19Şubat 1932 GÜ j İfiratsız havalar Denizlide grip çok > tevessü etti Bu yüzden mektepler tatil edildi Denizli, 17 (Hususi) — Tahtes- sıfır 15 dereceye kadar inen şiddetli soğuklardan sonra birdem- bire tekrar ısınan ve bahar hissini veren havâa,“memleket ahalisinin sıhhati üzerinde fena tesirler yapmıştır. Grip hastalığı çoktur. Vilâyet sıhhat meclisi kararile muallim mektebi ve orta mektep bir hafta müddetle tatil edilmiştir. Kahve ve sinğma gibi umumi yerlerde (o tathirat ve © tebhirat yapılmıştır. Çok şükür bu hastalıktan ölen yoktur. İlkmektep talebelerinin de yüzde otuzundan © fazlası hastadır. Bu hastalık Boldan, Acıpayam ve Çivride de hissedilmiştir. Denizlide son hafta içinde üç Menenjit vukuatı da Okaydedil- miştir. Alâkadar makamatın bas- sasiyeti takdire değer bir dere- cededir. © Kahve ve sinema gibi umumi yerlerin, hastalığın salgın: devresi geçinceye kadar erken kapatılması çok doğru olur. Kaçakçılar Beş çuval sigara kâğıdı yakalandı Akhisar, 17 (Hususi) — Akhi- sarda Kapaklı ile Kayışlar ara- sında evvelki gece bir hâdise almuştur. Ve buradaki boğazda pusu kuran “ jandarma tefradı bir kaçakçı kafilesi ile karşılaşmışlar- dır. Jandarmalar, karanlıkta bir arabanın geçmekte olduğunu gö- rünce şüphelenmişler. Ve. — Dur. Kumandasını vermişlerdir. Fakat araba sür'atini artırarak uzaklaş- mağa başlayınca bilmecburiye ateş etmişlerdir. Bu sefer arabadaki kaçakçılar da silâhla mükabelede bulunmuşlar, fakat mukavemetin beyhude olduğunu görünce ara- bayı birakıp kaçmışlardır. Arabadaki hayvan telef olmuş ve araba olduğu yerde kalmıştır. Arabadaki (5) çuval siğara kâğıdı bulunmuş ve müsadere edilmiştir. Bir vaka Biri öldü, üçü ağır surette yaralı Bursa, evelki akşam Bursada Yenimahallede feci bir cinayet olmuş; bir kişi ölmüş, üç kişi de yaralanmıştır. Bir kız kaçırma işinden dolayı araları açılan Ferhatla pazarcı İsmaili barıştırmak üzere bazı arkadaşları araya girmişler. Bir yerde oturup içtikten ve eğlen- dikten sonra kahveye gitmişler. Kahvede mesele tekrar parla- mış ve kavğa çıkmıştır. Pazarcı Iemail çektiği bıçağı Ferhadın başına üç defa saplamış, bu sırada kuvgacıları ayızmak işin araya giren kahveci Nuride üç yerin- Gen yâralanmıştır. Bunun üzerine Ferhatda bıçaga sarılârak pazarcı İsmaile havale etmiş ve İsmâil kalbine inen bıçak darbesile (ölmüştür. o Ferhadın yaraları ağırdır. Zabıta bu kanlı © meseleye vaziyet etmiş, tahkikata başla- Kıştır, —a O ER aa EN RE NÜN HABERLERİ Bursada darlık Son zamanlarda iflâs vakaları çoğaldı Bursa, 17 (Hususi) — Şehri- mizdeki iş ve para buhranı bay- ramdan sonra enikonu arttı. Çar- şıda, tüccar muamelâtında, banka işlerinde umumi bir durgunluk vardır. En son ümidini bayram üstü olacak alış verişe bağlıyan bir çok esnaf, piyasanın hareketsizli- ğinden şaşırıp kalmışlardır. Ses- sizce dükkânını kapayanlar görül- düğü gibi, mühim bir sarsıntı tevlit eden ehemmiyetli iflâslar da başlamıştır. Bursa tüccarları bir birinn im- zalarile karşılıklı para çektikleri için bir iflâs, birçok ticarethane- neyi de müteessir ediyor. Son zamanlarda vuku bulan bir iki iflâs hadisesi bu şekilde, bir çok- larını fena vaziyete düşürmüştür. Bankalar bir müddetten beri esasen kredi muamelesini