MAHKEMELERDİ kadın | mınt ği ran içiadeydi, bir türlü yerinde duramıyor, yüzü ihtilâçlar içinde iyordu. Bu asabiyet devam ederken mahkeme reisinin tavsiyesi işitildi — Kızım! biraz sakin ol! çaresiz ir şeye üzülmek faydasızdır. — Reis beyefendi nasıl üzülk meyim? Ben dünyada her felâkete tahammül - ederim, aldatılmaya, aptal yerine konmağa — dayanı mam. ederim efendim şu- 'nun biçimine bakın, ben bu he- rifin elinde oyuncak olacak bir kadın miyim? — Sakin olun efendim, evvelâ Hadiseyi anlayalım. — Bu adam geldi, kız karde- şim tarafından gönderildiğini söy- ledi güya Sabihanın mühim ve müstacel bir ihtiyacı varmış ben- den 120 lira istiyormuş, gecede bana gelecekmiş. Ben bu masala inandım, parayı verdim. bu adamı eskiden tanı- yor miydiniz? — Evet ablamın mahallesinde bakkal çırağıdır. Kardeşir darıcı olduğundan şüphe etmek aklıma gelmedi, süratle parayı verdim, bu kapımızda 5 dakika bile durmadı. — Hayrettin! Anlat bakalım, bu kurnazlık nasıl aklına - geldi hanımın 120 lirası ne oldu? — Kabul etmem reis bey, hem ben Hayriye hanımdan davacıyım, bana dolandırıcı demeğe ne halkı, var? — Sen hanımdan 120 Jlira aldın mi? — Hayır efendim, ne müna- sebet. — Bu hanım yalan mı söyliyor? — Hayriye hanım belki 120 lira vermiştir, fakat bana vermedi? — Hanım! rettine verdiğinizi i ice hatırlıyor mısiniz? olmasın? Beylendil Ben Takmaka çok — Reis beyl Oğün ustam pazara indi ben akşama kadar dükkânda idim, isbat ederim. —Bu adamı abuk — sabuk söyletmeyin rica ederim, kanıma dokunuyor. — A kızım! Onunda söz söyle- mek bakkıdır, kendini müdafaa etmesin mi? — Fekat yalan söyleyor. — Doğnü söyleyorum. — Susunuz, kâfi. Tevsii tahkıkat için muhakeme tehir edildi. Hayriye hanım fevkab- Gde müteessirdi. Hayrettin mahkemeden çikar- ken gülüyordu. Kadıncağız tam bir buhran halinde yanmdaki ar- kadaşına diyorduki: “Şu hakimlere ne kadar kızı- yorum, her şeyi kanuna uydurma- ya çalışıyorlar. Ben şu reisin ye- Tinde olsaydım mendebur bakkal çırağını haklıda olsa — mahküm ederdim, “Felemenk veliahtı Prenses Julyana felsefe doktoru oldu Holanda valisi saltanatı Prenses Jeliana Leyden darülfünunun fel- sefe ve edebiyat fakültesine de- 'vam ediyor idi. Son günlerde hu- kuku düvel dersinden dahi imi han verdiğinden kendisine ede- biyat ve fçlsefe doktoru unvanı verilmiştir. Prenses Juliana gelecek Nisanın otuzunda 11 yaşını idrak ede- cektir. Prenses Julianın bir unvanı da Duşes Maklenburgdur. — Rüçük h Nikaya kimsesiz bir çucuktu. Çin'in en iptidai köylerinden birinde, 12 yaşına kadar mahru- miyet ve sefalet içinde büyü- müştü . Nikaya fitreten zeki ve hassas bir çocuktu. Her gün sabahtan akşama kadar bir demirci dük- kânında çalışarak, buradan aldığı ufak bir yevmiye ile ancak kar- 'nını doyurabilirdi. Nikayanın- ustası çok zalim ve merhametsiz bir adamdı. Nikaya kızgın demir karşısıne çalışırken, ustası ona yardım bi etmez, hattâ bazen kızgın demir- leri çocuğun bacagına yapıştıra- rak zavallıyı bu süretle - daima cezalandırırdı. * Bir sabah Nikaya hastalanmıştı. Dükkâna gitmiyecek olursa aç kalacaktı. Sürünerek yola çıktı. Nikaya büyük bir derenin ke- narından - geçerken, — uzaktan bir inigiliz seyyahının kendisini çağır- dığını gördü. Seyyah Nikayanın yanına geldi. — Oğlum, dedi, şu dereden (| bana bir kurbağa tutarmısın? kurbağa tutmak! İşte Çinliler yalnız bunu yapa- mazlardı. Suyun içindeki kurbağayı tutmak, bir çinli için babasını öldürmek kadar h sayılırdı. İngiliz seyyahı israr ett — Haydi ne düşünüyorsun? Ben kimseye söylemem... Eğer bana şuradan bir kurbağa tutup getirirsen sana bir avuç altın vereceğim. Nikayaya bir falcı yaşayacağını söylemişti. Zeki çocuk, bu zararsız tek- lif karşısında, bir defa günah işlemeyi yüz sene aç kab yüz sene Cuma günü Çekiliyor | 500 Liralık “ Kiymetli eşya , piyangomuz CUMA Günü saat 2 de çekilecektir. Kazananlar Karlman magazasın- dan istedikleri eş- niçin maya — tercih — etmişti.. Dereye atladı ve mavi gözlü bir kurbağa yakalayıp seyyaha verdi. İngiliz seyyahı kurbağa merak- haydı. Kurbağayı ufak bir. tel kafes içine koyarak Nikayaya bir avuç altın verdi. Derenin başından uzaklaştılar. Semadan güneş göründü.. Ni- kayanın — kulağına hafiften bir seda gelmişti: — Seni affediyorum... - Haydi git ve oparayı ustana — götür.. sermaye yapsın! * Aradan yirmi sene geçti. Nikaya büyümüş, sermayesini işleterek zengin olmuştu. Kendisine işkence yapan ustası şimdi onun hem kölesi hem de müşaviridir. (Nikaya) Çinde o vakitten beri “Kurbağa tutan kahraman, diye tanındı ve ismi t Geçen haftaki suâlin cevabı.. Sizi bir hafta me- yakta / birak- tim amma, sualin ceva- bini da hazırladım: 36 Mevcut misafirler 36 Bir okadar daha 18 Onun yarısı 9 Onun da yarısı 1 Bir de ben.. 100 Mevcut misafirlerin 36 kişi olduğunu — buluncaya — kadar aklımı oynatıyordum. Fakat, bu suâl beni ikaz etti.. He- sapta çok zaifmişim! Haylaz- lığı bırakıp hesap - dersine fazla çalışacağım! Babaların en iyisi ! * — Babacığım ! Benimle Bir arkadaş gibi oyniyorsun, fakat gine senden korkayorum, — Beni çok seviyorsun da ondan... (Bu zesim, yılbaşı münasabetilo ingiliz gazetelerinden birinde intişar etmiştir. Evlâtlarile meşgul olmayan babalara ithaf edilen bu karikattra biz de aynen iktibas ettik. ) Yanlışlık olmuş.. 11 » Galatasaray lisesinden 365 Satim B, 12- Kadıköy - Modada Saynur Cüncoz H, 18 - Galalasaray lisesinden Disra Halak B., 14 - Remika Lütü H., 15- Amerikan klüpte A, T., 16 - İst İ Nafa baş mühendisliği — kâtiplerinden Ragıp B., 17 - Heybelisda Deniz lisar sinden Orhan B., 18 - Beyoğlu ( Britiş 19 Kânunuevel 1929 tarihli bilmecemiz ÇAMLICA Çam, ılıca idi. Doğru halleden- ler arasında kur'a çekilerek, Fatihte Üveys mahallesinde ilk mek. talebesinden Alâeddin B. T inci gelmiştir. Kitap kazananlar 1- Haybeli ada ükşmek, 97 Berin B. | Bultan hunam No 49 Jozef Vitas | £, 8 - Üsküdar 15inci mek. Salahattin Baç 4 - Kız arta mek. 8 inci sınıflan Sevim H, 5 - Lüleburgaz Zirant bank. mravini Avni oğlu Hulusi B., 6 - Suk | fan Ahmot imaret sok. 15 Saadet. Lüthi 2 ., T --2 inci kıa mek. Hayriye Ali | H., 8 - 18 üncü mek, Nazlı Kayaalp . 9 - Hasköy Mohmet AlL B. kerimesi Güzin H., 10- Gözlepe Rifat paşa sok. No 3 Nebabat Mehmet . Şekerleme kazananlar: sehool) mek. Mls. Beky Tazartes, 19 - Ben Jan Batis mek. Celâl B., 20 - Tley- bollada Deniz Kaesizden K. Timuçin B., | 91 - Kasımpaşa Yeni Çeşme No 4 Ze | kâvet Hamdi H., 22 - Şişli Bulgar çar- Şi Mile, Rina Agopoviçk, 28 - Bebek | Dr. Hikmet böyün — yalsında — Hilkat Hikmet H, S - Paşa bahçede Sahip Badi D.., 25 - Fatil ga sok., No 2 Mefharet Sadık H,, 26 - Beyoğlu 6 inci Noterliğinde dektilo Semiha Ze gin I, 27 - Pangala Pransız kiz lisa- sinden 246 Şakiye H,, 28- Anlam Büstem 3 Na 26 Necmeddin B.,'20 - Darüşşafaka M Nuri R., â0 Bebek Amr. kız kolejinden Melâhat H. S1 İst. pos- ianesinde - Orkan B., 83 * Kabataş erk. lis 64ö.. Bi St - İst posta kutusu 968 Marko Dalva e€ 85 - İzmik yeni mek. İ 218 Selahattin B., 36 - Ankara Otobüs | Şifketinde Celilettin B. 37 - İst. fan hamam Jan Abditkerim B. Salıpazar Modiha Müzafter H. 89 - Edir Ja Şazi H. 40 M Nürettin B 