10 Haziran 1933 "Âli paşa iradelerin kendisine tebliğinde pek muti görünürdü; fakat bu itaatkâr adam resmi mev. kide bir aslan mehabeti göre. di; ellerini uğuşturarak mah zurlar, mütalâalar bağli kıyam edec: im lursa irade geri alınırdı. Âli paşanın usule, retiniyet ve i ziyade ii rayda serku- rena tarafından taş Me âdet istikbali t idi. Bir defa serkurena mile lunmak hasebile Âli paşayı istik- bal edemez. Âli paşa da içeri gir- sma çıkmasına derhal iinkedis çe bahçede Âli paşaya ülâki olur ve huzurda bulundu- ğundan hizmette kusur eylediğini bey: itizar i, li paşa bozmaz ve: pa " Ben de tarhları seyrediyor- dum. Çiçekler ne güzel Yolu. cemile! lerle içeriye lide sultana da gii soray Abdülâzizin annesi Pertevni sultan da Âli paşa geleceği zaman bekletmem. için çarçabuk mabeyn kapısına elir: > Ken lie ile izi bezi ve muvaffakiyetine dua eylediği- ni beyan ederdi. Pertevni, ltan diğer sadri- an sai se kadar tekellüfe lüzum görm an AZN tevazuu pek ileri götürür, kanter içinde kalır, yürürk biarı Yazan: SULEYMAN KANI — Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur — Diye hitap eder. Halil paşa şa- şırır; hicabından kıpkırmızı bir daha evrak çantasını iii ae 1 şa rütbe ve mansap tev- ie bida Kii çıkan iradeleri resmi muameleye tabi tutmak su- retile izci eriş Zaten bu gibi De zamanında azal #elişictkmeii sahibi Mustafa zn mabeyn başkâtibi iken (1279- 280) kayın biraderi Sait efendi- nin - esbak dahiliye nazırı - rüt- TM sas irade çıkartır, ön efendiyi Babıâli Mein fa efendi hazretleri kadar takdir edemez 2 “O koca bazlı adamı işten çıkarayım a da başımıza işler mi açayım?..., Tefrika No. 45 a m e GENÇLİK a 25 Haziran 1933 amaaan HATASI Aşk ve macera e — Aş irli Mesiyet ve tabasbus! Âli paşa Giride giderken der- dest Öleği i anh işleri - çoğu si- yasete ve sefaretlere müteallik idi - mül tanzim ettiği bir pusulayı sadaret vekili Füat paşa- inde he yaparsa eee mm ii #asını işaret ederek avdetinde kendisine iadesini rica eder. Girit dönüşünde varakayı Fuat Mi arar; oda ç tak- dim eder, Âli paşa hiç bir maddenin kar- şısına hiç bir şey yazılmamış oldu- ğunu görerek sebebini sorar, Nabızkir Fuat paşa: — Doğrusu, hal ve intaç edil mesini temi cak efendimizin iktidar ve kiyasetine müt gördü- üm bu meselelere dil ve kalem karıştırmağa cüret edeme! dim! Ti kk >aileleria dı rerdi. “ağ Bu hali cali değil, fıtri ve ciddi idi Abdülâziz, ise bu Babıâli kahra- manının kendi huzurunda bu tavır ve haline istiğrap eder ve bunları yapma addeylerdi. Vükelâdan hiç biri mami sa > gidemezdi. çantasını yanına alır, dairesine müteallik (evrakın mütalâasile meşgul olur, heyette mütalâa olu nan RM işlenen. de sökme mesuliyeti üstüne al- t idecek bir cep bulur! ane tabasbusla büyük dostu Âli paşayı kalben pek mem- nun eder. Koca başlı adam! Âli paşa Giritte iken Abdülâzi- zin gisi imamı DE efendi: fak ol Doe ai vir aleyhinde sözler sarfeder ve azli münasip olacağını bdülâziz: — O koca başlı adami işten çi karayım da başımıza işler mi çı- karayım! : Döner masa başinda! Âli paşa az söyler, işini meta- netle yürütür bir diplomattı. Devlet işlerinin ii fakat büret yüzüne ala ikide olunu li paşa Halil paşayı çi ederek bu haline nihayet vermek Mabeyn am şair Zi. a bey - paşa - Abdülâzizin cülü takdim eylediğinden ihsan ve inayete, pa" dişah nezdinde itibar ve şerefe mail olmuştu Ziya bey Âli paşayi işleri tesir şerre isnat ile ma- kamindan attırarak Kasıl olacak | murlarından Hayri efendiye isnat â- lar, 22 efendi, sapsarı kesil. mişti: Ear miz bile unutu- nuz!