gevşet- mişdi. (O Yakın zamana kadar haftada bir iki defa görülen protestolar son zamanda bazan günde bir kaçı bulacak kadar artmıştır. Esnafta hâkim olan kanaat, bir kısım bankaların, tüc- cara icap ettiği kadar yardım ve kolaylık göstermedikleri merke- zindedir. z Yumurta bolluğu Bursa 18 — Burada yumurta pek koldur. Son zamana kadar üç buçuk kuruşa satılan yumurta fiatleri yükselmiştir. Taze yumur- ta iki kuruşa, yetmiş paraya satılmakradır. Cesur doktor “Hiç bir kadından korkmam,, diyor! Izmir 18 — Kadın- erkek mü- nakaşası burada yeniden alevlen- miştir. Kıhbıklık mes'elesi etrafın- da beyanatta bulunan operatör Bahtiyar bey: — Ben bayatımda hiç bir ka- dından korkmadığım için erkekler birliği diye bir teşekküle lüzum görmüyorum. Böyle bir cemiyete ibtiyaç hissetmiyorum. Erkeklerle kadinlar arasında mühim bir fark vardır. Erkekler daha ziyade akıl ile hareket eder- ler. Kadınlar ise.. Demiştir .Kadınlara karşı mey- dan okuyan bu beyanat ve dok- torun gösterdiği büyük cesaret pek çok İzmir erkeklerini hayret- lere düşürmüştür. Idamı istendi İzmir kız lisesi cinayetinin muhakemesi Izmir 18 — Kız lisesinde hede- me Zekiye hanımı bıçakla yirmi yerinden yaralıyarak öldürmekle mazmun gece bekçisi Süleyman hakkında birinci istintak daire- sinde yapılmakta olan tahkikat neticelenmiştir. Müddei umumilik Süleymanın idamını istemektedir. Mersinde bahar Mersin, 17 — Şebrimizzde bir ilkbahar havası hüküm sürüyor. Giyilen paltolar vücutlarda ağır- lık vermeye başdı. Paltolarını çıkaranlarda vardır. Akhisardaki tütünler Akhisar 17 (Hususi) — Çek rejisinin buradan mühim miktarda tütün alacağı tahakkuk ediyor. Akhisar ve köylerinde satılmamış bir milyon üç yüz bin kilo tütün mevcuttur. GT teslihat Almanlar müsavat istiyorlar bırakmalı,, diyorlar Cenevre, 18 — Alman heyeti terki teslihat konferansına bir muhtıra ile tekliflerde bulunmuş- tur. Heyet cemiyet âzası olan bütün devletlerin Almanya gibi silâbtan tecrit edilmesini istiyor. Heyeti murahhasa aynı zamanda mecburi askerlik hizmetinin ilga- sını, bucum arabaları (tank) isti- malinin, askeri tayyareciliğin, tah- telbahirlerin tayyare taşıyan ge- milerin ve zehirli gaz kullanılma- sının, bakteriyolojik harbin menini harp gemileri tonilatolarının 10 bin tonaya ve bahriye toplarımn 280 milimetreye tahdidini teklif eylemektedir. Deniz kuvayı askeriyesi yalnız gönüllü kaydı suretile yapılacak ve hudutlara mücaveretleri itiba- rile komşu devletleri tehdit ede- edebilecek olan istihkâmatın Inşa ve istimali de menolunacaktır. Alman heyeti umumi ve hususi silâh imalinin bir nizam altma vazını ve ithalât ve ibracatının menedilmesini talep etmektedir. Rus ordusu Rusya Cemiyeti Akvama malümat verdi Cenevre 18 (A.A.) — Rusya- nın teslihat vaziyetine dair Sov- yet Rusyadan cemiyeti akvam kâtibi urumiliğine verilmiş olan malümat dün neşredilmiştir. Kızıl ordunun 1 Kânunusani 1931 deki mevcudu kara, deniz ve hava kuvvetleri dahil olmak üzere 262,000 nefer ile 37,700 zabitten ibarettir. Askeri olarak vücuda getiri- len teşekküllerin mevçudu 58,590 nefer ile 3,920 zabite baliğ bulu- nuyordu. Hava kuvvetleri ceman 310,400 beygir kuvvetinde 760 tayyaredir. Karadenizde bulunan donanma, ceman 169,892 ton hacminde 54 gemiden mürekkep olup buna 48,590 ton hacmindeki 15 gemiyi ilâve etmek lâzımdır. Kızılordunun 1931 deki mesa- rifi 1,290 milyon rubleye baliğ bulunmakta idi. Italyada işsizlik Başka memleketlere giden amele geri dönüyor Roma, 17 (A.A.) — Buhran dolayisile ecnebi memleketlerden avdet etmekte olan amele İtalyada işsizlik meselesini büsbütün müş- külleştirmiştir. Son Kânunuevvelde amele ola- rak yerleşmiş olan 3,583 kişi ve amele olmıyarak yerleşmiş olan 1,865 kişi Fransadan avdet etmiş tir. 1931 senesinde Fransadan avdet atmiş olan amelenin adedi 32,192 ye baliğ olmuştur. Bu son zamanlarda memlekete avdet ha- reketi ziyadeleşmiştir. Diğer taraftan son Kânunuevel- de Avrupadan ve Akdeniz sahil- lerindeki memleketlerden 7,448 amele ile okyanoslar ötesindeki memleketlerden 11,350 amele dönmüştür. 1931 senesinde çceman yekün 107,744 amele gelmiştir. Bunu 64,339 u Avrupadan 45,405 de Okyanoslar (o ortasındaki memle- ketlerden gelmiştir. “Bütün devletler silâhlarını AKŞAM'ın tefrikası: No: 28 Tevkif edilen istinaf reisi zavallı Raşit bey (Fizan) a nefyedilmiş. Trabulustan kırk beş günlük bir çöl seyahati ile gidilebilen Fizan, Afrika çölünün en berbat bir noktasıdır. Şehirdeki isyan ise devam ediyor. Binlerce arap atlısı şehre yayılmış, yahudiler dükkân- larını kapamışlar, evlerinden kaç- mışlar, takım takım askerler silâhlanarak hükümet konağına, vukuu muhtemel hücumu menet- mek için koşuşuyorlar. Mahpesin pencerelerinden biz de bunları görüyoruz. Nihayet işte araplar geliyorlar, atlar koşu- şuyor, ve bir bağırışmadır gidiyor, bir kıyamettir kopuyor, fakat silâh sesi yok... Akşam üstü arapların istedik- leri kabul edilmiş, (Baş ağa) azk- olunmuş... Ne utanmaz devir, ne utanmaz Saltanat, ne hayasız bir idare idi 07. O günleri hatırlamak bile bugün yüz kızartıyor. .. Istanbula kitap ısmarlamak iste- yoruz. İzin vermeyorlar. — Kitap getirtmeyiniz, şimdi kitabı ne yapacasınız? Muvakkat bir zaman için okumayınız. Çare yok, bu gün böyle lâzım, kork- mayın bildiklerinizi unutmazsınız... kitap getirtirseniz hakkınızda sui zanda bulunurlar. O kitaplar buraya gelinceye kadar bir çok ellerden geçer.. Bir vakit de kuranla, akait ki- taplarile meşgul olunuz. Bazınız da bilmem Ebüzziya mecmuası ister, kâğıt yazar, sipariş verir, yap- mayın böyle şeyler.. Söz dinleyin biraz..,, Bu son darbe dağrudan doğ- ruya bana idi. Iki hafta evvel Ebüzziya mecmualarını ben ısmar- lamıştım. Demek o da yasakl.. * .. Bir arap çocuğu, bir dilenci mahpese musallat oldu, fakat işimize de yarıyordu. Ortalığı sü- pürüyor, kaç gündür görünmez oldu, cöpler de öylece kaldı. Me- ğer ( bırakmıyorlarmış. (oMiralay gelince söyledik: — Efendim kendiniz süpürünüz, artık eyice anlaşıldı ki sizin ya- nınıza her hangi bir iş için bir asker, arap çocuğu getirmek iyi değil... Sebebini sorduk cevap verdi: — Daba nasıl sebepistersiniz... Yanınıza canlı kim gelse, hemen hemen onu dışarı ile muhaberede kullanmağa çalışıyorsunuz. Olana kanaat, hiç işinize gelmiyor. Bu işinizi görmeğe, hizmetinizde bu- lanmağa gönderilen askeri, eline bir çeyrek vererek bir de mektup tutuşturuyorsunuz. “ Bu filân yere gidecek, para da senin ,, diye yollayorsunuz. Herif tutuluyor, yüzünüzden hapse giri- yor. Mektuptada bir şey olsa bari... Fizana, Fizandaki bir sür- güne, Süphanalllah, hem de bu altıncı mektup imiş... Beş tane gitmiş gelmiş, farkma varmamışız, ne ise bunu yakaladık... Bir saatten fazla böyle söylendi, durdu, giderken bağırdık: — Bu süpürüntü kaldırtılmazsa biz kaldırmayız! O, hiç cevap vermeden çıktı. Yavaş yavaş (mabpesimizde gene hareket, hayat başladı. Son ibtilâl vakasındanberi biraz durgunlaşan arkadaşlar gene can- Sahife 5 19 Şubat 1932 ZINDAN HATIRALARI Abdülhamit devrine ait hakiki maceralar Muharriri : * andılar. Bir gece bir keten helvası âlemi yaptik.x Cimnastik lelerimiz, halka- larımız da vaf«. Bir de yeni oyun çıktı. > Hele ceviz oyunu... Herkes telâş ve ter içinde,. Birfaaliyettir gidi- yor, kazajfan “kucağını cevizle doldurarak © atiyor kahkahayı... Kaybedenin de suratından düşen bin parça... ye Bir taraftan da avluda (Mam) oynıyanlar var. Koşan, bağıran, gülen, kaçan... “Nihayet döne dolaşa çocukluğa avdet etmiştik. Hocai azizimiz. (Kâmil hoca, bu arkadaşımız Istanbulda mek- tebi idadii harbi makine müselle- sat muallim muavini idi. Elinden her iş gelirdi. Ona” hocai azizimiz derdik.) Bir de top yaptı... Haydi şimdi bir top oyunudur gidiyor. * .. Ramazan gelince, içimizede bir hüzün çöktü, Istanbul, evlerimiz, ailelerimiz, dostlarımız, bütün sev- diğimiz yerler ve-insanlar hatırı- mıza geldi, ne olursa olsun bu mübarek ayın “başka bir hususi- yeti var. i Fakat artık hüzün çok sürme- yor... & Bir arkadâş bilmem nereden bir gaz tenekesi, bir de süpürge sapı bulmuş, bü hiç görülmemiş, nevicat, ramazan davuluyla güm- lemeğe ve biriki arkadaş ta davulun fasılalarında (ramazan beyitleri söylemeye başladılar. : Öyle hükmedilebilir ki, şu Mü- barek Ramazan hiç bir yerde, hiç bukadar sürür ve neşve ile karşılanmamıştır. Ramazan bizde bir de yeni ümit doğurdu. Bu ayın on be- şinde Yıldızdan Topkapı sarayına (teşrifi şahane) vuku bulduğu için köprüde, denizde, karada bir sujikasıt ihtimali. Bu ibtimal kafalarımızi işgal etmekten biran hâli kalmadı. Ramazan münasebetile muha- fızlarımıza ayrı ayrı (ihsanı şaha- ne) ler gelmiş. Bizim ise yevmiye- lerimiz asılıyor, takılıyor... Çünkü Trablusugarp: vilâyeti sandığı tam takır... Istanbuldan ihsanı şahane geliyor amma, vilâyet sandığına birşey yok... Nihayet bin müşkilâtla kitap getirtmek müsaadesini aldık. Ar- kaşlar para topladık, istenen ki- tapların da bir listesini yaptık. topu topu 22 kitap sipariş mek- tubumuzu (yâzdik, muhafızımıza gönderdik, © Sipariş mektubuna birde istirhâmname (leffetmeği unutmadık. Biraz sonra miralay geldi: — O kadar kitap çok değil mi? — Bu kadar insana 22 kitap çok mu, o kadarcık kitap bir kişiye bile yetmez... — Öyle amma bu kitapları toptan bir kitapçıya ısmarlamak? — Nevolur efendim, daha ucuz -gelir. — Oda: doğru amma, bu kitap- lar kitapçrda: bir paket olacak, sonra benim” vasıtamla gelecek... Halbuki Istanbulda bu işleri gö- zetleyen sürü ile insan var.. Bu koca pâketi gördüler mi, al sana bir jurnal.. Sonra çık bakayım işin içindeh... — Kitapçılâr her posta günü, böyle büyük büyük paketler ha- zırlar, her tarafa yollarlar... O arada bizim. paket de gider, ve nazarı dikkati celbetmez, emin olunuz.. ç (Bitmedi) Hü yağa lif?