Sahife 6 Akşam 25 Şubat 1930 AKŞAMDAN AKŞAMA MAHKEMELERDE Ansanlar ve saatler Gazete sahiplerinden pek zeki bir zate geçenlerde dedim ki: arkadaşlarımdan R. N. Bey, size ingilizci olarak girmişti. İşittim ki, onu çıka- rarak yerine Ahmet Efendi isminde lâalettayin birini almışsınız... Siz ki, adam sarrafısınız; bu. hatayı nasıl işlediniz. diye hayretlerde- yim.... Ahmet Efendinin ingiliz- cesi, ancak mecmuaları ve gaze- teleri sümmettedarik takip ve tercüme edecek kadardır. Halbuki, R.N. Bey, ingiliz mürebbiye ile yetiştikten maada, Sorbon'u ikmal- den sonra beş sene Londra'da kalmıştır. — Onu, değil — yalnız ingilizce ve — fransızca, — hattâ almanca ve italyanca tercüme işlerinde de kullanabil; R.N., esprili bir adamdır; üstelik, zarif zarif fıkralar yaza- bilirdi... Sonra, efendim, edebiyat- aşinadır: Tenkitler yapar; - güzel bikâyeler, romanlar bulup terci Resme, — tabü - i: Ressamsız. kalırsanız yap- tırın ona karikatürleri ve rötuş- « O, Soorbon'da içtimaiyat ttiği için, mükemmelen baş- makaleler bile kaleme alır...Bütün, muharrirlik nevilerinden herhangi- birinde kullanzİmlâsı düzgündür;mu- sahhihlik eder;— tekmil İstanbul'u tanır; sal ortalığa; istediğin adam- la konuşsun; aisın haberlerin en âlâsını; — ecnebilere - sokulmak usuli ; — binaenaleyh grand reportageda da yektadır... R. N. Bey..... ıl,)ılı.ı devam edecektim. Gazete — Biliyorum, biliyorun ! -diye sözümü kesti.- R. N. Bey, man- dolin ve keman çalar! R.N. Bey, fotograf, otomobil kullanır; R. N. Bey, ata biner; adabımuaşerette emsalsizdir; R. N. Bey, asil aile- dendir; R. N. Bey şudür, — R.N. Bey budur... Hasılı hezarfen! On parmağında on marifet ... Fil- vaki, bu meziyetlerin hiçbiri Ah- met Efendide yok...Buna rağmen, ben, onu, R. N. Beye tercih cdi- yarum.Sebeb'ai misalle anlatayım: Efendim , benim , - pederden kalma gayet kıymettar bir saati (— Öjeni), Sultan Aziz'e hediye zeri armalı; kapağı mu- istersen - kapaksız kullan; istersen kılıfını da çıkar, incecik bir cepsaati olsun. Bir düğmesine bas, çalsın; sana, değil saat baş- larını, hattâ yarım saatleri ve çeyrekleri bile haber versin... Âdi saniyeliği olduktan maada nabza bakmak için ve ziya ile sada arasını ölçmek için ayrıca hususi bir saniye ibresi de — mevcuttur . “ Ayın bilâl halinde mi, yoksa bed- ritam mı olduğunu gösteren terti- batı haizdir.. Bir müttekkâsı vardırş 'ona oturtun; — yanında derecesi ve barometrosile, hafif polkalar ve kadriller çalan kuşlu çalgısile bir konsol saatidir... Amma, gel gelelim bu saatin ufak bir nok- sanı var: Doğrü - işlemez! İşte, onun içindir. ki, ben de onu maalesef — kullanmıyor; — bü, beş liralık İaymetsiz ve marifetsiz saati cebimde — taşıyorum Çünki,bu, Ahmet Efendi gibi mun- fazam — işliyor.. R. N. Beyin işlemesine gelince, tıpkı tan iz'in kıymettar saati gibidir. iği , ihmal- frenkçe olması , tekmil kıymetlerine rağmen, kul- lanılmasına mani oluyor.. »Dalmıştım... Gözümün önünden mice nice Sultan Aziz'in iki ayaklı kıymettar saatleri geçti... Mün verlerimiz arasında bunlar öyle (Vâ - Nü) | rikalı mektep talebesi küçük bir sandalla Amerika- | dan Avrupaya gelmişlerdi. Edvard Brumder isminde Nis'te karnaval eğlenceleri başladı Te “Framsa'nın cenubundaki Nis şebrinin karnaval eğlenceleri pek meşhurdur. Her sene bu eğlencelerde bulunmak üzere binlerce halk Nis'e gider, karnaval alayının caddelerden geçişini seyreder. Karnaval mevsimi karnaval kralının merasimle şehre garip kıyafetli insanlar, Bu seneki karnaval bilhassa pek parlaktır. "Yukardaki geçişini, aşagıda hizmetçi kız kıyafetinde maskaralarla girmesinden sonra başlar. Yapılan geçit resmine tahtlar üstünde kurulmuş güzeller iştirak eder, bütün şehir caddelere dökülür. inden resim karnaval alayından bir evin gazino tahtına kurulmuş karnaval kralını gösteriyor. Dundley Sehoales ve Vecant isminde iki Ame- bir arkadaşlarının hareket etmişlerdi. iştirakile tekrar Amerikaya En yüksek baca Amerikada yeni yapılan bir lâstik fabrikasının bacası tamam 140 metredir. Amerikalılar bu süretle yüksek baca rekorurunu — kırmışlardır. Resmimiz bu bacayı diger bir baca ile yanyana gösteriyor. Ta!lıiğır dı_ıyak y Davacı ufak tefek bir adamdı. | Yaşı 25 olmasına rağmen çok küçük görünüyor. 1, metroluk bir boy, ufacık bir surat, birer nokta halinde 2 göz. Ne sakalı ne bıyığı var, İsmi köse Halil. Dava ettiği Nazmiye hanımla 'tam bir tezat teşkil ediyor. Naz- miye hanım; uzun boylu, yuvarlak suratlı, iri gözlü bir kadın. Yaşır 'nun 20 olduğunu söylemesine rağ- men 30 görünüyor. Zabıt okundu. Herkes gülüyor. Hakimler vakur. Mahkeme reisi- dlill anlat bu hanımdan ne istiyor Halik davasını anlar — “Reisbeyfendi benim niyetim Allahın emriyle Nazmiye hanımı almaktı. “Onun için kendisinin yolunu bekliyor, hiç rahatsız etme den takip - ediyordı hanım; bana bir şey inden bakalım, Nazmiye iylemiyordu. bana - kızdı kşam ilk defa yanımdan geçerken bana Sevinçten olacatım. 'a sokuldum. bir bana döndü, b Tabit ben banıma el sürmedim. Oda fırsattan istifade ederek Ben dayak yerken, arkadaşla- mım görüp beni ayıpladılar, dava dediler. Ben onlârın liyeye geldim. Halbüki ben Nazmiye hanımın benim yü- zümden ceza görmesini istemem,, Mahkeme reisi soruyor: — Davandan vaz mı geçiyorsun. Nazmiye hanımın kendine bak- tığını gören Halil; garıp bir râşe içinde derhal cevap verdi: —Evet, evet, evet. bir 'eda ile mahkemeden çıkıyor. Ha- lik küçük gözlerile ağrı açılmış beraat kararile ve mağrur bir haldedir. Arkadaşının * davadan niçin vaz geçtin?,, sualine cevap veri- yörı “Ben Nazmiye için değil dava: di d Yeni bir keşif İki milyon adamın akli faaliyeti bir lambayı yakıyor “Nazmiye için değil davadan canımdan bile vaz geçerim!,, Şikago darülfünunu müderrisle- rinden Dr. Edmond Jacobson mac le ile akil arasındaki rabıtayı bulmak için meraka şayan bir çok tecrübeler yapmıştır. Bu tecrübelerden şimdiye kadar hasıl olan neticeye göre iki mil- 'yon adam ayni fikir hakkında bire den akli faaliyette bulundukları vakit dimağlardan intişar eden elektriğin voltiji bir lüks elektrik lambasına kifayet edecek tenvir kuvvetini verecektir. Dr. Jacobson bu. tecrübeler için bir tel galvanometre icat etmiştir. Bu alet o kadar hassas ki bir volt elektrikiyetin. bir milyonda bir kısmını bile kaydet- mekter * ileyh akli faaliyetine ve tahayyülün yalmız dimağın değil belki bütün vücudun alâkadar olduğu vezaif mahsulü olduğunu isbat etmek için yapmakta olduğu tecrübelerde bu hassas aleti kul- lanıyor.