AKŞAM pe ayr di 30 Mayis 1934 | GUNUN HABERLERİ | Lâstik ve deri ayakkabı İki taraf ticaret odasında hir toplantı yaptı yakkabıcılarla | lâstik ra arağındaki müca- ,dele henüz bitmemiştir. Evvelki gün her iki taraf ticaret odasında in münakaşalar yapmış- ni yazdığımız gibi lâs- bik ça diyorlar ki: Deri vo da diyor ki: Altı lâstik, üstü keten ayak- GR deri ayakkabıların yerini tutuyor. Bu yüzden tezgâhların işi i fabrikaları ham madde için dışa- Tiya para veri; ii Hee hakkında iicaret çün ai Bize dedi ki: sa dardır. Eğer satışlar bu nir her iki taraf ara- 1 yapanlar, bu- m sebebini lâstik ayakkabı fab- Mil atfediyorlar.» Ticaret odasi faportörleri iki w ek bir rapor hazır- iyor! r. Rapor verildikten sonr e icap eden teşebbüste buluna- saktır. Yumurta ihracatı Ispanya ile yeni ticaret muahadesi yapıldı Türkiye “İspanya arasında yı eni ii ticar, mıştır. lere bade haki alınan- haber- göre mi alacaklardan — we iki taraf tüccarı . arasında takas imkâm olursa, salâ- lar milli bankalar bü mua iy eye edeceklerdir. Er vi ar 933 den evvelki hsil edilecektir. ma erip desinden k imkânlarını Batış ikin Verim di para etmiyor yi. Piyasaya yeni mal 2 ali Mevcut ağ olarak yeniden ami tabi mak ta masraflı b Amerikanın gümrük siyaseti Bir çok devletlerle anlaşmalar yapılacak Vaşington 29 (A.A.) — Kon- grenin dağılmadan evvel M, Roo- sevelte gümrük siyaseti hakkında geniş salâhiyetler vereceği mu- hakkak gibidir. Bu itibarla, bu yaz, emi esasına m ticarei müzakerelere üzere kase ei Müzakerelere | girişilecek ilk memleketler, Arjantin, Brezilya, İsveç, pe Meksika, Şili, Ka- nada orta Amerikanın kahve çikma re e» ir. Kolombia ile olan ticaret mu- kavelesi tekrar tetkik edilecektir. Küba ile de uzu ir yapı-” lan müzakereler tecil edilecektir. Mutat hilâfına olarak diplomat- ar bu yaz Vaşingtondan dyrılmı- yacaklardır. Bir kaç aylık devamlı bir mesaiye intizar olunmaktadır. mrük imtiyazları bilhassa çay, kalay. maddeler üzerinde yapılacaktır. Amerikaya bakır ve Şili nitrat- I : <> icin kolaylık! rilmesi a MEEei bahsolunca bazı iv çıkacağı tahmin ediliyor. ine, Kaliforniya yemiş- lerinin ei iği bir zamanda yetişen yemişleri ve keten için müsaade verilecektir, Motörsüz tayyare ile beş saat s a Berlin 29 (A — — Gazeteler dün Karaormanda kâin Hornig- rinde dağından hareket etmiş ui rg Hoffmann" beş s t 20 Ge katettikten sonra akşam Fransada Montbi e inmiş olduğudu haber veriyorlar, Bulgar vakayii Yeni Meclis mesleki temsil esasına göre olacak Sofya 28 (Hususi) — Bulgar başvekili M. Georgief Bulgar ka- nunu esasi ıslahatı hakkında be- Başvekil Baler esnaf cemiyetleri i teşekkül yanatta — bulunmuştur. Meli ka- ların mümessili olan 100 mebus- tan mürekkep olacağını söylemiş- tir, Başvekil Bulgaristanın bu hur Susta diğer hükümetlerin tecrübe- lerinden istifade edeceğini de söy- Sofya 28 — Makedonya mu- hacirlerinin bayramı münasebetile Makedonyalılar bugün bir nüma- yiş yapmağa kalkışmışlarsa da as- ker tarafından ( dağıtılmışlardır. Her sene yapılan alaylar bu sene yapılmamıştır. GÜNÜN MESELELERİ Kuraklık ve şeker sanayii e gin yağmura ğe ni pan- Etmiştir. Vale ele ve > ete y bir miktar yağmur düşmüştür. Fakat bu imdi pancar için kâfi görül yağmur mi memiştir. Diğer taraftan il ei gö- şak havalisinde de n- cektir. "Fabrikanın daha ziyade şeker icap eden tedbirler pancar mıntakaların- iğer da kuraklıktan ileri gelen az istibsali, eker fabrikasının telâfi rulmasını nazarı itibara almalıyız. Kulağını kesti! O'da ötekini başından ağır surette yaraladı Şişli civarında Rahmi isminde birisi geçenlerde Ismail isminde bir sütçüden süt almiş ve parâ- sını vermemiştir. İsmail mütead- dit defalar parasını istemiş, Rah- - parası olmadığını söylemiş ve yüzden bir kaç defa kavga emir rçlu ve alacaklı dün ece san lis inde tekrar kar- alacak meselesi den kavgaya tu- tuşmuşlardır. Rabmi ile Ismail sokak ortasında bir hayli döğüş- dit &n sonra Rahmi biçakla Ismailin kalağıni le Fena h- e yara lamıştır. İki kavgaci zabıta tara- fından yakalanarak tedavi altına alınmışlardır. Damga matbaası ıslahı ediliyor Damga matbaasının ıslahı için yeni