6 Ocak 1931 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9

6 Ocak 1931 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Akşam Ler) Zevcelerden biri... 6 aa 1931 Tarih 5 Ka | Deliler Saltanatı | Saltana Sahife “ , usani 1931 TELLi HASEKi : İskender Fahrettin Amberi zade, yetmişlik bir yarin, bir e uğun kız içi N bu ilk derece yanıp tutuştu defa şahit olmuştul Mehmet paşanın gözleri sulan- kâtibi Hüseyin efendi, sadrazamın Nüruhayat için, güçlü kuvvetli bir dekan çe ve temayülile (o ağladiğı görün hayretle dudağını Hükecek al önüne eğdi. mberi Su yetmişlik bir md bir kız için bu derece yanıp Ge ilk defa şahit olmuştu — Devletlim m, dedi, sizin bu derdinize deva bulacak kimse yok mu — İstanbulun içini altüst ettir- dim, Hüseyin! elde etmek kabil mesele hakkında Padişahtan bile aldım. O çapkını, bl nerede görürler yakalayıp bana getirecekler. Nüruhayatın ona kaçmasına nasıl meydan verdiniz, paşam ? e zın e on tane kilit para etmedi. yi Mİ e G bu... Demek ki Halayı çok seviyorı — Zannetmem. Nüruhatın bana karşı fevkalâde hürmet ve sada- kati em — Hamzayı sevmesine m ve geren mani ki... Efendimize hürmet ve DEE kat gösterdiği halde, ayni zaman- da da Hamzayı sevebilir | Kadınlar severse herşeyi göze alırlar.. — Senden teselli Amberi zade! Seni: tecrüben fazladır.! bekliyorum, bu hususta — Yani, bu yaştan ak bana itidal mi m ediyorsun? ademki ulumuzdan teselli bundan aerli efendi: başka bir deva a e edemi- yeceğim. — İtidal... i Hem de bu yaştan | sonra, öyle mi? — Niçin garip buluyorsunuz, . o paşam? — O kadar gi ki.., arları bir iplik | gibi, Hakimli ihtiyarlaka itidal i o tavsiye edilir mi? | Amberi zade gülerek: | | | | Bendeniz de sizin, böyle damarları halat gibi kuvvetli genç bir kıza bu yaştan sonra âşık il çok garip buluyo- rum. yatı mazur görünüz, paşam Sadrazam çubuğunu çekerek mırıldandı: — Kendisinden teselli istedi- ğim adama bak... Bana neler söyliyor! Bu esnada Sadrazamın oda hiz- metcisi —— bir siri içeri girdi ve tubu uzatarak: m ei len ai bı- rakmışlar, dedi. Veziriazam mektubu açtı.. Ev- velâ i ri en du... Ve se bizmetcinin koluna sarıldı: mektubu yn adamı tezli deni ler — Hayır devletlin! M eçhul bir adam karanlıkta kapı nöbetçisine bırakıp gitmiş. Hizmetçi odadan Mehmet paşa gözli erek: ktı. — Önce bir felâket haberi getirdin ama, dedi, sonu iyi çıktı. Ayağın uğurlu imiş. Ben sana, üruhayat beni unutmaz, sever.. dedim de sen inanmadın! — Bu mektup onun hattı des- tile mi yazılmış ayır.. yazı Hamzanın.. fa- kat | imza ei onun başpar mağının mürekkeple basılmış izi bilmez. zaya Rl sonra herlali ol Pin ur. Am zade, müstehziyane bir famuk mn salladı. adı okumak biliyor; Mektuptaki tama- mile onundur, Hüseyin! Nüruhayat çok zeki ve Mini bak bir mz Hele müsaade evvelâ el- masparemin Ekibe re okuyayım. İcap eden yerlerini sana da gösteririm. Bu kız emin ol ki beni seviyor, azizim Sadrazam bu sözleri söylerket gözlüğünü burnun. meşguldu. Mektubu gözüne yak- la; Yl ve ys gözden ek Sadra di değiğen haleti, eml görünce hayret etmişti. ehmet paşnın rengi sapsarı oldu ve elleri titremeğe başledi. Mehmet paşaya birdenbire ne olmustu? Amberi zade paşanın yanına koştu. Sadrazam gözlerini kapa- mış ve mektup elinden yere düşmüştü. Veziriazamın dudakları arasın- dan çi kelime işidildi: üseyin p fendi hemen paşanın ağzına bir kaç damla su akıttı ve şakaklarını ğutrarak sedirin üzerine yatır: Mehmet paşa — geçir- miş ve çeneleri Divan Kiti er yere eğildi ve sadrazamı müthiş bir inkisarı hayale uğratai z mektubu Ve okumağa başla “ Paşam! Sokaklarda dolaşan lar beri, beni n bu esrar- mer dan ayrılmamağa karar verdim.. rl var vin; bar eerleii kalkarak Hem satılık, hem kiralık Şişlide Ahmet Bey sokağında bahçesi, garaj e bulunan bir ev hem kiralıktır. Her gün öğleden evvel Beyoğlu 1287 numaraya telefon edilmesi. Sabiha, kocasının eve a0 mesini, Heye nik izi ordu. rabbil Rasih, bu sefer ei ik bir haber getirecek mi ydi? Nice nice nihayet muvaffak olacak KY Anahtarın kapı kilidinde gü- rültüsüzce dönüşünden, kocasının koridorda ayakla rını sürterek zebun zel yürü emen m ki, Tusk etiği ir, asih, hakikaten, içeriye, peri- şan pi hâlde girdi. Kendini bir koyverdi. koltuğun üzerine — Vah bize, öğe - diye inildedi. ri nım vücudunu, bir ispas- moz dolaştı. — İş olmadı demek? Olmadı, yavrum.. Ah, olma: dı.. Felâketl Bu sefer ina kıyet elde edeceğime öyle dim ki.. Lâkin, kara baht i be bütün ömrünce musallat olursa, buna varır işte.. — Anlat bakalım nasıl oldu u İş — Peki amma, benimle ne ha- şin EYE Sabiha? Muvaf- fak ol ini hati vala be ğe değil, nu kendi biliyorsun! — Evet, evet, biliyorum... Sonra? — Biliyorsun ki, Feridun ve Şürekâsı, 5 i gün larla oynıyorlar. Elli bi bir sermayelerini benim Le yarım saat kadar beklettikten son- ra beni si kaba etti. Soğuk resmi bii Henüz kararımızı ver- Kac; “gerilim tereddüt yor. Siz biraz daha e helej Bıraktığınız adrese kat'i vabı- mızı yazarız| Amma bu Di ai la ümit Er dedi. atlatmanın en basit tara diye" Sabiha mırı ie Tap şey de- teklif ettiğim işe nulursa azim Te ceğine eminim! Sen Ri fikirdesin, değil mi, demi Sabiha, cevap vermedi. Rasih, devam etti. — Ne emekler sarfettim. Bun- ca zaman calışıp kafa pike tan sonra, bu inkisar, A fersa... ki direkli 2 Pana geliyor. £ Öyle mitsiz bir haldeyim ki... Ne sekizi. — Bahusus oOondan o evvelki inhizamları müteakip!... pi Başını avuçları içine alıp hıç- ka koyuldu. , eğer hayatımda sen olmasaydın Sabiha, ben N &. yordu . kendisine Erkeğin fakat aha fazla acıma maktaydı. gözyaşlarını zaaf eseri addediyor- du; sinirleniyordu. Bir müddet, Rasih'in ağlayışını öfkeyle sey- rettikten sonra: Haydi, yemek yiyelim! - ii — la » ok! Bun en, Rasih, iğtaamli pe rmedi. koltuğuna kuruldu, Piposunu ie söylediği cıklı sözler söy- liyerek yandı lr Karısından teselli KE i a Seninle ikimiz ne ihsdbukiliz biz.. Benden nefret çe durdu. Yemekten evvel sözler nevinden a etmiyoi ya? Ha , sen b essur ve sadık hayat arkadaşım- sın Rasihinin elinden gelen her- Genç kadın, kocasını bir türlü teselli reilehii ordu. — Evet, e Biliyorum! - de- Kile iktifa k önce gidip Rasih, 8: bi ekildi; içini dök mek, kalbine azıcık ferahlık ver- mişti. Sabiha: iğ” Ee ben de yatarı sen iy ER mL Vi ei tahminlerinin aksini DE etmişti. Razik'in emmi muvaffak e Sabiha'nın hiç | ümidi kalmamıştı. iniyor di yrı... O, “henüz tanın- mış bir genç, değildi artık; “hayatta muvaffak olamamış bir adam! ,dı. Rasih'i hâlâ sevip sevmediğini oOtayin edemiyordu amma, baat onunla bera ber yaşıyla muhakkaktı. Kadının hiç ümidi, cesareti kal- Gi mi terkedecekti. Nereye mi (gidecekti? Oooo... gi hiç merak etmiyin: Gidece ceği yer de hazırdı. Kaç seferdir, baloda asına rağmen, hiç de öyle çirkin ve kaba bir adam değildi. Ertesi günden tezi yok, bu evi terkediyor; başka bir ha zengin olm lu. Gerçi azıcık kanık, bulanık bir sd amma, rar e önmüştü. Genç kadın, fakat, bugün sekiğ sela letin son sefalet olduğunu düş nerek eme edi. Si ii yan Rasi İl yanına, ağa uza- narak o du. “lin 5 vakit, ii buldu. giy iyinmişti. Oz: alnından a Ylider bazı yerlere baş vurmağa gin söyledi. Uyku ile sinir- eri dinlenmiş; Li ri yerine e abiha, belirsi A titredi uz silkt komi örne ini Yalnız kay ii eN bir çantayı eşyasile dodurdu. Kara: rını bildiren — kak Rasih'e hitaben yazdı. Taksi tutmak v oför muvavii ine ii taşıt- mak için e in e — Şim di. vezzi bu mektu getir Er diyerekten a bir zarf uzattı. Sabiha, zarfı alır al rinde Feridun ve şürekâsı matbu bir sername merakını, heyecanını özemiyenel bir hamlede mektubu açtı. Okudu. Sendeledi. “Dün olmaz gibi görünen iş, bu İmaz, üze- Eli olmuştu. İki şerik, mutabık imei armış; oRasih'e, istediğin- den ii şarait teklif Mn rtı para, eniş g eğlence, seyahat le gideceki be Rasih'i öğleden sonrası için bek- liyorlar abiha, merdivenleri, bir solukta yukarı çıktı. Rasih'in avdelinden evel bavullarlai Pi alim ak için bir acel me etti, bir Koc: vakit, Sabiha, tekmil firar izlerini orta- asih eçen bir m ekti tepli çocuk gibi, zıp zıp Kn karısının boynuna atılıyordi > “Oldu demek... Hem şeraitin ) Kari'lerimizin e mükâğfatlı fıkraları ağ 4 an edilen n ü dokunarak nasıl kumaş yapıldığını izah etti. ei ların tafsilâtı nı kadar irak anlamakta sabır- sızlık gösteren muallim. — Ali, ceketin neden yapılmıştır? Haşarı çocuk: — Babamın eski paltosundan efendim! Behzat Recep —124— Gayet temiz giyin» miş ii zat bej ygiri- si tarlı inden geçmek temi a bunü gör eni mi? iL re suvari ay çifçiye : — Affedersin çifçi baba! mii Oküslerin il ğini de geçebilirmiyim di m a sinir emiş. ii a iz geldiğfui gör hemen ya Kaç aferi İse ni li mektep eri Şevket Vaktile bir sütçü epi para yapıp Hi i direğin tepesinde alır, keseyi açar bir altın denize, bir tane do sütçi al IŞ, az'iyeti gören yolcular taaccüp ederler. O zaman sütçü de Şi ileri erlemiş ihtiyar ei genç kızlar gibi şıklaşmasıdır. Bir gün Taksimden geçerken arkâ- snda hanım teyzesinden daha yaşlı fakat k öm > daha şık bir hanımı eldiğini ür, kenara ji n ie rine diker; o kadar dikkatli bakar ki, nihayet kadın farkına varır ve Yüzüme ne or izil öyle. dikkatli ba- kıyorsunuz ? der, — Affedersiniz z anımel fendi, der, ben- deniz asarı atika la mer Mesut a mllkâfatları ğine bakl.. Ah S Sabiha ei seni mesut edebi- . İşte muvaffak leceğim! oldum... Üç va sefaletin acısını arttı. racağız... Dünya bizim olacak... Herşeye rağmen bana itimat et- menin, benden inkisarı hayale ğra nın mükâfatını göre- ceksin... Kadın en ii tup bir az daha son yeke encamim neye arac, Fakat, yüksek sesle, idip mi a emri - dedi. - Mektubu alın imden yemek haneli bile unuttum... Nakıli: ü

Bu sayıdan diğer sayfalar: