” Sahife 8. - Samsun mektupları Samsunda bir sipahi ocağı açılıyor Belediye ile ekmekçiler arasındaki ihtilâf halledildi muhabirimizden| Samsunun eski ve kalabalık bir spor klübü Sami ber iinlken, Derdi ye sipahi Bazı ilâve- lerle tamir gören bu evin iç ve dış- ları klübün rengi olan sarı - lâci- rde boyanmış, elektrik v: te- sisleri ikmal ru cağa bir radyo ve no alınmıştır. Mersifonde bususü sur rette dokundurulmakta olan perde- ler, ve Mk sipariş edilen san- dalya ve masalar gelir gelmez, ocağın açılma türesi Ki Rear. te eni ii âzalarıdır, Ocak henüz açık madığı hal hanımlar. ünevverler ocağa kaydedilmele- rini istemişlerdir. Bazı ler de şimdiden Karacabey bharasındi ve sair yesen hayvan sipariş a rdir. r klübü geçenlerde yık i yapmış ve sporla azı kararlar ve, tir. Yeni intihapta klübün reisliği- Samsunda galkaporun ? fuel gamı Samsun 15 ($. havalisi mi kaptanlığına Talât, idare a ei âzalıklarına rık, Rifat, Ka, Ruhi, Lütfi e ler seçilmişlerdi Şehrin nüfusu Mühtarni. işlerinin. siya daf ez karşılanan öndnkülilş ırmak ve şehir nüfusu hak- Gü esaslı bir kayıt tetabilmmele hir tablo işgal edecektir. Doj nakil, evlenme işleri bu sikiolürde yer EE a ii üddettenberi belediye ile eleekğiler sraindali ihtilâf son günlerde halledilmiştir. Yeni nar- ha göre halkın büyük bir kısmi nin yediği üçüncü ekmek 4,5 kü- Tuşa indirilmiş, ikinciye 6,5, bi- tiyacı olan hamamlarla da e olacaktır. Mutavassıt geçinen e her e e hamamda ştan ilki Soğ ie belediye bel na 'bir çare mil Fuat Eskişehirde sokak koşusu r oşuya iştirak eden atletler ve bunla miştir. Bu suretle beş Şehrimi; 5 ii yi ie ie büyük bir günü yapıldı. Müsa yedi kişi yen lise binasına kadar gidip il troluk bir mesafeyi ikmal etniişlerdir. şubesinin ettiği İRsahlakâya döken ee za üsabaka halk arasında da müs mış caddelerde biriken balk a De 5 ağbet uyandırmı şiddetle lr Neticede tayyareden Hasan b kada biri: er. ii ordan Ibrahim bey ikinci ve Hüseyin bd ri im taraf par- Si azan yy la masa- ya day; çi ie dedi, benim bulundur. ğum taraf hep böyle partiyi ka- zanır, Gülüşerek e içtik. Artık evlere avdet zamanı gelmişti. Ho- kahveci e ei — Haydi, Beye gimme evlerine be ii na sordu: — Nerede oturuyorsunuz? — yp Toprak sokakta, ya en de teşrih birincide.. Edebi sever misiniz? — Pek çok. — Neler okuyorsunuz? ii — Nişi — Haftalık e — Daha. — Evde Neyi, Razi divanlari var onları... Cenap Ji kahkaha koyuverdi. pek basit şeylerdir. Bize Ladik ai le ben size küçük bir şii reyim, onu okuyunuz. May söze karı raştız ye ayağınız fakirhan& mize al IŞ Küçük Nu usretin ağzından çıkan — ii kirhane sözü pek tuhafıma eden fakirhane ? n fakirhaneniz olsun, Bir tarafa li rae leri gir bir eve başl ne denilir! — Sine de öyle, Cenap si ülerek: — Hepsi öyle, hepimiz öyle, Yaşasın an Tulumbacı Beşir site bakın- dı ve bize dönerel — Beyle er, inim biraz sıki bul andu. tarındani nra il. Cenabın evinin önü- ne gelmiştik. Cenap «biraz bek- leyin!> Eğ İçeri sirdi, Ben Nus- rete sord — ra yayindan, — Ye kardeşiniz? inü bitiriyor. Har de söze karıştı: Bizden altı ay küçükmüş, dedi. Evet, Cenap benden ve vE den tamam altı ay tü. Bu si- rada Cenap elinde PE bir mec- ile göründü. — e kei bunu Gi oluyu: Bakın ne güzel şeyl iesâdüf silediksi iniz, Sahra... Mecmuayi aldım. İsmine bi tım. Sahra, Abdülhak Hâmit. Ben bı yı ve bu ismi ilk defa olarak görü; ım. Vedalaştık. Ayrılırken haftaya erken kahvede buluşmaklığımızı Tefrika No. 21 — Vay Adnan bey diyerek zabitin boğma sarıldı: — Siz burada, asilerin karar- gâhı ee bu kıyafetle ne arı- yorsu