bütçesine 40 bin liralık tah- sisat konmuştur. Yeni yapılacak tesisat ve getirilecek makinelerle matbaada evrakı naktiye, tahvil. ler ve esham da basılacaktır. Mat- baa müdürü Fuat bey yeni tesisa- tin hazırlıklarile meşguldür. düf ettim. EDEBİ MUSAHABE O mu bu mu? — mali Hayatta ekseriyet üzere, böyle, o mu bu mu güzeldir, yâhut, ona mı buna mi mütemayilsiniz tarzın- da suallerin ya başkaları tarafın- dan yahut kendi kendinize irat edildiğine tesadüf edersiniz, mutlaka iki şeyden birini Teri etmek ıztırarında Keşvpi yekdi- ğerine zıt görünen bu iki ucu eğip büküp rem yahut bir üçün- cü ihtimali hatıra getirmek imkâ- nını bulamazsınız. İşte ne zamandanberi ortada bir aruz ve hece vezinleri mese- lesi var, ve itiraf ederim, mutlaka bana: «O mu? Bu mu?» deseler. de intihap dairemi bu iki zıt gö- rünen nazım kıştırsalar sanki nefesimi tıkamış- Jar gibi olacağım ve yakamı kopa- ölçüsünün arasına s1“ rarak: «Beni rahat bırakınız, bo- e istediğim gibi nefes alayı diye haykıracağım. Öyle <ğ ki benimle be- raber bu neviden bir isyan sayha- sile bağıracak olanlar az değildir, ne vakittenberi bu bahsin içinden çıkamıyarak bunaldık. Nefes aldıktan sonra serbes ser- es'verilecek cevaj nce: «Ne mu nam altında demek istiyorum, sonra aruz yahut arap; hece, parmak, yahut milli namlarını veriniz, © bana pek lâzım değil, fakat öyle bir ölçü bulunuz ki adı ne olursa ee ben ona nazım diyebile- » ew cevap, ilk bakışta, pek açık, hiç, anlaşılmamağa imkân bıraka- cak bir şekilde değil gibi görünü- yor anma eni anlaşılacak geyler en içinden çıkılamıyacak karışık- lıklara meydan vermek rm vakit geçirmek için icat ettik- insanla- leri eğlencelerden biri olduğun- dan bu da senelerdenberi bizde edebiyat âleminin başlıca bir eğ- lencesi olmuştur. Ben kendi hesa- bima hadden aşırı süren eğlence- leri bir nevi işkence telâkki etti ğimden ne zaman bir fırsat düşse şu yukarida telhis ettiğim cevap dairesinde bir anlaşma çaresi ararım. çareyi Yere buldum: rafına çek sıplara - bu kelimeyi bir noktadan ayrılamıyanlara mahsus, hiç bir istihfaf kasti ere kulla- etmek mukad- de: tek tük, Ee pek gok el munsif olan- ra da e eni ülüğün en kavi, e derin bir ilimle dal düşen Sar mih Rifat kürsüde alenen, sonra bana ayrıca ve uzun uzun söyledi ki aruz ancak arabin malı değil, ayni zamanda Türkün de malikâ- nesidir; şu halde h vel onu bu sıfatla telâkki etmek lâzımdır. Sonra hece vez! mi: er şeyden ev- mi bırakalım, ben insaf ve benimle beraber dü- şündüklerini gördüğüm için sa- natta doğru telâkki eshabına di- yeceğim - en yeni nesilde de tesa- B mektense biribirinden farki haiz iki şairle hasbihalimi ka ğim. Bunların arasındaki fark bi- rincisinin he hece; en büyük meharetle kullanmış ol masından, diğerinin, şiirlerini yal- niz ikinci neviden usul ile yazmış bulunmasından ibarettir. i Faruk Nafizden ve Sabri Esat- tan bahsediyorum. İkisile de uzun uzun fikir teatisinden sonra bir buluşma noktasında karar ver- dik; dedik ki aruz olsun, hece ol- sun, bütün dünyanın bütün lisan- larında kullanılan her hangi bir ölçü olsun, türkçede, günün türkçesinde, zevki tatmin tebbü senelerinde birikmiş zengin bir görüş ve anlayış sermayesine maliktir; eğer rn değiş- tirmiş olmuyorsam, bana dedi ki: — Hece vezninde giri bir Giyen: — Mer Pi gi tem hakiki bir nazım haline ai bir technigue vücuda gelmemiştir ki bütün hecelerin biribirini nasıl n kendi kulağına, kend siki klein ihtizazına birakıl- mıştır. Yavaş yavaş bu netice do- ğacaktır elbette, fakat buna pek uzun tecrübele: vusul mümkün olur. rden sonra Büdü kendisile tamamen müt- kep olur, ve her mısrain ilk parça» sı şu kadar, son parcası bu kadar- dır, demekten ibaret olsaydı iş ne makla, herkesin vâsıl olamıyacağı bir kudret ve meharet eseri gös- termektedir. Bugünün bütün şiir namına çe kan mahsullerini rmüyorum; bunların hepsini bulup hepsi hakkında bir düşünüşe var- mak, hayatında başka işlerinden Paye okumak zemininde da- im ve Mi kii olan- 1 eli k fakat fev- kinde vi Kiler; LZ bugünün teşkil eden ahengi fıtratının mu- Miri e ulabilsin, r çok isimler zikret- |' (Devamı 8 inci sahifede) Halit Ziya U;