23 Mart 1934 — AKŞAM Pariste merak ve alâka uyandıran garip bir cinayet Zevk ve eğlence düşkünü bir kadın, bir otel odasında ölü olarak bulundu olmasından ve ci- n çok garip bir tarzda vu- eyi ileri geliyor. Mesele şu- Mn dokuzuncu günü saat da ürek- kep bir daireyi nga tuta- ig şilan Ke n bir saat kadar zaman Ağri sonra delikanlı aşağıya iniyor, öteberi almak üzere dışa- rı e Sinlr geçtiği halde otele gelm Diğer aral kr kadın da hiç or. Bu hal oda hizi Kl nazarı ye celbediyor. e in nın kapı: na vuruyor, içeriden ülmiyez Papi üzerine > EDEM açıp içeriye giriyo! Hizmet tçi kadın solanda bir kemlenin üzerinde kadın elbiseleri görüyor. Kadının yatmış olduğu: tahmin ediyor. Bir şey mi ak üzere yatak iismediği i anlamı Mez kapısını NU Fakat p alamıyor. Kapıyı açip içe- riye iye odayı ve yili: boş bulu; iliği aile girince... Kadın bir dakika tere dütten > i r, karşısında ağını müthiş bir manzara kalıyor. Kadın beye içinde can- olarak yatıyordu. Oda hi Ka 43 ri adır. siner bir hububat tüccarın karısıdır, Oldukça gü- sağ ii 2 yaşından yu- karı inmemektedir. Sik tinin kafası" su ma yapmıştır. Mİ nın mantosi i kiymetli kürkün ve üzerindeki danis bulun- madığı görülmü ç Garip bir kadın Madam Herel hakkında yapılan tahkikat çol dörtte evinden çıkarak dans yer- m gittiği, siri bense. ve una giden gençlerle bir çekik size kadar EU ge- girdiği, sekizde evine döndüğü anlaşılmıştır. Kadın, rsi aldığı erkeğe hiç bir para sarfetti, rafı ami görürmüş, Bunun için daima yanında bir kaç yüz lira erecesinde para bulundururmuş. Kadının hiç bilmediği, tanıma- dığı erkekle, Ikması di ım. rialli demiş. Madam He- rel bu suretle bilhassa bir gençten v fel eeliei anlatmak . iste- Evde bekliyen koca.. sml bir kaza olup olmadı- > mr Hiç bir tarafta bir ki almadı keni e isine birr tacir evin, eç vakte kada karısını rar lemiş, k kadın gene gelmeyince yat- mıştır. M. Herel sabahleyin gazeteyi aldığı zaman karısının bir otel odasında nasıl ölü olarak bulun- duğunu bütün tafsilâtile okumuş ve şaşırmıştır. ra Yel verdiği ifadede: asıra danslı çaylara «Karımın ar: iy biliyordum. Fakat böyle a tirmemiştim» demiştir, Neler almış? Otele kadınla birlikte giden ki Tikanlı kadının mantosundâki kı ki maada. frank kı bin frank kıymet 10 bin frank kıymeti 5000 fra, ” göre katil Belçika polisi Pire dan i Senay yaptığını söylemektedir. ymetinde bir yüzük, 2 tinde bir aa ası, 1000 frank kıym: bir gisi ve ia kaç bin frank nakit para . Mantonun yaka- Se giye kökkinün kıymeti de bir kaç bin frank tahmin edi- i; yor. Delikanlı dm başka kadı- bin nm bir kaç a kiymetindeki samur Lik e Se den almış- tır. Delikanlı otelden çıktıktan sonra kadının evine Pi ede- ide ma) uzatarak arı da gönder- di. Dolap kilitli ise açıp verirler dedi» demiştir. Anahtarları görünce kadının vr ei olmuş, kürk manto- yü ve Ta, po evine telefon duğunu bil- ktadır. Bu nokta- m evinde ypila arastir. mada çamaşırlar arasında bir kartvizit bulunmuştur. Kariye. kont Narment d'Offan, dır. Bu ismin sahte olduğu m bişi Maamafih polis tahkika- ta başlamıştır. Belçika polisi de araştırma ile eşgul Kendi > e erecek 'olis, katilin vereceğini ümit reiki mea aşırdığı ef yen Bu eşya- yı satmaği a mesele mey- dana a Otel müdürü ve oda çisi katili pek iyi göremedikleri için eşkâlini tamamen tarif ede- memişlerdir. Maamafih boyu, kı- yafeti hakkında az çok malümat vermişlerdir. Polis bar ve dansinglerinde de araştırma yerpa iş ır, hizmet- Brükselden gelen son haberlere Kati 25 ya- Pi sminde bir se Müstantik nm cür- ü tamamen itiraf etmiştir. Pierre iyi bir seri mensup O- makla beraber bir gençtir. Bu sebeple ailesi kendinile alâka- z kesmiştir. Delikanlı metresine bulmak üzere bu KŞAM KİTAPHANESİ Neşriyatını Beyoğlunda o Tünel en büyük HAŞET kütüpha- Ankarada: AKBA ki evlerin: ve ra kütüphanesi şubesinde bu- an sipariş veren zevata keleğliz RL üzere posta pulu ka- bul ediyoruz. ncak bu pulların her biri 30 rini fazla olma- e zira bi pulları Posta idaresi tebdil —« Sahife 7 - Cenap Şahabeddin | Cenap sokuldu: “Bizim mektepte her şey var, meşveret bile..,, dedi İkinci hafta ag ile kahveye çıktığımız zama: kardeşi ora- da bulduk. Bizi görür görmez yüz- lerinde bir sevinç belirdi. Biz de gittik, yanlarında oturduk. — Yalnız mısın, dedim, Hocazade? Ben daha bu sözü bitirmeden zade de içeri pe Beşuş bir çehre ile yanımıza ge beriniz var mı Le yler, de- a şeyh Vasfi fena halde köpür- müş. Bu gece size yk akmış, — Sebep, dedir — Gazelini Döğme iie Cenap hiç ehemmiyet vermedi. Bana döndü. — Sahrayı nasıl buldun hani 22 beş yeni serleri varma Cenap cebinden bir ei kitap daha çıkardı, — Pek çok. Bunu da okuyun, i itabın ismine baktım. «Tezer» manzum tiyatro.. Ben Cenabın bunları nereden bulup aldığına h di üzel şeyleri okumuş olmasını ilini N 9 VE em şaşıyor, m, Hoci Hayri, Nusret demi- sikiCenabni yü eee. şaşirmış zade, roya başladılar. B öylü Namık Kemali biliyorduk. Ve eserlerinden bazılarını okumuş tum. Fakat Abdülhak Hâmidi hiç Beled Merakla Cenaba sor- ibimiz, Londra — — Abdülhak Hâmit kimdir? En büyük edibi sefareti başkât yorsunuz — Bizim mektepte dolu. İster- seniz sizin için de alayım, getire- yim. — Mektebinizde kitapçı mi var? iniz — Bizim mektepte her — bu- lunur. Bilseniz daha neler Kulağıma sokuldu. Gayet eli sesle: — ee bile var, — Bu it beyin mi? Cenap rd Yüzüme dikkatle aktı. Benim dünyadan bihaber olduğuma kani oldu. — Görüyorum ki, dedi, sizin çok şeyden haberiniz yok. Sizi bir e mektebimizde misafir ede- lim. Bakınız daha neler öğrenir- siniz. İçimde bir helecan uyandı. keri üyesi yeri gece lafi kalmak.. Öyle meş batmadan evde belime a hiç bir yere mn programile yayi yan macera a idi, — Teşekkür ederim, dedim, fa- kat eniştemden nasıl izin alabili- rim? erak etmeyin, Bö gece n kendinizi kurtara O kadar sevindim ki ei mde duramıyordum. — Askeri ii mektebinin pe hayatı haklend — Siz bu kitaplari nereden alı- ? | ler soruyordum. Cenap isle ELİ My a in na m veriyordu. ö rafta bizim Hayriyi yen- mişler, ey boyler Bende uzakta; ye sataşmağa ox ii ak cevap v o, affedersiniz. Siz bizim Partiye karışmayın. Kendi muhak betinize bakin, dedi. u sırada işeyh Vasfi içeri gir. mişti, Halinde bizimle istihza ede ve bir ri pd vardı. Selâm > yak turdu. Benim te Teseri iz Aldı, bir kac defa evirdi, çevirdi. Pekâlâ, dedi. önüme attı. O sıralarda muallim Naci ile m bey pek şiddetli münakaşa ediyorlardı. Şeyh efendi bunu ze- kati okudunur Ekrem beyi bitirdi, Beni Marifet şiir diye beze: değil, kaideye “uy: — Evet, Naci ci len ei gibi yazıyor, Fakat şiir yazmıyor. Şiir başka, mantıki şey başkadır. Bakınız Suat beyin elinde «Tezer eni — İsterse yazar, m çoluk ço- cuk şeyi yazmaz. Mustafa Asım efendi de kızdı: — Yesin, dedi. — Yaza! ii Ye. . rine — Yazar hoc. r Mesele elkatrordu Cenap yavaşça bana: —iş ey age zam dedi. — Daha eee e — Hayır, size de uğrıyacağız. Malüm ya ziteniz beyefendi den Hi iyiye tutuşmuşlardı. . Mantıktı nahivden, mazmundan, istiareden filân bahsedip duruyorlardı. Biz veda ettik kalktık. Gene Besir önümüzde dört çocuk yola dü- züldük. Küçük Nusret geniş bir nefes aldı: — Az kaldı hafakanlar: boğa- caktı. Benim bir türlü bu şev! efendiye kanım kaynamıyor. Bir daha bu kahveye gelmiyelim. Ev- lerde toplanalım, istediğimiz gibi konuşur, eğleniriz. Nusreti teklifini kabul et- tik. Gelecek hafta onlarda toplan- En Me ilmi Kapıyı ald, açar ha eniş- tem yatmamıştı. Doğru yanına tık. Bizi ii lm kaldı. — Hayro| Cenap b bir mukaddeme- sırtında kısa hayda le yanımıza yaklaştı. Kır sakalını “karıştıra karıştıra bir Cenaba bir bana baktı, baktı. — Peki, dedi, fakat tekerrür et- memek şartile.. Artık “dü ünyalar benim olmuştu. Eniştemin yanından neşe içinde ayrıldık. Censm kapıdan cıkarken: (Devamı 9 uncu sahifede) açık iin ai e Ain re ii Sira