Km e e ear MMŞN m—e . 13 Teşrinievvel 1931 i AKSAMDAN AKŞAMA Yeni şi'rin sırrı nedir! * Hece vezni, aruzun yerine geç- tiydi.Nâzım (o Hikmetkâri serbes mısra manzumelerin de hece veznini “demode, ettiği iddia edilebilir. Zira, son aylar esnasın- daki kitap neşriyatını tetkik ediniz; göreceksiniz ki, tabedilen eserlerin ekserisi şiir kitabıdır. (Sade bir haftada bana beş altı tanesi gönderildi.) Şiir mec- mualarının ekserisi de, o serbes mısrala yazılıyor. Öyleyse, serbes, mısra artık, aruz ve hece gibi, bir vakıadır. Bunun ne olduğunu anlatmağı faydadan hâli bulmıyorum. Serbes mısra, mahiyet itibarile nedir?.. Serbes mısraı, serbes vezinle ( karıştıranlar pek çok. Hattâ şairler arasında bile tanın- mış bir şair, bana demiştir ki: Nâzım'ın tarzı, Nazım'ın tarzı diyip duruyorsunuz. Şaşıyorum Nâzım, bizden ayrı ne yapmıştır? Fecri Ati, sebes vezni, enine boyuna kullanmıştır. Serbes veznin daha iptidai şekli olan müstezat, Edebiyatı Cedide'de de vardı, divan edebiyatında da... Halbuki, serbes mısrala, serbes veznin (ve onun rüşeymi olan müstezadın ) zerrece alâkası yok- tur. Serbes vezin, aruzla yazılmış mısraların parçalarından, parça- cıklarından yahut tamamlarından teşekkül etmektedir. Müstezat da öyledir. Meselâ: , Eşini gaip eyliyen bir kuş (Feilâtün mefailün feilün) Gibi kar (Eeilün) Karlar (Fa'lün) Halbuki, serbes mısra, hece vezninin serbes vezni değildir. Zannediliyor ki, Oo Fecri Ati aruzda ne yaptıysa, Nâzım da, hece de onu yapmıştır. Halbuki, serbes mısracılık, hece vezninin tam mısralarından ve mısra ana- sırından teşekkül etmiyor. Meselâ: Akıyordu *su Gösterip aynasındâ söğüt ağaçların Salkım söğütler Yıkıyordu suda saçlarını ve sair serbes mısraların heceyle tek münasebeti yoktur. Serbes mısra, mevzun değildir. Bilcümle evzandan (gerek hece, gerek aruzdan ) beridir. Öyleyse nedir? Sadece rythme'- dir. (—ritm'dir.) Musaffa ryihme, vezinsiz rythme... Bunu, mystik bir tarif addetmiyiniz. Misalle anlatayım: $ Babiali yokuşundan çıkıyor bir araba $ Nim sun peymaneyi, saki, tamam ettin benil $ İmtahanın şiddetinden dalgalandı Akdeniz $ Ah, kim bir dem felek. Keyfimce devam etmedi, Mısraları, hep aynı vezindendir- ler: “ Failâtun, filâtun, failât, failün ,, vezninden! Fakat, her dört mısraı da - vezni aynı olma- Yolu istiyorlar Boğaziçinde sahildeki yol kime aıttır Belediye, son zamanlarda bir birine benzeyen beş altı muhtelif dava karşısında kalmıştır. Bu davaların çoğu Boğaziçinin Rumeli bir ikisi de Anadolu sahillerine aittir. Davaların mevzuları şunlardır : Yalı sahiplerinden bazıları yalı- larının önündeki yolun “lebi der- ya,, olduğunu iddia ederek sahil yolunun kendilerine ait bulundu- ğunu iddia ediyorlar. Davacılar, davaları için bir ta- kım vesaik de vermişlerdir. Dava- cıların gösterdikleri tasarruf se- netlerindeki hudutlarda bir taraf “ lebiderya , olarak gösteriliyor. Fakat, vaktile bu yollar deniz. kenarında iken belediyece deniz doldurulmuş, dolan bu yere yol yapılmıştır. Belediye huduttaki lebi derya kaydınin bu suretle hükümden düştüğünü iddia ediyor. Yerli sanayi İktisat ve tasarruf cemiyeti propaganda yapacak Milli iktisat ve tasarruf cemiyeti, sanayi erbabına hitaben bir beyanname neşretmiştir. Bu beyan- namede, cemiyetin şimdiye kadar nasıl çalıştığı (o anlatılmaktadır. Milli iktisat ve tasarruf cemiyeti bu seneki faaliyetinde propaganda işine ehemmiyet vereceğini bildi- riyor. Cemiyet bu sene, türk sanayi eşyasını halka daha iyi tanıtmak için reklâmlar yapacak- tır. Bunun için sanayi erbabının cemiyetin propaganda bütçesine yardım etmesi isteniyor. istanbul idari taksimatına ait bir harita İstanbul (şehrine ait kaza, nahiye ve mahalle mevkilerini ve sıra rağmen -ahen: rythme'si) ayrı. İşte. serbes mısracılıktaki gaye vezni kullanmamak, o rythme'leri onsuz ifade etmektir. 