- diye arka! larından heyecanla m SE Baba ile kız, baş- Kia İlani şlardi. davet edilir. Ruha bir kaç sual so- rulur; cevaplar alınır. Ziya bey: — Âli paşa maya da ruhtan Kabara ul Temennisini' Mü eder. Fakat böyle bir oyuna kolayca gelmiyen adişah: il eği pe tib Diyerek muvafakat etmez! vers Gemi Yaman vk lirler. Zi daki düşüncelerini sezen n Abdülâ- ziz mütebessimane bir tavır ve manidar bir ete Memduh beye bakarak Ziy: oyununu an- ladığını ii ia maksadile: > — Ne dersin? Diye sorar. Memduh bey asıl maksada dair bir imaya yanaşmı- yarak ruh celbine pek e ğını miş iktifa başı olan — Ziya ii arge eylemişti. Âli paşa hisle pek müteessir a Kasidenin tahmisi Babıâli me- olunur. Mesuliyetten ve Âli paşa- nın kininden korkan bu zat zap- tiye nazırı ya —— yana, me bundan malü- u anlatır, nk çalışır. Hayri efendiyi tahmis yazacak uzak bulan seen. Paşa şu cevabi verir: Merak etmeyiniz Siz (ben yazdım!) deseniz de kimse inatimaz! ——— ' —— (Arkasi var) | Tasız, e arız. belki yarın, belki bu- emelinde sessizce, Kli bi- Mi Buna yol bulmak lâzım geliyor- | rer dizildiler. İhtiyar adam, kızi- ebeni tesviyesi du. O da diğer k rk bir yığın pa- en sonuncusu uzak- biliyordu ki: rayı masanın üstüne atarak, Ulvi- | laştığı 2 Ulviye yerinden Padişahların ince ve mutena | yeye: fırladı. Kapıyı kapamağa giden maddeleri kendi ilerine ve | o— Say bunları! dedi. babası, başını çevirdiği zaman, doğrudan doğruya dana koy- Köylüler, biribirlerine Kayretle | onu, yerde diz çökmü : maları nadiren vaki olur; onlar | baktılar. anaya — Baba!... Babacığım... mühim işleri karin ve müsahiple- Genç kiz, bir sani; ddüt Şu iskemli Ulviye! rine ima eyi yahut onlara | sonra: — Beni affet... Merhamet et!... söyletmeden evvel icraya tevessül — Ben mi?... Benmi?... -dedi. — Kalk.. > Selmmeyi otur diyo- eylemezler; hizmetindeki — Evet, sen... Hiç TUM. havas ise k efendilerine kurbi- | kalan namusumuzu temizlemek — Hayır! Ayaklarına me etlerini takviye ie intifa ederler; | lâzım. ağlamam e bi de hükümdarın ağzın- ne adamlarına doğru dö- dan çıkanı hemen tastik ve t e efendi, âmirane: tariki mevcut olduğu gibi bir de sar uklar! Sizin hiç biriniz- — Sana kalk ta şuraya otur di- cali sadakat suretinde maruzat den şikâyetin yok. Hepiniz na- | yorum. işlerimizden bah- süslenip bize bilmek, Zil âr, fazilet! maiyetim- sedeceği kurulan pale bu takrip ile ileri | de akmeğinzi kazandınız Sizin de kız, güçlükle yerinden. Fine x ilksat İş mer e de azdır. kalktı: z önüne Evvelce: oturduğu yere gitti ei imiş & a efendi even etti: — Peki, peki, babacığım... Em- Ziya bey bir gün refiki ini dinliyorum. kâtibi malı... ipe onun kararlarına Kn Ein ayakta duruyor- tizmadan, masaya el ea Me Ben çifliğimi ter- i ruh davetinden bahseder. M ketmeğe mecburum, çocuklarım... | © Dediki: 'duh bey buna inanmadığını ira Şayet burada peşe ekmek — Ulviye! Bütün hayatım imti- Ziya ie bu sırada huzura da- | paranızı daima maiyetimde çıka- | dadınca namuslu bir adam olma- Wek edilir. T: ve-rüh: mesele» imzali bir köylüden “sini Abdülâzize ni anlatır. dinliyen hizmetkârlar | başka bir şey olmadığım halde, labeyn kâtipleri heyetçe meri arasında en ihtiyar bir köylü ka- | kim va eden bugünkü çağırılır. «Tabi turnanı dın, heyecandan titriyen sesile: keln gelmiş olmakla iftihar ede- sa tecrübesi yükle ika — Eğer başına bir felâket gel- nur, diyse zarar yok, biz senin için pa- Em kız, yavaş sesle: udun ruhu tokluğuna da çalı- — Siz, doğ iy timsalisiniz, enam efendi, devam etti: e Ulviye, benden daha 2 Yaf edersin. Çünkü iyi Bun. onra niçin fenalıl e yim. Bilhassa, hi teci rf yav- rumun üstünde yapmak istemem. Allah Ella razı Si ie bacığım... — Annenle e zaman yirmi beş yaşında; ydım asıZ- d i evin içinde ne varsa, annene ait olduğunu sa- na söy! — Aman m Ne demek istiyorsunuz? ç Maksadınızı anla- — Bu, Pertevin parası!... -dedi. Kenan efendi, ihtiyar köylü ka- ma: Sİ mp 2 man ona verirsin! #7 “ Hesapları pek iyi becereme- Kadın: * |,*İ diğimi bilirsin. Beni şaşırtma! AM liği Oze> Gi yz An lk. nir çocuktur, Herkesin aleyhinde bü» i babacığım. e * | salandırım.. Fakat bu şekilde b- olummnc lili sapma Mimi Mik; nblükyenlir de bulk | disini düşünmek doğru değildir, Ca, kpünin önle Ulviye! Şimdiye kadar bütün is elit) çocuklarim... Yolu. | tediklerini yaptın. Görüyorsun ki muz açık olsun! Daima böyle ça. | bir şey söylemiyorum. Senden, lışkani ve namuslu kalın!,.. Allahi; Adamlar, ağlıyarak vedalaşti-