21 Teşrinievvel 1932 Güreş seçmelerine itiraz ediyorlar cularımızın iştirak ettiği malüm. © Fakat bu müsabakalar arasına atletizmin bir mütemmimi olan güreş maalesef şimdiye kadar yapılmıyordu. Son © zamanlarda güreşin da bu müsabakalar me- yanma ithalini okuduğumuz zaman çok memnun olmuş idik, Ben bundan bahsedecek değil Efkâr umumiyeye (anlatmak istediğim bir nokta vardır. O da bu müsabakalarda memleketimizi temsil etmesi lâzım gelen güreş- gilerin tertip edilen © muhtelif Seçmeler neticesinde elân fede: Tasyonumuzun mürsessil güreşcileri, seçmemeleridir. Çünkü bundan emel federasyonun tertip ettiği üç seçme müsabakası bir netice vermedi. Bu müsabakaları müte- akip yapılan som bir seçme de bati bir netice vermemiş ve güreş milli takımi da kadrosunu tanzim edememiş Federasyon tarafından yapılan tebliğde üç seçme müsabakalarına giremeyen güreşçi son final Seçmesine iştirak edemez gibi bir kayıt konulmuştu. Fakat bu kayıt| ve şerait alt üst eden bir hadiseye şahit olduk. Meselâ: Beşiktaşlı Abbasa bu üç müsabakanın biç birine girmediği halde son mi bakada kendisine müsabaka halkı iş ve bu musamahaya rağ” bi Yaşar tarafından maj Tüp edilmiş idi. Yine aynı günde çok garip bir hadisenin şahidi oldum. Güreş müsabaka kavaidine tamamile nit bir büküm verildi, Buda Faik ile Mustafa arasında cereyan eden müsabakanm — berabere ilâradir. Şimdi soruyorum Greko Romen güreşinde / beraberlik var mıdır. İşte bu müsabakalarda kâfi naat vermedi. Ve ertesi cumaya yapılan müsabakalarda Yaşarın 'Abbasa kabir galebesi tercihi bir karar ile aksı bir surette te- eelli etti. Faikin kolu incildiğinden müsabakayı kazanamadı. Bu suretle federesyonca milli $ takımımız şöyle teşekkül Abbas, Vefik, Saim, Nuri, Mustafa Ç. Memet. Her hangi sebeple tehir edilen bu: beynelmilel müsabakalar ni- hayet geldi çattı. Ve Federasyon Sonuncu bir seçmenin yapılmak Zaruretini bisettiğinden son müsa- bakalar Beyoğlu Halk Fırkasında yapıldı. Müteaddit müsaraalardan sonra Faik ile Mustafa müsa kesma sıra gelmişti. Bu müsaba- kanın ehemmiyetine binaen ha- kemliği Ahmet B. yapıyordu. Mü- sabaka başladı. Fail üçüncü da- kikada bir kafa kol kaplı ve Mustafayı yenme tehlikesine ge- tirdi fakat minderin kenarı bunun busulüne mani oldu. lik on dakika böyle bitti, Faik bu şekilde galip vaziyette olduğu halde hakem ke; bir karar ile üç dakika aşağı yukarı yaptılar, Fakat altı dakikalık devrede iki bravle çekerek kati galeheyi temin eden Faik hiç şüphe yok- tur ki dört dakikayı idare ettir. mek işin en iyi güreşçilerin bile takip ettiği kaçmak sistemi ile galışmaya başladı. Fakat bu çalışma tarzını bilme- yen hakem, kaçma diye müstehzi tarıda da bulundu, Te- kerrür asabileştiriyordu. Artık müsabaka bütün ciddiyetini ( kaybetmiş Et minderi üzerindeki sporcu- komedinin şahısları hissini veriyordu. Kıymetli bir sporcu olan Faile bu şekilde müsabakaya devam edemeyeceğini söyledi. Hakem düdüğünün keskin sedasie çok haksız bir mağlübiyet kara- rını verdi. (Türle gibi kuvvetli) mefhumunu darbı mesel haline muvaffak — olmuş kuvvetlil neslin evlâtlarını onlar gibi yetiş» tirmek lâzımdır. Parlak bir tarih- çesi olan, milli ve ananevi sporu- muz olan güreşte de atletizm ve futbolda olduğu gibi keyfi hare- ket etmeyip | ecnebi milletlere fena bir kadro ile çıkılmamasını temenni ederim. Eyipte mukim karilerinizden Nureddin Biz Karilmizin Vabsettiği müsabaka. larda Lulunamadığımızdan hakikatın no. imerkezda oluğunu bilemiyoruz. Dürüst Sporouluğı ila kanımmış federasyon ei Ahmet bey cevap verirse memnuniyeti meşredariz. Bugün Çukurbostanda da Yunan takımı maç yapıyor Bugün Kadıköy sahasında Rus takımile federe klüplerden seçil miş Türk takımı karşılaşırken Çukurbostan sahasında da Kara- gümrüklüler | Selânikten | gelen Yanan talımile çarpışacaklardır. Çukurbostan semtindeki meraklı- ları fevkalâde alâkadar Oeden bu maça büyük bir ehemmiyet verilmektedir Yunan takımı geçen hafta ge- lecekti, Fakat pasaport muame- ikmal ettiremedikleri içir bir bafta techhurla geldiler. Ge- çen hafta Çukurbostan sahasına miş yunan takımımı ça binlerce seyirciden bugün heyecanlı geçeceği beli oluyordu. Ecnebi takımlarını kendi hesap- larına getirtmeğe muvaffak olan Karagümrüklüleri tebrik ederken bugünkü maçta da muvaffak olmalarını temenni ediyoruz. Balkan güreş birincilikleri Istanbulda yapılacak Balkan güreş birincilerinin tribi tesbit edilmiştir. Güreşler ikinci teşrinin üçüncü perşembe ve beşinci cumartesi akşamları Maksinde yapılacaktır. Yoguslavya — federasyonu da birinciliklere iştirak edecek şam- Bugün Ruslara karşı Vahap ta oynıyacak Atinadan atlet kafilesile dönen Vahaba Rus takımına karşı çıka- cak takımımızı takviye etmek üzere yer verileceğini geçen hafta yazmıştık. i Vahap İzmire bemen avdet etmek istediği halde ruslarara karşı oynatılması düşünüldüğünü haber aldığı için seyahatini tehir etmişti Izmirli futbolcunun maçlarından. sonra avdeti tertip heyeti Carafın- dan deruhte iği takdirde Vahap iki oyunda bulunmak üzere haftanın sonuna kadar Istanbulda kalacaktır. eden bu ibtarlar Faiki | piyonlarının isimlerini göndermiştir. Atletlerimiz Atinadan döndüler w birincilik iği halde Çıkış neticesi üçüncü kalan Semin Yunanistandan geçen seneki | ir bir halde avdet eden atletlerimizle görüştük. Atletizm şubesinin emektar fe- haline getirilen çocukların ekserisi Yunanistan atletizr dev adımlarile yürümekte oldu- Zonu tastik ediyorlar. Yapacağı işi: bilen ve atletizmden anlıyan yunan idarecilerinin muntazam ve sistematik: gaycetlerile ark boy ölçüşemiyeceğimiz.. bir — hale gelen yunan şampiyonlarının kıy metlerinden sitayişle bahseden atletlerimizin bakalar bak kında söylediklerini gelecek pazartesi günkü spor kısmımızda itle © yazacağız. Bugünlük bir itirazı bildireceği üçü Atlet kafilesile giden Futbolcu Vahap Olimpiyat mecmuasının Yunanistan atletizm O mubabiri matmazel Spanudisin mektubundan bahsederek bize şunları söyledi: —Bayrak koşusunda bayrağı elli metre farkla Mehmet Aliye ver- diğim hakkındaki satır hakikate pek uygun değildir. Atletizm- den çok anladığı muhakkak olan matmazel Sponudisin mek- tubu tayyare postasına yetişti mek acelesi ile metreyi istemiye- rek yanlış yazdığım zannediyor. Ben bayrağım Mehmet Aliye ikinci olarak verdim. Yalnız bayrak alış verişinde biraz ge ciktik. Bu suretle aradaki fark açıldı. Maamafih o fark. gene elli metre değildi. Atlet olmadığı ” halde takımında koşmak üzere Vahabın bu meselede batı olmadığı mubakkaktı bayrak yarışlarında beraber ko- şacak atletlerin haftalarca birbirile bayrak değiştirmeğe alıştırılmaları lâzımdı Buna lüzum görmeden Vahabi bayrak takımına alan (federas- yonun mütehassısı) Her Abraham beraber bayrak değiştirme idman- ları yapmamış iki atletin aksa ması ihtimalini evvelce düşünmesi bayrak Tüzmdi. Tetrika No. 7 21 Teşrini 32 Bir Yahudi Çocuğunu: Yayatı — Büyük hikâye — Muharriri ; 5. Rükhamovski Modelin karşısındaki dersten sonra arkadaşları genç kadınla gülüp alay ediyorlardı. David ise, modele bir tek kelime söylemek cesaretini bile gösteremiyordu. Delikanlınin istidadı, gün geç” tikço kendini gösteriyordu. Yirmi yaşına eldiği vakit, Odesadaki hocalardan öğrenecek fazla bir şey kalmamıştı, Ona lzum olan: büyi im ha vası, hayatı, müzeleriydi.. Çar hükümeti, © Petersburg gehrine yahudilerin girmesini menetmişti. Davidi Paris cezbediyordu. Bu- rası, bütün dünyada misli menendi bulunmaz bir artist muhiti deği miydi? delikanlı, talüni geniş bir min üzerinde tecrübe etmek için Odesadan ayrılmağa karar buluşturdular. Bir şimendifer bi bir bavul, bir kat yeni elbise v çamaşır satın aldılar. Delikanlı, aile efradının resim- lerini de yanına almıştı. Resim çıkartmak, musevi dinince yasak olmakla beraber, aile, tam mana- sile dindar olmaktan uzaklaşmış bulunuyordu. Aynı zamanda, Pariste, Sen neliri kenarındaki antikacı birine de dilerden mektubu Veda merasi — Oğlum! — Sevgili evladım! Kendini / fena arkadaşlıklardan koru... Daima iyi bir musevi kall Ihtiyar babanı unutma... — Kendini üşütme... Kendine iyi bak, iyi dikkat et. - diye, anne, iki göz iki çeşme ağlıyordu. Kız kardeşleri: — Bize sık sık mektup yaz!- dediler. Artık bu sefer firsat fırsattı Hiç bir ihtiyata ve eski kaidelere riayet ihtiyacını duymadan, anne- sini, babasını, kız kardeşlerini doyasıya öptü. — Çok geçmeden zengin ola- cağımı - dedi, - Göreceksiniz!.. Sizleri de oraya getirteceğim.. Ne mükemmel hayat yaşa) Bütün aile halkı: — Tabii, tabi dedi. — Allaha ismarladık, Tatteh (1). Allaha ismarlak, Mameh (2). Ah Mameh.. Allaha ismarladık. Onlardan ayrıldığı vakit, içinde, gayet garip bir his vardı. Ölen sevgililerin alınlarına son defa gisrak buse kondurün. adamların Hareket eden trende, uzun zaman, bu busenin buz gibi lez zetini taşıdı, bir. tavsiye Elbet, elbet. ) Baba demektir. Anne Mülercimi : (Vâ- Nü ) David, rasçayı, “yidiş, yahat * jargon , — denilen | Almanca kırması © yabudiceyi, | irani fasih, Almancayi gayet iyi konu: şuyordu. Fransızca dersler almıştı amma, bu lisan, onun için, halâ yabancıydı. Almanya'yı hiç bir müşkilâta maruz kalmaksızın geçti lâkin Belçikayla Fransa arasında- ki trenlerde üç yaptı. Nihayet, akşamın saat yedisin- de şimal istasyonundan Parise girdi. Bu muazzam şebr'n havası, kere yanlışlık carplı. Gayet güzel bir son bahar akşamıydı. Lâkin, kurumla kararan Paris binaları, insan ortasında — bulunduğu | hissini vermiyorlardı. Katettiği yollardaki ağaçlar da, bu hissi vermekten çok manzarası sait olacak bir otel arıyordu. “American Hotel et du Globe, isminde bir oteli görü kesti, ordu. Girdi. Geceyi orada geçirdi. Yorgunluk: ve heyecandan, akşam yemeği yemesini unutarak yat- mıştı. Gece, otomobillerin her boru çalışında, sıçrıyarak uyanı- yordu... Ertesi sabah, tavsiye mektubunun yazıldığı adamı buk mak üzere otelden çıktı. Tam vaz adresi bilmiyordu. Odesada kendisine tavsiye renler, Jacof Zucherman ismin- deki yahudi tüccarın Sen nehri kenarında bir dülekâmı olduğunu söylemişlerdi. Bu adam, valetile silenin komşularındanmış Nehir çok uzundu. Fakat, bere: Ket versin ki, antikacı dükkânlar rının bulunduğu kısım, küçüktü. Yolu, rastladığı adamlara sorarak ilerliyordu. Adamların verdiği ce- vabı iyi anlamıyordu, o Aman yarabbi | Burada asıl fransızların konuştukları fransızça kendi öğ” rendiği fransızçadan nede başka lisanmış | Strasboure bulvarını atetti, Change köprüsünü geş Şimdi, atık, nehrin ortasındaki meşhur adadaydı. Azıcık yorularak, sabah zamanı tenhaca olan bir bahçecik kena- ndaki bir sıraya oturarak di lendi. Biraz sonra yoluna devam etmeğe başlayınca, karşısında Notre - Dame kilisesini gördü Çocukluğundan beri telkin edilen kilis sında' nefret terbiyesine rağmı Notre - Dame binası karşısında büyük bir bedii heyecan duy- maktan kendini menedemedi. Bu beşerin taşlardan yaptığı en bü- yük şaheserlerdendi. (Arkası var) Şikago polisi yeni bir silâh kullanmağa başlamıştır. Bu silâh göz yaşları döktüren bir âlettir. görünmemektedir. kullanıyor. Bu âlet kolun içinde bulunmakta ve Polis azılı bir haydutla karşılaşınça bu silâhi