13 Mayıs 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

13 Mayıs 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

13 Mayıs 1932 AKŞAMDAN AKŞAMA Maksim Gorki ile mülâkat Maksim Gorki'yi, ilk defa ola- rak, bu seneki bir mayıs merasimi esnasında, Lenin'in mezarı Üze- rinde gördüm. Başına geniş bir artist şapkası giymiş. Stalinle, Sovyet hükümetinin en meşhur simalarından bir kaç kişile yan- yana en muteber mevkide duru- yor. Bolşevikler, Gorki'ye, öteden- beri son derece itibar etmekte- dirler. (Gorki, Lenin'in, (şahsi dostuydu. Inkilâba ötedenberi bü- tün kuvvetile muzahir olmuştur. Hattâ çok eski senelerde fırkaya girmiştir. Eserleri, Çarlığı deviren en müthiş silâhlar arasındaydı. Onun hikâyesini herkes bilir: Metruk bir çocokmuş. Trenlerin altlarına gizlenerek bütün Rusyayı dolaşmış; neden sonra okuyup yazmayı öğrenerek muharrir olmuş... Hattâ, vaktile, mürettipler, imlâ yanlışlarını tashih ederlermiş... Şimdi ise, Gorki, şüphesiz ki, dünyanın en meşhur muharrirleri arasındadır. Belki de, yaşayan ediplerin en tanınmış en büyüğü odur... Bu payeyi başka kime verebilirsiniz: | (Danonçio'ya mı—) D' Annonzio'ya mı yoksa, (Bernar- şo'ya mı—) Bernard Shaw'a mı?... Bence, Gorki bunlara cihanşumul şöhretile faiktir. Bilhassa, içtimai menşeinin aşağı (o tabakalardan olması, kendi kendine yetişen bu edibin kiymetini arttırmaktadır. Bu kanaatte olduğum içindir ki, meşhur Rus edibinin evine davet olunan dört Türk muharriri ara- sında benim de bulunduğumu söyledikleri vakit teheyyüce düş- medim desem yalan söylerim. Gorki, Moskova'ya yeni gelmiş bulunuyordu. Binaenaleyh, evinin methali ve içi bile henüz iyi tan- zim edilmemiş, Büyük sokak kapısı, kocaman bir tahta perdeyle kapalı. Eve, avludan ve hizmet kapısından (o girdik. o Ortasında duran masayla ve masanın etra- fındaki sandalyelerle yemek yahut ictima odası olduğunda insanı mütereddit bırakan bir masa etra- fına oturduk. Hususi kâtibi, üsta- dın derhal geleceğini bildirdi. Filhakika, çok geçmeden, kapı açıldı. Gorki, belirdi. Altmış üç yaşında olan Gorki o kadar da görünmüyor. Vakıa, azıcık kanburu çıkmış; yüzünde, derin buruşuk- luklar var; fakat, sık, koyu saç- larında, açık sarı bıyıklarında hiç ak yok. Boyunun uzun olması onu sıhhatli gösteriyor; omuzları- nın darlıği ise, münevverlere has nahifliğini ifşa ediyor. Gorki, böylelikle, gözüme, “mecmaı ezdat,, gibi göründü. Manen de öyle... Karşınızda, onu kaba saba bir balıkçı halinde görüveriyorsunuz. Dünyanın meşhur edipliği, en ince adamlığı, meselâ Izzet Melih bey şekil ve şemailinde bir zata daha münasip değil midir?.. Halbuki, bu sokak çocuğu, sırf hayatı görebilmek gördüklerini samimi surette yapıyapıvermek sayesin- de, bu mevkiine olaşmış. Bir çok hikâyelerini ve Mu- kabele görmiyen aşk ismindeki romanını Türkçeye terceme etti- ğimi söylüyorum. Memnun oluyor. Bu romanını 1924 de yazmış. Çok severmiş. Fakat, Fransız edebiya- tının tesirinde olduğunu kendisine söylemişler. Ruşen Eşref bey de, diğer bazı eserlerinin mütercimi olmak sıfatile, üstatla uzun uzadıya konuşuyor. (Fakat, (tercüman vasıtasile... Zira, Gorki , harbı umuminin büyük bir kısmını Avrupa'da geçirmesine rağmen, Ruscadan başka dil bilmemektedir. (Binen aleyh, o Çallı Ibrahim beyi ayıplamayalım! Meğer, bu, dâhilerin şanındanmış!) Azami sürat Otomobillerle otobüslere alet konuyor Otomobil ve otobüslerin yolda süratlerini tahdit eden bir aletin belediyeye teklif edildiğini ve bu aletin tecrübeleri yapıldığını yaz- mıştık. Belediye heyeti fenniyesi aleti muvafık gördüğünden ilk iş olmak üzere bunların otobüs- lere konulması için belediye riya- setinden kaymakamlıklara tebligat yapılmıştır. Otobüslere tahdit aleti yakında konmağa başlanacaktır. Otobüsler hakkındaki talimatnameye ilâve edilecek bir fıkra üzerine bu alet otomobillere de konulacaktır. Vali ve belediye reisi Muhiddin bey, tahdit aletinin, otobüslerin, nihayet yirmi, otomobillerin otuz kilometro süratle gidebilmelerine müsade edecek tarzda tanzim ve ayar edilmesini muvafık görmüş, fakat heyeti fenniye bu mıktarı pek az bulduğu için otobüslerin âzami otuz, otomobillerin de kırk kilometro süratle hareket etmeleri kabul edilmiştir. Şimdi otobüsler, otuz kilometro sürat üzerinden kurulmuş tah- dit aletlerile techiz edileceklerdir. Eğ Büyük edibin davetlileri ara- sında, Yakup Kadri ve Yunus Nadi beyler de vardı. (o Gorki ile bilhassa bir meseleyi konuş- tuk. Rus ve Türk milletleri mü- tekabilen yekdigerlerinin hangi edebi eserlerini terceme etmeli? Biz, ona, eski ve yeni edebiya- tımızın vaziyetini anlattık. Hususi kâtibi notlar aldı. Fakat Gorki, divan edebiyatının ve halk ede- biyatının nümunelerini tamamile şarkkâri bir seride (meselâ bin bir gece masallarının serisinde) Rus- çaya terceme ettirmek istiyor. Bu terceme işlerinin idaresi Sovyet devleti tarafından ona havale olunmuş; heyete o nezaret ede- cekmiş.. Gorki, edebiyatın bil hassa şu cihetlerile alâkadar oldu: — Köylü, esnaf, amele ve sair içtimai tabakaların (hayatlarını tetkik ederek bunları hakikata muvafık bir tarzda anlatan edip- leriniz kimlerdir ? “Yokl, demeğe ve “ biz işte bunları Öin bir gece masalları arasına tasnif ediyoruz!, diye ilâve etmeğe dilimiz varmadığı için : — Böyle şeyleri kendine ihti- sas edinen ediplerimiz yok amma... -dedik.- her edibin bazı eserle- rinde bu cihetler kısmen anlatıl- mıştır. Halbuki, ben, kendi hesabıma, nüfusumuzun onda “dokuzu olan köylüyü (Ohapgi (omuharririmizin hangi eserinin hangi parçasında anlattığını pek hatırlıyamıyorum. Rus edebiyatının, Rus köylüsünü bir asırdanberi anlattığını düşü- nerek, bu ciheti Gorkiye açıkça itiraftan utandık. Maksim Gorki, en güzel ve tercemeye lâyık Rus romanlarının isimlerini bana söyledi. Rusçayı bilen sade ben olduğum için, bu kıymetli irşattan istifade ede- cek de sade ben olacağım sanırım, Ayrılırken, resimlerini istedik. Gorki, Ruşen ve Yakup beylere fotoğraflarını verdi. Benimle Nadi Beye fotoğraf kalmadı. Fakat ben, bir kitapta intişar eden resmini kendisine uzattım ve bu matbu resmi Akşam karileri için imzalattım. Resim birinci sahife- mizdedir. Onun aslını, kendime, güzel hatıra olarak saklıyacağım. (Vâ-Na) Akşam ŞEHİR HABERLERİ Mührü aşıran Noterlik mührünü nasıl cebine indirmiş? Bundan bir kaç gün evvel Nuri efendi