Sahife 6 24 Temmuz 1930 a Tarihi roman tefrikamız: 109 BİZANSIN SON GÜ İSTANBUL" Uİ KE a2. İzmini, tamamile ( Ayda ) nın avucundaydı. Bizans NLERİ Fethinden sonra... an İskender Fahreddin dilberi , herşeyi Prenses Ayda'nın gözil ERE eE ve onun beynile düşün! mecbur: an uzakta bu muhavereyi işidince dizlerinin bağı çözüldü VE... Toğan, gizlendiği köşede, hid- | kadar Hip fikrini o çoktan dtinden dişlerini sıkıyordu. Nasıl mi sıkmasındı ki, da'nın sözleri d — Çok . İşte yi acı- İzmini'yi şüphe ve terddü ü- eri izi imei şüriyor, genç kızın sevgisini öl- Toğan, daya Ml dan önün- dia bedir de ml dei otu! İzmini ini Ayda'nın avucunda; b aşıldı... yüz- ydı. Bizans dilberi, her şeyi e i la Gmt sorayım, Ayda'nın gözile yöre We oni Diye söylendi. Hiddetinden tit- beynile düşünmeğe mecburdu ve serdi” öyle yapıyordu. Ayda: Mademki onun avucundaydı.. Lâf açılmışken Onun gösterdiği yoldan gidecek, | dedi, Kiveli sen öldürmüşsün, doğı isminde bir kız ru mu? onun her dediğine: - Peki! diye- er zmini'nin a sapsarı oldu. mini, artık, istikbalini göre- | cevap verem. hn hiç bir şey düşünemiyordu. Ayda ayni Sual tekrarladı: Bizans dilberi şaşkın ve bitkin — Söylesene. Doğru mu? cap ii am yüzü! ih: ninden mesir keyleri tered- Yarın, icap meki süş değ ildi — Evet ie Hn de iple boğarak. ses Ayda gözlerini açarak, mini Ni iğ itiraf etmekte mahzur see söylerse, bunu Ay- üşündü. Doğru da'dan mn başka kim işidecekti? ği see inkâr dedi, ürdüm.. dütsüz söyledi: EE) — Çünkü ben de buraya ayni pa ri yi sane maksatla gelmiştim. İzmini! OKiveli'yi sen öldürdün — Aynı tla mı? sağ İzmini Kii izah etti: İzmini, nasıl olsa, meseleyi » Beni buraya Sinyor | evelce anlatmağa karar vermişti. — Evet Könlürini gönderdi. > Ayda hayrı çıkarınca, sözü etle sordu: z — Sen Sinyor Kontarini'yi ne- tamamlamak lâzımdı Sü tanıyorsu — Niçin kaçtınız, yoksa siz de eye gelmeden biraz | benden korkuyor 2? ei tanımıştım. Sırbistan prensesi dia ve — Seni buraya o mu gönderdi? | manalı bir tebessümle, yavaşca — Eve ii sallayarak cevap verdi: — Toğan'ı nasıl kandırmıştın ? — Korkumdan değil, memnu- — “ Edirneye gidelim.,, dedim. O, İstanbuldan ayrılmak istemi- yordu. Sırbistan meselesi çıkınca, Padişah kendisini En çağırdı; ben de Eğ e açıkmı Bu vaztlan” in istifade e vi din — Ne m..? Başıma, hiç ümit etmediğim bir sırada bu felâket geldi. Yoksa, şimdiye pr 9 m. yetimden sarsıldım. il gös terdiğin rt do- layı tebrik ederim, İzminil Şimdi A sarayın İstanbul Gümrükleri DE eni, bu sana tevdi edilen her hangi bir vazifeyi aynen ifa edebileceksin! Bu esnada, kapısı önünde bir büyük çi niye koptu. ( Mab adı var) Muhafaza müdürlüğünden: — Gümrük muhafaza (1) numaralı Ana name ve keşifnamesi veçhile in: müddetle ve kapalı zarfla münakasaya konulmı 2 artname sureti (omusaddakaları bu derecei iktidarlarına itimadı mutazammın muka vip nr pe ere A icra kılınacağı ai dümunesi minatile beraber e vel mtteşekkil <a ei hazır bulunmala ve a emisinin fenni şart- rte tamiratı 20 gün e kitabetinden alınarak ona göre teklifnameler imlâ edilecektir. 3 — Tali erdir. gibi tamiratı vücuda e dair ve sanat ve olm kğ hakkında ticaret odasıle maliye le ne unvanla yet o mine saat 14 te İstanbul'da il 5 pey akçeleri ve ya mezkürda Bir daktiloya TT vardır. Deniz ticareti müdürli Ücreti şehriyesi yo. üğünden: 80-100 lira arasındadır. İngilizce, Almanca, en Fransızça lisanlarından birini mükemmel bir surette okuyup müdüri- alip olanların evrakı lâzimelerini hamilen aşağıdaki adrese müra- caatları. Balıkçılık mütehassıs - müşavirliği Galata: Deniz ticareti müdürlüğü üümemeesi binasında. yaş Akşam Gayri men ul malların aşık ilânı Beşiktaş Sulh İcra ll Açık artırma ile pa çevrilecek ii menkulün e LT | ç katta 9 oda bir mutbak ve üç li ve bahçe ve bir kuyulu ahşap bir hane. menkulün « bulunduğu mahallesi, numarası Şenlikdedi roahalle Beşiktaşta sinde ap | Gayri | de sulh ii icra daire- Fa 930 porşembo günü saat 15 li İşbu gayrı menkulün Wi tnamesi bö tarihinden ibare 93 Noile taş sulh icra dairesinin muay) sumanlında n göre bilmesi o için açıktır. İlinda yazıl olanlardan fazla iLE a öte yenler, işbu. şartnameye ne numarasiyle (o memuriyetimize RA 2 caat etmelidir. — Artırmaya ini SE ln alı kıymetin yüzde tem NE ektir. 3 — Hal klar arı tapu sicillile sabit olmr yan ipotekli ala m rla diğer alâka darların ve en akkı Sahiplerinin bu haklar gil il i masrafa dair olan Sadalarını işbu ilân tarihinden itibaren yirmi gün içinde evrakı müsbi- e birlikte omemuriyetimize bildir- eri icap aksi e hakları tapu Ee sabit olmayanlar satış bedelinin pay ii e Ein — Gösterilen gün e arttırmaya İş ürk edi il artnamesini ve muş ve kadi bii almış bunları temamen kabul etmiş ii ve itibar olunurlar, İstünde bırakılan gayrı menkulün be- deli zamanında, ei gayrı menkul ikinci bir arttırma ile e ve bedel 1 farkı ve mahrum kılınan yüzde beş ve diğer zarârlar ayrıca ee hacet kalmaksızın memuriyetimizce alıcıdan tshsil olunur. Beş numaralı fıkradaki şart tahakkuk itmek kaydile üç defa bağrıldıktan sonra gayrı menkul en çok bn ii eya e tahak- kuk rttırma bırakılup alıcı rinden külü ve temi- matta kalk; b A rm: ci veya ikinci olmasına ve gayri nn teâlluk eden kanuni a ve satışın tarzına göre diğer şartı 1 inci EE 'muhamen kiymetini geçtiği takdirde kat'i kaarann'n çekil mesi kerre, .azlan bir hane, lan bap gösterilen 28/8/939 tarihinde Beşi sulh Icra memurluğu odasında e iin ve gösterilen artırma gr namesi inde satılacağı ilân olum | mevki | za İstanbul beşinci icra memurlu- gundan: Nusret efendinin Livada efendi zimmetinde olan alacağından do- layı mahcuz iki adet acem halısı bir adet Buhara kilimi bir adet bi ve saatı mezkürda mahallinde hazır bulunmaları ilân olunur. İstanbul Beşinci icra ln b Perşembe pazarında Ticaret hanında 21-23 kai Sin ikon elyevm iel meçhul o bulunan Stefan Kerteş efendiye: Nüsret beyin KR ala tyi a ile masarifi ti vekâletin n Nüsret 4 Tarafınıza tebliği 1 e ödeme emri ikametgâhı: tarafınız: deme emrinin iki müddetle ilânen tarafınıza tebliğine kita verilmiştir, Yazılı borç ve masrafların tamamına veya bir kısmına veyahut alacaklını takibat icrası hakkına dair bir ii varsa tarihi ilindan bir buçuk ay rurundan itibaren ilk yedi günün içinde di veya talhriren bildirilmesi lâzım- smna İtiraz e eder, Aksi tak- 8 emri tebliği ma Biz a üzere ilân olunur, akşam bir hikâye rr | Çitin dönemece Abeliçesibar | Efendi ile karşılaştım. Ayaktaydı. mn Bae Arı kovanları uruyordu.. Bu adam, Efendiden gayrı Babam: “Bir vi kördür!,, diye onu bana tarif etmişti. Kendisini e selâmladım. Nale . e beni terseledi: ee Ne var? Ne ge? “Sen kimsin? dim, ben Murat Fehim'- Ali Fehim Beyin lu.. Babam selâm söyledi. Bu LE İ beni size yolladı. — Ha... Ha.. Anladım.. Bahs tiydi satın.. (zarfı yırtıp mektuba şö, > e nazar etti.) Demek arı- - iki e kalacaksın, ö; i? vet, Abdürcebbar emdi ye Arıları çok seve- rim.. li 5 ll da beni pek alâka: ediy: Karıncalar, resi — Eh öyleyse tam zamanında geldim.. Bir kelebeğin kosko e kovanı ne hâle getirebileeğini Halı ipe çalılık saha üze- rinde sıra sıra idi.. İK mmder birinin sivri damı, kü. lâh gibi Mk Petekler görünüyordi Abdilcebbar Efendi Bunun arıları, bir ie kele- s k gildim, İçinde, haki- Kovana katen, li” üç yarı ölü arıdan maada mahlük kalmamıştı. Hal- buki, civar; vığıl vığıl, kanat Abdüccebbar efendiye baktım. işlerini gıcırdattı. —'Bu krardan hayır kalmadı a Onu kaldırıp yerine alimi “koymalı, Evet, sphinx atroj ei bir kere ve d n girmi görsün; artık kovan, li naletlenir... Şimdi ben kovanı kaldıracaktım. Fakat, sonraya bırakıyorum. Senin karnın r. Uzu e açtı n yoldan geldim. Yürü ak Efendi, köşkte alnız oturuyormuş. Bir büfe açtı Masanın' üzerine yiyecekler dizdi akat, beni klım . fikrim eve girdiğimizdenberi okulağımı acı acı klıyan o vızıltının nerden geldi; grenmekteydi gi Nihayet öğrendim de... Aburcuburlarla dolu bir dolabın ka- natlarını ki, kanatları hareketin sür'atinden ik ve kelebek, iki kur- sis bulutunun arasında zan- sedilişirde, Uzun bir iğne, kele- a ve ai aşağıya bii delm manta ir sathın etine, yaptm Abdülcebbar Pe ekmeği eserken, merakımı farketti; ve bana izahat — İşte, e çi Ağzımdan m bulundum: — Peki amma, ıztırap çekiyor. dü: Hayvan, mütemadiyen, ie rını çırpmaktaydı. Meri tara temas ediyordu. Ni verin etrafında boyuna “dönüyor, iğneden kurtulmak, uçmak isti- yor Ölüm gelebeği el Küçük | Bi yer kadar > anki harap edici. korsan bayrağı gibi, bir ölü kaf, ürtesemdi. Bu resim, vazıh görünüyordu. Gölgede ko- caman iki gözü ışıldıyordu. or, hem acıyordum. İştahım kesilmişti. Abdüccebbar Efendinin, bu muzır mahlüku doğ- dan doği İdürmiyip de böyle işkenceye uğratmasındaki hikmeti bir türlü kavrıyamayor- dum. İzahat veriyor: —.. Kovanlara girer. İlkönce arıların kıraliçesini yakalar, onu öldürür. Bunun üzerine, tekmil arılar, çil yavrusu gibi Bir daha gelmezler... Bak h muna.. Abdüccebbar Efendi, bir e ucile e hortumunu di bir haykırışla kelebeğin feryat ettiğini duydum. Sayhanın zayıf- ğına rağmen , titredim İşte bu- nu kr Kelebekler ba- gı ği e Efendi lliğ eğlen- di. ei ucile ni > ediyordu ve ona , sağ gözün nigâhile, ok gibi bir nazar oi ordu. Alelâcele birşey e dışarı çıkmakta istical gösterdim Ev sahibi de, az sonra ale e ge- partik ir am üzeri artık sphinx at- uştum. Fakat, ma- mırıltı dinmemişti. Ge- cenin süküneti içinde hattâ daha şiddetlenmiş gibi işitildi ve tüy- lerimi ve Bu can eye daha pek uzun üç dört ün - sürebilirdi. rada oturma müddet ga karar verdim b aley bi timi kısaltma- Güneş ball batmaz odasına çekilip yatan Abdüccebbar Efen- di, bana, bitişik odada bir yer yatağı sermişti. Sabah'ayın, şafakla berab lebeğin kanat vızıltısı hâlâ duyu- lurken e e birdenbire işi- tilmez olmi Yataktan örn Bin bir ibti- yatla kapıyı açtım. Parmaklarımın mahut ucuna basarak, dolaba doğru ilerledim . Abdüccebbar Efendi karyolasında yatıyordu Benim içeri girmemden uyani mı, uyanmadı mı diye yüzüne bakmak istedim. İşte, o zaman sağ gözünün üzerinde koyu gölgenin çırpınarak ( dolaştığını gördüm. gölge, kanatlarını çırpan kelebekti. Abdüccebbar Efendi, tek s: İşte o zaman, bütün atikliği ve bütün hızile bu göze kondu. Müthiş bir çığlık duyuldu. düccebbar efendi, biri saniye nasıl bir düşmanın hücumuna uğradığını anlıyamadı. na de yatağında oturdu. Sonı elini hızla, sağ gözü iie idi fakat ikinci bir feryat daha attı. Hâlâ, yürek çarpıntışı sivri uçlu iğneyle, kendine aza; ın e üstüne, tesadüfen konm “Tesadüt gey mal, Fakat, nazarımda, den itibaren, “ tesadüf ,, ün la değişti. Nakıli: (Vâ - Nü)