AŞ a — we. ei v il v3 Sahife 6 Sahife 6 Akşam 13 Nisan 1931 Tarihi roman tefrikamız: 105 | Deliler Saltanatı | Saltanatı 12 Nisan 1931 TELLi HASEKi : İskender Fahrettin Kösem Sultanla ibiizaderle arası açılmı- ştı. Bu esnada, Hamza, Nüruhayatı aramakla meşguldü. Bir gece Haliç sahilinde hazin bir ses işidildi ve... Kösem Sultan, o gece, Çelebi- radeyi bin müşkilâtla atlatabil- mişti, Çelebizade, kösem Sultana karşı yaptığı bu ke va siz kaldığı Meşihat geçmeği m şömi > le i. Çelebizade döeşgemi efendi, nezaketsiz ve kaba amelâtile, zaten, sid resi Valide Sultanın canını sık yö asilibir aileye ensuptu. Memlekete merbutiyeti ve pa se bii Fakat, mevki ve nüfuzu arttıkça, ihtirası da artıyordu;, Altmış PE dolgun vücudü, kısa boyu, al alı ve sarığı ile, isyan eden kafilenin önüne düşen er, baza kaz: m kabalığı da Pi. addeden, herkesin kalbini kırar. Çelebizade, esasen, iŞ İb- rahimin hal'inde söylediği acı söz- nihayet bulduktan so; Rumeli - kazaskerliğine tayin ve ce- - saretini büsbütün mağa .ve nüfuz etmi arttırdı.. Veziri azamla müştereken hareket ede- “rek Şeyhülislamın ayağını kaydır- ve bu suretle saraya hulül Se eri C Çelebizade, bu darbenin kim- den geldiğini anlamıştı. Verdiği e Sayin Sultana yetiştirdiler. m Sultan, Aziz efendinin yetime tahammül edemiy 1O-8 esi yettirmeğe çalişıyordu 0 Haliç sahilinde bir yoğ Ful ai #) ın kapısı önü . z > Nüruhayat, Haliç niz — dilleri seyrediyordu. Dağlı Hasan, Akbıyıktaki ln kaçarlarken, Nüruhayatı: “ Seni kdenize götüreceğ rad izimizi bulamazlar! ,, diyerek Haliçte boş bir eve getirip kapat- tıktan sonra, kendisi, Cinci Ho- canın evinden çaldığı ran alarak Sli Nüruhayat, günden beri, Dağlı belir belle iii usan- mıştı. . — Nasıl da Şeytana uyarak, bu ahmak vi peşine takıldım.. Bütün paraları da kaptırdım. Artık,* meydana çıkıp, kimsenin yüzüne baka » (Hamza EŞ ya A i i Çelebizad uvaffak iki için, İyide veziri damamile avucunun içine almağa azmetmi: Bir gün, ve saraya gitmişti. Arz bütün de erkânı padişahı isi, Geli Küçük padişah, ade elebiz: si) efendiyi görünce, ince sesile ordu: el ittim ki, e SN ps ve rüşvet alınırmış... Gün: gil mi? Rumeli kazaskeri, hiç va bu sual e el ladı.. — “Baka canım! Sana bunı kim öğretti? Büyük valide Sul i tandan bu dersleri mi alıyorsun?,, Dedi. Mini mini padişaha, bir gün evvel: “— Çelebizade gelince böyle söyle! ,, bircan borcum var... Ona karşı yaptığım fenalığı li kanım ve canımla temizliyebilirim | söylenirken, Diye kapının önünden denize akse en hazin (1) «Valide Sultan. Sadrazam M paşa ile Kara Çelebizadenin tasavv larından haberdardı. Fakat bu cl lere katiyen ehemmiyet. vermedi. Valide Sultanım istinat ettiği firka hepsinden kuvvetli idi. lımet Bütün Odalar halkını bir emirle ha- reket ettiren ocak ağalarını Kösem Sultan kâmilen elde etmişti. Ağalar içinde, isyanda mühim işler gören baş- ıca simalar: Kara Murat ağa, Bektaş Kara çavuş idi. Sarı kâlip ile Müneccim başı Hüseyin efendi de onların nüfuzun dan istifade edi bilvasıta saltanat süren ricaldendi larin çoğu arna- uttar. retleri ve bil- sol cal ağalarının nüfuzu artmış, bütün hükü- ordu. Afyon ı kaçakçılığı Mısır'da mühim miktarda kaçak afyon bulunmuş 3 Nisan tarihiyle Taymis'in Ka- hire muhabiri tarafından gönde- derilen bir telgrafnamede denili- yı her birini beş sene hapse v biner Misir lirası nü cezaya mahkümetmiştir.,, Röyter ajansının Kahire muha- biri de ? nisan pall © telg- rafnameyi göndermiştir: n İs- İkala ac külliyetli mili afyon o zaptolunmuştur. a beri ki külliyetli afyon Mısır sahil muhafızları Türkiye den gelen bir ve bunun içindi rucu madde bularak zaptetmiş- lerdir. 3 Nisan tarihile Nev Yorktan İngiliz eek Memeye bir telgrafnameye an burada ps İlla! yeni ge- tirilmiş bir ton halis afyon e Mahsul hakkında istatistik Bundan bir müddet evvel Tica- ret borsası mubayaacı! in iktisat eri müra a ekin mıktarı hakkında ii me iste- eri ini vekâleti birliğin bu i nazarı itibara almış, mike di nasıl kpa ihtiyaç olduğunu alâkadar daire- lerden sormuştur. li ağa, Muslihiddin ağa, Kethüda bey vo | bir *e Nüruhayatın aklını başın- dan almıştı.. Duvarin yanına değ ei ie w kalbime yadın doluyor! EM baktım da çiçekler soluyor! “Ömrümün her günü sensiz ban hicran oluyor!,, kil baktım da çekler soluyor!,, Nüruhayat, ai yolup hay- kırmak istedi.. sokaktan denize akseden bir kaç hıçkırıktan sonra, inilti devam etti “Ağladım aylarca nisyana dökü, gözyaşımıl “Basdıgın yerlere koydum gine “Ayrılık yıldönümü, “Gittiğin “ Gittiğin so “Kimbilir? e ? “Gittiğin ağ Baki da çi- çekler soluyor!,, —————— Bir perdelik piyes Geç mi kaldınız, kaza diniz.. ( Ahizeyi güçlükle yerine Ka Salâh J nasıl olur!.. ( Yabancıyı işaret ederek ) im?.. ban: benzi rai bir koltuğa oturarak kendi ken: dine - Eyvah! Yandım. Merkezd. telefir yolar. yakalayacaklar. Fazıl B. — Sahici hş eyvah! (Karısına) aman Ran m ayrılma. Ea m telefai etti? Fazıl — Bize KE var. Kim değil (Onumara Yabancı, (pek mütevazi ) — Afederiindaj bir eyi soracağım... Fazıl (ürl 0 — Allah aşkına, sen uzak Yabancı; (telefonu çörtei telefon Mei e den ediyorlar değil mi? Fazıl B. — Hayır, evet, bilmem. ab yağınızı o öpeyii bey efendi.. Beni polise vermeyi- . Be na adam değili Fazıl B. Ne diyorsun? Yab kicik bir haydut değilim, âile evlâdıyım, bir bankaneç alışı- yorum, Buhran a Sikare tılar. d nlar fazla üşüp kalktım Hi geldim. Rana H. — Kadın sie mı? Zavallı im Yabancı — Sanatte henüz müp- tediyim. ba gece ilk defa olarak... Fazıl eli toplıyarak) ak, söyl Yabancı — > eminle size.. Bu akşam birinci defa olarak ileri iş görürdü, Ben köşe bağlana nöbet beklerdim. Bu köşk , boştur dediler, ondan gel ii sip vak ik — Ne kemi Br gelişim. ii sileyii Bundan sonra Fazıl B. — Mi var mi? Yabancı — Lise mezuniyim. Rana hanım — Halinden belli; ii Ain B. (zevcesine) — ne der- “ birakalım mı? git, bir dahada bu kılıkda görmiyeyim. al — Çok teşekkür ede- rim. utfünüzden eli timi, nasıl bilmiyorum. Sizi hey: dü ük Rana; ( halâ titriyerek Fazıl beye sokulur ) - ben hiç kork- madım. Fazı ii B — Hayir korkmadık. — Herhalde rahatsız EF, ( yelek Şike) yüzüğü taktim İĞ Rana — Bilmem, kabul ede- Eller yukarı!... j Izzeddin — Çok rica va Rana, .. yüzüğü alarak ) — güzel Yal Yağ ancı edemei Sahne ri birinindi. Kadın hakiki olduğunu iddia ediyormuş. Bilmem bu mahluk- eğ hakikatle ne derece alâka- 5 3 eli, Ehemmiyeti yok. Ben "hüsnü nyeiize bakarım Yabancı — siladenizla ( kasketile Dala GüL pencereye doğru gider. ) Fazıl B. — Ne yapıyorsunuz? Yabancı — Gidiyorum. Fazıl B. — Pençereden olurmu? Rana H. — Merdivenden bu- yurunuz. Yabacı — Burası daha kısa. ana H. — Düşer bir tarafınızı incitirsiniz. abancı denize açarak) — Merak etmiey eee iken jimn astık e irine ( Gaip ödEY Fazıl B—Tevekkeli e Maarif vekille siporun si ybinde., e Ra Rıza — cinin inişini seyreder atik! (Fazıl beye yaklaşarak) İste imi buna denir. Fazıl B. — Beğendin mi? Rana H. nl hırsız almağa taktığı eg göte) hediye vermeğe 2 deği m de yakışıklı “. e ika B. ( müstehzi ) — Kâşki yağı yemeğe davet ede dini r Bundan İs year Tüylerim yea ki ra Rana H. mın tek li sia” bir çen. men oldu; Er biliyor değildin ie ıl Tabii, kimin bbir Rana, - ülerek kocasının takli- e Alçak seni, lar seviyorum, ne bal Fazıl B. Gene mübalığa ediyorsun; LAR in olsa öyle rdı. e — m sinirlerim a mi end kendine) — Benim- kiler de 'kudan o kadar gev- şedi ki... Rana — Evlenmemizin ilk gün- leri hatırma geliyor, aynı hisler, Demişlerdi. met onlarıneline kalmıştı.» (Arkası yarın) yim mil... yarın) Tefrika numarası : 12 Son mukavemetlerim de cözül- İD Dikkat ettim bardan © çıkarken Bu sefer de NR. ei a bi a Kalbimin Kadını Yazan: Hikmet Feridun söyle... Başinı başıma yaldaştırdı; ağ- ulağ dı: — Bu gece ve ep Sen benden randevu iyeceğin yer- > Nasıl gelya” değil mi aşka bu teklif canıma ri akat şimdi Pe ağ vardı.. er ya kızdı: — Faham. a. çeliniyorsun değil mi? Baldızın- n korkan adama da ilk defa e geliyoru ai in eve bırakır, sonra çıkar gi Pu sz erk ii tlı, o kadar sıcak söylüyordu ki Mayanamadım. all a dü ve bir son nefes gibi küçük ai ei fısladım : . Dans bitti yerimize ie Vera, bi k O Faha mete hissettirmeden “elini iskemlemi arkasına soktu ve teşekkür ma: kamında sırtımı çimdikledi, masa- nın altında da ayrı bir a pa oynayordu... ra benim mı ayağının arasına almış e ei bin uzum Medi kalkalım... eden... Nafiz beyi daha yanii getirmedikki.. Lüzumu yok... Hem Allah aşkına bu ie bu kadar kom- pliman Mn m Ho, . Bana karşı id sevgili sv oynamağa başi dın?.. Bunda kızacak, hale cek ne var?.. Hem benim k man filan yaptığım y ye — Allah Allah.. Sanki görmeyorum değil mi?. İyi ki Vera Te bilmeyordu.. ben Habimi daha bir haylı- söyle- dikten senra: — Nafiz beye karşıda rezil oldum.. dedi, senin beni sevdiğini bu fransız kadını ile dehşe alâkadar Hizir ey gördü.. Kalk, kalk artık gi Bu EN va bir vals baş- adı.. — 2 dur da şu bits Vera ile dans akağin geç aldi değil mi?. Garsonu çağırıp Eb gem ği Veranın elini sıktık... Fahamet bir az ilerlemişti, Vera Mei — Nihayet bir saat soni — Âzami.. Fahamet bir kere bile Nafiz beyin yüzüne bile — kmadı.. Ne biçim sevda bu.. Aklım almayor.. Otomobilde sinirleri bir az hafif- ler gibi ol agi — Başım çatlıyor... dedi.. Cadde! ler a mboştu, Taksime gelince direksiyonu çevirdi, Gü- müşsuyuna saptı — Hayır e Fa hamet?.. Başımın agrısı ile eve gide- mem...Biraz bebeğe kadar uzana- lim. İnsan Beyoglu caddesinde meh- tabın farkına varamayor, fakat sagdan soldan bir sokağa A mı, elektrik ışıgından bir a; laştınız mehtabı frkedebil yorsunuz.. m ay ası 'idi, onun için Lti > olduğ hal- de hâlâ m ardı.. Eğer bir saate ii «aşil felakettir hani.. yalancı çıkarsam rezalet. bire sabahın ol Güpe gündüz, sabahın alacasında en ziyaret için otele gelemez- dim. Bir “fecriati,, şairi gibi elimi va ye tulüu seyre daldı: kadar dalış biliyor kl “Yam 20dakika.. baktım.. Fahamettede bir edebiyatı me hali vardı. Gözleri denizin üzerinde kımılda- nan kırmızılıklara gk via kalmıştı, — Ne düş iğ Fahamet. Uyanır gibi bana baktı. — Hiç.. (Mabadi var) mer