- 22 Haziran 1933 İ Genç kızlarla mektuplaşin; siz Kazanmasanız da, postahane ka- Zzanır. İnsana aşk oku ğına araba ın, hiç olmazsa arabacıdan dava edip tazminat alabilir. | * Kadın keman gibidir, çalma- sını bilmeli.. yi 'de acı.. Ya maazallah cehennem- den çıksaydı!.. . Kedi insan biribirlerine tamamile zıt derler.. Kedi, dünyaya gözü kapalı gölir; sonradan açılır.. İnsan gözü açık gelir; sonradan kapanır.. seniz çocuk addediyorlar diye kızar. Fındığın kurtlusunu değil, fın- dık kurdunu seviniz. Her horoz kendi çöplüğünde öter, fakat her tavuk kendi kü- mesinde eşinmez.. * Bir berber bir berberi traş et- se acaba traş olan berber mi, traş eden berber mi çok konu- şu İMSET MANİLERİM. —ı— KÖPEK SEVİMLİ Mi? Bir otel düncü dan alonunda üç kişi otur- muşlardı. Salonun yegâne koltuğunda da bir köpek vardı. Dör- üncü, bir zat geldi ve oturanlar. — Hayır. Bu cevabı da alınca, üçüncüye sordu: mi? — Bu köpeğe bayıldım!.. Sizin — Hayır. Bunun üzerine son gelen zat kö- Peğe bir tekme savurdu: Hoşt!.. uyuz musibet! m, GP ç pi Ne olsa dişil... HANGİSİNE VERİRMİŞ? İzzetin iki kardeşi vardır. Dün sorduk: — İzzet, kardeşlerinden hangi- | Karısı... | bo re e İ Meşhur ressamlarimizdan biri- sini daha çok seviyorsun? in ki lerde bir ahbi Taki delik meali nin ik ri erde bir ahba- İkisini de sövütim; na tesadüf etti. — Peki, meselâ bir pastan olsa — Resim sergisine gittin mi? e — Açıldığı gün. e bölerim, yarısini birine, — Neler gördün? ne yaparsın? İzzet bir cevap verdi — Kendim yerim! müddet düşündü, sonra — Bu sene koyu renk çok mo- da. Kahverengi ve bilhassa ye- şil... Yeşil çok giyiliyor. — Ya resimler? — Resimlere baş. * © Dayak cennetten çıktığı hak. yaradılışı ğ PALAMUT Dün yorgun argın kendini bir lokanta- yü attı. İnsan yorgun ol. duğu zaman cani yemek istemez, am- ma, o bu halde de Şildi. gildi. Karnı fena halde acıkmıştı. — Palamut tavası var efendim.. — Getir. Ra “Balık geldi, fena kuyordu. : Adam yüzünü ekşitti. — Bu koku nedir? — Balıklardan değil efendim, bugün Çanakkaleden geldi- ler, — Yaya gelmiş olacaklar, > Ben razıyım, annemi seni seviyor, yalnız babam gırtlağına kadar borçlü diyor. — Ne çikar? Bu zamanda en r? büyük devletlerin borcu var ve ———————— ödeyemiyorlar. 4 — Yetmiş yaşında amma, on sekiz yaşında bir kızla evleniyor, Evleniyor deme, evlâtlık alıyor, DEĞİŞTİRELİM Ahmet taksitle el- bise yaptırdı. Ayda şa kadar verecek ve üç ayda ödeyecekti. Terzi “ derhal işe koyuldu. Hemen 3 adet bono hazırladı. Üç bonoyu imzaladı we bittabi hiç birini vermedi. Bir sene bu hal devam etti. ? Bir -sene sonra ter- zi, elinde -bonolarla geldi. Kâğıtlar > yıpran- mış, hâttâ biraz da — Bu bonglar kimiş... Yaptığın el biseler. gibi . çabuk üzülnüü! — Ver bana ma lımi, > al malını ge riye bakmadım, ka bir gün vaktim olursa gidece- ğim Musiki Kız piyano çalıyor, nişanlısı dinliyor ve'diyor ki: — Musiki sevdalıların dilidir. Kız gülüyor: li değil kızlar evlen- dikten sonra piyanoyu bırakıyor- lar! < — Tevekkel Tokat Cemile hanım, arkadaşı Nuri- ye hanıma: — Artık' tahammülüm kalma- ama nihayet el — Fakat vurmadım. Mi m İdi — Aptal! ebr Muayeneden sonra doktorlar hastayıtebrik ettiler. — Sizi tebrik ederiz. — Kurtuluyor muyum? — Hayır, fakat yeni bir hasta- i eğer otopsi neti- hastalığa sizin isminizi verece- MANİLERİM , —2— İçime ateş oldu, Geldi bana eş oldu, Böyle yalız gezerken, Kalbime kardeş oldu. Ay doğdu, doğdu yıldız, Gönül kimseziz, yalnız. Ken - ona hayat verdi, Yanımdaki güzel kız. R. Karaca — Altın kordonu kaça aldın? — Bilmem, kuyumcu uyuyordu,