11 Nisan 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

11 Nisan 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

11 Nisan 1932 — Paris aris mektupları Kate von Nagy bütün fransızları teshir etmeğe muvaffak oldu Sevimli artist yakında “Bir çiçek iki böcek,, piyesini çevirmeğe başlıyacak be Paris, 2 ( Hususi ) — Sevimli sinema yıllızı Kate von Nagy birkaç gündenberi (o Parisdedir. Güzel artıst burada büyük teza- hurat ile karşılanmıştır. Kendisini oturduğu otelde hergün birçok prestişkârları (o ziyaret (o ediyor, şerefine ziyafetler veriliyor. Kate von Nagy bu merasimden kalan vaktini Parisi gezmekle geçiriyor. Mağazalara girip çıkı- yor, şehrin görülecek yerlerini geziyor, geceleri de eğlence yer- lerini dolaşıyor... Arada tabii sinema faaliyetile alâdadar olmaktadır. Kate, Paris cidarındaki sütutyolardan ekscri- sini ziyaret ettiği gibi, Parisin büyük sinemalarını da gezdi. Burada gösterilen (| filimlerden ekserisini seyretti. Kate von Nagynin Pariste bü- yük bir hüsnü kabul görmesinin başlıca iki sebebi vardır: Biri Fransızcayı iyi konuşması, diğeri çok şen ve neşeli olmasıdır. Kate von Nagy aslen Macardır. Fekat Fransızcayı kolay ve doğru olarak konuşuyor. Yalnız söyler- ken hafif bir Rus şivesi hissedi- liyor. Artist bunu şu suretle izah ediyor: “ — Macaristanın Küçük bir kasabasında doğdum. Babam, be- ni tahsil için Viyanada bir mek- tebe göndermişti. Almanca ile beraber Fransızcayı bu mektepte öğrendim. Fransızca hocamız bir rustu. Lisanı öğrenirken onun şivesini de almışım..,, Fransızlar hafif bir yabancı şive ile konuşulan fransızcadan çok hoşlanırlar. Hele söyliyen - Kate gibi genç ve sevimli bir yıldız olursa.. bunun için artistin fran- sızcası daha zevkle dinleniyor. Kate von Nagy şuhluğu ve neşesile de her kesi teshir et- miştir. Bu siyah saçlı, siyah gözlü sevimli kız daima gülüyor. Fran- sızlar neşeli insanları çok sever- ler. Bunun için Maçar artiste de bayılmışlardır. Şu sırada Paris sinemalarında Kate von Nagy nin fransızça bir filmi gösteriliyor. e Artistin, Jean Murat ile birlikte çevirdiği “Za- Kate von Nagy çok sevdiği atile Kate von Nagynin gazetemize hediye ettiği resim fer,, ismindeki bu filim çok be- genilmiştir. Bu da Kateye karşı daha fazla alaka gösterilmesine sebep olmuştur. Macar artisti, Fransızların bu teveccühüne çok iyi mukabele etmeği bildi. Kendisile görüşen bir sinema mecmuasının suallerine verdiği cevapla bütün Fransızları kendine bağladı. Fransız muhar- riri artiste şu suali sormuştur: “en çok hangi sahne vaziini se- versiniz? ,, Kate von Nagy bu suale şu cevabı vermiştir: “ — Bence en büyük sahne vazii bir Fransızdır: Jacgue Fey- der... Bundaki meziyetlere diğer sahne vazilerinde pek az tesadüf edilir. Feyder hakikaten emsalsiz bir adamdır. Ne kadar yazık ki bu büyük artist Amerikada çalı- | şıyor. o Burada onun idaresi | yazılmağa davet etmiştir. altında bir filim kadar arzu ederdim. Fransızlarda milli gurur çok kuvvetlidir. o Artist bir Fransız sahne vazını bu suretle metetmek- le Fransızları en zaif tarafların- dan yakalamıştır. Kate bu suretle sevimliliği ve saireliği kadar kur- nazda olduğunu isbat etmiştir. Güzel artist Pariste iki hafta kadar kalacak, dönerek yeni bir filim çevirmeğe başlıyacaktır. Bu filim bir zaman- lar darülbedayi tarafından oynan- mış ve çok rağbet görmüş olan “Bir çiçek iki böcek,, piyesinden alınmıştır. Katenin bu filmi hem âlmanca, hem fransızca olarak çevirmesi muhtemeldir. Artist, Pariste geçirdiği günler, diğer sinema yıldızlarının aksine olarak sabahları erken kalkarak ata binmekte ve Boulogne orma- çevirmeği sonra Berline nında gezintiler yapmaktadır. Çok | iyi bir binici olan Kate Pariste en çok bu gezintilerden duyduğunu söylüyor. Boşanmış kadınlar klübü Budapeştede “Boşanmış kadınlar