24 Haziran 1930 Söz arasında Feminizma Bugün kadınları müdafaa ede- ceğim, Amma kadınlar milas ış, kadı nimdir Em ğer umu- runda |.. re eni erkeklerden çok daha pena vasselâm. Sonra geveze olduklar akla gelmedik iftiralar savururlar. Size bii anlatayım. ey zengin bir gençti. Güzel ii apartmanı, güzel bir hizmetçisi, orta yaşlı bir uşağı vardı. Bir gün uşak hesap pusulası uzattı, Masraflar arasında 2 e k in kanape tamiHi vardı. Pa © Garson'tavuğu gelirdi. (Müşteri sorldu: — /Kaç para 80 kuruş — dizi :saadet deye neye “derler bilir “misin — parası volan, “cömert, “âltmışlık "bir © ör san derler. dostunu almıştı. irili kocası geldi aa da ll va- ziyette gördü; hiddetle sordu: YApYrE? Tramvay kliyormur Rebeka “evine da 'ne ilaği vermem, dedi, bir şey yak fakat beyin bu sözü ada eti nefsini ookşadı, ilmi ı. tuhafı nedir bilir Hizmetci ile beraber yatıp kanapenin yaylarını ii eden “M,, beyin bizzat kendisi parayı İşin asıl misiniz?... Sıra ile Bir kocası, bir genç sevdalısı, bir de ihtiyar zengin a vardı. Genç sevdalısı gelipte, kadının yanında KOR buldu mu, hemen paketini uzatır: igara al v cla Kocası sigarayı ür m e aşağıda dolaş- mağa başl Bir wi ii sevdalı odarla a âşık geldi. ai n odadan çıktı rl kocaya eld Bu sefer kadının kocası mi çıkardı: “Bir sigara al bakalım dedi. Ankara Hasretim dudağına, Yatayın kucağına! | Bu ayrılık ne zehir, | Göz yaşım tıpkı Ml | Ne olur: Bir saat gel Nurlansın “Yeni Teri Tenha bir sedanın Gamda, hicrandamısın? Güzel kız! Ka aş,da mı, “Kara oğlan, da mısın?... e Kurtulayım pusundan: Bu gönül kaygusundan! - İnan ölsem de geçmem “Çankırı vi sından! Kurtulsam bi hul, ye a,dan!. N. R. Vaz geçmem | yelken “* Laçka talimil g | Sv mürâtdduan dü Ustat profesör oCakalızade Doktor Farfaron bey, çömezlerile beraber hastalarını inin rdu. Farfaron bey: “ Ciğei erlerimiz — Ne halde, halbuki nasıl olmalıydı ,, miz kitabından sonra, şöhreti kat daha arttırmıştı. azze retini arttırmak için, > üstat e çömezlerinin eserine tevfikan pa gün gazetele: de manasız şaklabanlıklar (yapıyor; meselâ: Agustos sıcağında eşek masının mideye olan fevaidinden, kaldırımlarda tepe üstü yürüme- nin kavaidinden, akıllı geziünile de beynin ralli bahsedi- yordu. Koğuşa girdiler. Üstat yajak- lardan mz yele tı, sordu: — Ner — Ciğerlerim ağrıyor. ok iyi... Çömezlerine döndü: — Not'alın... : Hasta devam etti: — Nefes alamıyorum. — Yorulma.. Ne iş görüyordun? — Musikişinastım. — Anlaşıldı. İşte efendiler, size bugüne kadar binlerce defa söylediğim şeyi bugün bir dahaka ispat etmiş oluyorum. Bu adam muhakkak bir orkestrada çalışıyordu. Hasta mırıldandı: — Evet efendi harap eder. eselâ ve trombon verem tevlit eder. Hastayı muayene için yoi - ları akide ve sordu: Se çalıyordun? — EMEL > .. Teminat Erkek — Bana yemin et ki sevgilim , Baja” ilk defa öptüğün benim e Kadın — Yemin ederim; hiç bukadar tatlı dudak öpmemiştim, İstanbul Sevdiğim inci dişli, Gözleri manevişli! Aşkından senelerce Yandı, kül yi “Sişli,, / in er İpek saçları sârıl a gül, ki “ Anadoluhisarı , * Beni daima süzei Dudaklarını zi Ben “Fatih, de sürterim, O “Tarabya, da gezer! * Bir gün geçsem soluna, Giriversem ko. ipi ii binip gi r gün in vol nal Gördüm on beş yaşında Bir kız “Tepebaşın, dal Sonra randevu verdi Bana “Nişantaşında, !... ŞE