nem Sİ İKTİSADİ BAHİSLER Buğday meselesi nasıl halledilecek? Buğday, tekrar günün meselesi haline girdi. Altı yedi ay evvel bu hususta bazı tetkikat yapila- rak bir hal tarzı bulunmuş, bu tarzin tatbiki ziraat bankasına havale edilmişti. Verilen karar mucibince ziraat bankası, köylüden borcuna mu- kabil buğday alacak, bunu muha- faza, edecek buğdayın fiatini arttı- racaktı. Bu tarz yedi aydanberi tatbik edilmektedir. Acaba ziraat ban- kasının takip ettiği bu usul ne netice vermiştir. Buğday, Türkiyenin zirai istihsa- linde en geniş bir yer tutar, üçfe ikisi köylü olan bu memleketin en çok uğraştığı, zahmet çektiği iş buğday işidir. Buğday meselesi halledilmiş olsaydı Türk köylüsünün iştira kabiliyeti artacak, köylü manifa- tura, gaz, şeker gibi maddeleri daha çok satın alacaktı. Netice itibarile devletin varidat bütçesi bu kadar azalmıyacaktır. Buğday fiatinin düşmesi yüzün- den köylünün iştira kabiliyeti azalmıştır. Çünkü elindeki malların fiati gittikçe düsmektedir. Bu fiat düşkünlüğü, şimendifer olmıyan ve ihraç limanlarından uzak yerlerde büyük bir şekilde tezahür etmekte- dir. Bazı yerlerde bir okka buğday iki kuruşa kadar düşmüştür. Ziraat bankasının buğday top- laması suretile buğdayın kıymet- lendirilmesi teşebbüsü beklenilen neticeyi vermemiştir. Bu vaziyet karşında buğday meselesini tek- rar yeni baştan tetkik etmek ve bir çare bulmak lâzımdır. Hükümet bu ciheti nazarı dik- kate alarak yeni bir formül ara- maktadır. Iktisat vekâleti bu meseleyi tetkik ederken bü işte ihtisası olan zevatı Ankaraya davet edip bir kongre toplamalıdır, Kongrede ticaret borsaları reis- leri, ihracat tacirleri değirmenciler arazi sahipleri, ziraat fen memur- ları bulunmalıdır, buğday işinin mubtelif safhaları tetkik edilme- lidir. Aksi takdirde, beş altı ay sonra .gene bir buğday meselesi karşısında kalmak ihtimali vardır. Afyon zeriyati Ihracat odası afyon zeriyatı hakkında tetkikat yapmaktadır. Gelen haberlerde Anadolunun muhtelif yerlerinde âz zeriyat yapıldığı anlaşılmaktadır. Fakat bu haberin yalnız kışlık zeriyat hakkında bir fikir verebilir. Yaz- lık zeriyatın ne kadar olacağı belli değildir. Elde edilen umumi kanaata göre bu seneki mahsul her halde az olacaktır. Piyasada afyon fiatlerinin ileride artacağına dair kuvvetli bir ümit vardır. Mardin vilâyet umumi meclisi Mardin, 2 ( Hususi ) — Vilâyet umumi meclisi içtimamı bitirmiştir. Idarei hususiye bütçesi iki yüz bin altı yüz altmış yedi liradır. Buna göre masraf bütçesi de tanzim edilmiştir. Maarif ve Nafia sahalarına ihtiyaç görülen tahsisat verilmiştir, Üç sınıf olan erkek yatı mek- tebi beş sınıfa iblâğ edilmiştir. Bundan başka halk evine ve spor kısımlarına da tahkikat yapılmıştır. Daimi encümene Halkalı ziraat mezunlarından Kâmil, mütekait askeri okaymakamı Rıfat, diş tabibi Hilmi, mütekait yüzbaşı Ali beyler intihap edilmişlerdir. Nümune ahırları Ordu 3 (Hususi) — Vilâyet dahilinde aygır yetiştirmek için nürcune ahırları yapılmasına karar Şanghay muharebelerine ait ş w Şanghay önünde üç hafta devam eden şiddetli muharebeler şehirde bir çok zayiata sebep olmuştur. Çapey gibi kenar mahallelerde günlerez sokak muharebeleri devam ettiği gibi şehrin muhtelif nokta- larına gülleler ve tayyare bombaları da düşmüştür. Bunlar büyük hasarata sebep olmuştur. Resmimizde Çapey sokaklarında mevzi alamiyacak piyade askeri ile burada meşbur Odeon tiyatrosunun gülleler isabetile yariması görülüyor. Japon bahriye silâhendazları Bu. a İ Şanghay muharebelerine Japon bahriye silâhendaz efradı da iştirak etmiştir. Bunlar, nizamiye efradı geldikten sonra bir aralık gemilerine alınmış ise de sonradan Çinlilerin tazyiki üzerine tekrar karaya çıkarılmışlar ve cepheye sevkedilmişlerdir. Japon bahriye silâhendazları bilhassa Çapey civardaki sokak muharebelerine iştirak etmiştir. Burada sokaklarda kum torbalarından siperler yapılmış, günlerce verilmiştir. karşılıklı harp edilmiştir. Resmimizd: Japon bahriye silâhendazlarından bir müfreze görülüyor. KAR “ Yerli ,, diye satılan ecnebi malları Yerli mallar satan bir mağaza- dan 200 kuruşa “halis yerli mal,, diye bir çift kadın çorabı aldım. Evime geldiğim zaman çorabın koncunda ve içinde iki kâğıt buldum, bu kâğıtlara fransızca olarak Pariste bir çorap fabrika- sının ismi yazılıyordu. Hayretler içinde kaldım. Yerli ve Türk malı olan bir çorapta bu yazıların manası nedir? Avrupanın en kötü mallarını “ yerli ,, diye halka satarak kendi mallarımızın aleyhine propağanda yapmak, hem de bu suretle Avrupa mallarının Satışını temin etmek dogru mudur. Merciinin nazar di- katini celbederim. Fuat Kasımpaşa caddesine ağaç dikmeli Bir çok yerlerde icap eden ma- mahallere ağaç dikiliyor. Kasım- paşanın en mutena ve sahilden Yenişehre kadar imtidat eden Bahriye caddesi bu ağaç bayra- mından mahrum bırakılıyor. Bey- oğlunun bir mahallesi demek olan bu maallede berbat kokulu bir dere vardır. Buraya dikilecek ağaçlar derenin kokusunu tema- mile ortadan kaldıracaktır. Buraya, salkım, ıhlamur ve yahut çınar ağaçlarının dikilmesi çare- sinin temini için alâkadaranın nazarı dikkatini celberim. Kasımpaşa : Hüsamettin Haliç şirketi eski müşterilerini nasıl elde eder? Otobüsler Eyip - Istanbul ara sında seferlere başlayınca Haliç şirketi vaziyetinin fenalaştığını ga- zetelerde okuyoruz. Gene geçenlerde gazetelerde vaziyeti fenalaştığı için 'şirketin belediyeden zam istediğini oku- duk. Biz Haliç sakinlerine kâlırsa, eğer şirket zaziyeti düzeltmek istiyorsa, zam istiyeceğine halkı celbedecek çareler düşün- melidir. Acaba zam yapmakla kazanacağını mi zannediyor? Hiç te zannetmem. Bundan sonra vapurlardaki fev- kalâde izdihamı bilhasasa razarı itibara almalı. Haliç şirketi an- cak bundan sonra tekrar eski müşterilerini belki gene elde edebilirler. e Haliçli bir okuyucu Seyrisefain memurlarının maaşları Seyrisefain memurin ve müs- tehdemini üç aydan 'beri maaş almadıkları ve bu yüzden çok perişan (olduklarını görüyoruz. (19) liradan (35) liraya kadar maaş alan yüzlerce amele ve mürettebatın bu kış gününde vaziyetleri pek müşkülleşmiştir. Müdiri umumi muhterem Sadul- lah beyin nazarı dikkatini celb- ederiz. Kendisi bu işi bir bâle, yola koysun. H. Varal Bekçiler de haklı, halk da haklı Biz “mahalle bekçileri,, diye bir mesele vardır. Ve tuhaftır bekçi- ler artık polis sıfatını o almış demektir. Bekçi maznunu kara- kola getirir, oradan diğer karakola ve icap ederse polis müdürlüğüne gölürür. Bu müddet zarfında saat- lerce bos kalan o mahallede bir hırsız gayet kolaylıkla nasıl hır- sızlık yapmaz? Şaye: böyle bir hırsızlık olursa bekçiye (niçin bakmadın?) dediniz mi, cevap hazırdır: (Efendi bizde şaşırdık bekçimiyiz, polis miyiz.) der Hak- lıdır. o Mahalleyi (o beklenmeyen ehalinin bu bakmayan bekçiye para vermek istemediğinin sebe- bi de budur; binaenaleyh her iki taraf da haklıdır. Şu kalde yapr lacak mesele karakollarda polis adedini arlırmak ve bekçiyi polis hizmetinden ayırmak.