isminde barodan tardedik miş eski bir avukatın bir noter dairesinin omübürünü © aşırarak bazı sahte vesikalar tanzim et- meğe kalkıştığı ve bu esnada cürmü meşhut halinde yakalana- rak tevkifhaneye sevedildiği ya- zılmıştı. Nuri efendinin mühürü aşır- ması ve yakayı ele vermesi hadi- sesi şöyle olmuştur: Bundan bir hafta evvel Nuri efendi dördüncü vakıf hanındaki ikinci noter dairesine giderek bir iş takip ediyormuş gibi görünüp memurların meşgul bulundukları bir sırada masanın üzerinden no- terin mübürünü alıp dışarıya çık- mıştır. Kapının önünde mühürü cebine yerleştirdikten sonra tekrar içeriye girmiştir. Bu sırada noter başkâtibi Beh- çet ve memurlardan Osman bey- ler mühürü aramışlar, masanın üzerinde bulamayınca Nuri efen- dinin vaziyetinden şüphe etmişler, hemen kendisini yakalamışlardır. Nuri efendinin üzerinde mühür bulunmuştur. Bu sırada Noter dairesini teftiş etmek üzere noterin yanında bu- lunan müddeiumumi muavinlerin- den Sabri ve 3ncü ceza mahke- mesi azasından Kemal beyler işe vaziyet etmişlerdir. Işin meydana çıktığını anlı- yan Nuri efendi bir aralık cebinden bir takım kâğıtlar çıkararak yırtıp atmak istemiştir. Derhal buna mani olunmuş ve bir polis çağırılarak Nuri efen- dinin üzeri arattırılmıştır. Nuri efendinin cebinde iki büyük' esericedit kâğıdı üzerine araları fasılalarla) basılmış hem ikinci noterin, hem de kasaplar cemiyetinin mühürleri bulunmuştur Iş bu şekilde meydana çıkarı- lınca Nuri efendi hakkında evrak tanzim olunarak mahfuzen adliye- ye verilmiş ve tevkifhaneye sevk- edilmiştir. Hadisede şayanı tahkik daha bazı mühim noktalar görüldüğün- den tahkikat devam ediyor. Yeniden hortum alınacak Yangınlarda itfaiyenin kullan- dığı hortumlardan su sızdığına sıksık tesadüf edilmektedir. Hortumların çok bozuk ve harap bir halde olduğu görülmüş ve yeniden altı bin metro kortum satın alınma- sına karar verilmiştir. Fazla yevmiye Bu husustaki emir sui istimal mi edilmiş? Mesai saatı haricinde çalışan memurlara ayrıca yevmiye veril- mesi dahiliye vekâletinden emre- dilmişti. Ancak bu emir verildik- ten sonra bazı dairelerde, bilhassa belediyenin bazı kısımlarında me- murlardan bir kısmı ayrıca yev- miye almak için geç vakıta kadar kalıyorlar. Bu usul, son zamanlarda hemen hemen umumileşmiş gibidir. Bir takım komisyonlar azası da ay- lardan beri hiç iş görmedikleri halde, sırf komisyonun dağılmama- sından dolayı bu yevmiyelerden istifade ediyorlardı. Meselâ beş aydan beri belediye tek bir istim- lâk yapmamıştır. Fakat istimlâk komisyonu azası yevmiye ve hakkı huzur almışlardır. Bunun önüne gecmek için bele- diye riyaseti bir tamim yapmıştır. Bu tamime göre bundan sonra çalışma saati haricinde çalışarak yevmiye alacakların vaziyetleri riya- set makamı tarafından tasdik edilecek ve hakikaten bir me- murun vazife saati harici meşğul olması lâzımsa yevmiyeden istifade edebilecektir. Hizmetçiler Harice gönderilecekler kaydedilmiyecekler Şehrimizdeki müstahdemin ida- rehaneleri: tarafından harice gön- derilen kız hizmetçilerin belediye hizmetçi bürosuna tescil ettirilip ettirilmiyecekleri bir mesele halin- de bir çok münakaşaları mucip