Sahife 6 Anadolu edebiyatı : Kızıl gece Anadolu gazetelerinde edebiyat sayfesi yapmak moda oldu. İlk yapılan — edebiyat — Sayfelerinde bilhassa özlü şürler, kuvvetli tet- kikler üzerine yapılmış edebi etüt- ler, güzel nesir parçaları vardı.. Lâkin ne' yazık ki bu sayfeler haf- tadan haftaya tavsayor.. Son gelen anadolu gazetelerin edebi bilan- çosu çıkarılsa neticenin hiç de şa- yanı memnuniyet olmadığı görülür.. Yeni Adana gazetesi Burhan Sa- dik beyin Kızıl gece ismindeki ğîflîf romanına — başlamış... İşte aç parça: İki kızıl alev birer - morfia gibi vücudumun her noktasında yanarken; onu yatak odama ka- dar sürükliyorum. Oda gölgeli... Bahçıvan Mehmetle Ayşe kadın uyanmıyacak — kadar derin bir Ayın pencereden şezlonga uza- nan gölgesine ikimiz de. ilişti. Koridora açılan - pencerelerin perdeleri inik. Lâmbanım abajarundan - yeşil bir ziya süzülüyor. O kalktı.. / Gezindi. Yumrük- larnı sıkarak ellerini bana doğru uzatıyor. Parmaklarını parmaklarıma ge- çirdi ve banaz — yürül Dedi. Kulaklarımda dakikalardan sonra Baykuş — çığlığım — andıran ” sesi ürperdi: — Geldik! Elile yukarıları işaret ederek: — Bak dedi, Rızanın evil Gözlerimi korka korka kaldı- miyor ve bakıyorum. Akılları şaşırtan kurunu vüstai bir şato manzarası.... Demir par- maklıkları, karanlık - duvarlarile muazzam bir kal'a kissini veriyor. Doktor Ziya, hırstan / titriyen ve istihzadan bükülen dudakları arasında bir kaç kelimeyi geve- liyerek çelikten kapının cilâdan parlıyan düğmesine uzun parma- Bayla bastı. Bu hafta Anadolu gazetelerinde hemen hemen kızıl geceden baş- ka da tetkike lâyık olan bir yazı yok.. Allah vere de geleck haf- falar bir. şeyler çıksa.. Bize de mevzü çıksa. H. Elmas ticareti Şehrimizde büyük bir BU geçaiyor Bu sene € elmas ve kuyumca ticareti pek durgundur. Bu me 1 tacirler mücevherat bu kadar - buhra: ğine tesadüf edilmediğini liyorlar. Halbuki bir zamanlar İstanbul, elmas ticaretinde mühim bir mev- kü olan bir yerdi. İran, Mısır elmaslarının transit yeri İstanbul- dur. Balkanlar ve diğer yakın memleketler elmas satın almak için İstanbul elmas - ticarethane- lerine müracaat ederlerdi. Umumi harpten sonra vaziyet çok değiş- miştir. Harbtdi Cervel 'her çön Ana: doluya elmas satışı olürken harp içinde Anadolu elmaslarının satışı İstanbulda başlamıştır. Mütareke senelerinde İstanbul — piyasasına daha fazla elmas arzedilmiştir. Bilhasa Rus mültecileri İstanbulda çok elmas satmışlardır. O zaman elmas ticareti en hararetli bir. devre geçirmişti. 'ondan sonra elmas. ticaretinde bir durgunlük haşlamıştır. Durgunluk bu sene daha - ziyade - artmıştır. Bundan başka — memleketimizde kuyumculuk sanatı da vardır. Bu sanat son senelerde gerile- miştir. Halbuki şark — işlemeleri dünyanın her — tarafında — şöhret bulmuştur. söy- Avrupanın her tarafında yaz başladı Bu sene her tarafta kış pek hafif geçiyor Geçen.gene bu mevsim bütün Avrupa kalın bir kar tabakası altında olduğu halde bu sene bol bir güneş- ortalığı İsıtmakta, ılık bir hava