—20 Mart 1930 Akşam — İ Sahife 3 AKSAMDAN AKŞAMA |LSir çarpac || Garp cephesinde sükünet var! Bilmem yalan, Bilmem doğru. Amerikan mecmuaları işi cid- | den — palavracılığa — vurmüşlar | galib; ir macera okudum ki değmeyin — gitsin... - İnanıyım mı, inanmıyayım mı, kendim de şaşır- dim, Macera şu: Malâm ya, Meksika'da, boyuna tilâller olur, hükümetler de; Son bir inkilâp esnasında, siya- setle uğraşan muhalif meşhur avukatlardan birini, polis, cürmi meşhut ha yakalamış. | Mahkeme huzuruna sevketmiş. Me- sele, idamlık mesele: Taklibi hükümete tesaddi olunmuş ziral... Netekim, müddi umumi, meş'um maddenin, tatbikini istiyor. Fakat, baroca pek sevilen avu- katı, bütün meslekdaşları, hep birden müdafaaya - kalkışmışlar. Kanun sarih:“Bir maznunu, yahut | birden fazlâ vekil müdafaa eyli- yebilir.. diye.i Bu sarahatten ifade ile, baronun 756 avukatı da, mazununun müdafaasına Mahkeme heyeti, bu misli görülme- miş talep karşında — hayran! — teklifi kabul mecburiyetinde ka- hyor... — Avukatlardan — bi bundan bir sene evel müdafaa nutkuna iptidar ediyor. Kanunda gene sarahat var: “ Bilhassa müddei umuminin idam talebin- de bulunduğu vakalarda gerek | vekillerin, gerek — maznunların | sözü kesilmez. , İşte bu sebep- | ledir ki, hatipleri son cümlesine kadar dinlemek mecburiyeti hasıl oluyor... NETİCE : Muhakemenin — senci sdevriyesi olduğu halde, ancak 92 avukat sözünü bitirmiştir... Mütebaki ve- killer, nöbet beklemektedirli Bizzat maznunun hazırladığı mü- daffa nutku ise, daha şimdider yedi cilt tutmaktadır; ve, bir taraftan da, mütemadiyen üre- mektedir... — Bu gidişle, müda- faanamelerin İâakal yedi sekiz sene süreceği bu zaman zarfında, hükümetin değişmesi muhakaktır. Amma ister inanın, ister inan- mıyın! Karışmam! Ben, amerikan mecmuasının yalancısıyım! Vâ - Na BiR MUADELE Bakımsız yavru X Lakay- di — Bahtsız yurt. Himayei Etfal X Millet yardımı Mesut memleket. Haşmetlü para | hazretleri... birinci kısım Yemeğin başlangıcı pek tatsız geçti. Röne surat ediyor, konuş- | muyordu. Ablalarının - babalarına muamele — ttiklerini gören Jan mütcessir olmuştu. — Lazarin'in Jünya umurunda değildi, kemali İyaha ile atıştırıyor, — karnını doyormağa bakıyordu... Nihayet sükütu gene o bozdu. Bircenbire kaba bu sabah eski dostlarından birine rasgeldim . Jül başını kaldırdı: Bir milyon ingiliz Tüccarın harice |borcu bu miktarı buluyor Kambiyo borsası mürakabe heyeti her ticarethanenin harice 'ne miktar ingiliz lirası ödiyece- ğini tacirlere ilân etmişti Bu ilân üzerine her ticarethane ne kadar İngiliz lirası borcu olduğu hakkında borsa murakabe heyeti riyasetine bir beyanname vermiştir. Beyannameler tetkik edilmi; neticede — tacirlerin harice bir milyon İngiliz lirası ödiyecekleri anlaşılmıştır. Borsa mürakabe — heyeti bu mıktarı daha ziyade tahmin edi- yordu. Bu mıktar paranın kambiyo işlerini tazyık etmiyeceği anlaşı- hiyor. Kambiyo hnrsı?lışkilau tevsi ediliyor Kambiyo borsası teşkilâtı tesis - edilmişti. Mürakabe komisyonu c yeniden — dört —memur daha verilmiştir. Kambiyo borsası muhasebe tahvilât kalemleri ikinci kata nakletmi Bir dava daha! Şair Halit Fahri bey, darülbedayi rejisörü aley- hine 2 inci bir dava açtı Dün şair müddei umumiliği müracaat ederek Darülbedayi rej- sörü Muhsin bey aleyhine ikinci bir hakaret davası ikame etmiştir. Halit Fahri beyin istidası 6 ıncı istintaka havale edilmiştir. Yeni davanın mevzuü Darülbe- dayi mecmuasının 2 inci nüsha- sından “ Halit Fahri beyi hedef ittihaz ederek yazılan makaledi Muhsin beyin yazısında: “Gözü Şair ve küstah münekkit,, lelr vardır. Yeni davanın vekâleti de avukat Haydar Rıfat bey tarafından deruhte edilmiştir. Yeni davanın Sanayüi nefise birliği tiyatro şubesinde geçen tehdit ve hakarete ait dava ile birleştiril- muhtemeldir. Şirketlerin senelik içtimaları Ticaret müdüriyeti şehrimizde bulunan şirketlere gönderdiği bir tamimde senelik içtimalarını ay nihayetine kadar ikmal etmelerini bildirmiştir — Prens Godöfrua dö Kastel- Vivan dostun değil mi? Jül Löru gayri ihtiyari örperdi. Bu isim gözlerinde binbir hatıra canlandırmıştı. —Godöfrua hal Diye haykırdı. — Evet, bizzat o... İhtiyarlığı» 'a rağmen gençleşmiş — Onun burada ne işi var?.. Gördüğün adamın Godöfrua ol- duğuna emin misin? — Tabii eminim. — Nerde gördün? — Ormanda. Atla geziyordu. Yalnız değildi, amma beni neza- ketle selâmladı. Bir oduncuya sordum. Prens marki, dö la Tur - dü - Rua'nın — mirafiri — imiş, Öğren bakalım bu marki dö la a'da kimdir? — Benim — eskiden —doslarım vardı, artık yok, dedi. | ailelerinden zengi cukluğumda şatosunu gezmiştim. şnuia HAB Kredi kooperatifi | Bakırköyde de bir kooperatif açılıyor Ziraat bankası tarafından İstan- bul civarındaki köylerde kredi kooperatifleri — teşkil — edilece; yazılmıştı. iye kadar yalnız kartal'da kooperatif teşkil edilmiş ve işe başlamışt Bakırköy kooperatifinin nizam- namesi iktisat vekâleti tarafından tasdik edilmemiştir. Gürültü yapan - tulumbalar geceleri işliyemiyecek Santırfüjlü ve motörlü tulum- balar gece saat 12 den sonra işler zaman — halkın - istira- hatını ihlâl ettiğine dair şehrema- netine şikâyetler çoğalmıştır. Zabitai belediye talimatname- sinde gece yarısından — sonra gramofon çalmak, dansetmek şeyler memnu olduğu için gürültü yapan santrfujlu ve motörlu tu- Tumbalarda geceleri saat 12 den, sabahları saat 7 ve Be kadar Gazi köprüsü Emanet projenin iki bir nushasını iste, Gazi köprüsü projesini tanzim etmek - vazifesini deruhte eden fransız hassısı M. Pijudan şehremanetine cevap gelmiştir. Bu cevap postaneden yanlışlıkla tıp fakültesine gitmiş ve burada bir iki gün kaldıktan sonra ema- nete tevdi edilmiştir. Bu mektube emanet cevap vermiş ve yolda kaybolan projeye ait ikinci bir nüshanın Paris sefaretimiz vasıta- sile gönderilmesini rica etmiştir. Yevmi, Siyasi gazete İDAREHANE — Acımuslük- sokağı SAkşam, İstanbul, lerl İçin eet : 1686 idare İşleri için £ çi AA Teleton Gönderilen yazılar #ahibine lade edilmez ABONE ÜCRETLERİ Türkiye için * seneliği 1700 ait aylığı 909, Üç aylıı $00 kuruş. - E memleketler için » Seneliği” 3000 aylığı 1600; Üç aylığı 900 kuruştur. Gazetemiz - İlânlardan mer'uliyet kabul Şevval: 20 — Kasım: 133 Marki genç değildir , bilakis , benden beş on yaş büyüktür. Prensin yanındaki adam Marki mi imiş? Evet. Nerden biliyorsun? Oduncu söyledi. Marki çok ihtiyar değil Hem ihtiyar hem de; eğer saçları ile bıyıkları be- yaz olmasa senden genç görü- necek... Kısa sordu: — Acaba Markinin çocukları var mı? — Bilmem. Esasen evli olup olmadığını beş, otuş senedir Markinin ismini bile işitmedim. Röne aksi aksi: | — Sana ne? dedi. Çocuğu olup olmadığını soruyorsun? ir sessizlik oldu. Lazarin ne ERLERİ Mütekaitler Tekaüt maaşları hakkında yeniden müracaat ettiler İnhisar idaFelerinde çalışan mü- tekaitlerin — tekaüt — maaşlarının kesilmesi meselesi elân halledile- . Bu hususta tütün inhisar imzasile Reisicumhur Hz. ne, baş- vekâlete, meclis riyasetine ve maliye vekâletine şu telgrafname çekilmiştir: *“İstirhamatımız üzerine muhas- gesatı zatiyeye gelen son emirde diğer — inhisarlardaki — memurin muhassesatının maktuiyetine mebni yalnız biz, — tütün — inhisarında ; mütekaidini aske- güya maaş alı- yoruz zehabile müstesna tutulup maaşlarımız — kesilerek magdur edi İalbuki tütün inhisarı bütçe- sinde maaş namile hiç bir mukayyet değildi kazanç vergisi verdi tekaüdiye terketme: rahimanelerini celbeder, bizim de diğer inbisar memurları gibi t samilerine iltica efendir atıfet ve istitaf eyleri Dilenciler Şehirdeki bütün dilenciler toplanacak Dilencilerin , — vilâyet emrile toplattırıldığı yazılmıştı. Üç gün- den beri zabitai belediye ve polis tarafından toplatılan dilen- ciler 200 kişiden fazladır. Dilen- ciler tamamile ortadan kalkıncıya kadar bu toplama ameliyesine devam edilecektir. Ancak ufak tefek eşya satan dilencilerin ortada — gezmelerine müsaade edilecektir. Fakat bu dilencilerin seyyar satıcılık yapa- bilmeleri için seyyar esnaf tezke- talebesinin seyahati Darülfünun arziyat şubesi tale- besi yakında Anadulu'nun muh- telif yerlerinde tetkikata çıka- caktır. Arziyat şubesi şimdiye kadar Ankara, Eskişehir Trabzon Rize havalisinde tetkikat yapmıştır. Bu seferki - tetkik — se) bir kaç maden mühendisi de i; tirak edi Eğer Luare'nin milyoneri seninle evlenmeğe kalkar zannediyorsan, aldanıyorsun. Eskisi gibi zengin olsaydık ne ise, fakat Marki sarı saçlarının inin hatırı için seni Lazarin, azametli bir eda ile başını çevirdi, alaylı bir. gözle kardeşini süzdi Beni kızdırmak — isterken gülünç oluyorsun, dedi. Şunu bil, ki hayatta imkânsız hiç bir şey yoktur. Bir gün milyon sabibi olacağım, buna eminim. O zaman seni himayem edeceğim ve benim himaye altında olduğu- nu düşünüp mesut olacaksın. Röne güldü, bu gülüşü pek falsolu idi — Sen para deye çıldıracal sın, azamet seni mahvedecek : — | — Güzelliğimi azev: — Bea de senin kadar güzelim. isminde bir genç bir eser neşrettir Garp cebhesinde sükünet var! Harp senelerini cebhede geçirem Rönark, büyük muharebenin bütüm facıalarını — kitabının — sayfeleri arasına — sığdırmağa — muvaffak olmuştur. Bu eser derhal bütün lisanlara terceme edildi. ve milyonlarca nüsha basıldı. Şimdi de Ame- rika'da — Universal — kumpanyası bunün — filimini — tamamlamakla meşgulmü $ Akşam'ın evelki günkü nüsha- sında bu hakkında uzun uzun izahat mevcuttur. *Garp cephesinde sükünet varl, filmi çekilirken artistler süngü süngüye muharebe etmişler, toplar gürlemiş, tüfekler patlamış, alev makineleri etrafa dehşet saçmış, şarapneller atılmış... Ve bu temsili muharebe © kadar hakiki olmuş ki aktörlerden bazıları şarapnel- lerle yaralanmışlar... Bu muharebe esnasında 20,000 libre siyah barut sarfedilmiş,15000 bomba atılmışl, Ve 20 çapında ağır toplar 15 dane alev maki- nesi kullanılmış. Bir filim için epi fedakârlıkl. Yalnız bu amerikan kumpanyası €eğer zamanının istanbuldaki safe halarını da filime çekmeğe kalk- saydı kendisine barut parasından başka daha bir çok masraflar da çıkardı. Meselâ ©o zaman; milyonlarca çuval — süpürge tohomu İâzım olurdu, milyonlarca çuval mısır lâzım olurdu. Bir kaç tane palas inşa etmek lâzım iloviç rolünü yapacak tonbul artistin “sigarasını yakmak için yüzlerce bankonota ateş vermek icap ederdi. Gene Miloviç rolünü temsil edecek - yıldızın yatağını baştan başa bankonotlarla örtmek meselesi ortaya çıkacaktı.. Ve bunların yanında gıdasızlık- tan kemik hastalığına tutulmuş binlerce çocuğa, binlerce veremli kadın — figürana olacaktı.. Bilmem bir sinema kumpanyası bu kadar hasta çocukla, bu kadar veremli kadını nereden bulabilir? Her halde Üniversal kumpan- yası bu büyük külfeti nazarı iti. bare alarak — harbin — İstanbul safhasını filme çekmekten vaz geçmiş olsa gerektir. Hikmet Feridun yalnız benim güzel- sende yok, — Olabil liğimde cazibe var; Bak görürsün, —Sen benim kalbimi incitmek mi — istiyorsun 9.. Eğer böyleyse sana meydanı boş bırakıyorum. alıp kalktı, odadan sinirli olmasının hik- Bundan bir hafta binmi; bir ata binmiş, bir suvari ile karşılaşmıştı. Süvari genç değildi. Saçlarına, biyıklarına kir. düşmüştü. - Fakat endamı muntazam ve dinçti. G kızı görünce şapkasını çıkan selâm verdi. Lazarin selâmı iade edip geçti. Kulağı arkada idi. Suvarinin, atını durdurup, kendi- arkasında | duymadı.