olmuştur. Bu husus vekâletten sorulmuş- tur. Vekâletin verdiği cevapta yalnız şehir dahiline verilecek hizmetçilerin belediyeye kaydet- tirilmesi mecburi olduğu, harice gönderilenlerin bu kayıtla alâka- dar olmadıkları bildirilmiştir. Bu husus belediye ve zabıtaya tebliğ edilmiştir. istimlâk hakem heyeti Belediyenin şehir içinde yaptığı istimlâk için intihap ettiği hakem heye'eti her sene değişmektedir. Hakem heyetinin müddeti hitam bulduğu için yeni hakem hey'eti listesi tanzim edilmeğe başlan- mıştır. En ucuz Son zamanlarda basılmış 50 - 60 kuruşluk kitaplar bir çok yerlerde kitap sergileri sergilerden birini gösteriyor. şey: Kitap en ucuz şey kitaptır. Sokaklarda eskiden 100 paraya, beş kuruşa satılıyor. açılmıştır. Burada resmimiz bu Sahife 3 — 3 40000 lere altı şıra Yalnız Derby at yarışlarında bahsı müşterek tutulmaz ya.. Ba- zen Darülfünün konferans salo- nunda tutulur... Dün konferans salonunda piyango keşidesini sey- rediyordum... Bir aralık dikkat ettim.. Bir masada seyirciler ara- larında konuşuyorlar : — Kırk binlere altı şıra... — Otuz binlere altı aşure.. — On binlere altı simit.. — Yirmi binlere beş şıra.. Evvelâ bu muhavere pek gari- bime gitti. “Kırk binlere altı şira,, ne demekti... Biraz ileride iki arkadaş aynı tarzda bahse tutuşmuşlardı: —Teklere beş kuruşluk leblebi benden... — Çift olursada beş kuruşluk benden... — Kabul!. — Kabull.. Daha ileride başka bir muha- verel — 10000 için... Kırk binlere bir sinema... — Âlâ. Benden otuz binlere bir sinema.. Hemde loca.. 10000 için degilmi ?.. — 10000 için.. Nihayet uzun tetkikattan sonra müşkülümü halettim.. Böyle konu- şanların aralarında bahsa tutuşan- ların bileti filan meydanda degil. Bunlar büyük ikramiyenin düştüğü numaranın rakkamlarına dikkat ediyorlar. Meselâ ikramiye 42416 numaraya düştü değil mi?. Kırk binlere bahis tutuşan kazandı.. Artık arkadaşlari o istediğini ısmarlıyor- lar.. Eğer bahis tutuşanlar iki kişi ise o zamanın büyük ikramiyenin son rakamın tek veyahut çift olmasına dikhat ediliyor. Kırk bin lira, elli bin lira, altmış bin lira gib ibüyük ikramiyeler çıktık- tan sonra sıra ikinci derecedeki ikramiyelere geliyor. Meselâ: — 10000 için,, Beş kuruşluk leblebiyi.. 40 binler... Yahut: — 20000 İçin... kabak çekirdeği... Büyük ikramiyelerden biri çı- kınca bahs tutuşan gruplardan bir gürültüdür kopuyor: — Hay gözünü seveyim kırk bini.. Yaşa emil. On kuruşluk — Yazık!.. 29 bin dedi de 30 bin demedi.. Gitti bizim aşureler... Hiç şüphe etmemki Darülfünun konferans salonu kuruldu kurulalı ayın on birinci ve on ikinci gün- leri kadar heyecanlı zamanlar geçmiş olsun. Hikmet Feridun manen anna AKŞAM ABONE ücretleri —- Türkiye Ecnebi SENELİK 1400 kuruş 2700 SAYLIK 780 “3 1480“ y 3AYLIK 400 » 800 » 1AYLIK 150 » y xp” Abone ücretleri doğrudan doğruya AKŞAM idaresi namına gönderilmelidir. Adres tebdili için yirmi beş ku- ruşluk pul göndermek lâzımdır. Muharrem 7 — Ruzuhızır8 S. İmsâk Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı E 7,25 9,9 458 849 12 149 Va. 243 4,45 1210 166 19,17 21,5 —————— — ——— Idarehane: Babıâli civarı Acımusluk sokağı No. 13

Bu sayıdan diğer sayfalar: