27 Temmuz 1932 Trenleri uçurt a an adam Akşam Bunu zevk için mi, yoksa intikam Viyana 20(Hu- susi)— Son sene- 'er zarfında Avusturya ve Macaristanda bir çok tren kazaları olmuş, bu kaza- lar yüzlerce in- sanın (ölmesine ve ( yaralanma- sına, paraca çok mühim zayiata sebebiyet © ver- mişti. | Yapılan bütün tahkikata rağmen kazaların sebebini anlamak kabil olamamıştı. Nihayet bun- dan altı ay evvel vukubulan (o bir kaza münasebe- tile yapılan tah- kikat neticesinde Matuşka isminde bir Macar tevkif edilmişti. Matuş- ka muteber bir tüccardı. Iptida- ları aleyhinde bir delil bulunmadı ğından kendisi serbest bırakıl- mıştır. Fakat bir sivil polis memuru suikastçi muhak- kak bu (adam olduğuna kanaat getirdiğinden kendisini gizlice takip etmiş ve yeni bir suikasti müteakip yaka- lanmıştı, Matuşka ikinci defa tevkif edil- dikten sonra mühim itiraflarda bulunmuş' ve birçok suikastları bu adamın yaptığı anlaşılmıştır. Matuşka kimdir? Suikastçı umumi harp esnasın di mitralyoz “© zabiti idi. Haıpten sonra birçok para kazanmış, bü- yük bir ticarethane tesis etmiştir. Bu ticarethanenin işleri de yolunda gitmiştir. Matuşka ailesine çok merbut, ayni zamanda dindar bir adamdı. Herkes kendisini çok muhterem addederdi. Matuşka her gece evine gelir, vaktini ailesi arasında geçirirdi, Yalnız iki seneden beri ara sıra geceleri evden çıkmağa yorgun argın gelmeğe başlamıştır. Ma- tuşkanın bu gece gaybubetleri esnasında suikatleri tertip ettiği anlaşılmıştır. Matuşkayı trenleri uçurmağa sevkeden şey nedir? Bütün tah- kikata rağmen bu nokta lâyikile tenvir edilememiştir. Bir rivayete göre katil, keşfettiği bir aletin şimendifer kumpanyaları tarafın- dan satın alınmamasına kızarak intikam maksadile bunu yapmış- tır. Fakat Matuşkanın muharebe esnasında kafasına bir şarapnel parçası isabet ettiği, bu yüzden kafa tasında ameliyat yapıldığı, bugünkü çılgınlıklara da bu hadi- senin sebep olduğu iddia ediliyor. Katilin bütün sui kastlardan sora o havalide dolaşarak parçalanan vagonları, (o yaralıları seyrettiği tahakkuk etmiştir. Matuşka bütün suikastları bom- ba ile yapmakta idi. Mahkemede © Suikastçının mahkemesi aklı olmuştur. çok Viyana ağır maksadile mi yap Matuşkanın uçurduğu Peşte - Kolonya ekspresinin kazadan sonraki hali Matuşkanın zevcesi ceza mahkemesi 350 k isti edebil salonu ancak i halde NALA ıyormuş? 35,000 kişi oduhuliye varakası istemiştir Bu heyecanlı mahkemeyi takip için Avrupanın dört tarafından yüzlerce gazete muhabiri sökün etmişti. Maznun bir polisin muhafaza- sında şaşkın şaşkın mahkeme salonuna girmiştir. Takibe uğra- yan bir hayvan gibi, samilere göz gezdirdikten sonra maznun san- delyesine oturmuştur. Mahkeme reisi: derhal isticva- bına başlamış, babasının annesinin isim be şöhretini söyledikten sonra mesleğinin ne olduğuna dair olan | suale şu cevabı vermiştir: — Son mesleğim, trenleri yol- dan çıkarmak ve havaya uçur- maktır. Maznun trenlerebu sui kastleri, ne sebep ve maksatla yaptığı'hak- kındaki suale şu cevabı vermiştir : — Ben şimendifer kazalarına mani olacak bir alet icadettim. Fakat bana ehemmiyet verme- diler. Ben intikam almak ve keşfimin ehemmiyetini şirketlere isbat için sui. kastleri tertip ve icra ettim. Maznun müdafaanamesini Ma- car milli renklerile yazmıştı. Reis — Demek mücrimiyetinizi tasdik ve itiraf ediyorsunuz. Maznun — Hem mücrimim, hem de değilim. Müteakiben mâznun suikastların bir ruh tarafından kendisine telkin edildiğini ve muhakkak birgün nazır olalacağını söyliyerek demiş- tir ki: - — Ben birgün nazır olacağım. Âlem beni anarşist zannediyor. Beni otuz seneye mahküm etseniz, bile, gene nazır olacağım. Maznunun bu saçma sapan söz- leri üzerine, akliye mutahassısları dinlenmişler. Doktorlar, mesuli- yeti ocezaiye sahibi olduğunu söylemişler. Mahkeme reisi, ka- rarını tebliğ etmezden evvel son sözü ne olduğunu maznundan sormuştur. Matuska mütekebbir bir eda ile ayağa kalkarak : — Hapishaneden yetmiş yaşında bile çıksam, gene sui kastlar ter- tip edeceğim... Demiştir. Jüri heyeti uzun bir kereden sonra trenlere yapılan bu sui kastları, omaznunun ka- zaları men için keşif ettiği alet üzerine nazarıdikkatı celbetmek maksadına atfederek yalnız altı Sene kürek cezasına mahküm et- mekle iktifa etmiştir. müza- Zonguldakta biçki ve dikiş yurdunda imtihan yapılmış, bu sene de birçok talebe mezun olmuştur. Resmimiz yurt müdürü Nazire hanımla mezunlardan bir kısmını gösteriyor. Tefrika numarası: 54 Yazan : Ceneral A. F. Oglander Liva biraz ilerler ilerlemez istikametini yarım sağa tebdil etmesi için emir almıştır. Norfolk bu emri icra etmiş ise de livanın diğer - cüzlerine - anlaşılan - emir yetişmemiştir. Türkler (o soldan mitralyöz ile yandan şiddetli bir ateş açmışlardı. Türklerin ateşi ingiliz livasının bu cenahını tevkif etmiştir. Sağdan da türkler şiddetli şarapnel ateşi açmışlardı. Fakat bu ateş o kadar müessir olmadı- ğından Norfolklar ilerleye biliyor- lardı. Dört sene sonra bulunan iz Sir Jon Hamilton 11 kânunuev- vel 1932 tarihli telgrafnamesinde bir Ingiliz kıtasının nasıl kayb- olduğunu şu suretle izah etmişti: “Cessur ve nefsine itimat sahibi bir zabit olan miralay Sir Beauc- hamp çekilmekete olan Türklere karşı şiddetle yürüyordu. Taburu- nun en güzide kısmı kendisini ta- kip cdiyordu. Bir taraftan muha- rebe gittikçe kızışıyor ve diğer taraftan fundalı ve arızalı araziye giriliyordu. Bu esnada İngilizler bir çok mecruh vermişlerdir. Makaza miralay ile 16 zabit ve 250 asker ileri harekette de- vam ediyorlar ve önlerinde düş- manı geri sürüyorlardı. Bir az sonra İngiliz kıtası gözden kayb- olmuştur. Bir daha ;kendilerinden bir ses ve haber işidilmemiştir.,, Dört sene sonraya kadar bu Ingiliz kıtasının akıbetinden hiç bir baber alınmamıştır. 1919 senesi 23 eylulünde Gelibolu yarıcı ada- sındaki harp maktulleri mezarla- rını tescile memur İngiliz komis- yonunuu reisi, Narifolk clayından 122 işini: metfenini OLulmuş ise de bunlardan ancak Barnaby ve Cotter isminde iki neferin hüviyetini tesbit edebilmiştir. Ce- setler türk hattının 800 yarda gerisinde bir mil murabbaı erazide dağılmıştı. Bunlardan bir çoğu bir çiftlikte maktul düşmüştür. Çünkü çiftliğin sahibi harpten sonra buraya dön- düğü zaman çiftlikte hali tefes- sühte bir çok ingiliz cesedi bul duğunu ve bunları cıvardaki küçük bir hendeğe attığını komis- yon reisine söylemiştir. 6elibolu tahliyesi zayiatsız olmadı Gelibolu (o harekâtına (iştirak eden ingiliz zabitanından kayma- kam W.R. Thomson Weymouth- ten tabii esere gönderdiği bir mektupta Gelibolu yarım adasının tahliyesi ameliyatında ingilizlerin ÇANAKKALE muharebeleri Sahife 7 ——a— 27 Temmuz 1932 Tercüme eden: Muharrem Feyzi Kaybolan bir ingiliz taburunun izi dört sene sonra nasıl bulundu? Düşmandan 10 metro mesafede Kapalıçarşı namındaki türk zeminliği hiç zayiat vermedikleri yolunda iddia ( serdedilmesini ( protesto etmiştir. Mumaileyh omektubunda di- yor ki: Gelibolu harp tarihi bu muha- rebeye iştirak edenlerin bir çok hatıralarını canlandırmıştır. Bir çok hadiseleri şimdi tekrar hatır- lıyoruz. Lâkin- bunlardan birisi hakkında *söylenen sözlerin ne kadar sıhhate muvafık olduğunu anlayamıyorum. Tarihte Anzak yani Arıburnu mevzünin tahliye- sinden bahsedilirken insanca tek bir ölüm zayiatı verilmeksizin tah- İiyenin içra edildiği yazılmıştır. Gelibolu yarım adasının tahli- yesi esnasında taliin ingilizlere son derecede yaver olduğu ve verdiğimiz zayiatın çok az olduğu muhakkaktır. Fakat “tek bir kişinin hayatı zayi olmaksızın Gelibolu yarım adasının tahliye edildiği , sözünün ingiliz parlâ- mentosunda bu harekâttan bahse- den bir mebusun kullandığı bir tabirden ibaret olduğu fikrin- deyim. Füvaki o zamanlar da efkâr: umumiyeyi teskin için parlâmento kürsüsünden bu gibi sözler sarfe- dilmiş olması tecviz olunabilirdi. Lâkin resmi bir tarihte böyle bir tabire ebedi bir mevki verilmesi ve hakikati müsbite şeklinde gös- terilmesi doğru olamaz. ingilizler arasında nam bırakan bir Türk topu “Tek bir kişinin: hayatı zayi olmaksızın tahliyenin “yapıldığı ,, ifadesi ihtimal 18-19 kânunuevvel gecesinde yapılan irkâp ameliye- sine aittir. Eğer bü ifade 17-18 kânunuu- evvel gecesinde yapılan tahmil ve irkâp (ameliyatına ait ise doğru değildir. O gece benim mensup bulun- duğum kıt'a zayiat vermiştir. Fakat zayiat veren kıtanın yalnız benim kıtamdan ibaret bulun- duğunu zannetmem. Benim kıtama mensup bir as- ker yolda şarapnel isabeti ile maktul oldu. Iki İngiliz askeri mavunadan vapura girer iken Türklerin tüfenk ateşinden yara- landı. Ingiliz askerini yolda öldüren şarapneli Anzak cepbesinde İngi- lizlerin alışmış oldukları bir Türk topu endaht etmişti. İngilizlerin Beachy Bill diye bir lakap tak- tıkları bu Türk topu her gün ingilizlerin hatırını sorduğunda bu topu tanımıyan kalmamıştı. (Deva var)