AKDE Yazan : TÜRK AKINCILARI İSKENDER FAHREDDİN NiZDE Tefrika No. 36 İstanbul : a vi ee neşriyatı, 19,15-19,30 e ve m musiki 19,30-21,20 Tür nir O man Reşat bey, er Mesut bey, ka- | nun Vecihe hanım, Muzaffer bey. din Rıza hanım, 21,20-21,30 ajana ve “Ben dünyanın günün birinde batacağına inanırdım amma, seninle aramızdaki gönül bağlarının bu kadar olay çözüleceğini aklımdan geçirmezdim!,, Fatih (Mora seferi) nden öndükten sonra. sine ya Mehmet oRlaş R iğ pısından çiçeklerle ve er bkileniz karşıladılar. Murat bey İstanbula gelir gel- mez Haliçeki evine Ky MUŞ sevgili dile bir kaç şehrin kendisine veril yor. > Fatih ayağını bastığı yerden çıkmazmış!» Diyerek kocasını babasına yar- dıma ve Türkler aleyhinde müşte- reken tertibat ve hazırlık yapılma- sına teşvik ediyordu. atih az abe olinçe ii Sultan Mehmet Elim veli di sonra İstanbula döndü.. Mura- — neşesi ki , yeni Vazi- Ve Sinop taraflarında Karadeniz boğazıma kari m hazırlıklar ya- Pıldığını habe; Yerli ii va bilhassa Trabzon hükümdarının - yeni bir harp aşlarsa - muzaffer olmasını m, sahilinin en Süzel bir yiz tesis edil- miş bü; ur bir şehirdi. ini bilal ğine malik olan Komninos hanedanın- dan-biri Bizanstan Trabzona firar €derek burada hükümet teşkil et- miş ve bir çok a ve şehir- lerin hâkimi olm . Fatihin omer fhinden dört beş sene sonra, hüküm: hane danı arasında zuhur aj ihtilaf. lar isyan ve ihtilâllere müncer olunca; Trabzona mücavir şehir- lerde dahili harpler başalmış, mem- leketin idare bağları çözülmüş ve tabzon hükümdarı müşkül vazi- Yete vmşta Fatih bu vaziyetten istifade et- menin zamanı geldiğini görerek 5 id Seda nn ve m se- “ e taraftan donanmanın tevsi l VE teçhizine , diğer tari yazımının i ikmaline çalışılıyordu. ç Bizansın sükutendan sonra azı da Türklerin eline #*çince, Karadenize Türk donan- ye kolayca gidip Meni - Si ny rumlarını kuşkulan: eli zi Türkler tarafından iş- arkta Sem siyeğplin: ie def istik, rab Za ve Siner hükümetleri sia ir vergi ver* da bu taahhütlerini Fe azaman ifa etmemeleri, Fa- Ğ ! © tarafa büyük bir akın yap- ta ecbur etmişti. 4 rab zon hükümdarının (Uzun 3 “ege ki mukaveleye xi 1 ile ha reket etmeğe karar vermiş, hattâ hareket zamanını bile tesbit et- mişti. Bahar mevsimi gelince donan- sefer levazımı ikmal edildi. il klibi ve sair mühimmatı taşıyan yük gemileri müstesna ol- mak üzere elli çifte kürekli ve zırhlı harp gemilerinin adedi üç yüze iblâğ edilerek, Karadeniz bo- ğazında harekete müheyya bir hale getirildi. İsmail reis Akdenize me- mur edilmişti. Murat bey de padi- ordu Tibolu valisi Kâzım beyle denizci- likte şöhret ve mümaresesi olan Yakup bey donanmaya iki müsta- kil serdar tayin edilmi: ma iki kola ayrılmıştı. Biri Sinop, diğeri Trabzon üzerine hareket edecekti. Murat bey kış ortalarında İstan- buldan Geliboluya giderken Ateş- tın e bir cari; imse ehemmiyet vermiyor, hele sarayda adı bile anılmıyordu. Çünkü günün meşhur adamlarının böyle bir değil, bir kaç cariyesi vardı. Zeynep sultan Murattan ümidi- ni ii Keni — Padişah amcam R beş ayda baştanbaşa Lr mealen iki ay ii sür“ mez. ül ge na yanına getirteceğinde şüphem yoktur. Biraz daha beklerim. iyoi Muradı bekliyenler ne emeli bir an evvel İstanbula Glen A ei li Bundan sonra sirada Beğ Kiveli vardı. Prens Romi “ dükten sonra lk Kiveliyi Bi ni saraydan eski saraya gönder- mişti. Eski sarayda diğer haseki- ler, prensesler ve cariyeler oturu- ordu. Kiveli de bunların arasına tı. Yeni sarayda yalnız ya gönderdi. iü sultan padi- şahın iyi e uruyordü. Murat ek e eski saray lik ızı olan bir kadaşını ziyarete gittiği zaman ik 'defa olarak prenses Kiveli ile kar- Lp ri 21,30-22,30 Bedriye mın iştirakile dans musikisi. isan pazartesi İstanbul : 18,15-18,45 plâk heşri- yatı, 18,45-19,15 fransızca ders, 19,15- 9.30 ajans haberleri ve muhtelif neş- sti 19,30-21,20 Türk i meşri- . (Ekrem dk ii. 2130-22, ip Yaku; o kiş bamifandan muhtelif eser- el fiatleri yükseliyor Piyasa a pirinç tacirleri, yerli pirinç miktarının kim fi- atlerin yükseldiğinden bahset- mektedirler. Tacirlerden birkaç zat, pirinç vaziyeti hakkında ikti- sat vekâletine müracaat ederek, kontenjana fazla miktarda pirinç konulmasını istemişlerdir. İktisat vekâleti bu RM he- nüz bir cevap vermemiştir. | Fen fakültesinde konferans akelkesi büyük konferans salo- unda Prof. E, F. sa > tara- Di “Köün atın yaşı ıldız- arın ee membaları,, hakanı mu mahs ir konferans Sl Konferans alman dan türkçeye tez tercüme edilecektir | Biri tekzip Son erde yakalanan bir çeri kaşla elde tanınmış film v bedayi ar tistlerinden bir 4 gencin ğer bnm duğunu bir gazete yazmıştı. Mev- ahis gencin, Istanbul Şehir tiyatrosu ile hiç bir alâkası yok- tu Posta itlihadına dahil olmayan ecnebi memleketler: Seneliği 3600, altı aylığı 1900, üç aylığı 1000 kuruştur. Adres tebdili İçin yirmi beş lâzımdır. aron dör - Ruzukasımz 172 İmisnk Güneş Yatar E 804 9,58 8,59 12 143 Va. 3,07 5,01 in 16,02 19,02 20,45 şe Babı Aci a a. şılaşmıştı. Kirli e dani kurt . Murad: sedi v. 1 görünce gülüm- pencereden seslendi: ai dünyanın günün birinde batacağına inanırdım amma, se- ninle aramızdaki gönül bağlarının bu Lada kolay çözüleceğini ak- mdan geçirmezdim! Ne oldu sa- e Murat bey ne çabuk unuttun? vi aradan aylar geçtikten nses Kivelinin * tekrar kendir iltifat edeceğini unma- sari dilberi o gün ona ne ka- dar sehhar ve güzel görünmüştü! (Arkası var) i j Her akşam | bir hikâye |) Beni her zaman deniz tutmaz amma nasıl oldu, bilmem. Hem deniz tuttu, hem de başım dön- dü. Onun öçin birdenbire m aman etra- fa birikmişlerdi. Suni teneffüs ile beni diriltmeğe ses ia yu Pa uğraştılar, nihayet k dime geldim. Herkes bana neden hye kendimi denize attığımı soruyordu, Mudanyaya giden yol- cu büyük bir me- rak uyandırmıştım. Şimdi doğru doğru deniz tut- tu, başım döndü, farkında olma- dan aptal a Fen düştüm de- sem herkesin gözünden düşecek- tim. İyisi ez Kimle büyük bir > varmış gibi, hiç bir izahat rmemeyi münasip gördüm. Gü- öld tenha bir İ e di > KE la: he da sia Dn ya- Malı si yanıma oi oldu a küçük deli? öç Şaşırdım, kaldım. Küçük deli ben miyim — Ne demek istediğinizi yamıyorum hanımefendi. — Eğer derdinizi dökmek iste- ziyanı yok. ani in bütün şaşırarak: — Güzin mi? dedim. Güzin benim sevdiğim bir dak- tilo idi. — Evet, Güzin. e da hep onu sayıklıyordun. Güzine böyle salya a — de 'rbutiyetim rece alışkanlık tesiri ağzımdan ii olacak... Fakat hazır kendi ge- len bu masala hakikat süsü ver- mek hoşuma gitti. İçimi çekerek: Evet Gi . dedim, Bana sormayınız! güzel güne: engin deniz varken insan nasıl hayat- tan bıkabilir? Artık rolümün içine n girmiştim, eh çekmeden de- vam ettim Rica ederim, — İnsan eme gördükten son: ra niçin yaşamalı? — Ah siz bir elm sevmesini ne re iyi biliyorsun O akşam Bursada Çekirge otel lerinin binin bu garip kadın ile 28 numa- de 29 ya bir - gün kalmak için ibi Halbuki bir ay oturdum. Bursaya geldiğimiz .gündenbe- ri Müberrer ei koymuştu. Beni çektiğim 6 belâlı aşktan kurtaracaktı! Bund adar mu- vaffak oluyordu ki dalak bir derdim vx nu unutuyordum! vw ni fevkalâde keyifli, örünce âdeta sukutu ha- si ei gibi soruyordu. Pa üzini' düşünmüyor e silen m görün meğe mecbur ordum. — Kalbimi ae ni Br bir aşk dolduruyor, Müberrer. Ba- na dünyada yalnız sen ei Bu da böylesi... >. Memnun oluyor, beni okşuyor ve somideni ordu: — Sevgili deli! Küçük deli! Bursa son derece güzeldi, Be- na ye sarılıyo: şami, deki salonda r ile beraber yemek yi- a, | ei Bir me sl A salo- na indiği nımas dığım bir li bir le gör düm. Gülerek: — Size Mehmet Şükrü beyi takdim ederim, Şükrü beyin elini si- dı. Desi havaları iğ > tün gece Müberr Mehm: Şükrü beyle dans Zn dinde ece yarısına doğru artık yo- rulmuş olacak ki slam üzerine düştü, ar — Bira va alalım, dedi. Otelde ae azıcık yürüdük. Bana sordu: — Ne o? Dargın mısın? 1 Cevap vermedim. Sahiden canım sıkılmıştı. Nihayet ağzımı b — Müberrer, > et. b aldakmizi Seni viyo- rum, anlıyor ei lemnun oldu, merak ile sor- ba ai musun? Başımı göğsüne dayı; hıç- kırdım. Yahut böyle bir kik yaptım. Pek ee e rtesi gün geç > Mü- miyordum. Sağ el bir yara eseri görülüyordu. Laf Mehmet Şükrü beyin elini gös-, terdi: — Bu ne nişanıdır, biliyor mu- sunuz? Bir kadın için ölmek is- tiyordu, zavallı küçük deli! İ Müberrer bunu bali ir hay ranlıkla söylemişti. Fakat ben kas fama bir sopa yemiş gibi oldum. Sarhoşluktan ayıldım O akşam Müberrere dedim kiz — Merak etme. İstanbula git mekten gen bir şey düşündü- ğüm yok. Zavallı Güzin bir a fa danberi iğ Deren. — Güzin mi bekliyo: aş Mn vE filân et- si yo ok. Gelirkn SR ir eime- im. Deniz tutmı ön mür, denize Miri Senin | için çi er yapmak düşünüyor“