klübü,, ismile bir klüp açılmıştır. Boşanmış sinema yıldızlarını aza Klüp azasından tekrar evlenenler klüp- zevk ! ten ihraç edilecektir. k Jim Gerald ve Gaston Modot “Pan, pan!,, isminde bir flim çeviriyorlar. * Willy Frast, güzel Alman artisti Liyne Haid ile birlikte “Arkadi prensi,, isminde bir filim çevirmiştir. Filmin bir çok sahne- leri Viyanada çevrilmiştir. | i çok faaliyet Yİğii iki büyük filim Dupontun bir eseri, Leharın bestelediği bir operet Sesli filim çıktıktan sonra en Almanyada göze çarpıyor. o Almanyanın muhtelif yerlerinde ve bilhassa Berlindeki stüdyolarda mütemadiyen tilim çevriliyor. Bunların bir kısmı bir kaç lisandadır. Fakat ekserisi tabii yalnız Almanca olarak çev- riliyor. Rejisörler bunları mümkün ol- duğu kadar anlaşılması kolay bir | tarzda tertip ediyorlar. Bu sebeple Almanca bilmeyen de küçük bazı izahat ile filmi anlıyabilmektedir. Esas:n Alman filimlerini Ame- rika filimlerinden ayıran en büyük hususiyet budur. İngilizce bilme- den /.merikan filimlerini takip etmek çok güçtür. Bunun için hemen her mükâlemeyi perde üzerine aksettirmek lâzımdır. Bu hal seyirciyi mütemadiyen mükâ- lemeyi takibe mecbur ederek filmi rahatça görmekten menedi- yor. Almanlar bunu anladıkları için oazaltmışlar, filimleri daha hareketli şekle koymuşlardır. Son zamanlarda Alman stüdyo- larında büyük bir filim ikmal i edilmiştir. Bunun rejisorü meşhur ! Peter Voss,, ismindeki © Munihte E. ADupon dur. “Milyonlar çalan bu filim Emelka stüdyolarında çevrilmiştir. Yeni filimde baş rolü, “Hayalin sonu,, filmile Istanbulda kendini çok sevdirmiş olan Willy Forsi oynuyor. Filmin harici sahneleri Cezayir ve Fasta çevrilmiştir. Bu itibarla filim çok zengin ve hareketlidir. Alman stüdyolarında yeni bir filim daha bitmek üzeredir. Frans Leharın tamamen sesli filim için bestelediği “Eskiden bir vals vardı,, adindaki operetini atelye içindeki kısımları tamamlanmıştır. AAFA şirketinin, çevirttiği bu filimde baş rolları Morta Eggert, Rolf von. goth, Ernest Verbes ve Lizzi Natzler oynuyorlar. Yakında bu heyet, harici sahneleri çevir- mek için Viyanaya gidecektir. Atelye içinde son çevrilen kr sımlardan: biri de Viyana civarın- daki meşhur Girinzingde geçen yağmurlu bir sahne idi. Tam bardaktan boşanırcasına bir yağ- mur yağdırmak için müteaddif bahçe kovalarından sular yukardan aşağı dökülmüş, ve ayrıca hor- tumlarla bilâ fasıla su sıkılmıştı. Öyle ki, bu sahnenin çevrildiği, Pempelhof'daki 3 numaralı atelye o gün tufan mânzarası gösteri yordu. “Milyonlar çalan Peter Voss,, filminden bir sahne Sinema perdesi Sesli filim yüzünden çıkan müşkülât Eskiden lâalettayin düz mücella beyaz bir duvar, pek âlâ sinema perdesi olabilirdi. Halbuki sesli filim çıktıktan sonra yapılan tec- rübeler gösterdi ki, sadanın ev güzel yapılması, yüksek konuşan aletin perde arkasına konulmasile mümkündür. Bu sebeple perdenin geçmesine müsait olması lâzım geliyor. Böyle bezden yapılan perdeler ise ziyayı ve şekilleri aksettiremiyor.. Perdeler de iyi ziyanın kaybolma nisbeti yüzde 27 yi buluyor.. Zaman geçip, perde üzerinde tozlar toplandıkça bu kâyboluş yüzde 60 a kadar sesin | Joan Kravfordun yani mukavelesi Genç Duğlas Fairbanks'ın zev- cesi Joan Kravford, Metro Coldvi şirketile yeni bir mukavele yap- mıştır. Bu mukavele mucibince artist, daha 3 sene bu şirket hesabına filim çevirecektir. Joan Kravford, iktisadi buhrana rağmen şimdi eskisinden fazla ücret alacaktır. Yalnız canını sıkan bir nokta vardır ki oda filim şirketinin kendisini çocuk çık Ufa şirketi tarafından yapılan yeni bir seslifilim perdesi, arkasın konan yüksek konuşan aletin sedasını mükemmelen geçirdiği gibi, ziyanın kaybolma nisbetinde yüzde altı buçuğa indirilmi: tir. B perde aynı zamanda mektedir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: