24 Kasım 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

24 Kasım 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yerime gel Salamon ölüm döşeğindeydi. Son nefesini vermeden evvel, vasiyete başladı. Karısını çağır. — Ayakkaplarımı küçük oğluma ver, Karısı itiraz ettiz — Onun ihtiyacı yok, büyüğüne verelim. — Sus, karışma... Altın gözlü ğümü kardeşime ver. Karısı gene itiraz etti — Onun iktiyacı yok.. Dayıma vereyim, — Sus, karışma. paltomu verirsin.. — Ayol onun paltosu var, pak toyu, bizim Leviye verelim. Salamon kızdı: — Sus bel Neyi kime ve mek lâpm geldiğini benden ij al öl. Amcama Kırık Bir taşınma esnasında, hizmetçi Venüs'ün heykelini düşürüp kırdı. Bey kızınca: — Canım, dedi, sunuz, zaten kolla ne bağırıyor- karık — Yüz lira için gözüme uyku girmiyor. — Yazık, on gün evvel söylemeliydin. — Verecek yüz liran var mıydı? — Hayır, bir uyku ilâcim vardı. | tan dokuz Aşk ve para Genç daktilonun, patronu avı- katla arası iyi idi, Avukat, bir dav raya giderken, dal yanma aldı. Yolculuk mükemmel geçti, Fakat aydette, daktilo acı düşünmeğe başladı. Avukat sorduz — Nen var? — Bir şeyim yok. Avukat ısrar etti, Daktilo dedi ki: — Babama, sizinle mübim için bir ay Ankaraya gi söyledim. Şimdi bana, kaç para fazla aldığımı soracak. Avukatın yözü ekşidi, amma çıkarıp elli lira verdil Hesap Muallim sordu: — Bakkal anmenden 80 kuruş” okka şeker parası istese, annen, kaç para verece- nlamak için ne yapar? — Bakkalla ihtikâr yapıyorsun deye kavga eder! Kaşlar kara, göz kara. Vurgunum ben o yara; Yar benim olacaksa, Aldırmam yoğa, vara. Yüz beyaz, vücut beyaz: Coşarım, görsem biraz. Uzaklara kaçıyor; Aman, aman yaramaz. Yanımda kalsa, geçse. Zevkine dalsa, geçsi Vermeye ne lüzum var? Göğnümü çalsa, geçsem. Sevin artık, gül artık. şıktır gönül artık; Yüzün gibi kızardı, Göğsündeki gül artık.. Abe canım, beconum, Söyledim önce canım; Ne olurdu buluşsak, Hem gündüz gece canım. MMSET Düşünceli — Kocama allah gani gani rahmet eylesin ! Çok iyi, bilhassa çok düşünceli bir adamdı. yatını sigo, ay son ettirdikten tam öldü! — Kocacığım, buhran me 7a- mandan beri var? — Seninle evlendim evlenelil or — Bu sabahı bir çocuğum oldu. — Ömürlü olsun; erkek mi? — Hayır, — Demek kız? — Nerden biliyorsun ? AŞK VE KEDİ Daha iplik bükmeden, Kalbimi avladınız! Bir akşam gözükmeden, Bana - miyav - ladınız!.. Bulunmaz Bir geceydi, Dudağım güle deği Saadet başka neydi Bana - miyav - ladını Dışarda acı vardı, Bir siyah bacı vardı, Sanki umacı vardı, Bana - miyav - ladınızl.. Ah nasıl gitmez güce,| Islık çaldı Bir cüce, Yıldızlar dökülünce, Bana - miyav - ladınız!., Ha, evet gittiğim an, Dargınım işte, , Kedi gibi balkondan, Bana - miyav- ladınızl.. BEYKOZ — Anlaşmanız yakın demekl — Bana ilânı aşk edince: Susun böyle sözler istemem! dedim. Hoş sözler Yanlış mı — Ben Istanbulluyum.. Arkadaşı güldü: — Ne Istanbullusu Vanda doğdun, Kızdı: Bundan ne çıkar? Ahırda doğsaydım, hayvan mi olurdum? Kime Hasan efendi tavuk meraklısı idi. Geçen gün telefon etti — Bir çuval arpa gönder Hasan efendinin sesini tanıya- mıyan dükkân sahibi sordu: Küme? Hasan efendi boş bulundı — Şakayı bırak. Tavuklarma? Doğrusu Ayşe hanımla o Ahmet bey, izdivaçlarının yirmi, beşinci sene- sini tesit ediyorlardı. Kadın sordu: — Beni halâ Doğrusunu söyle, Adam homurdandı: — Yirmi beş senedir. yalan söyledim de, şimdi birdenbire be deye doğrusunu soruyorsun? be, sen seviyor musun? Ver Hilâli bey, Galatadaki bir ah- pabına mektup yazdı, Dört kuruş posta parası vermemek için ha- demeyi çağırdı : — AL, dedi, şu mektubu Gala taya götü O gün hava yağmurluydu. Ha- deme, — müvezzilerden bi çağırdı — Şu beş kuruşu al, şu mek tubu Galataya götür. Bunu duyan Hilâli bey atıldı: — Beş kuruşu bana ver, mek- tubu ben götürürüm | Doğru — Karıcığım — baloya gitmek istemiyorsun? — Tuvaletim yok. neden — Nasıl yok., Hani geçen sene şıklıkta birinciliği alan tuvaletin ne oldu? — O geçti o; şimdi iyi giyis- miş olmak için Krep Mizam lâ- zumdır.. — Odanı? — Tpekişin enfes — Bir erek Hala daoun, ii ll Gi sade zengin olsun, — Ümidimi kırıyorsunuz. — Sahi, zengin değilsiki

Bu sayıdan diğer sayfalar: