ne A ay ey gmail oni ORGAN Gripl Hastalık: Izmirde salgın halinde Konyada da grip vakaları çoğalıyor Şehrimizde son günlerde grip hastalığı fazlalaşmıştır. Hastalık bilhassa mekteplerde daha müzmin bir şekil almış; bir çok talebe mekteplerine devam edememek mecburiyetinde |kalmışlardır. Amerikan mektebinde 64 talebe gripten mustarip olarak mekte- bin hastahanesinde tedavi altıma alınmıştır. Ayrıca 25 kadar talebe de evlerinde rahatsız bulunmakta ve mektebe devam edememek- tedir. Erkek lisesi talebelerinden 20, kız kollejinden 16, ticaret mek- tebinden 22 talebe grip bastalı- ğından rahatsızdır. Diğer memleketlerde de bir çok talebe hasta bulunmaktadır. Lise ve orta mektep talebe- lerinden başka muallimlerden de gripten rahatsız bulunanlar vardır. Konyada grip Konya 21 ( Hususi) — Şehri- mizde grip salgını devam ediyor. Mekteplerde bazı vakalar görül- düğünden sıhhiye müdürü bütün mektepleri o gezmiştir. £ Şimdilik mekteplerin kapatılmasına sebep olacak bir vaziyet olmadığı anla- şılmıştır. Kastomonuda kış Şehrin kenarına kadar kurtlar indi" Kastamonu, 21 Burada kış bütün şiddetile devam ediyor. Her taraf kar içindedir. Bir aydanberi hararet, sıfırdan aşağı on ile yirmiderece arasında dır. Bu günlerde kışın şiddeti Kastomonuyu müteessir ediyor. Geçen bafta dağlardan inen kurtlar, Kastomonuda'ki sokak köpeklerini kaparak parçalamışlar- dır. Köylüler kurtların şerrinden korkarak ,geceleri çıkamıyorlar. (Husui) — | Kurtların insan ve hayvana zararı dokunmaması için bura zabıtası tedbirler almaktadır. Yangın Izmirde bir kereste deposu yandı İzmir, 21 — Bulvar şirketinin ikinci kordon dirseğinde Banka Di Romanın ittisalindeki M. Re- binin kereste: deposundan: yangın çıkmıştır. Depoda fazla miktarda kereste (bulunuyordu. (Havanın ruzgârlı olması münasebetile itfa- iye yangını söndürmekte çok müş- külata maruz kalmakta idi. Maa- mafih itfaiye efradının civardaki binaları kurtarmak için: büyük bir gayret sarfettikleri görülüyordu. Yangın mahallinin çarşıya yakın olması münasebetile bir çok tüc- carlar barik zuhur eden mahalle koşmuşlardır. Yangın bir bucuk saat kadar devam etmiş ve söndürülmüştür. Yangını söndürmek için askeri müfreze de gelmiş ve itfaiyeye yardım etmiştir. Gemahiri Müttehide sefirleri Washington, 21 (A.A.) — Res- mi muhafil Londra sefirliğine acilen birisinin tayin edilmemesi ihtimal dahilinde (bulunduğunu düşünmektedir. Bazı mahafilde Paris sefirinin Londraya tayin edileceği ve Cemahiri Müttahidenin Romadaki sefirinin de Paris sefirliğine tayin olunacağı fikrini izhar etmektedir; İGÜNÜN HABERLER . . je Binicilik Konyada gençleri kahve- den kurtarmak için faydalı bir teşebbüs Konya, 21 (Hususi) — Gençlik teşkküllerini kahve ve pokerden kurtarmak maksadile vali Izzet bey çiftliğe. sekiz beygir celbe- ederek gençleri binicilik sporma teşvik etmiştir. Bu spor gençler arasında fazla rağbet bulmuştur. 8 beygir kâfi gelmemektedir. Biniciliğe alâkanın fazlalığından memnuniyet beyan eden vali bey beygir miktarını çoğaltacaktır. Konyada mahsul Konya 21 (Hususi) — Bu sene mabsulât kışın erken gelişinden ve soğuklardan müteessir olma- mıştır. Geçen senelere yakın ıis- pette mahsulât ekilmiştir. Bu sene köylü daha ziyade afyona ehem- miyet vermişse de son zamanlar- daki soğuklardan bu mahsulün büyük bir kısmı müteessir ok rauştur, Madrit borsası açılıyor Madrit 21 (A.A.)— Borsa açıl mıştır. Muamelat nadirdir. Fiatlar- datenezzüle temayül vardır. Ne kadar yemeli. Almanyada Bazı şehirlerde sokaklara otomatik makineler konmuştur. Bu makinalarda her- kesin boyu ve ağırlığı hesap edi- lerek nekadar kaloriye ihtiyaç hasıl olduğu ve bunu nesuretle temin edebileceği hakkın da bir cedvel verilmektedir. o Vücudunu aynı halde muhafaza etmek isteyenler bu otomatlara çok rağbet ediyor- lar. Resmimizde bir kadın makine önünde boyunu ölçerek tartılırken görülüyor. Almanyada vaziyet Hitler: lehinde şiddetli propaganda başladı Berlin, 21 — Yeni reisicumhur intihabı münasebetile vuku bulan münakaşalar, işsizliğin artması ve tamirat meselesi ettrafındaki dedi kodular burada büyük bir asabi- yet uyandırmaktadır. Başvekilin “Artık tamirat namile para ver- miyeceğiz , yolundaki beyanatı üzerine baş gösteren nikbinlik zail olmaktadır. Bir kısım gazeteler tamirat işinin yalnız Almanya tarafından halledilemiyeceğini söylemektedir. Bir kısım gazeteler ise Fransa'nın bütün hareketlerine (o metanetle mukabele etmek lâzım: geldiğini beyan. ediyor. Hitler taraftarı gazeteler bundan istifade ederek Hitler ve faşizm lehinde şiddetli propaganda yapmaktadır. Acele Almanya gizlice silâhlanıyormuş Icabında kuvvetli bir ordu çıkarabilirmiş Paris, 12 — Fransız mebusan meclisi bariciye encümeni Alman- yanın gizli teslihali ve İtalyanın vaziyeti hakkında ceneral i ile M. Eccard tarafından verilen raporu tetkik etmiştir. Raporda deniliyor ki: Almanya Versay muahedesi imkânı hılâfına olarak küçük zabitleri sayesinde kuvvetli bir ordu hazırlıyor. Almanya'da kü- çük zabit pek bol ve büyük bir ordunun kadrolarını dolduracak kadardır. Bundan başka hususi mektepler tarafından da zabit yetiştiriliyor. Eski alayların eski kadroları her zaman hazırdır. Alman sanayii Alman ordusuna kısa: bir müddet zarfında bol silâh ve mühimmat verebilecek vaziyettedir. Her tarafta intikam propagandası yapılıyor. Bazı mek- tep kitapları bu maksatla yazıl- mıştır, Alman bütçesinde askeri mas- rafa ait gizli fasıllar vardır. Te- kaüt maaşı tahsisatının büyük bir kısmı askeri işlerde kullanı- lan ihtiyat zabitlerine verilmek- tedir. Hariciye encümeni bu rapor etrafında (omüzakerede buluna- caktır. Hindistanda Şimal hududunda yeni hadiseler Londra 21 — Hindistanın şimal taraflarında yeniden karışıklık başlamıştır. Kabileler şehirlere hücum ederek yağmada bulun- makta, İngiliz müessesatını yak- maktadır. Hükümet bu havaliye asker göndermiştir. Keşmir Gugar kabilesi Precisi köyünde 5 ev ve mağazayı harap etmiş ve posta eşyasını yaktıktan sonra polis karakoluna taarruz ederek silâhları zapt ve bir mik- tar kâat para alıp savuşmuştur. Fransa - Almanya Fransız radikal fırkasının kararı Paris, 21 (A.A.) — Radikal- Sosyalist fırkasının icra komitesi dün heyeti umumiye halinde toplanmış ve fırkanın M. Brianda beyanı ibtiram etmesini talep eden M. Herriotu istima etmiştir. M. Herriot, M. Briandın infikâ- kinin kökümeti müstakbel konfe- ranslarda ağır vaziyetler karşısında bırakmakta olduğunu beyan etmiş- tir. Mumaileyh, mukavelelerin bir cihetle- kararlarla. feshedilmesini Fransanın kabul edemiyeceğini söylemiş ve her türlü şiddet hare- ketinin bertaraf edilmesi lüzumunu ilâve eylemiştir. Diğer fırka azalarının beyana- tından sonra, fırka, Fransanın tek cepheli kararlarla mukavelelerin. feshini kabul edemiyeceğini ve Fransanın mubafazai hukukunun Avrupa teşkilâtı ve sulh için lâzımı gayrimüfarik olan Alman Fransız itilâfına mani'teşkil etmi- yeceğini, kabineye bilhassa büt- çede açık olmasına: sebep verdiği mutaleasile (itimat obeyanından istinkâf edeceğini mübeyyin ruz- nameyi tasvip ve kabul eylemiştir. Belçika veliahtı ve-zevcesi Kahire 20 ( A.A ) — Belçika veliahtı ve zevcesi Porte Sait'e uğramışlar ve oradan Kabhireye gelerek günü orada geçirmişler ve kralı ziyaret etmişlerdir. Gece, hareket etmişlerdir. ZINDAN HATIRALARI Abdülhamit devrine ait hakiki maceralar Muharriri : * Tefrikamiza alt vesikalardan Dünkü nushamızın hülâsası: Karanlık bir gece atlı genç tıbbiye mektebinin bodrumundan alınarak Üsküdar sahiline getiriliyor. Burada sandala bindirilerek bir vapura götürülürken gelen bir emir üzerine içlerinden biri, tefrikanın muhar- riri geri çevriliyor. Muhafaza altında tekrar yürümüğe “başlıyor. Şimdi fener de yok.. Önümüzü göremiyoruz, ayaklarım gâh bir taşa takılıyor, gâh bir çukura batıyor, sendeliyorum, düşüyorum. Bir yokuş çıktık. İşte mektebi tıbbiye göründü. Gene eski yerime (Cami altı)na tıkıldım. Fakat ne olmuştu? Neden sahi- le kadar götürülmüş, sonra ne için tekrar yerime iade edilmiş- tim?. Nihayet orada denizde bekleyen sandal ve o kap kara dumanlar savuran istimbot, o beş arkadaş, beş kelepçeli hem- dert.... Onlar ne oldular? Bu sefer ayaklarıma takmadılar. Yorgun vücudum bir yığın ot gibi pis döşemeye yıkıldı ve öylece: kaldı. Yalnız uyuyamıyorum. zincir (Cami altı) mektebi: tıbbiyenin meşhur mahpesi idi. Beni tıbbiye ileshiç bir: alâkam olmamakla bereber, her ne dense: buraya getirmişlerdi. Burası yerden yirmi beş otuz ayak merdiven ile inilir, havasız loş bilhassa çok pis bir yerdi. İçerisi bir çok kemerlerle bölün- müştü. Karanlık, havasızlık ve soğuktan ziyade beni berbat eden rutubetti Öyle bir rutubet ki tarif edilemez. Burada günahı büyük olanlara mahsus küçük küçük daracık lo- calar vardı. Bu localarda yatmak dolaşmak mümkün değildir. Ayak- ta durmakdan başka çare yoktur: Diğer höcrelerde genç tıbbiye- liler vardı. Onları günde bir kaç defa çağırıyorlar istintak ediyor- lar. Tekrar yerlerine getiriyorlar- dı. Beni ise ne zamandır biç ara- yıp. sordukları: yok. Bir gardiyan her sabah bir parça kuru ekmekle zeytin getiriyor, biraz. su. veriyor. işte o kadar. Kendi kendime bu hal hakkımdâki hükmün verilmiş olduğuna bir delildir. diyorum. Böyle ise bile, artık ne olacaksa olsa... . .. Muhafızlardan genç bir mülâ- am, alaylı olmakla beraber saf ve herhalde nisbeten az zehirlen- miş.. Temiz bir aileye mensup olduğu için bana fazla mülâyim ve nazik davranıyor. Bilmem bir şey anlayor, düşü- nüyor, hissediyor mu, yoksa yal- insani bir hisle mi merha- Fırsat bulabildikçe gelir fakat bin korku ve nız metli... halimi sorar, helecan ile sorar, bazan da bana dışarıdan ; sigara, fıstık ve ümit verici aaberler getirirdi. Zavallı nın gücü fazla yetmiyor... Bugün yine göründü. Yüzü gü- lüyordü. Yanıma sokuldu, ve nefes nefese: ie h bilir'seni kardeş gibi — Teşekkür ederim, daima minnettarınızım! — Sana bugün müjdem var. Geçmiş. olsun, artık kurutuldun demektir. — Ben mi? — Evet, farkında değil misin, dün geceki hadiseye, dikkat etmedin mi? Yüzüne aptal aptal bakıyordum Dün geceki hadiseye değil, hiç bir. hadise ve vakaya dikkat edecek hal ve mecalim, kafam yoktu. Fakat olsa da acaba nesine dikkat edecektim. Benim bu şaşkın şaşkın bakı şımdan can sıkılan (omülâzım devam etti: — Yahu, dün gece: ötekilerle beraber ölümün kapısına kadar gittin de geri döndün, hâlâ mi farkında değilsin. — Ötekiler ölüme mi gettiler ? — Bırak şimdi onları... Nene lâzım senin. — Allah aşkına söyle, o beş zavalliyı... — Sus, sus... — Marmaraya hal — Canım: bırak şimdi onları, sen kendine bak.. Her tarafım titriyordu. Fenerin ölü ışığı altın- da: dün geceki halsiz, mecalsiz, perişan: variyetleri, duruşları bir daha gözümün önüne geldi, de- mek dün gece onların son gecesi, son saatleri idi... Vah zavallı ço- cuklarl. Ben, bu ölüm kafilesinden ar- takalmıştım. Artakalmıştım, fakat ne zamana kadar? Hemen mülâzıma sordum: — Peki beni ne vakit öldüre- cekler? — Sen affolundun, sakın sesini çıkarma. Kimseye benim birşey söylediğimi oağzmdan kaçırma, zaten sana da bugün tebliğ ede- cekler ve serbest bırakacaklar zannederim; (Arkası var ) na rr TEŞEKKUR Çok sevgili ninemizin aramızdan ebedi ayrılışı dolayısile. duyduğumuz elem va acılara iştirak ve bizleri bu teessür dolu günlerimizde gerek bizzat ve gerek tal riren. taziye : ve teselli etmek lütfunda bulunan zevatı muhteremeye ailemizin anına en derin şükran hislerinin iblâğ ve takdimino muhterem gazetenizin tavas sutunu rica ederim, İş bankası umum müdürü Mahmut Celâl bey ve ailesi namma Milli Reasürans müdürlerinden Reti Celâl