m Yazan: SULEYMAN KANI Abdülhamit e anlamadı, lâvanta e reliipni zannetti liye bir gün bir pusu- laya (E İvaz ine çağırn) diye yas zarak Ebuz:; bağ sai yin raya davet “edim ln. em em hafi yerine (ze) a ke- Himeler mm . ga. Meselâ amour amoul propre e Kulağı ağırca işidiği için “kar. şısında kâğıtların yavaş maz, Ee zanneder! tuhaf tefariki ne ya- Diyerek müsveddeyi inde dry paşa yecek ciddi bir t elimi yazan Reşit beye (H. — “Tercüme, iktibas hakkı mal hfuzdur — rafından meal ve manası iyi an- Taşılamıyan muharrerattan çıkar- a, Mabeyinde siyasi -meselelerle işgal edilen hariciye mektupçusu Münür bey Abdülhamidin hal ve Si iyi bildiği ve Sait paşa; da âr bulunduğu için ir Ve eli Pm paşanın nazarı dikka- tini celbetmek istemişti: — Siz padişahı ilim ve mantık sahibi zannil e palı sözlerle ma bulunuyor sunuz. O da ça bead bilgi- sinin derecesine göre”manalar ve- iyor. Bundan arada mesele çıkı- yor. Arzularınızı, “egim iel ve eke yazsa, Oppure bu hale tavsi- etmemiş, yeğin padişah ta m şaş dül din sal senel ik inde li ğı dolaplar, entrikalar, Sultaı Muradın hay: bul her gece okuttu; sr evhamını gittikçe Daimi bir Bavf ve kuruntu için. bı t ve fet: vikayeye sarfeylemeğe sevkeylemiştir. Ji ın bil ikinci nıs- fında bu gayeye matuf tertipleri, tuzakları hesap ve tanzim etmek yi en başlı gaile ve meş- gale olmuştur. İtimatsızlığı prensip olarak ka- bul eden Abdülhamit bu devirde bütün devlet teşkilâtını ancak bu gaye için mevcut ad ve telâkki etti. Abdülhamit Yıldız pole içinde payıtalit ittihaz ey. lemi Mi tarihi köşk iptida 1832 nesinde büyük babası a Mah- mut tarafından yaptır! rılmıştı. Bo- ğaziçine nezareti olduğu için Yıl dız namını veren de o olmuştu. 1844 Ke Abdülmecit bunu yık- tırarak daha büyük inşa ettirmiş, gözdelerine tahsis eylemişti, (1) Mısır hidivi İsmail paşa ile re- kabete çıkmışlar gibi Avrupadan raların çok kıs- mı binalara sarfeyliyen Abdü- (4) Abdülmecidin bhraya iptida (Yıldız) isminde bir gözdesini Keti a Yık din namının bundan do vardır, Yıldızda büyük emeline dalı saye lâzi a Tefrika No. 191 bahçesini tev- si ie gem kenarındaki Çırağan sarayına kadar uzatmış, buraya ta köşkü, Çinili köşk, ü gibi binalar ilâve eylemişti. Deniz kıyısında oturmağı Ssalta- natı ve sıhhati için tehlikeden sas lim addetmiyen it dülâziz ile Mura ikametgâh olup mukimlerine hayırlı ve uğur- z yan bir saraydan çekilme- üş. Yıldıza çık- sil Beşiktaştı aköye . uralara lar, gele yaptı ri Karık tarzı imarisile- dar icap eden araziyi iştira ile yer yer iii E, paviyi ile âdeta bir kolleksiyon halini a aldı! Yıkılanlar, yeniden yapılanlar oldu. Mühendis imarlar bir çok bina kile yapar çoğu çek- mecelerde u . Abdülha- pe am leri. mesi insana ölü zarın plânlarını ken- ai çizdi gi olurdu. Hele inşa- tarif etmeği iyi bilirdi. ii de yükse Dir duvar ile ilim malikânesinin etraf Kendisinin, eklerinin ha- reminin ikametgâhları olan daire, lere ayrıca bir e çektin yaptırılmıştı ki (2) burada padi- şahın sandal ile gezinti yaptığı bu, m. kenarında keyifle — sl mahsus bir camlı köşk vardır ki Abdülhamit bazan buraya gelir,ikbal ve gözdelerinin yıklarda kürek çekip eğlenmele- rini seyrederdi. Bü gölden biraz ötede çe ve açık bir noktada iki a cihannüma köşkü vardır.Bu ferrih köşkün balkonundan Be. > EN yapılan