22 Mayıs 1934 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

22 Mayıs 1934 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

) 22 Mayıs 1934 AKŞAM. “ Zümrüt Yalova ,, da üç gün.. Şık şık hanımlar iskemlelere oturmuş- lar burunlarını borulara sokmuşlar.. Radyo aktiviteli suyun dereye karıştığı noktada kurbağalar biribirlerile iğ bir ilveleşiyorlar ki.. Otomobilimiz yel gölgeli dağ kadar bir çınarın altında du du. Yalovanın me: si «Çınar ote- li»... Otelin her tarafını, bütün du- varları ve bütün balkonları yeşil sarmaşıklar sarmış. kadar ki adeta sarmaşıktan bir otel gibi. a a bii al suyunda banyo yapmış. Madam gözlüğü filân atmış, gözleri uzak- tan, yakından mükemmel surette görmeğe başlamış. Bu mucize kar- şısında genç kadın sevincinden çıl- dıracakmış. melekti our MikbE Biraz si, Köprü de- ime mağaralar- dan a fazla gelen ilmi yn su da buraya dö- külüyor. e hararetli dö: koyu bir buhar tabakası MEN bırakıyor. Bu buhar fevkalâde şifalı imiş. — anikü: küçük ze mim, "Bardak bardak dol- durup ziyareçtilere uzatıyor: — ep e mısınız efendim?.. suyunu parasız, pulsuz » Se ii elli, şık küçük ha- nım asri bir sebilciyi hatırlatıyor. İçme yerinin karşısında bir ta- kım parlak parlak borular dikka- time çarptı. Şik şık e şık Ki eli ki buharla burun ve ağız hastalıklarına karşı kür ya- pılan yermiş, bı ve ağız boru- ların ucundaki deliklere sokulup e 10-15 dakika b burnumu deliğe soktum. Oh.. Mis ibi bir koku... di ince bir e sesi si bağırdı: — Yal. ar Yavaş yürü.. Düşeceksin Baktım. Üç üç ik Yaşli topaç gibi bir çocuk. Parkın ve leri arasında kpşmağa çalışıyor. Yanımda bana rehberlik eden Ya- lovanın ye: izahat verdi: — Küçüğün ismi lam dır. Tam üç buçuk yaşında.. Bu ben an çocu; a üç buçul ne evvel mi burada Mezat iz bir isil ha- nımlarımıza Yalovanın Murat köp- rüsünü tavsiye isim değil mi? Çocuk istiyen Yalovada ir bir kaç gün içinde bir şey pek ziyade nazarı dikkatimi celbetti, Vapurda yaşlı bir karı koca ile ahbap olduk. A Zızın dünyasındi bitkin bir hali vardı. ise bir bezginlik.. Vapurda arası- ra efendiye ihtar ediyor: — Bey.. Bey.. Uyuklama ayol.. Biraz canlan, biraz kendine gel kuzum.. Bey daldığı şekerleme arasın- da, rüyada komuyuyormuş & ibi: — Hanım.. Artık biz eleğimizi duvara... Astık yahu.. ie nere- den Kare Yalovaya büsbüti bitkin bir halde geldi. İlk günü vr yerime sonra akşam yemeğinde baktım. Beyin gözleri ii karşıki masada y. genç kadına arasıra tal püzlEri kayı- yor. İkinci gü y ceketi, boynundaki atkıyı atmış, gömlek- le gölgeli yollarda dolaşıyor. Oda kemşusu olan iki genç Fransız ka- dınıma dik dik bakıyor. Üçüncü ai i ğö ağ bilhassa ka Ri gazinoda bir dans, bir dans.. Bir zıplama bir sıçrama.. renin balkonda Böüellür — ülhani gidi.. yer şaka- YOR Hanim :yre ey sana neler abi böyle?.. Bi memnun: nam ani Bilmeli; — Aman bey... Hiç si ayda bir azim KOK mı?. anımda, bizim balkonda otu- ran arkadaşım kı — Suların tesirini gördün mü? Radyo aktivite!. , Kaynar, Haha ve radyo akti- teli ulağıma eli göl nin kurbağalarına baktım. Hay- ret.. Tıpkı mart günlerinde kedi- ler sokaklarda, damlarda biribir- kurb. âşıkane oyunlar oynu: yorlar, o derece ki adeta bir aşk hı Tevekkeli değil. Biraz ileride radyo aktiviteli su