4 3 diyecek yerde ir Di demek... Alelâde bir ibtisar.., (Vâ - Na) Hâmiş : Dünkü fıkramda, hoşsohpetler- den bahsederken Ercümet Ekrem ve Salâh Cimcoz beyleri unut- muşum. İlâve ederim.) (Wa - Na) ŞEHİR HABERLERİ Hizmetçiler Kaydedilmemiş hizmetçi kullananlardan ceza alınması düşünülüyor Hizmetçilerin tesçili için ove- rilen müddet 15 teşrinisanide bitecektir. Bu müddetin tekrar temdidi ancak şehir meclisinin karar vermesine bağlıdır. Müd- det bittikten sonra polis ken- disini omuayene ve kaydettir- miyen hizmet erbabından maktu ceza alınacaktır. Ceza 5 liradan 50 liraya kadardır. Bazı kimseler belediyeye kayd- ettirilmiyen o hizmetçileri kullan- dıkları için aile reislerinin de para cezası vereceklerini zannediyor. Talimatnamenin şimdiki şekline göre aile reislerinden böyle bir ceza almağa imkân yoktur. Sonra bazı hizmetçiler vesika almak- tansa hizmetlerinden ayrılacak- larını beyan ederek ev sahiplerine karşı müşkülât çıkarıyorlar ve hizmetçisiz kalmak tehlikesinde bulunan ev sahibi de hizmetçi üzerinde müessir olamıyor. Belediye, aile reislerinin de para cezasına tabi olması için talimatnamenin tadili lüzumunu şehir meclisine teklif edecektir. Matmazel Papadaki şerefine bir çay ziyafeti Fransız tiyatrosu (omüdüriyeti tarafından önümüzdeki çarşamba günü saat 17de (Garden Bar)da Atinalı büyük artist matmazel Helena Papadaki şerefine bir çay ziyafeti tertip edilmiştir. Bu ziyafette hazır bulunmak üzere memurini mahalliye, heyeti sufera ve İstanbul eşrafına 500 den fazla davetname gönderik miştir. Davetlilere sürprizler ve- rilecektir. 14 kuruşluk taksi Antre fiatleri 14 kuruştan baş- lamak üzere yeni ve ucuz taksi tanzimi için belediyece uğraşıldığı malümdur. Belediye, şoförlerden bazilarının (itirazları okarşısında kaldığından yeni taksi tarifesini bir müddet daha tatbik ettirmey- ecek, ondan sonra ilân edecektir. AKŞAM ABONE ücretleri Türkiye Ecnebi BenzLix 1400 kuruş (o 2700 kuruş SAyLır 750 > 40 > SAyLıK: 400 > 800 > wep Abone ücretleri doğrudan doğruya AKŞAM idaresi namına gönderilmelidir. Adres tebdili için yirmi beş ku- ruşluk pul göndermek lâzımdır. —— Cemaziyelevel I — Ruzuhuzır :161 5. İmsâk Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı E, 10,55 124 626 94 12 o 130 Va, 4,30 68 12, 158 174 19,5 Balkan konferansı Ticaret encümeni ticaret odasında toplanacak Balkan konferansının toplana- cağı Yıldız sarayındaki merasim salonu ile diğer odaların tefrişi ve saire hazırlıkları otamamile bitmiştir. Mefruşatın bir kısmı vilâyetten tedarik edilmiştir. | Konferansın iktisat encümeni bazı içtimaların ticaret odasında yapacaktır. Dünden itibaren kâtibi umumi- lik kalemi Yıldız sarayında çalış- mağa başlamıştır. Mürahhasların bir kaç güne kadar şehrimize gelmelerine intizar edilmektedir. ingiliz Ilrasının düşmesinden çıkan ihtilâf İngiliz lirasının sukutu üzerine Romanya ve Bulgarıstanda alivre satış yapan tacirlerle, Alman it- halât tacirleri arasında çıkan ih- tilâf bitmemiştir. Son gelen ma- lümata göre bu mesele Alman ticaret mahkemesinde halledile- cektir. Vapurcular Rekabetin kaldırılması henüz kabil olmadı Vapurcular arasındaki rekabet henüz durmamıştır. Rekabet daha ziyade Karadeniz hattındadır. Bu işin tarihi tetkik (edilecek olursa rekabetin ta eski zaman- larda bile Karadeniz hattında mevcut olduğu anlaşılır. Yalnız o zamanlar rekabet ecnebi vapur kumpanyaları arasında idi. 1863 senesinde çıkan Tercümanı Ahval gazetesi şu haberi yazıyor: “ Trabzona işlemekte olan Rusya kumpanyasile, bu yakınlarda o tarafa gidip gelmeğe başlıyan bir İtalyan vapuru arasında rekabet çıkmıştır. Neticede İtalyan ban- dıralı vapur, Trabzona kadar beş , kuruşa müşteri almıştır.,, Bugünkü rekabetin ortadan kaldırılması için sarfedilen gay- retler şimdiye kadar esaslı bir netice vermemiştir. İran kuru üzüm ihraç ediyor Berlin Türk ticaret odasından verilen malümata göre bu sene İran üzümleri Alman piyasala- rnda pek rağbet görmüştür. İran üzümleri siyah ve tatlıdır. Fakat ambalaj işi berbattır. Üzümlerin içinde ince taş, kum bulunmaktadır. Bu vaziyet karşısında Alman tüccarı, İran üzümlerinden şikâyat etmiştir. İranlılar ambalaj işine ehem- miyet verirlerse bizim üzümlere sahip olacaklardır. MEMLEKET MEKTUPLARI Balıkesir, geceleri nasıl eğlenir? Balıkesir 8 (Hususi) — Güneşli havalar bitti. Dişleri birbirine vurduran osoğuklar (başlayınca halkın bir kısmı mangal başında hikâye anlatarak kestane pişir- mekle; daha asri olanlar kahve- lerde radyonun ahizesine kulak- larını vererek İstanbul havadis- lerini dinlemekle meşgul. Balıkesir'de eğlence namına iki şey göze çarpıyor. Sinema, çalgılı kahve âlemi... Hükümet caddesinin köşelerini tutan iki çalgılı kahve vardır ki bunlar birbirinin müşterisini ken- disine Obendetmek için daima rekabettedirler. Üç kişilik bir grup bir tahtın üzerine kurulmuş, bir ut, bir keman ve tefli bir delikanlı da bir eli kulagında sıtmadan hançeresi parçalanmış, okuduğu gazeli duyormak istiyor. Kabil mi. Coşup “Sebahı dü,, diye neşeyle bağıran kahvecinin çırağı gazel söyleyenden daha gür sesli. Üst üste”dolan kahveyi kısım- lara ayırmak kabildir. Bir köşede bir grup “prafa,, , diğer bir köşede - hâllerinden boyacı oldukları an- laşılan - bir grup poker oynıyor. Ko, rest seslerile - sanki - rakabet eden tavla oyuncularının şamata- ları arasında zavallı gazelcinin sesini duymak kabil olmıyor. Medet çeken delikanlının şarkısına yan köşede yüzü kızaran bir ihti- yarın Oksi prafa cümlesi karışınca gülmemek kabil olmıyor. Burada münevver halkın eğlence diye tanıdığı sinemadır. Iki sine- ması olan Bâlıkesir ancak bir sinemada halkı toplamağa muvaf- fak oluyor. Bu sinema büyük valideleri- mizin seyrede ede bıkdıkları filimleri neşe ile seyrettirmeğe muvaffak olacak, fakat salonunun küf okokusua olmasa... dayanabilse... Kolordunun idaresi altında işli- yen mahfel sineması olmasa; İstanbula (alışan (oObir o kısım halk, muhakkak burada cinnet getirirdi. Bereket versin ki Ali Hikmet paşa Hz.nin himmetile mahfelde - makinesi bozuk olması, seslerin tam tonunu vermemesi nazarı dikkate alınmazsa - hafta- nın iki gecesinde, ruhları kasvet bağlıyan halk burada ferahlanarak neşeli çebrelerile Ali Hikmet pa- şaya minnettar olduklarını gizliye- miyorlar. Daimi encümenin kararları Şehir meclisinin geçen devre- sinin bitamından beri belediye ve idarei hususiyelere ait olarak daimi encümen tarafından verilen kararlar bir araya toplanmıştır. Bu kararlar bir rapor halinde şehir meclisine verilecek ve orada münakaşa edilecektir. e Amca Beye göre... Çocuk — ÖF Amca Bey, amma | | şeker, (2) okka pirinç, (4) okka | fasülye, karışık hesap vazifesi !.. Bir türlü içinden çıkamıyorum | — Çarşıdan (1) okka et, (3) okka | sabun alıp (5) okka A.B. — Anlat bakalım, nedir? | hamala versek...? ... Hamalın sırtında acaba kaç | okka yük olur?,. Hesabediyorum (15) okka çıkıyor, doğru mu dersiniz? A.B. — Yanlış, (12) okka olması icap eder! — Nasıl olur Amca Bey, işte İ hesap meydanda: 4, 5 daha 9, 2 daha 11, 3 daha 14, Idaha 15 etmez mi? A. B. — Evet (15) okka eder amma iki gözüm, çarşının bütün terazileri doğru tartsa|..