havuzlar ve Sair inşaat mesarifi daha ziyade öneli tesviye oluan” muştur. (Sait paşa hatıratı) Tefrika No. 34 mmm ae Halkı yarmağa, aralarından geç-| meğe ağreşiremli Fakat bir tür- Hiismdine bir yal aça: çıktığı kadar kapıcı diye haykı yordu. Nihayet büyük demir kapı ara- landı, Özkan kendini içeri attı ve boğulur gibi ai — Ne haber mıyor, avazı eld ya yapıyor, dekter bekliyo: Hiç önsel aklına cinayet gelmiyordu. uçar gibi yukarı gi Raifin odasının önünde dur: Kapıyı açtı. Karyolada yatan kocasını gör- dü. Raifin yüzü öyle 2 ki Öz- kan onun cesedini görür gibi oldu. Nuriye hanım, torununun ba- > durmuş, Raifin — bir al tutuşturu; — Merak etme yavrum, sr du, yaran ça geçer, bir şeyin kalmaz, artık mesut olacaksın, bü- yük baban servetinin yarısını sağ- lığında sana verdi. O esnada aneen saraya ge- len müsteşar, ayak ucunda, İrfan beyle yanyana ayakta ii; İrfan t Yüzünde, hiç görmediği, yaban- gözlerle torunun bi nihayet yumuşamıştı. iinde bir acı vardı... Torun sevinin şimdi Vi taş ölecek ala onun tabutunu takip edemiyecekti... Onun arka- sından yaşi yi ıyac: ie üstü an bir çiçeğe ben- ziyordu. mazideki hırçınlık- larini, e karşi dü ketlerini hatırlıyordu. Kızının na- al İrini bilmemişti... onu! ıydı ve mezarından kalk- mış, oğlunu çağırıyo; İrf dum. Onu bana mesut edeceğim... bedii, Mev diğile evlenec: Ölüm, bu GE yi temiz- lemişti. İrfan bey gözlerini lr eşikte duran iu gördi Bir işaret yaptı. Kekin, öz , bur heal git'mi yoksa gel mi en unu kendisi de bik iş o kali korktu. çekişen bir adamın yanın- da bir rezalet çıkmasını, ağır söz- ler söylenmesini. istemiyordu. li birinin elini tuttu- ğunu hissetti yi ineği Özkana' — Buyurti Gila: rus” fendi, Mein yanına nie. 7 Özkan hanımefendi, Raifin meşru karısıdır. Özki aryolanm önüne diz çöktü, Raifin ellerini öpmeğe baş- 5 Kânunuevvel 1933 — 5 Kânunuevvel 933 pa Kimse Duymasın! leden: Selâmi İzzet bükali gözleri karardı, ba- yıldı. Yavaş > iş Me a du... na bi arptı, A ia Demek artık her şey olmuştu. Muradına ermişti. İrfan bey onu kovmuyordu. Bu çe» odaya biri daha ime hanım istasyonda kızını İamayınca, sora sora konağa gelmişti. MEK bs m girince azayı öğrenmiş, Raifin sıhheti- nin fena izsğma da söylemiş- lerdi. Fakat yabancı muhitte ka- lan Sai ane Kar nutku tutul- ih etti. Kızının mesut olduğunu an- ladı. Hasretle biribirlerine sarıldılar. Bir ve det lk siyike Nuriye hanım seyrettiler. la m. Özkan, “dedi, sin mn vape artık... Raif sı bekliyor.. Özkan kalktı, İrfan beyin elini öptü: — Gidiyorum babacağım?... — BİTTİ — AKŞAM İlân tarifesi Sahife Kuruş 1 400 2 > 250 3 » 200 45 > vd İç sahifelerd Son ilân sahifelerinde s. 0 Bir ay içinde 100 santimden fazla ilân verenlere husu: tenzilâtl: tarife tatbik RL Mektep ve neşriyat, yg akit, teşekkür ve ölüm, icra, vii ve mahkeme ilânları için hususi tarife tatbik lunur. ELE Me It. ği Ankara caddesi, Kahraman zade han. Tel. 20094-20095 Yurttaş! Para biriktirmek için çok kazanmak değil hesaplı harcamak lâ- zımdır. Milli iktisat ve tasarruf cemiyeti 5 Re ğaziçinin bir kısmı, Üsküdar ve Kadıköy, ini İstanbulun bü- yül , kısmen de Haliç gö- rülür, i Abdülhamit büyük zelzele gibi bazı fevkalâde hal ve hadiseler- de bu cihannüma köşküne gele- rek dürbünle payıtahtını seyrey- lediği olurdu. (Arkası var),