hükümsürmektedir. İngiltere' nin cenubunda ilkbahar başlamış, ekser ağaçlar çiçek açmıştır. Halk parklara, açık yerlere çok rağbet etmektedir. Gün arası paltosuz gezen erkeklere, bu mevsime göre pek ince kıyafetle dolaşan kadınlara tesadüf | ediliyor. İngiliz gazeteleri 20 seneden beri bu mevsimde havaların bu derece lâtif gittiği görülmemiş olduğunu yazıyorlar. Diğer taraftan havası çok mutedil olan Nis havalisinde hararet otuza yaklaşmış, halk denize girmeğe başlamıştır. 200 yolcu alacak büyük bir tayyare - N Son zamanlarda Avrupa balon ve yolcu tayyareleri inşasma çok ehemmiye R. 100, R. 101 kabili sevk balonlarından sonra Almanya'da 70 yolcu alacak büş edilmiş, burta daha büyük tayyareler inşası teşebbüsleri takip etmiştir. Bu faaliyet Amerikalıları kıskandırmıştır. Amerikalilar dünyanın en büyük tayyaresini inşa için plânlar | başlamışlardır. Bu tayyare 200 kişi alabilecek, içinde kamaralar, yemek salonları bulunacaktır. 4 kısa bir 11 Şubat 1930 MAHKEMELERDE: 20 para için! Seyyar sucu Tevfik efendi; 55 yaşındadır, ağır başl, goluk çocuk sahibi, fakir bir adam. Tevfik efendi. S haziranda köprünün Galata kısmında su satarken Aptullah “isminde bir adadanc'dayak yemiş. ve İdr yanrak darbesi İle sob gözü akmıştır. Dün sabah ağırceza bakimleri bu davanın rüyetiyle meşgul ol- SA Aptullah mazmn ve gayri mev- kuf olarak muhakemede bulunu- yordu. Zabıt okundu, Aptallalım İT istleeeli yaçaldı Müzuua rüğ- Üye' eleebui "DEĞEA — söğla. Tevfik efendi istidası okunduk- tan davasını anlatmağa başladı: * Reis beyfendi! Köprü başında su satıyordum, eskiden tanıdığım bu Aptullah bir bardak su içti, parasın — istedim, güldü, “bir bardak su için para olur mu? utanmıyor. muüsun,, dedi, bem de cevap verdim: “Çucuklarımın maişetini temin Çetmek için sabahtan akşama kadar bir kaç bardak su satmak için dolaşıyorum, benim 20 para- ma - tenezzül — ediyorsun, zaten geçen seneden de d0 para isterim, ayıptır, sıkıli,, Bu sözüm üzerine bana küfür etmeğe başladı, bi yiyen hem de al eden bu adama terbi sol gözümün üzerine bir yumruk vurdu, gözüm kör oldu , Aptullah kendini müdafaa edi, “Reis beyfendi! kerre bu adamcağızmn sırtında bir fıçı vardı. Sırtında - fiçi olan bir adan vurulur mu? Sonra Tevfik efendi — Si Türük ülülen. n Y medin mi? — İçtim efendim. — Peki, 20 para için adam- Cagızın gözünden ne istedin? T armlmk b gel — Peki, buadam, durup du- rürken senden ne istiyor? Sana diye iftira atsın? Geçen sene- den de 40 para borcun varmış! Müddeiümumi — Burhan — bi Abdullahın mevkufen muhakeme edilmesini talep etti. Hakimler müzakereyi “mütcakıp tevkif kararı verdiler. Ayni za- manda evvelce diğer bir mes- eleden mahküm olduğu anlaşılan Abdullahın polisten sabıkası so- rulacak ve davaya diğer bir cel- sede devam edilecektir. Serbest olarak mahkemeye gelen Abdullah jandarma ile tevkifhaneye sevket Bütün dertlerinizi Küçük- ilânlarımızla derhal halledebilirsiniz. Çünk AKŞAM | Türkiyenin en çok okuyucusu. olan gazetesidir. defa tecrübe kâfidir