Sahife 6 Eski defterdekiler Hemfikir bir hayat arka- daşı en büyük saadettir Insanlar sinnen r sinnen ilerledikçe ruhan gençleşirler, arzuları artar Iffet hanım, tahsilini Suriyedeki Amerikan kollejlerinden birinde yapmış. İngilizceyi, Fransızcayı mükemmel surette biliyor. Türkceyi de çok dürüst ve fasih konuşuyor. Gözlerinden öyle bir zekâ taşıyor ki... Şimdi, Tıp fakültesinin nisaiye koğuşlarından birinde staj gör- mekte imis. Ebeliğe çalışıyormuş: bu sene ikrial etmek üzere bulu- alarının gözbebeği clduğunu hurues söyliyor. Gelişi güzellerden değil, canını dişine takmış, didiniyor ve bu şekilde çalışmaktan zevk duyuyor. Cevaplarını ne kolay kolay söy- ledi, bir bilseniz... 1 — Bir zamanlar münzevi kır- nuyormuş. İh” lardan, yalnızlıktan hoşlanırdım. Dağdağalı o hayattan kaçardım. Bunlar öyle bir şeydir ki ruhi ihtiyaç Omereye çekerse insanı oraya götürür. Meselâ büzunlu zamanda, kırlarda, deniz kenar- larında, sessizlik nekadar hoştur. Her halde herkesten nefret ettiği zamanlardır ki insan böyle inzivayı sever. Neşeli zamanda ise bittabi ahenkli bir meclis, saz ve söz ruhu şadeder. En sevdiğim yerlerden birisi Kuzguncuk'ta Frenktepesidir . Boğaz kâmilen ayaklarınızın altın- dadır. Hakiki bir levha; ressamın rötuşuna hiç ihtiyaç yok. Erenköy tarafına gittiğim za- manlar ise, eski servetler sayesin- de yetiştirilmiş o çamlıklar, koru- luklar; sanki, içlerindeki neşeyi kimseye göstermemek için, yüksek dıvarlar içine alınmış köşkler, bahçeler. Büyük adanın uzun yollarını tır- manarak çıktığımız Hiristos tepe- si de ne şairane bir yerdir. Şimdi, en ziyade nereden hoş- landığımı düşünüyorum. Kışın sr- cak, geniş bir salonda radyo dinlemek hoşuma gidiyor. 2 — Bugün evimin Modada olmasını arzu ederdim. Yüksekten denize bakan bir yerde. Etrafında yeşillikler, önün- de deniz. Muhakkak bahçesi olan bir evi tercih ederim. Mutlaka bir semt söylemek lâzırsa Suadiyede. Çünkü hem sakindir, hem mün- zevidir, hem de tabiatin zenginliği vardır. Evin verdiği zevki apartıman temin etmez. Çünkü (bahçesi yoktur. 3 — Okumayı en ziyade seve- rim. Her şeyi okumak beni memnun eder, Meselâ bazı zaman- lar fenni kitaplar okurum. Tıbba, hastalıklara yani mesleğime dair eserler. Bazı zamanlar da, başka nevi Merhum ibrahim Etem paşa haremi Iffet hanım kitapları ve romanları: Meselâ Hüseyin Rahminin eser- lerini, Fransızca, İngilizce roman- ları, 4 — Begendiğim erkek: Ser- güzeştler (o geçirmiş, (tecrübeler görmüş; orta yaşlı; hassas; kadın ruhunu iyi anlayan: sabit fikirler sahibi, mütehavvil değil, viçdanlı, şen, bazen hadit yani mütahakkim; bir kadına hakim olabilecek bir enerjiye malik. Her erkek böyle olmaz! Bu meziyyetler, zannederim maalesef, yüzde on erkekte bulunur. O kadar azdır. Bir kadın ruhunu elde ettikten sonra onun hislerini tatmin etmek ve o ahengi temadi ettirmek için pek başka ve yüksek bir erkek olmak lâzımdır. 5 — Nenin hasretini çekiyo- rum ?... Ab, buçok derin bir Sual soruyorsunuz. (Eskilerden, hasreti çekilenlerden bahsetmek. Bu, adeta hristiyanların papas- lara itirafatta bulunmasına benzi- yor. İyi ama insanlarda hasret bir değildir ki. İnsanlar | sınnen ruban gençleşirler daha genişler. Mesut bir aile yuvasının hasre- tini çekiyorum. Saadet servetle kaim değildir. Hemfikir bir hayat arkadaşı ber şeye müreccabtır. 6 — Bugün 25 yaşında olsam iki meslekten birisini intihap ederdim: Ya dava vekili, Yibüt mühendis. Birincisinde, vicdanını her an daha yükseltmeğe gayret ederek hakkı sahibine teslim etmek, ikin- cisinde hayatı! daha mücadelesiz surette temin etmek var. Dava vekili, müşterisile, ha- sımla, hâkimle uğraştıktan sonra neticede, hakikati bulmak için tam vicdanile karşı karşıya kalı- yor ki ne güçtür? Mühendislik buna nispetle mücadelesizdir. Sermet Muhtar ileriledikçe ve arzuları Fakir çocuklara yardım Manisa (Hususi) 2 — Burada kimsesiz 200 çocuk giydirilmişti. bayram münasebetile fakir ve Bundan başka Sakarya mektebi himaye heyeti tarafından da 20 çocuk kâmilen giydirilmiştir. Gön- & sö Sderdiğim resimde çocuklar ve bimaye heyeti görülüyor. Akşam Adana çifçisi Pamuk fiatlerinin yükselmesi büyük ümitler veriyor Adana, 2 (Hususi) — Adanada iki seneden beri zirai bir buhran vardır. Bilhassa pamukçular bu buhrandan pek müteessirdirler. Buhran hakkında kendisile gö- rüştüğüm ziraat bankası müdürü Fazlı bey bana şu izahatı verdi: — Adanada iki senedenberi zerai bir buhran devam etmek- tedir. Bunun başlıca sebepleri: 1 — Bir sene yağmur olmaması. 2 — Ikinci senede Seyhan ve Ceyhan nehirlerini şimdiye kadar görülmemiş bir şekilde taşıran şiddetli yağmurların tahribatı. 3 — Pamuk fiatlerinin düşkün olmasından dolayı istihsal masraf- larının karşılanamaması. 926 ve 928 senelerinde bir balya pamuk (120) liraya satılır- ken 929 da (80), 930 da (70), 931 de ise (50) liraya kadar düş- müştür. 928 de (120) bin, 929 da (150) bin, 930 da (101) bin ve 931 de de (90) bin balya pamuk istihsal edilmiştir. Adana çiftçisi diyebilirim ki; dünyadaki çiftçilerin hepsinden daha çok çalışkandır. Fakat bir kaç senedenberi tabiatin aksi a Adana Ziraat bankası müdürü Fazlı bey tezahürü ve dünya buhranının bilhassa pamuk fiatleri üzerinde gösterdiği (o tahripkâr (tenezzül; maalesef Adana çifiçilerini elim bir vaziyete düşürmüştür. Bununlaberaber çiftcinin vaziye- tinden fazla endişeye katiyyen mahal görmiyoruz. Çünkü; bugün ziraat edilen | milyon 300 bin dönüm pamuk yerinin bu vasi çukur ovada (4) milyon dönüme iblâğı ve (300) bin balya pamuk istihsalı imkânsız değildir. Bir aydanberi pamuk fiyetlerinin şayanı memnuniyet bir derecede yükselmekte olduğuna şahit olu- yoruz. Bu fiyet terfini gören Adana çifçisi memnuniyetini daha çok kuvvetlendirmişti. Hümmalı bir surette hazırlamış oldukları pamuk yerlerini ekmeğe başla- mışlar ve bu günlerde devam etmekte olan nafi yağmurlarda bu mesainin yardımcısı olmuştur. Bankamız her sene gerek küçük müstahsillere, büyük çiftlik esha- bına Azami muavenet ibraz etmek- tedir. Bu sene de kefaleti müte- selsile ile ve büyük çiftçilere de ipotekli hesabı cari suretile müm- kün olan yardımı yapmağa çalı- şacaktır. Binaenaleyh gelecek sene iyi bir mahsul alındığı ve fiatler bu- günkü vaziyeti muhafaza ettiği takdirde Adana çiftçisinin mesut ve müreffeh günler leciğine kani bulunmaktayız. Veta