27 Aralık 1929 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9

27 Aralık 1929 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Akşam Mohartiri: l Aziz karilerim , size nekle- deceğim şey ne gülünç, ve acıklı, 'ne korkunç ve ne de tasni edilmiş güzel bir hikâyedir: ben ne bir gazeteci, ne bir. romancı ve ne de edebiyat yapmak hevesine bir adamım. Ben de sizin gibi bir kimseyim; ve meşum bir felâket çarkının dişlerine kendimi kaptar- mış bir bedbaht olduğum için bemcinslerimden bir fikir aladilmek ve daha doğrusu kabil olduğu takdirde bir hüküm koparabilmek maksadiyle sizlere hitap ediyo- reml Dinleyiniz: İsmim Piyer Allavardır. Otuz dört) yaşmdayım. Ne güzel , ne çirkin, me. esmer , ne sarı , ne büyük ve ne de küçüğüm. Her kes gibi, ben de , okudum. Pek | ziyade zengin almamakla beraber, halü vaktim yerinde olduğundan her hangi bir mesleğe sülük et- meği zail gördüm. Hulâsai kelâm, emlâk ve akar sahibiyim." Henüz çocuk denecek bir yaşta gaybet- tiğim babamla annemin bir tane- cik evlâdıyım. Esasen ne amcam 'ne teyzem ve 'ne de amcazade- lerim var... Karım da yok. Vel basıl tamamile serbest ve hürüm. Pariste, Canbazhane sokağında, 40 numarada oturuyorum... Sade bir bekâr odasında... Orada yap yalrız yaşıyorum. İşte size tarzı bayatımı naklettim; bitti. Artık, sizler, beni benden daha ziyade iyorsunuz... Şimdi gelelim hikâyeye : Geçen sene, 1909 da, bir mart akşamı caddeden — geçiyordum. Hava güzel olduğundan yaya ola- rak gidiyordum. Tesadüf, karşıma genç ve güzel bir kadın çıkardı. Onu takip etmekten başka yapı- dacak bir işim yoktu. Kendisine tam Vinyon sokağının köşesinde rasigelmiştim. Bana İskrip soka- nn köşesinde tebessüm etti. Bir sokaktan öbür sokağa kadar olan mesafede - tanışmaklığımız, benim ne gibi bir kadınla ahbap olduğum hakkındı Tam manasile ne bir profesyonnel ve ne de öyle yöksek bir mahafilden... Kendisi- e yanımda fazla ve uzun müddet kalmağa söz vermeden, bir yerde oturmaklığımızı teklif ettim. Bu, ilk telâkimizde, nazlanmadan teklifimi kabul elti ve bana, hayatı hakkın- da etrafile malümat — vermekte hiç bir müşkilât çıkarmadı. Ekseriya kadınlar, bu tesadüf- lerde — çok — ihtiyatkâr ve ya mahçupturlı © derecede ki ailelerinin ismini öğrenmemekli- ğimiz için son derece itina ile hareket ederler. Halbuki, size bahsettiğim bu kadın, bu gibi incelikleri “bilmiyordu. Ve, daha ilk defa olarak evine ayak atma- dan evel, onun, Batinyolda otur- duğunu, Nolle sokağında yerleş- miş bir. köylünün - meşru - zev- cesi ve Madame - E.. isminde ol- dağunu öğrenmiştim bile.. Gösterdiği itimat ve cesaretten biraz şaşırdım, ve kendisini tebrik etmeği muvafıkı nezaket zannet- tüm. Halbuki, o, benim sözlerime kahkahalarla gülerek hâlâ kelime bekelime hatırladığım şu cevabı verdi: —Ey benim aziz dostum! Eğer kocamı tanımış olsaydınız. bana ne cesaret ve ne de itimdİtan bahsederdiniz! Burada bir fincan çay içmekle bu kocayı aldatmakta büyük bir cçşaret yoktur. Ve, verm biyzat gv kalkın gifseniz de Hayatı nesli mahvedem BELSOĞUKLUĞU ve FİREHGİ den korunmak için PRUTRJİN istimal — ediniz, yakında çıkıyor. da Farrere Mösyö T..ye ( kocama) karısının âşıkı — bulunduğunuzu — söylemiş olsanız bile, o, kat'iyen size Mösyö T. cinsinden — bir in sağır - dilsiz, kör koca — olduğunu | derakap anladım. Fazla olarak, | bu zat, seyyar tüccar olduğundan haftanın yedi gününden altısını karısından uzak ve hariçte geçi- riyordu. Madam T. kendisine - verdi OPERATOR Dr. AHMET FAHRi Haseki hastanesi cerrahi poliklinik şe Beyoğlu, Tümet meyadanı Roussel,,iİn yanındaki sokak, 15-18, Tel, Beyoğlu 5tt ©on beş gün geceyi - Nolle | sokağında, metresimin bizzat kar- | yolasında, kocasının yerinde ge- | girmiştim, Küçük evde Silvi is- | minde bir hizmetçi kadın vardı. olmamıştı ki Emrazı dahiliye VEREM ve göğüs hastalıkları mütebassısı Doktor ŞEKİP HABİP Ayasofya Yerebatan Hacı Sü- leyman apartımanında Cumartesi, Pazaartesi, Çarşamba ve Perşembe Tel. İst. 3035 | Madam T..nin bir. sözünü iki | etmeyecek “dezecede sadık olan bu kadın, vaz'iyetin icap ettir. her türlü hususatta memnuniyetle boyun eğerdi. Buraya kadar, hiç bir Fevkalâ- delik yok, değil mi? (Sonu yarına) Radyoda büyük inkilâp FiLiPS RADYO FİLİ”S RADYO Dünyanm en basit en mükem- mel radyo cihazıdır. Artık akü- mülâtör, anod bataryası ve ireye Tüzum kalmamıştır. Bir ektrik ütüsü gibi bu radyonun fişini cereyan prizine koyduğunuz zaman bütün dünya konserlerini dinlersi- FİLİPS RADYO cihazları Londra 'telsiz telefon meşherinde en büyük mükâfatı ım..ımqhıdn HELiOS MUESSESATI Galata Voyvoda - Hezaren sokak, posta kutusu 400 Satış mahalleri : MAKS FRIEDMANN, Beyoğlu, Tünel başında KILIÇÇI ZADE BEDRİ, İstanbul, Hamidiye caddesi No. S1 AMERİKAN MAĞAZASI, İstanbul Rizapaşa yokuşu No. 54. ŞİŞMANYAN ve BASMACIYAN, Çarşıkapı No. 93-95 (tramvay istasyonu ) . MAKS TAUBER, Şişane karakol, Abuaf ban altında. ŞAMPANYA SATIŞI İspirto ve ispirtolu içkiler inhisarı idresinden: İdarei inbisariye Vövkliko, Huystik Monopol, / Mum gibi Avrupanın en meşhur ticarethanesin- den muhtelif markalı şampanyalar getirmiştir. Perakende olarak beher şişesi 12 liraya ve bir sandıktan 9 sandığa kadak beher sandığı 126 liraya ve 10 sandıktan yukarı beher sandığı 123 liraya Galata rıhtımında Kefeli Han altındaki idarenin satış mağazasında satılmaktadır. zehirleyen | Tarihi roman tetrikamız: 74 BİZANSIN SON GÜNLERİ | Yazan: iskender Fahreddin Çingeneler, sarayın önünde kiyamet koptu- gunu ve bir çok kimselerin öldürüldüğünü haber verdiler. Orhan bey bu haberi alınca evden dişarıya fırlamıştı.. Orhan çelebi tiyatro mektebinin önüne glince, ihtilalcilerle kar- şılaştı.. Her taraftan ayni ses yükseliyordu: kahrolsun imperator!!! Çingeneler atlarına bindiler. Şarkı söyliyen kadın: — Yaşasın Priamos... Diye bağırdı. Kllio, bu ismi dışarıya- sarktı. Çinğeneler Klioyu görerek gü- lüştüler.. ve hep bir ağızdan tek- rar bağırdılar: — Yaşasın Priamos! — Yaşasın Priamosl! Orhan Çelebinin çeneleri tutul- muştu. Şaşkın şaşkın Klionun yü- züne bakarak mırıldandı: — İşler ilerlemiş, yavrum! Klio, pencereden, seslendi: — Niçin yaşasın Priamos diye bağrıyorsunuz? Şarkı söyliyen kadınlardan biri kahkahayla gülerek cevap verdi — Siz sahiden — uyuyorsunuz, idince pencerede galiba..! Bizansın alı / üstüne geliyor... Bir şeyden haberiniz yok mu? — Hayır... — Sağır mısınız? — Yalnız sağır değil.. Ayni zamanda da körüzl Çingene kadın, hayvanının diz- ginlerini çekerek, — pencerenin altında durdu. — Priamosun ibtilal şarkılarını dinlemediniz mi? — Hayır... — Ne yazık ! — Bu söylediğin şarkı onun mudur? — Evet... — Bu tehlikeli şarkıyı ne cesa- retle söyliyorsunuz? — Ne cesaretle mi? — Öyle ya! Bütün bunlar im- peratorun aleyhinde değil mi? — Ab, ne yazık.! me yazık.l Sizin, saraym önünde asılan, vurulan insanlardan damı babe- riniz yok? Çingene karısı fazla bir şey söylemeden, kitarasmı boynuna takarak hayvanını sürdü. Klio, an beş gündenberi hariçte neler olduğundan haberdar değildi. Çingenelerden bu — malümatı alınca — Orhan — beyin — üzerine yüri — Dışarda olup — bitenlerden beni niçin haberdar etmiyorsun? Orban bey Klioyu kolundan çekerek: — Dışarda bir şey yok, diva- nel - dedi. — Çingeneler yalan - söylemi- yorlar y: — Onların işleri, sokaklarda | şarkı söyleyip para kazanmaktır. Onlara inanıyorsun da bana iti- iyle mi? Vekâlet inşaat dairesir tecrübedide ve kudretl müsbiteleriyle birlikte tahı çingenelere £ Maarif Vekâletinden İhtilalciler, genç bir kızı, saraya girerken yakalamışlar ve Akropolis civarında bir ağaca bağlamışlardı.. kamalYEL ( artık size ilimadım lmadı. Onlar yalan söylemiyor. Ş Prmtosa ' BAH yeni yazılmış ve yeni bestelen- miştir. Ortalıkta bir karışıklık =w. çingene karıları bu kadar yest mevzulu şarkılar söylemeğe cesaret edebilirler mi? Orban beyin hakikaten bir şeyden haberi yoktu.. Üç günden l;ui Haliçteki — sahilhanesinden lışarıya Bizansın / asayişsizliğinden isti- fadeye kalkışmak istiyen türkler Bizansa âni bir hücum yapacak olursa Orhan beyin akibeti me olacaktı ? — Orhan bey, endişesini gizleme- ğe çalışarak , Klio yu evdeki ıdııılınnın nezareti altına bırak- tı. — Ben biraz sonra - gelirim. sen hiç merak etme.. Her halde işine yarayacak haberler getir- meğe, çalışacağım. Diyerek evden çıktı. Orhan çelebi saraya gidi, Tiyatro mektebi binası (1) nin önüne geldigi zamaı danda büyük Ükgılıhhkşıır? Orhan bey bir kaç adım ileri- ledi ve kalabalığa karıştı. Meydanın her köşesinden ayni ses yükseliyordu. Kahrulsun imperator! Kabrolsun saray erkânıl ÜN Beyazittaki eski maliye ne- zareti binasının bulunduğu yerde. (Mabadi var) idare etmek üzere inşaat ve idare işlerinde mübendis ve ya mimara luzum Talip olanların bu iş için isteyecekleri aylık ücret mıkdarmı evrakı n vekâlete bildirmeleri ilan olunur. Evkaf Umum müdürlüğünden: Evkaf matbaasma lüzumu olan kâğıt ve sair levazımı teclidiye 'aleni münakasaya vazedilerek kânunusaninin dördüncü cumartesi günü saat on dörtte ihalesi icra edileceğinden talip olanlarm şaraiti ve numu- neleri görmek üzere her gün levazım idaresine ve ihale günü de idare encümenine müracaatları.

Bu sayıdan diğer sayfalar: