12 Kânunuevvel 1931 — Fr MAP Hollivüt İhsknipla rı Hollivutun en şen ve en iyi kalpli artisti Marion Davis muallim olmak isterken nasıl artist oldu? Marion Hollivut 21 ( Hususi ) — Holli- vuttaki artistler arasında sinemaya heves etmeden artist olan biri varsa o da Marion Davistir. Marion,'Nevyorkta Irlandalıların oturdukları fakir mahallede doğ- muştur. Küçükken Marionun bütün emeli bir mektepte muallim olmaktı. Servetleri olmadığından muallim olabilmek için lâzım olan tahsili görememişti. Muallim olamayınca evlerde mü- rebbiyeliğe heves etmiştir. Fakat bunda da muvaffak olamamıştır. Müracaat ettiği evlerde fazla gü- zel olması kusur addedilerek mü- rebbiyeliğe kabul edilmemiştir. Hayatını okazanmağa mecbur olan Marion, ister istemez bir tiyatroda (bulduğu ( şantözlüğü kabul etmeğe mecbur olmuştur. Bir müddet sonra filim çevir- mesi teklif edilince kabul etmiş ve komedilerde fevkalâde mu- vaffak olmuştur. Hollivutta Marionun evine bü- tün artistler devam ederler. Ev sahibinin tatlı yüzü, mültefitliği herkesi kendine çelbetmektedir. | Rejisörler Mariona filim çevirt- mekten çok memnun olurlar. Çünkü rolü icabı çirkinleşmek lâzım olursa Marion hiç kızmadan | pl kendini çirkinleştirecek makinyaj yapar. Birlikte oynadığı artistin beceremediği bir ;sahneyi bir çok defalar tekrarlamak icap ederse Marion hiddetlenmez, güler yüzleğ sahneleri tekrarlar. | Marion Daves hususiyetinde de | gayet neşelidir. Hollivuttaki artist- | lerin hepsinin gayet güzel taklit- | wi Davis lerini yapar, hattâ kendi kendi- sinin bile taklidini yaparak davet- lilerini eğlendirir. Spora çok merakı vardır. Tenisi, ata binmesini, otomobil kullan- masını pek sever. Hollivutta ken- disine arkadaşları ( Hollivutun en güzeli ve en iyi kalpli artisti ) unvanını vermişlerdir. Marion iyilik etmesini pek sever. Muvaffak olmıyan artistleri teselli, parası olmıyanlara yardım eder, müptedilerin iyi artist olarak yetişmelerine çalışır. Marionun her Avrupaya gidişinde Hollivuttaki arkadaşları kendisini teşyi eder- ken (Hollivutun ruhu gidiyor) derler. Velhasıl Marion bütün Hellivutun en çok sevilen artistidir. * Ufa'nın “Monte Karlo boni- balar altinda,, filmi çok rağbet görmekte devam ediyor. Bu film “Vaelger,, komisyonu tarafından “sanatkârane bir eser, olarak kabul edildiğinden az temaşa vergisi alınacaktır. A Altın kalp Bu hafta Artistik sinemasında “ Altın kalp,, filmi gösterilmek- | tedir. Filmin mevzuu şudur: İ Genç bir çiçekçi: Jan... Bu delikanlı Marselin isminde bir kad'na tutkundur. Marselin de Rişar isminde bir adamın metre- sidir. Jan fevkalâde iyi kalpli bir adamdır. Genç adam bir gün sevgilisini evine davet eder, ona aşkını söyler. Hafif meşrep bir kadın olan Marselin : I — Peki. Fakat Rişar masın |. Der. Bu esnada i takip eden Rişar içeriye girer Marselin ile kavga eder ve ka- dından ayrılır. Marselin göz yaş- ları içinde kalır, Janı sevmediği halde onunla evlenme razı olur. Kocasını sevmiyen Marselin bir müddet sonra başka birisine gö- nül kaptırır. Onunla kaçmağa karar verir. Fakat kocası o kadar iyi bir adamdır ki nihayet bu ka- rarından vaz geçer. Tekrar Janın kulları arasına atılır. Hem bu sefer aşkla.. Davit Golder duy- metresini Filimden bir sahne Bu hafta Glorya sinemasında Davit Golder filmi gösterilmekte- dir. Filmin mevzuu şudur: Davit zengin bir adam.. Borsada fev- kalâde muvaffak olan bir banker.. Davidin odünyada en sevdiği mahlük kızı Joycedir. Davit karı- sından hiç memnun değildir. Çünkü onun kendisini aldattığını bilmektedir. Onun için zengin banker bütün muhabbetini kızına vermiştir. Davit bir akşam üstüne gelen bir fenalıkla bayılır. Karısı Davidin öleceğini (o zannederek hemen kocasının başına dikilir: — Servetini benim üstüme çe- vir |. Diye ısrar eder. Davit: — Hayır.. Bütün paramı kızıma bırakacağım .. Çünkü o yalnız benim... Diyor. Kadın bunun üzerine gülüyor : — Hayır.. O senin çocuğun değil.. Cevabını veriyor ve ken- disini nasıl aldattığını anlatıyor. Davit Joyce'nin de kendi kızı olmadığını anlayınca mahsus iflâs ediyor. Beş parasız kalınca ailesi tititii 28028881 bsstite$ iersyi j' zi Ronny filminden bir başka sahne D MU i Ronny dağılıyor, kendi de gaip oluyor. İ cek vaziyetteyiz. Istanbul sokak- EA A ZN AE Ba Gi Si Berlin ins m tupları Willy Fritsch yeni bir filme başladı: Yüz bulmuş Ronny filmi bir kaç gün evvel bitti, EAEZ 1 7 Ronny filmind 3 (Hususi — Wiliy Fritsceh'le Kaethe von Nagy'nin Berlin, isminde bir filim çevir- mekte olduklarını yazmıştım. Filim bir kaç gün evvel bitmiştir. Şimdi Willy Fritch “Yüz bulmuş!, isminde yeni bir filim çevirmeğe başlamıştır. Ronny, bir operet filmidir. Musiki parçalarını (omeşhur OEmmerich Kalman bestelemiştir. o Çardaş, Bayader, Mariça gibi bir çok operetlerile şöhret kazanmış olan Kalman'ın bu operet filminden de çok güzel eserleri vardır. Filim, almanca ve fransızca ola- rak yapılmıştır. Her iki lisanda baş kadın rolünü Kaethe von Nagy yapmaktadır. Villy Fritseh'in şimdi çevirmeğe yakında gösterilecek en bir sahne başladığ ,, Yüz bulmuş!,, filmine ge- lince bu, boş birkomedidir. Kendi güzelliğine, beçerikliliğine emin ola: sevimli ve hoş bazı gençleler var- dır. Bunlar her tarafta yüz bula- caklarını bildiklerinden her yere girer çıkar, her işe atılırlar. İşte yeni filimde Willy Fritseh böyle bir rol oynuyor. Pek parasız kaldığı bir gün, amcasının ekseriya kullandığı bir köşkü iki güzel kadına kiraya veriyor. Halbuki aksi gibi amca bey de, kalkıp köşke geldiğinden, vaziyeti idare ve her iki tarafı diğerine birer misafir gibi gösterip rezalete meydan bırakmamak içir çalışıp çabalamak mecburiyeti, çe eğlenceli sahnelere vesile teşkil ediyor. Türkçe filim meselesi “İstanbul sokaklarında,, yı yeni filimler takip etmelidir “İstanbul sokaklarında,, filminin | gösterilmesine devam ediliyor. | Her gün Elhamra ve Melek sine- | maları, bu ilk Türkçe sözlü filmi | görmeğe giden halk ile doluyor. | Maamafih bütün bu rağbete rağ- | men filmi vücuda getirenler henüz masraflarını çıkarmaktan | çok uzak bir vaziyettedirler. Bun- lar ümitlerini Mısır ve Yuna- nistana bağlamışlardır. Gelecek para açığı kapatmağa | yasdım ederse yeniden sözlü filim yapmak için teşebbüs edilecektir. | Aksi takdirde Türkçe sözlü filim- | ler vücude getirilmesi teşebbüsü şimdilik suya düşecektir. “İstanbul sokaklarında,, filmini çevirtmiş olan müessesenin mü- | dürlerinden Fahir ipekçi beyle görüştük. Fahir bey bize şu izahatı verdi: “ — Istanbul sokaklarında, filmi etrafında bir çok sözler söylendi. Bu filmin bir şaheser olmadığını biz pek âlâ biliyoruz. Meslekimiz itibarile iyi ve götü filimleri her- kesten daha kolay tefrik edebile- larında bir şaheser olmamakla | beraber avrupa ve amerikadan gelen bir çok filimlerden iyidir | ve zevkle seyredilir. | Istanbul sokaklarında filmini Lubiçin filmlerile mukayese etmek | ! de tabii doğru değildir. Bizde ne « para, ne de o artistler var. Para- mount şirketinin bir filmi vasati olarak 300 bin dolara mal oluyor. Bizde bu kadar parayı kim sarf edebilir ? Artistlere gelince, “ İstanbu sokaklarında ,, filmini çevirenler memleketin en yüksek artistleridir. Maamafih yeni filimler çevirmek kabil olsa tabii yeni istidatlar ortaya çıkar, bizde de ayrıca sinema artistleri yetişirdi.,, Fahir beyin hakkı vardır. Bizim bundan evvel söylediğimiz gibi “ Istanbul sokaklarında ,, bir çok ecnebi filimlerinden iyidir. Filim yapmak çok masraflı bir iştir. Bunu için böyle bir işe teşebbüs edenlere kolaylık gös- termek lâzımdır. Hükümet te bu hususta bazı fedakârlıkta bulunmalıdır. Nakten yardım etmese bile Türkçe filim- leri vergiden muaf tutmalıdır. Büyük fedakârlıklarla “Istanbul sokaklarında, filmini çevirenler, | son bir hafta içinde vergi suretile de hükümete binlerce lira vermiş- lerdir. Herhalde biz atılan adımdan sonra durulmamasını ve türkçe yeni filmler vücude getirilmesini temenni ederiz.