Sabife 8 Akgam Shakespeare ve Schiller Şekspirin kahramanları milleti vahşete tahrik eder ve bu kahramanların ımarhanedir akademisi t Şekspirin * Fırtna Darülbedayi namına çıkan mec- muada bir yazı var. Bu yazıda Şekspir'e dil uzatana bunak, Şil- ler'e söz söyleyene cahil deniliyor ve şöyle garip bir cümle göze batıyor: » “ Molyer Fransızların — olduğu kadar bizimdir, Şekspir'in eserleri bizi de hayran eder, fakat mede- miyetin bu insan şeklinde yar cılarına dil uzatanlar bizden dej dir, bizim değildir. Herhangi bir münakaşada, kar- şısındakine “cahil, demek, cühe- Tanın ananevi bir şarlatanlığıdır. Bu itibarla, kendi biçliklerini mey- “dana koymamak, girlemek için, büyük tanınan admları göğüslerine siper edip, karşısındakilere hücum edenlerin mahalle çocukluklarını mazur - görebiliriz. Ancak, cihan edebiyat ve temaşa tarihlerinde “yer yer ve devir devir. tezyif ve tahkir edilmiş insanlara dil uzattı diye: “Onlar bizden değildir, bizim değildir,, herzesini hazme- demeyiz. Şekspirin Şiilerin dahâ sını kabul- etmeyen bir Türk: “Türk değildir, diyen Türk deği dir. » Darülbedayi rejisörü Resimliay mecmuasında Türk halkını, seyir- cilerini, Türk munevverlerini tah- kır etmiş, tezvif etmişti. Ozaman: “Eğer Türk halknımı- beğenmi- yorsa, kapular açık, — Rüsyaya Almanyaya gitsini , demiştik. Bir refikimizde çıkan mülâkattan ve kiymetli artist H. Kemalin yazdığı bir yazıdan, Darülbedayi seyirci- lerinin, yani bir iki ay evvel tazyif ve tahkir ettikleri halkın fazlalaş- tığından müftehir oldukları anla- geliyor. Mecmualarınaz * Bu ne tezat? ,, yazısını koyan- | Palissat » sından bir sahne naklık , cahalet ve - çapulculukla itham edilmeyecek olan “Volta- ir,'n Şekspir hakkında- söyledi sözleri naklediyor. Biz de 1802 de Josepke Fievec ve 1803 de de Mantenoy'nın dö beş — satırmı — iktibas — ede- ceğiz. Bu — edipler: * İngiliz trajedisi deli erkekler, mecnun kadınlar, mütemadi - cinayetler, katli âmlarla doludur ve sahnede kan gövdeyi götürür... Şekspirin kahramanları milleti vahşete tah- rik eder ve bu kahramanların akademisi tımarhanedir.,, diyorlar. Bu sözler- Fransa - hududunu fersah fersah aşmış, her milletin diline tercüme edilmiştir. Fakat hiç kimse, hiç bir Fransız bu damları — cahaletle, — bunaklıkla itham etmemiş; “ Bu adamlar bizden değildir, bizim değildir ! , diye ham ve kaba / bir vermek küstahlığını göstermemiştir. Şekspirin “ Richart 3 ,, piyesi sahneye konurken “İrving,e kah- ramanın — karakterini - sormuşlar. “Ben bu Rişar'ın kafasından neler geçtiğini kavrıyamadım!,, demiş. Mune Sülli'de arkadaşlarına ayni cevabı vermiş. İrving İngilizdi ve Müne cihanın en büyük artist- lerinden - biri idi Eğer onlar Rişar'ın karekterini anlıyamazlarsa cibette biz- yani ben demek isti- o dahinin — dahâsından r şey anlıyamayız; yani anlıyamam. Emil Fage.. “ Edebiyat tarihi , 'nde diyor ki: Alman ve İngiliz temaşı yüz sene evvel debşetli hücuma kaldı.. mahaza şekspir “Fransada daima tenkit edilecek ve anlaşılmıyacaktır. lara sorabilir miyiz: Bu ne tezat? Darülbedayi” " memuasındaki Shakespeare ve Sehiller yazısında “Şekspir'in eserleri bizi de hayran eder, Molyer Fransızların olduğu kadar bizimdir,, ve “...Kaz inciyi yemedi ise, inciyi mısır tanesin- 'den kıiymetsiz mi addedelim? ., gümleleri, yazıya imza atan yazıcının sözü ve nüktesi deği İk cümle, ta Hugo devrindenberi söylenmiş- tir, ikinci nükte de,kıraat kitap- Tarında” “Tavukla inci, masalında vardır. — Şekspir ve-Şiller gibi eskidir. | fngiliz ve Alman temaşası, Fransa sabnesine on dökuzuncu asrın başlangıcında girdi. Alman dahisi Şiller tutunamadı. Şekspir * mütemadi hücumlara maruz kaldı. Darülbedayi “mecmuası “ Tenkit ve münekkit, makalesinde , bu- Şimdi Darülbedeyi mecmunanda| — Yabü tu Şi kidü? Rusya;Roman;'a Romanya hududunda bir akın ve müsademe Romanya - Sovyet hududunda mühim hâdiseler vuku bulmuştur. Besarabyanın merkezi olan Kişinef şehrinden işara olunduğuna nazaran 13Şubat gecesi huduttaki kızıl ordu kıtaatı şiddetli bir ateş açmıştır. Bu ateşin Sovyet arazisinden Ro- manya toprağına girmek isteyen Bol-| şevik ajanlarını himaye için açılmış | olduğu zannolunuyor. | Ruslar ateşi gece yarısından sonra açmışlardır. Romanya hudut müfrezeleri derhal siper alarak Rus> tüfenklerinin ateşleri görül- düğü noktalara bilmukabele ateş | açmışlardır. Rusların gayet şiddetli ateşi altında Rus sandalları Dinyester nehrinin Romanya - sahiline yak- laşmak istemiştir Bunlardan ancak biri sahile yetişmiş ve içindeki Rus kuriyesi karanlık içine dal- mıştır. | Maahaza kuriye yakalanmış ve | üzerinde mühim - vesaik ve külli- yetli dolar bulummuştur. Bu vesa- ikten mühim ip ucu bulunduğun- dan Romanya payitahtı polis mü- | diriyetinde büyük bir memur tev- kif olunmuştur. Bu memur Brityano - bükümeti devrinde Besarabya polis müdü- | Bu adamsa Sovyetler hesa- (göze batan öbür cümleye temas edelim. Kudretli artist M. Jules Truffier diyor ki: “Dahilerin mil- liyetleri yoktur, Şekspir nekar İngilizse,Molyer'de okadar İngil di Onlar — beynelmileldirler Bunlar asırlardır. tekrar edilen parlak cümlelerdir, fakat yan- lıştır. Şekspir aslen İngilizdir ve Molyer - bir çok tecrübelerimizle sabit - Fransa haricinde tama- miyle anlaşılamamıştır.,, Şekspir'in Aleksandr Düma ve Pol Moris tarafından nakledilen | Hamlet'i Fransada 1847 de temsil | edildi ve muvaffakiyet kazandı oynayan —artist ve tımarhanede Hamlet - rolünü Fransa - Şekspiri - Mune — Şülli, Sara - Bernar, Süzan Depre gibi büyük — sanatkârların " kudreti tanır.Almanyada Ha - yaşatmiş. Fakat Şi hemen hiç bir memleket haz- metmemiş, Almanlardan mada. Bekleyelim, bizde de ne zaman bir Mune, bir Haase'e bir Sara yetişirse, Şekspir'i taktir ederiz. Selâmi İzzet d ı SPOR 25 Şubat 1930 — Kİ İlk sokak bayrak koşusu Atletizm antrenörünün mütalâası ( Gazetemiz tarafından tertip edilen ve büyük bir muvaffakiyetle neti- celenen sokak — bayrak koşusu - kakkında — atle tizm antrenörü M. Ab- raham'dan - bir makale aldık, aşağıya dercedi- yoruz/ Spor yapmayan bir millet kabili tasavvur. değildir. Asri hayatın | ihtiyaclarından biri spordur. Ha- yatta muvaffak olmak için kuv- vetli bir vücude malik olmak ekzemdi, Diyebilirim ki, son yapılan sokak bayrak koşusu, terbiyı ve sporne demek olduğ termeğe kâfi gel güzel mücadele sahneleri arzet- V miştir. Koşuyu - seyretmi lerce insanda gö koşucuların geçtigi sokaklar ve caddelerde kendilerine yol veril- mesi, polisin de bunu temin et- zete, çalışmanı ballan. spara'lirar duymağa- başladığı alâkayı ispat eder. Eminim ki bu güne kadar hiç bir yarışta bu kadar seyirci hazır. bulunmamı Türk sporunu ihtiyaclarına hiz- metinden dolayı “Akşam,gazetesi şayanı takdirdir. Spor propagan- dası rak koşusu ise bizi ehemmiyetli surette ileriletmiştir. Heyeti ter- tibiyenin idaresi kusursuzdu. Bir çok hakem lazımdı. Hiç biri gel- memezlik etmedi. Lüzumu olduğu kadar otomobil emrimize amade idi. Doğrusu atletizm — Federasyo- nunu başta reis Adil Geray bey müdürlüğün Kilo — Marka — No yapmak halkın küvvetini | artırmak demektir. Bu sokak bay- | olmak üzre kendini gösterdi. Bu sokak koşusunun - şeraiti : ağırdı; kaldırım üzerinde koş- iyi antrene olmak mec- vardı. vesaiti — nakliye — ve sokaklarda yarış koşucuların sinirleri üze- rinde fena tesir yapar. Kâh oto- mobiller arasından, kâh yokuş yukarı, bazen yoküş aşağı ve köşeleri dönerek koşarken çok dikkat lazımdır. Koşucular hepsi çok enerji sarfettiler: Buda türk gençliği lehine kaydedilecek bir şeydir. Katedilecek mesafe uzundu. Gelecek koşuda her takımın iki yerine on koşucudan mürekkep olmasını daha muvafık görüyorum. Bu süretle takımların hakiki kıy- meti daha iyi anlaşılır. ve on kişilik takımlar yetiştirmekte mu- vaffakiyet gösteren takımlar bi tabi © derecede şayanı taktir olur. Uzun mesafe — koşucuların ca iyisi olan Mehmet'in Beşiktaş narnına bir ameliyattan dolayı yarışa iştirak edememesi — talisiz- Tikti. Ondan dolayıdır ki Robert Kollez bir farkla kazandı. Gali- biyet güzel ve haklı i: çok klüp ve koşuculardan pek yakında gene bir sokak koşusu tertip edileceğini — işittim. aferinl Türk dostlarımİ Spor böyle Daima mücadele etmek arzu- sunda bulunablara nihayet galibiyet mukadderdir. Galatasaray, Fe- nerbahçe, Beşiktaş ve Kuleli askeri lisesi, bilhassa beş yahut on — kişilik — takımlarla — iştirak ederlerse , — gelecek — yarışlarda büyük rol oynayacaklarından emin olabilirler. İstanbul îthalg;;ümrüğ der- Alex Abraham aSi eşya 8 paket 69 720 ek pamuklu harç . ., e Pirinç ve kaplama lordun 1 4 Pirinç küpe 2 14 530 İpekti yünlü lastik şerit BÖ Üstüpü 1 5. eem 37 5. ee 6 . 40 5S0 Seloloit cep aynası VA Lâstik balon 5 « CON Pamuk ipliği Üi Bakır. fivin 6 . 28 200 Dişçi macunu 5 5. 3000 İpek kurdelâ 1 4 250 Keçe şapka 4 26 760 . Pamuk şerit ve seccade 1 3 100 —. İpek ve yün ipliği 2 5 600 . Pamuk korsa ı . 850 Yağlı boya resim 1 5 520 Galalit iğne 1 7 820 Pirinç şişe kapağı 1 5. AM Müzeyyen kutu 3 . 20970 Podra ö x A Suni ipek boyun atkısı öo ç -l Lâstik ıskarpin D 5 GEER Suni ipek ıi Si İpek v pamuk yastık örtü 1 .e ER F . Düğme B 224 TF C 8904/6Lâstik ve toka 6 Çuval — 133 1198 — O Ağaç kabuğu 4 Sandık — 336WFB O Demir çakı 1 Paket — 14BCİ 402 Kartpostal 1 Sandık. 77PEA — O Alektrik motöru 1 2 HP O Vernikli boya i 104 RZCCO 0 Pamuk harç Balâda muharrer 34 kalem eşya 24/2/930 / tarihinden - itibaren İstanbul Ithalât gümrüğü satış anbarında bilmüzayede satılacağı ilân — Ne bileyim be.., Ben şimdi Haydutlardaki rolüme çalışıyorum. | olunur.