a, 10 Haziran 1933 Filimlerde operatörün rolü Filmin iyi olmasında operatörün çok tesiri vardır ir filim seyrederken veya bir ©“ S adam işinin ehli değilse, eğer o leği adam, tıpkı baş rolü oynuyan yıl. | dızlar, ve filmi canlandıran reji- sör kadar kendi işinde bir &sa- * rın tekemi Operatör, filim makinesini hepa re eden adamdır. çı» demek doğru olmaz, filim atelyelerinde, i -. nie olan, bir fotoğrafçı vi peratör, hakiki Lir illa ise, er e a beklenen tesi urette yapabilmesi Buna «fotoğ! Ez 2 8 için lerden benii an alınması lâzım geldiğini bilir ve öyle hareket eder. Sesli filim çıkalı beri, üzerine ses tesbit olunan şerit ile, resim alınan şerit, ayni hızda dönsünler diye, artık filim makineleri de elektrik motörü ile işlediğinden, bir çokları operatörlerin bir işi kalmadığını zannederler. Halbu- ki, filim makinesini b onun. asıl ii işi bü; değildir. Eskiden bi- akineyi ke: dileri çevirmezler, çıraklarına çe- virtirlerdi. nların yapacağı iş, makine; yerleştirmek, sahneye karşı vazi- yet almak, makineyi, yerinden oy- natıp yürütmek tarzı gelirse onu tanzim ve idare etmektir ve bu işin iyi veya fena yapılışı, bir fil- om kızakla kayma yarışını filme almak için hazırlanırken ; | N F. P. 1 cevap vermiyor filmi için bir bahriye erin bazı sahnelerin filme çeki min iyi veya fena olmasını intaç > e burada am ile bera- A “bir kaç misal anlatalım: Bi- rinci resim, AAF 'A şirketinin «En- iü filminde bi Bob sahnesini filme çekmek için yapılan hazırlığı gösteriyor. Bob Bu vaziyette filim çekmek işinize gelir mi? almak ? Bunun üzerine iki yarışlarını bilir misiniz?. Hiç de- ille filim gazetelerin: liği sünüzdür. Bu ta kızakla buzlar arasındaki yollardan siği lâzim gelmiş. Bob bir demir- le; arka arkaya bağlanmıştır. Böy- lece biribirlerine bağlı kızaklar, yıldırım gibi kayar giderken, ve biribirlerine bağlı oldukları için ae mem bir çok defalar da- ha ş ik öndeki kızağın e. yatmış olan operatör Richard e arkadan gelen kı- natkârların her bir es filme sekmiştir ir, İkinci resim de, yine ayni filim- de diğer b ir sahnede, yıldırım gibi kayıp geçen kızakları, — kitabının istediği şekildeki film arak veeikis eyi yerleştirmek... "Bu yi ayar et- mek için operatörün çektiği si- kmtı ve 7 feci bir ea 1 yine re- sinde açıkça görü; ünüy or. Ufanın «Sabah eli filmin- de, bir tahtelbahir üzerinde bir sahneyi almak için operatör saatlerce uğraşmıştır. Esasen üz: rinde durup dön yer olmıyan tahtelbahirde, filim makinesi erdek ve ei bülmak bir mesele Bi - Bahife 7 Amasya mektupları Amasyadaki evliya taslağı kimdir? Müritlerine ayaklarını öptüren, cennette köşk satan adam 5 (Hususi teler Çorumda muhakeme edilen- ler arasında Amasyadan gönderil- pe bir evliya taslağından -bahse- ar. İsmi Mir , Salk olan bu na gider ve orada © ötedenberi şayanı dikkat malümat Slim tarikati namı verilen mesleği neşir ve tamim ediyordu. Hamza efendi zeki ve malümat- lı bir zattı. Müritleri çoğalınca keyfiyet Abdülhamidin kuşkulu kulağına vâsıl