Bu günkü vaziyete gelince açıktır: Haftalık siyasi icmal 6 Mart 1932. Japonlar Rus hududuna sevkiyat yapı- yorlar - Mançu devleti - Alman kabinesinin bir muvaffakiyeti Aksayi Şarktaki müsellâh ihti- lâfın merkezi sikletitekrar Man- çuriye intikal etmektedir, Japonya hükümeti kışı gayet şiddetli olan Mançurideki harekâta bir müddet fasıla vermiş ve o aralık, Şanghay- daki Çin boykot merkezini yık- mak ve Çin hükümetini baskı altında bulundurmak için bahri bir gösteriş yapmak istemişti. Merkezi Nankinde bulunan milli Çin hükümetinin bu hareketi mu- kavemet etmiyeceği muhakkak olduğundan Japonlar burada bü- yük bir teşebbüse gireceklerini büklebii okla Fakat Şanghaydaki Çin garnizonu Nankin hükümetinin rakibi olup bu hükümete ancak Mançuri hadisesinden dolayı birleşmiş olan Kanton hükümeti ordusuna men- sup bulunduğundan intizam hilâ- fında mukavemet göstermiştir. Arazinin gayet arızalı olması ve müdafaa tertibatının harbi umumide Ceneral Ludendorfun erkânı harbiyesi reisi miralay Bauer tarafından hazırlanması ve Kantonluların mesul bir milli hükümet olmadıklarından harpten ve siyasi karışıklıklardan pervası bulunmaması Japon bahriyelile- rine bir ( sürpriz ) hazırlamıştır. Bundan sonra Japonya hükümeti Şanghay harekâtına daha ciddi nazarla bakmağa mecbur olmuştur. Şimdiye kadar buraya gönde- rilen ve çoğu yolda olan Japon askeri kuvvetleri seferi mevcutlu altı fırkayı geçiyor. Bu faik kuv- vet Şanghay meselesini halle kâfi olduğundan şimdi Japonlar tek- rar Mançuride büyük mikyasta harekâta hazırlanmışlardır. Lâkin bu defa Japonlar Rusların ciddi itirazlarına uğramışlardır. Ja- ponlar 'Şimâli Mançurinin merkezi olan Harbini işgale gelirken rus demir yolundan istifade etmişlerdi. Rusyanın en uzak hu- dutlarına kadar imtidat edecek askeri sevkiyat için Japonlar bu defa Rusların ana demir yolundan istifade etmek istemişlerdir. Sovyet hükümeti kendi hududuna yapılacak Japon teşkilâtı için rus demir yollarından ve trenlerinden istifade edilmesine itiraz etmiştir. Japonya da rusların Mançurinin Arnur ve Usura hudutlarında tahşidat yaptıklarına işaret etmiş- lerdir. Neticede Sovyet hükümeti Japon askerlerinin Rus demir- yollarından (o nakline (Oo müsaade vermiştir. Bu suretle iki devlet arasında Japon sevkıyatı askeriye- sinden dolayı bir hâdise çıkması- na meydan verilmemiştir. Sovyet hükümeti bu suretle sulhperverliğini o ispat o etmitşir. Fakat Japonlar daha ileri gittik- leri takdirde Rusların sabrının tükenmesi ve büyük çıkması muhtemeldir. Mançuri devleti Japonlar Rusyanın şüphelerini ciddi surette uyandıracak diğer teşebbüslerde (o bulunmaktan da hali kalmıyorlar. o Tahrikcuyane hareketlerinden biri de Japonların Mançuride müstakil bir hükümeti kurmuş olmalarıdır. Japonların teşvik ve tertibile yeni kurulan Mançu devleti Çin ile hiç bir rabıtası olmadığını ve hukuku hükümraniyi Obaiz müstakil bir devlet olduğunu İlân etmiştir. Yeni hükümet Mançuri'nin ge- rek Japon gerek Rus mıntıkalarını teşkil eden eyaletlerinden mürek- keptir. Paytahtı Japon ve Rus mıntakalarının hududu üzerindeki harim şehridir. Bu şehir hu- lutta olmakla beraber; Japon mıntakasındadır. Yeni hükümetin erkân ve memurini Japon mınta- kasının başlıca eyaleti olan Kirin- dedir. Bu hükümetin riyasetine sabık Çin imperatoru getirilmiştir. 