41 - Kalcıdâ No, G Necdi İhsan Bi, 42 - İst, P. K. 201 Ayşe Jemaly H, 48 - Boya. zt yazkapan T Somatat H, 48 - Beya- #at Amerikan İisan dersanesinde Mahlika ne kurtülüş imek. H 48 - Ankarada Mimar / Kemalettim mök, M2 Naci Vasfi B, 46 - Alman mek, Refik ., 47 - Beyoğlu 9 unca mek. Kenan B 48 - Mile, Anjel Panüs- 'yan, 49 - Modada 22 Nazan Sabur H 50* Zâleli ap. 21 A, Cevat B Kazanan karilerimizin matba: mızdan — hediyelerini aldırmaları rica olunur. Dikkat! Bilmece — mektuplarında — bazı yanlışlıklar oluyor. Halledilen bilmece zarflarının köşesine - Bilmece - kelime: ilâvesini rica ederiz. — Oğlum! Annene yılbaşı hediyesi olarak bir kutu şekerleme aldım... — Sakın bu işde bir yanlışlık olmasın baba ?! çok sever... misin..? — Niçin yavrum ? annen şekerlemeyi — Fakat, katunn ö tünde başka adres var. Annem ismini değiştirdi mi yoksa...? | Bilmez Atina mektabu Venizelosa karşı ceneral Kondilis 'neral Kondilisin Aklvp gaze- * tesinde neşredilen Venizelos aley- hinde husust bir mektubu oldu. Kondilis bu mektubunda kabine- nin icraatından acı bir sürette şikâyet ediyor. Venizelosun mem- leketi - anarşiye — sevkettiğinden bahsediyordu. Venizelos fırkasile teşriki mesai eden ve kabine de kendi hızbın- dan iki nazır bulunduran Kon- dilisin bu mektubu neşredilince ortalık karıştı ve siyasi bir reza- let ortaya çıktı. Venizelos | kabinede — bulunan Kondilis fırkasına mensup dabiliye nazırı Argiratopolos ile sıhhiye mazırı Papayı vaziyetlerini tayine davet etti. İki mazır Venizelosun bu daveti üzerine derhal istifala- rını vermekle beraber Pariste bu- lunan Kondilise derbal bir telgraf çekerek — neşredilen — mektubun kendisine ait olup olmadığını sor- muşlardır. Ceneralın cevabı gecikmedi ve verdiği cevapta mektubun kendi- sine ait bulunacağım teyit etmekle beraber iki nazırı istediği gibi harekette serbest bıraktı. Argiropulos ile Papa Venize- losu ziyaret ederek cevabı gös- termişler ve Kondilis fırkasından çekildiklerini, reislerinin bu hattı hareketini takbih ettiklerini söy- lediler. İki nazırm bu izahat üzerine “Yunan başvekili müstafi nazırlar- lardan kabineye kalmalarını rica etmişse de Argiropolos istifada israr etmiştir. Bu mektup münasehetile Kon- dilis fırkasının tamamen tefessüh edeceği söylenmektedir. Her halde bu hadise Venizelistler arasında bir cidal başladığını gösteriyor. Pıyangonun tesiri! ir hapisanede tek bir mücrim kalmadı! Amerikada Ohyoda, Klakston şehrinde ehalinin yüzde doksamını zenciler teşkil etmektedir. Klakston — şehrinin hanisanesi son sençlerde o kadar dolmuş ki hükümetin tahsis ettiği bütçe kâfi gelmemeğe başlamıştır. Tevkifane müdürü olan zenci Cak Şmit bu derde bir çare dü- şünmüş ve garip bir surette me- seleyi halletmiştir. Hapisanede bu kadar mevkuf olmasının sebebi, rahat yaşamak, kışta kaloriferli yazda vantilatör- lü odalarda oturmak, her n müntazaman sıcak yemek yiyebil- mek olduğunu anlıyan Cak buna çare olarak bir piyango tertip etmiştir. Klakston 'şehrinde otu- zan ve bir sene zarfında hiç bir sui hali görülmiyene bir billet meccanen- verilecek ve senebaşı günü pij ekilecektir. FöPiyangada / ön biner” dolarlık yirmi büyük ikramiye vardır. Bu piyango bileti satılmadığın- dan bileti ele geçirmek için halk cürüm — işlememeğe başlamıştır. Bu sayede hapisanenin bütçes den tasarruf yapılmakta ve her sene yirmi kişi zengin olmaktadır. Cak Smitin usulü takip edile- liden beri hapisanede kimse kalmamışsır. Bu sne hapisaneyi hastane yapmak üzere tadil yapılmıştır. Cak Şit kurduğu bu usulün tarafında - taklit a ediyor.