akıyor. İnsan- ların canı can da onlarınki pat- lıcan değil ya... Tabii onlar da radyo aktiviteden istifade edecek- adar bu derece mi etrafa saçılan tesirli buharlardan istifade ediyorlar. Buharlar saçıl- e şema YlvELİn nazik bana bir vk iniyar ağaçlar görürdün un- vien e can vermişler: .. Ölü ar nasıl ye- ML ekili eleme ei ya radyo aktivi- Hikmet Feri. HAVACILAR ARASINDA - Sahife 7 Genç bir tayyarecinin müthiş macerası Havada çarpışan tayyareden paraşütle nasıl kur kurtulabildi ? Çok genç siyyaresi ile beni ta- myrdıklar vakit itarıpığağı mısın ya- al dediler. Müthiş nın kahramanı. bir macerâ- Ötekisi mahçup mahçup önüne aktı: — Yok canım, hayli eski bir s Bizin alaplı e cerayı hülâsa etti: — Sen Arifin dediğine bakma, bu hakikaten müthiş bir macera ve dehşetli bir soğukkanlılık hikâ- yalnız Biz o gün ve orada bu mevzu üzerine 2 ne Arif bey ne de diğer arkadaşlar bu konuş- maya pek h hişkir görünmüyor- ii El ii kısa tasvir 30-40 kilo- Bu benim için çok fena vaziyet- i. Arkadaşımın tayyaresi adeta ir hayal gibi görünüyor, güneş ğe he ti ayni istikameti ta- b ir kaç metre mesafe- de gördüm. Ne olmuştu bilmiyorum, arka- daşımın kumanda ve dümen terti- batında bir bozukluk mu den artık bir mümkün olmadığını, bE hareket- in ataletinin buna bir sayba ıkardım ve başımı içeri lo istim ki müthis felâket miüği ddatle”v ve yerde giden iki otomobil değil, 200-300 kilometre süratle ve havada giden iki tay- yare biribirile çarpışıyor, parçala- li bu enkaz arasında kalan bir nsan kendisini kurtarıp çıkabili- in Arif beyin ağzından macerasını ilini: benim için önüne geçilmez a arzu olmuştu. Hemen ikinci ır fırsat bul- dum, gittim, görüştüm ve bu ma- cerayı bizzat kahramanının ağzın- dan dinledim. Aslına mutabık ola- rak ta aşağıya Da 1 Lüdenheri hep beraber uçuş ya- r, havada en tehlikeli İri nda o kadar da miş, biribirimize o kadar i Di yerini ki. Evet, tıpkı ve geldi ve takriben mecm süratleri kilometre a iki yaa biribiri üzerine bindirdi. Bu müthiş sade! Ml tasvir edebilir misiniz? — Vallahi beyim a anlaii; yım. Bunu tarif hayli mi Le! g 9 rimize çöktüğünü, yahut bir top «mermisinin kulağınızın içine doğ ru patladığını falan düşünürseniz bilirsiniz. Her halde anlatması be- nim için çok müşkü — Sonra? — Teysapsez kapaklandı, ai aşağı a Di KİŞ gayri ihtiyari ml cihazına gidiyor ve kumanda ter- tibatının artık işlemediğini hisse- ğım arkadaşla ayni alışıklığı elde etmiştim. O gün lis beraber uçtuk, Ya- 5 bam e ı da göremiy mak için hazırlanıyordum. - larımı topladımı, Sarap taba- fakat rarlastırmıştık. Evvelâ 10-15 daki- ka kadar yanyana, karşı karşıya bir çok hareketler yaptık, sonra biribirimizden ayıldık, biraz uzak- laştık ve tekrar biribirimize doğru uçmaya başladık. Bu esnada biri- birimizi big ve Ve e toğraf çek kti Yalnız be geri ir ye te EE Fang b e eseri olarak arkadaşımın tam gü- neşin bulunduğu tarafta olduğunu gördüm. aşk bir lar gibi hava boşluğu yapa- rak aşağı doğru inen tayyareden ie hiç te kolay değil. Can hevlile eri bir da- ha tazyik ettim, pilot yerinden dı- şarı fırladım, fakat bu defa da pa- raşütün vöeül üduma vE si yış Tara takıldı. Tayyare ii nl e İR g lâ gözüm kapalı ve gözlük kanla (Devamı 10 uncu sahifede) M. Şev!

Bu sayıdan diğer sayfalar: