A TY BEN Ns» na a EN HN am laz 19 Eylül 1933 AKŞAM. “ Dolmuşa bir.. Dolmuşa bir..,, Otomobiller 10 kuruşa Taksimden Beyazıda müşteri taşıyorlar! « Allah versin, artık her sabah otomobille teşrif dili iyer, i iş biye Hayat Te ucuzluyor. Her gün ucuzluğa dair yeni bir şey görüyotuz. Bir gün bakıyo- ruz, lokanta bem bir ei «Pilâv beş ş kuru! Bakkal d bir çeyrel D: ibi bir çok ucuzluk manzaraları... kaç zaman: İstan- bulda yeni bir şey çıktı. Bugün ar- tık sabahları Taksim, Tepebaşı bir âlem oluyor. Otomobillerin ni açılmiş: — 10 kuruşa Beyazıt.. — Çifte çeyreğe ka Ses- leri. «Dol ılmuşa bir.» ire billere biniliyor... Bun Le her otomobille 3-4 inene Dz İs tanbula geçecekler biribirlerine soruyorlar: — Beyefendi siz ne tarafa teş- rif? — Çarşıkapıya gidiyorum efen- im. Alâ.. Ben de Beyazıda.. Olduk iki. Şimdi iki müşteri daha lö- aydi GR eri ii a onki Bir genç Vz li bir aşa- | dol i ğı bir yukarı d. azel de gelse ta- yek yola çı kardık.. vE Baik Bain tarafa şile ,, Her zami di Beyazıtta iner.. ihayet şoför matmazele sesle- 2 di, or: — Matmazel gelsene.. Beyazı- da gidiyoruz. Fakat genç kiz iki yaban: kekle eek binmekten eli niyor: — İstemem!.. Selis ısrar Israr üzerine: Se: canım.. Sen muavinin yerine oturursun.. Matmazel cevap vermeden kal- dırım idiyor.. D adar gitmiştik bile. — Böyle beklersek geç kalaca- ğız. Biraz sonra tramvayın çi işidiliyor... Müşteriler malla ıkıp tramvaya binmeğe hazırla- mıyorlar.. Şoför ale bar gırıyor: ndi, efendi yahu.. » Niçin kalktınız.. — Efe Gidi- yorduk işte. — Sen otomobili dolduruncaya kadar biz çoktan Beyazıdı boyla- Tiz. Bir. müddet sonra da ve yüzü gülüyor.. İstanbula üç müş- teri.. Fakat biri: en Babıâliye gideceğim.. İşi kapısına kadar bırakırsan e diye ayak diretiyor.. — Haydi senin de dediğin ok . diye yola çıkılıyor.. tasına bir dip gibi sokuluyor. Şa- t dördüncü müşteri gelirse ş0- Otomobiller dolmuşa bir förün yanına... Yolda konuşmalar, lâtifeler.. Hele e. e hoşsohbet zat ta düşmüşs .. Derhal ahbap- lık v ezme. :endim, geçen gün tesadüf işte, birim ot ehil bir matma- zel düştü., Üç kişiyiz. O da erene siz or. Üçüncü erkek yolcu ARM indi. Biz matmazelle otomobilin içinde yalnız ere Efendim dışarıdan gören 'de be- ni böyle paralı maralı müthiş bir hovarda zannedecek.. öyle .de- eyoğlun! i bilseler D bütün ai şoförün dediği gibi çifte çeyrek... e ise lâfı uzatmıyalım.. O ak- m daha ka- ezit herif seni.. — Ne o karıcığım? —Git, git artık bu evde işin ne? — Nereye gideyim yahu? — Sabahleyin li fink attığın haspaya git. — in dur.. Hm haspa bu.. Eu rl .. Bilmiyor. muş gibi #5 şık düşma- nıma işi emele Edi akla karayı seçtim. Yahu.. Bir ER mi matmazelle otomobile bin Yaya gideri, e aitnillti o işi an şoför, dur yahu.. 10 ku Sanki sitti kame mamak telimi uş gibi erlere kadar selâmlar.. Otomobil bm zat of S3 © n: — Güle güleler... usulile müşter taşıyorlaı Sonra bu otomobille işinin, dai- sına kadar gelmenin bir Sie tarafı daha vi Dai iii a