olmuş, burada kal- e . rde bir hükümet kur: iştir. Bunun üzerin efendi ve silesinin fi Bi iie rini e çe km O sırada bir > yazmakl: meşgul an Hamza efendi tabii Harputa gitmiş, fakat bir müd- de kap apar a sende vefat etmiştir. Ve- fi al Ham ya naklile evinin bulunduğu yere defnini vasiyet etmiştir. O zaman Harputta vali olarak Hasan Re- fik paşa bulunuyordu. Vali, na- n naklini sa, sarayd. istizan et- ş, Abdülhamit bir ölüden zarar selieesii için buna müsaade etmiştir. lamza efendinin naşi, bir hü- kümdar naşı gibi, kalabalık . bir cemaat refakatinde Harputtan Mmpiz nakil ve defnedilmiş- tir. a bu zatın müritleri olan bir kendilerine mahsus bir mabet edinmişlerdir. Hasiği bir Karabaş” lının, hangi bir amam bir di- İeği'olüren doğru Hamza efendi nin eler koşan api Ham- dukadan bağıra bağıra, ağlıya ağ- idin kesesine eder. © Köylerden zeiliğler in. tirdiği bir yere koymak, ve mii filim almak, ayni zamanda sula- rın çırpıntısından makineyi mak ayrı ayrı halledilmesi lâzım gelen müşküllerdir. , bazen de muazzam man- nün misalini dercettiğimiz resim- de görüyorsunuz. fanm, P, $. cevap vermiyor film binli büyük bir bahriye tezgâhını filme alabilmek için, makineyi tekmil teferrüatile beraber, bir vinç ile Paye ha ri EE dan, eşeklerinden nere camiin i köşesine kadar eller göğüste bü- yük bir huşu içinde, deli * titriye- rek ilerlerler. Türbenin karşısn- daki Mir Saidin evi görününce iki diz üstüne Vi ve ei türbe civarındaki tı rerler. Anani - o aralık açık bulunan evin harem kapısının iç tarafına - tevdi ettikten sonra doğruca türbeye koşarlar. Böyle bir kafile gelince, bir iki saat sonra Mir Sait efendi cübbe- sini omuzuna atmış olduğu halde lütfen h dairesind ar laştırmak lâzım gelmiştir, tam karşısındaki camiin avluşu- min, yanma kirli ayaklarını öp mek fırsatını duvar diplerine ve elpençe divan dizilirler. ir Sait yarım arşınlık sakalını bir kaç defa sıvazladıktan, her birinin yüzlerine dikkatli ti n sonra toprakların üze- ine oturmalarına müsaade sonra iltifat başlar: asılsınız bakalım? Hepsi birden — Allah ömürler versin! İyiyiz! — Ekinleriniz nasıl? — Allah ömürler versin, saye- nizde iyidir! — Sizin taraflara yağmur yağ- dı mı? — -ömürler versin, dua- nız bereketile...... — Davarlarınız nasıl? — Her sökülen are ge tirdik. Görürsünüz, sayenizde on- lar da iyi! İltifat burada biter ve sonra Mir e. yakma vizem hususi 1 hip —. birer ikişer ayrılırlar, türbeyi ziyarete ve sandukadan istimdada köşarlar. Bu adamın katolik papasları gibi bu cahil köylülere cennetten köşkler sattığı saa ise de ye- görülmemiştir. balini bir am Ilıların, fa- kir vw ri ilerin mesai- le temin etmek istiyen bu se a k iyi idare eden bir «avantu- eğ ÜL? m infilâk Hami Dü ül mışta ani KURUŞA İlay BiR ROMA DiPSiZ KUYU ve Polis hafiyesi Yılmaz Ali'nin maceraları Nâkili: (Vâ-Nü) 4 renkli kâpak içinde Fiyatı 25 kuruş AKŞAM KiTAPHANESİ İstanbul, Ankara caddesi No. 121 Ankarastevzi merkezi k/ AKBA kitap evleri ak in SADNA dr ad Sli