im bey cevap vermedi. He- yecanla sirafına bakındı. Adnan hemen bir 7 LAN bi cebinden bir tabanca kerek haykırdı: — Yerinden kımıldarsan bey- nini yakarım!.. Asker ellerini kaldırdı: sunuz dedi. — Soracağım suallere doğ! cevap ver. Kiminle beraber e şıyorsun Le ülsandö edin? — Sana ne soruyorsam onâ ce: vap ver. Kinin nemi. — İhsa; eğriri ar Arap EN m? yorum kimdir. Fakat manlı ordusunda top- gu yüzbaşısı olduğunu kendi söy- ledi, Asiler önu paşa Ge PE. ağda mevcut kuvvetlerin erkâ- nı harbidir. Yanında başka zabit var Bil. — On tane Arap zabiti var.. — me göre bunlar arbi umumide İrak cephesinde İngilizlere kaçmışlar. Onun için askerlikten tardedilmişler. — Karargâh nerede? — Şu arkanızdaki dağın etek- Tasi m. — nereden gidi kat dak bey — eni bu şekilde eek etmeyin. Namu- sum üzerine yemin ederim. hain değilim. — Sus sefil herif. Hâlâ utanma» dan söyleniyorsun, Şimdi, şakilere erkânı harpli en bir alçağın im çalıştığını söylemedi mi? Üzerinde ia LLNIR. — i taşımaya sker bir sim in ilerlemek. Ne yerek dedi — Fakat ünün bey müsaade edin anlatayım. a kıpırdama. Bir adım daha attığın takdirde kurşu- wu beyni: in!.. Biz seni dok- r öldürdüler zanne- diyorduk. Namussuz herif! Zaval- man zabitini bur- tüler, Lânet olsun sanal.. —A .dnan ben hain deği- diyoiim size. — Sus. Bak o melün gözlerin nasıl parlıyor. Beni de ele vere- çeksin öyle mi? Tesadüf karşına Yazan: Esat Mahmut 21 Mart 1934 21 Mart 934 iyi bir li £ çıkardı ha!.. Sözünü bitiremedi. Arkadaki kayaların dibinden bir adam pey« da oldu. İri bir çoban köpeği benziyen vücudunun yarıbelden yukarısını ileriye doğru uzat bir ağacın arkasından baktı. Son- ra bir küfür fırlatarak mavzerini doğrulitu. Asker haykırdı. — Adnan bey yere yatın arka- nızdan vuruyorlar, Zabitin geri dönmesine vakit almadı. Bir mavzer patladı, Kur- şun vızıldıyarak Adnanın kulağı- nın dibinden geçti, Genç zabit bir- deni kendini yere attı. Asker de e yanına çöktü ve der- hal ani bir hamle yi ak Adna. yapar: Bin iindeki ii kaph. Hay. u sırada zabitin sırtında- 1 gi geçti. Ahmel kanlılıkla inmez kalem teş etti, Şaki içi kurtlanmış —— bir ağaç gövdesi gibi yerinde ir iki defi leledikten sonra ME bir ses çıkara yeri - arlandı. Ahmet ve hemen fır. Tadi. Kendisine a le bak: bite tabancasını uzatarak dedi — eri artık bani en di icdbirl dayr: deydim. anmak mecburiyetin- PAN. üzerinde Türk we sunun çavuş üniformasını ta- AYARI bir adam Ga olur mu? Da- a Türk kanı dolaşan bir en nasıl düşmana iltihak eder?.. Zabik mahçup bir sesle kafası- nı selma dedi ki: Ahmet !. Bu mul len sizlik, üşünmeli; Pa — sen öyle yalin bir nefer değilsin. Yarı içük zabit scala Böyle b ir adam vata- na hiç ihanet İe cinayetini işliyebilir mi? Çavuş ai Ear Kem az Kumand. bel işitilmiştir. Neredeyse gelirler... — İyi ama Ahmet buralarda o kadar çok insan Zannet- mem ki ein sesi duyulmuş olsun... lüyorsunuz nan Hali, Bu gördüğünüz nz alt ları ndaki tabii mağarala! ur. Burada JE şir n he, lr, Ekşili oyuklarında otu- ae m bey şimdi üzerine bastığınız a toprakların altı in- san dolu!., Adı heyecanla çavuşun 8ö- zünü kesti, (Arkası var) kararlaştırdık. we girdiğim £ en Sahrayı okumak İli yn dım. Aman yal okudum. Bir türlü kana- madım, uyuyamadım ve dersime de çalışamadım. i günü mektepte teşrih dersinde Mazhar bey «Mazhar paşa merhum» bir kadavra üstün- de a ik di verirken lerine dalmış ve önümde parça- lanmı zavallı bir insan cesedin- den uzaklaşmış bulunuyordum. İnsan zalesi ve barsaklarile ede- biyat arasında Cenabı ve-Nusreti düşünüyordum. Hüseyin Suat