ari nin önünde otomobilden in. ndiniz. mi sizi gören arkadaşlarınız: yersin. yahu.. akl İş ei Allah versin.. Gözü. müz ıma... Bugün yemekte er Artık bill il birader, değil.. diye is- tediği kadar vaziyeti anlatmağa çalışsın dursun.. Hikmet Feridun l O 7 Heroin ve morfin Avrupadaki meşhur kaçakçılık merkezleri Kaçakçıların müracaat ettikleri akla gelmiyen hilelerden bazıları alınam: r. Bu milleri transit ve a merkezleri Hamburg, Havr ve Marsilya limanlarıdır. n Kaçakçıların mallarını emniyet- le ve kolaylıkla n: Tup: keşfedilen bazı kaçakçı hilelerini nakledelim z Ge liz İstanbuldan Mar silyaya büyük bir sandık iç inde sandığı açar: otomel uzadıya ll e etmişlerdir. İlk muayene setiemsindiş şüp- heli bir şey sre iği halde araştırılın- a mii ca işinden 70 kilo morfin liz m mp celbetmiş, sandal sahil o ssd bidonlar mua- edilmiş ve e r ile dolu olduklari a Sandaldakiler, mi ne- reden geldiği 1 etmeden omahküm ol ir. # Son zamanlarda, Bulgaristandan İskenderiye limanına bir elerek rıhtıma yanaşmıştır.- Va- purun hamulesi arasında, bi de- miş beş büyük değirmen taşı da bu- Tunuyordu. Mürselünileyh olan ti- carethane, değirmen taşlarını al- e Li disine bir ihbarname gönderilmiş, değirmen fabrikası da taşların kendisine ait olmadığı cevabını yenisi B isli AKŞAM KITAPHANESİ neşriyatı y DEL ROMA Yazan: Selâmi izzet 70 formadan. ibaret olan bu güzel roman zârif bir kitap halinde intişar etti. Fiatı: Se kur radan Arzu izale ii eek “çinde le İstanbül fiatına derilir; ayrıca posta ücreti zim Tevzi yeri : M HANESİ İstanbul Ankara caddesi No. 191 Ankara tevzi “merkezi AKBA kitap evleri Selim Sırrı bey. Geçende emi gitmiş olan zi vekâleti beden” terbiyesi müfettişi umumisi Sırrı bey şel rimize gelmiştir. rük idaresi, taşları müzayede ile akçılıkla satmak “üzere iken, kaçi mücadele ii bu işten şüp- helenmiş ve değirmen taşlarını ortasında üçer yüz kilo heroin bu- Tuni Ani eliyir ki, bu değirmen taş- larını vapura yükletmiş olan e a- çaliçılar, sahibi ortağa gikkmi ca İN Ra ii st ğını ve neticede bu daiı EE satın dakik ni biliyorlardı. Avrupada mk meydana çıkarılmadan n çok gi e rnıçlı vagon- lar vardır. onlar, memle- ketten di ider, hamule- Halbuki başka bir Kaz morfin veya heroinle dolüdur. Va- En mühim kaçakçılık merkez- lerinden biri olan Marsilya Bu hile, lied çıkarılan kaçakçı in e birinin ihbarı meydana een ve iü kazlizlığ önü liği Mi ibtiz: Kaça! a ale uğ- iie zl hususunda bu hile etmişlerdir. den çok istifade eçen yazılarımızda yazdığ ağımız zarlığa girişen bir Frazşız Ka kaçakçıdan iv şu malümatı veriyor. çakçılar ufak . tefek heroin kim kıymetsiz nümune şek- linde ve posta vasıtasile gönde- rirl ” ymetsiz nümunelerden an- ğe . beşi posta idarehane- yı birinin > ali dokuzunun za- rarını kap; ie iti sevkiyatı için nd Maili daları “yolu” takip edilmektedir. Heroinler, Havay adalarına vapurlarla gönderilerek sahilin tenha bir yerine çıkarılır, oradan da tayyarelerle Amerikaya gönderilir,