapınm istiyordı dan mer eren bu peçe dün goze. di bancı bir kimse mi vardı? önünde mıhlanıp kalmıştı. km! e — > İc- ie olsavdı... Kim bilir...' Seni ona bırakmıyacağım.. | K , ÇArlensı yar) ik eve dönmek i omobile o Hikâyeci Bi il ye b otağ pükbinhia sinek benii d ü Gi e Jâlin hakikat ile temasını çe onu hayali bir âlem içinde y: tıyordu. i avukat her şeyden bah- setti, kitaplardan, seyahatlerden, iyattan, şiirden, tiyatrodan. Nihayet, li bahsetti, Ona anlar yaptı, tat- tüler. şim ve karısı da be: eee Bir ai- le muhiti içinde siz de teşrif et mek isterseniz... iclâl derhal kararını verdi: Hay hay, dedi. Zaten kocam LE İstanbula biraz eğlenmeğe göndermişti... — Sizi gelip nereden alayım? ık. Ben — Hacet yol sinema ka- pısında sizi bekleri O akşam hakik il aşağıda sa-/ ea buluştular. Locaya girdik- aman Me bir aksilik çık- la kardeşi karısı ee leme e. cihetle gelem diklerini söyledi. Bu hakikat mi idi? Yoksa İclâl ile yalnız kal ak için bir bahane mi idi? Her halde, eg kalkıp gidemezdi ya! İlk sıkmi ye geçtikten n lezzeti içinde İclâl geldiğine bek memnun oldu. içinden: — On beş er bir çocuk de- ğilim ya! diyordu. Jozefin Bey- keri görmek bu kadarcık bir teh- likeye değer. e kalkarsa Me mir dini bik di rmek zor bir iclâl şimdiye a si sine- ona e ii bütün türlü gösteriyordu. İclâl küçük şapkasını başından çıkardı. Pe- çeden kurtuldu. Birdenbire, Seki eğilerek İc- Tâli ağzından öptü. İclâl gayri ih- ai bir hareket ile genç avukatın li yüzüne bir tokat yapıştır- pg amman bineceğ boi haberleri, 21,30-22,30 Bedriye Rasim hani tirakile dans musikisi. ' Varşova (1 ) — 18,10 Po“ lonya. musikisi, 19,15 orkestra, 20,15; hafif gmusiki, mümbae 21,1 afif musiki, 21,50 haberler, 23,30 plâk, d vusikisi, 5 lana m Bükre (364,5 m.) — 19 hafif mus, siki, 20,20 orkestra, 21,15 orkestra, 22,15 imi 23 e B. 30 plalğ Prağ (470.2 m. almanca ' 420,8 m.) — 18 tegannili konser, 21,45 «La fille du tambour cur» opereti. , Ers, 19-19,30 Rusen Ferit bey tarafından musiki müsahabesi, 19,30-21,20 Türk mi Ruşen; a A4 m.) — 18,15 Gi “lo, 15 hafif Ere 20. 40 “a 23, > Litvanya mı nni haber > eri, 22,15 hafif 23, 15 dans sikisi, li kreş (364,5 mı) — 19 orkesrta 202 20 deri 2 15 oda yy 22 teganni, 22, ano, 23 haberler, 2330 kafekomser. 2 azn teganni, almanca neşriyat, 20,25 askeri kaan 21,15 plâk, be ii 23,30 e enli Roma (420,8 m.) — 18 konser, ve | ons 21,45 o konservatuvardan naklen plâk, komser 23 şarkılı senfonik konser (Ros- apeşte (550,5 yi — 20 Bela acz çiğan takımı, 21 atro temsili, Ri 22,50 Yağkaner e ei 23 ingilizce vii 24,15 p Viyana eni m.) — fonik konser, 22,15 yaya 2 La ler, 23,20 Holzer akşam ki Kübada silâhlar alla topanyar (aa) — Neş ağir dilen bir emirname ütün standar siliklama büküme- n tayin ettiği bir meblâğ bilin dahiliye nezaretine getir. rip satmaya mecburdurlar. m ittihadına dahil olmayan nebi mem pire sr: Seneliği a aylıj 0, üç aylığı 1000 kuruştur. Adres teb yirmi. beş DEAŞ pul kiki Yâzımdır. Safer 20 — e 29 Öğle İkindi Akşam Yat 436 836 İdarehane: Babiâli civarı Acımusluk Sk. > 13 No, zaman mz hü iile elini Gi İclâl, avukatın elini kuvvetle ve uzunca sıktı, Kendi kendisine: arın İzmire dönerim! di- ye Eyi kararını verdi. İtanbak; da bir dakika daha durmanın bir tehlike altuğun e aşi ç ğ