10 sene evvel Çinde cumhuriyet ilân edilinciye kadar bu vasi ülkeye hükümferma olan hanedan anasıl Çinli olmayıp belki Çini istilâ eden Mançulara mensup idi. Ja- ponlar sabık imperatorun altı yüz sene evvel Mançuriden gitmiş olmasını yeni devletin başına ge- tirmeğe vesile ittihaz etmişlerdir. Rusları asıl kuşkulandıran nokta yeni Mançu devletinin idare ve ordusunda beyaz Rusların büyük rol oynamasıdır. Yüz binlerce beyaz Rusun istihdam edildiği sun'i bir hükümetin bir gün Sov- yetlere karşı alet olara kullanıl- ması ihtimal haricinde değildir. Bunun içinSovyet hükümeti yeni Mançu hükümeti ve buradaki beyaz Rusların faaliyeti hakkında Japonyanın nazarı dikkatini cek betmiştir. Alman kabinesi Almanya kabinesi Rayhiştakta tekrar itimat reyi kazandı. Almanyada şimdiki rejimin devamı ve ahvalin istikrar bulması için bu karar mifhim bir muvaffaki- yettir. Iki seneden beri Almanya yarı diktatörlükle idare olunuyor. Ahvali fevkalâdeden dolayı par- lamento ikinci derecede kalmıştır. En mühim kanunlar ve tedbirler başvekilin ( tavsiyesi (Ove Reisi cumhurun : kararnamesile tatbik edilmktedir. Rayhiştag vakit vakit kısa bir müddet için toplanıp bu kararna- meleri tastik ediyor. Bu suretle müstacel ve mühim kanunlar ve kararlar fırkaların elinde oyuncak olmaksızın derhal icra ve tatbik edilmektedir. Almanya haricen, dahilen, siyaseten ve iktisaden hayat memat mücadelesinde oldu- ğundan sefinei devlet ancak bu usul sayesinde kayalara çarpmak- sızın yürüdülebilmektedir. Fakat son zamanlarda bu usule karşı faşistlerle milliyetperverler ve komünistler muhalif bir vaziyet almışlardır. Bunlar martta yapıla- cak reisicumhur intihabında ve mayısta icra edilecek Prusya intihabatı umumiyesinde vaziyete hâkim olabilmek için Rayhiştagın son içtimaında hükümeti devir- meğe fevkalâde 'çalışmışlardır. Fakat! bu gayretler beyhude olmuştur. o Gerek baş vekilin gerek dahiliye nazırının teklif olunan ademi itimat kararları redolunmuştur. Bu suretle Reisi cumhur intihabatına kadar Alman- yada huzur ve sükünet devam edecektir. o Rayhiştağtaki bükü- metin muvaffakiyeti ayni zaman- da mâreşal Hindenborgun intihabı için iyi bir alâmet teşkil ediyor. Ingiliz - Fransız itilâfı Yeni Fransız kabinesinin en ziyade gayret ettiği gaye İngiltere ile Fransa arasında mukarenet husule getirmektir. Fransa cihan meselelerinde yalnız kaldığıni hissediyor. Şimdiye kadar İngilizlerin eski müttefikleri Fran- saya karşı gösterdikleri muzahoret zoraki idi. Fakat gittikçe Ingilte- renin siyaseti daha ziyade Alman- yaya ve Italyaya temayül ediyordu. Ingiltereye mümaşat teşebbüsü dele M. Laval kabinesi zamanında başlamıştı. Fakat mumaileyh kem disini nutuklarında bir çok Vaat teahhütler ile bağlamış olduğun- dan daha ilerisine gidemiyördü. Yeni başvekil M. Tardicu bu gibi kuyutdat ile mukayyet olmadığın- dan ve sözü kendi fırkaları ara- sında çok nafiz olduğundan daha serbest hareket etmektedir. Fakat Ingilizler henüz Fransız politika” sına belbağlamak aldm.