— S Künüüevvel 1929 Akşamları “ Akşam,,1 te Aşkile sarsılırken gönlüm yerli yerinden, Dedi ki: Kurtulursun, derdimden kederinden , Gözleri bir şaraptı Süzdü kirpiklerimden , İçtim bir ateş sardı yöreğimi derinden! Ona bu deli gönlüm, bir melek gibi taptı. Bana o merhametsiz, bilseniz neler “ yaptı! Kirpiğinden süzülen bakışları şaraptı İçtim, bir ateş sardı, yüreğimi derinden. Tenkit Sanat güç, tenkit kolaydır de- mişler. Ben pek zannetmiyorum, tenkit te güçtür, hem sanattan daha güçtür, çönkü insana düş- man kazandırır. İşte size, bir münekkidin başına gelen iki vaka. Münekkitlerimizden — M, bey, İbedayide oynanan bir oyunu tenkit ederken, aktörlerden biri için: “Rolünü mükemmel oynadı,, demişti. Erlesi gün, aktör, adeta ağlı- yarak M, beye gelmiş, münekki- din iki elini tutmuş: — Ben size ne yaptım? demiş. — Hiç bir şey yapmadınız. Öyleyse tenkidinizde neden uru kuru methet- lünü mükemmel oyn- yyordu,, diyorsunuz fakat gönlü okşıyacak tek kelime söylemiyor- sunuz! Bu da ikincisi. Yeni eden bir romanın mi C.. bey, memleketimizir vetli mubarrirlerinden bi lesini yazmış. Ertesi gün C.. bey — Yazdığınız ederim, yalnız bi madım: Benim için, memleketin en kıymetli muharrirlerinden biri diyorsunuz. Acaba öbürleri kim- dir? Ben onu akşam olunca seviyorum © beni Axşam olursa sevmiyor .. reih ..x Şarkı Ben bir güzel isterim, yaşı da küçük o'sun, Her lâhza vereceği bana — öpücük Şakağını süsleyen saçlar bürümcük olsun, Herlâhza vereceği, bana — öpücük olsun.. olsun,. Gece dualar edip yalvarırım — Allaha , Vereceği bu kıza ç biçilemesin - paha , Öyle karnaz olsun ki ben istemeden daha: Herlâhza vereceği bana öpücük olsun. Obur Bir ziyafette, çok yiyen insan- lardan behsediyorlardı. Bir zabit: — Benim- kıtamda bir nefer var, bir oturuşta tekmil bir sığırı yiyorl dedi. Buna kimse inamandi. Bahsa tutuştular. Bir hafta sonra, zabit ahbap- larını davet etti obur neferinin iştihasını açmak için, yemekler yaptırmış bifteği, kontrfileyi ayır- mıştı. Yemekler, — büyükçe tabaklar içinde neferin önüne konuluyor, beş dakikada silip süprüyordu. Bahsa — girenlerin keyfi kaçtı, kaybettiklerini anlıyorlardı. Nefer, sığırın üç çeyreğini ye- — dikten sonra zabite döndü: — Efendim, emret te, sığır or- — ftaya gelsin, yoksa bahsı sana kazandıramıyacağıml dedi. Meğer nefer, henüz sığırı ye- — diğinin farkında değilmiş. a Bunun üzerine biri sormuş: — Kaç tane hindi yeyebilirsin? — Yüz tane. ; — Tavuk? : n ei yi Damte — Peki ya kaç serçe yersin? —0O, durup — dinlenmeden yeyebilirim! — Bunlar hem ucuz, hem iyidir... Su bir delikten girip öbür delikten çıkar. İtiraf Levi efendi bittabi çok hasisti : Bir gün oğlu, babasından para istedi. Borçları olduğu için israr etti. Levi efendi vermedi. Oğlu kızdı. — Neden vermiyorsun 9.. Ben senin tek oğlu- num. Ezraile son nefesini verdikten sonra paranı Levi doğruldu : — Ben son nefesimi alır! ile vermem, alırsa zorla Çaresiz Bir yankesici yakayı ele vermişti. Merkez me- mumuru sordu : — Bir de arkadaşın varınış, o da senin gibi sefil herifin biri değil mi ? — Evet efendim, amma çaresiz, kendime na- muslu bir dost bulamadım. KUĞ SĞ N ee a ME aa aa ae ver Kıt'a Bugün bir kor çıkardın yüreğinin külünden, Gönlüme zincir yaptın alnının kâkülünden | Bir kere koklatmadın gösünün çift gülünden, Gönlüme zincir yaptın, alnının kâkülündan | | YN — Nasıl söri doğildir... Korşunun karısı gebe kaldı ben de onun kocasından aldım ! — Babacığım neden kızıyorsunuz ? Siz hayatı anlayamazsınız, sinemaya gittiğiniz yok ki... Anlaşıldı Gazinoda oturuyorlardı. Beş on arkadaştılar. İçlerinden bir tanesinin, gazinonun öbür ucune gazete okuyan bir gence hıncı vardı. Ona küfret- meğe başladı. Şu gazete okuyan adam çok ahlâksız, rezil bir adamdır. Biri — Sus dedi,o adam boks şampiyonudur. ' Beriki omuz silkt — Vız gelir, ben de sürat koşusu birincisiyim | Teminat Doktor katiyen ameliyata karar verdi. Hasta endişe ile sordu : — Hiç bir tehlike yok mudur ? bir tehlike olmadığına sizi temin ede- bilirim. ğ — Neyle? — Ameliyat parasını peşin istememekle...