Sahifea 8 Akşam Asyalılar, dünyanm en necıp milleti Meşhur viyolonist Jan Kü beliğîn bir konferansı Hindistanın ölmez eserlerinden Tacı mahal Meşhur Çek viyolinisti Kübelik elinde kemanı olarak Asyada 50,000 “*ilometreye baliğ olan uzun bir seyahatten sonra vatanı olan Prag şehrine avdet etmiştir. Bu seyahatte Kübelik bir taraftan kemaniyle —konserler vermiş ve diğer taraftan Asya milletlerinin milli musikilerini tetkik etmiştir . Mumaileyh bu tetkik neticesinde Asya milletlerinin - Avrupalıların telâkkisinin hilâfina olarak büs- bütün başka insanlar - olduğunu söylemiş ve demiştir ki — Asyalılar kiymetleri - yanlış anlaşılmış necip insanlardır. Bun- ların karakter ve terbiyei ruhiye- leri biz Avrupalıların fevkindedir. Avrupa siyasiyunu Japonlar ile Çinlilerin sanayi, ticaret ve as- kerlik cihetinden — terakkilerine bakarak bir gün Avrupayı tehdit edeceklerinden bahsederek, bun- lara “Sarı tehlike,, diyorlar. Hal- buki' Çinliler ile Japonlar binlerce senelik bipayan kıymettar ve iyice nüfuz etmiş — harslerinin Avrupa tekniği tarafından tahrip edildiğine bakarak bu hale “Beyaz tehlike,, diyorlar. Hakikaten Japon ve Hint mu- sikisi çok yüksektir. Bilhassa Hint (motif ) leri yeni karar perdeleri — mühteşem bir şiirdir. Yalnız müsiki aletleri i duğundan bunları lâyi edemiyor. standaki Tacimahal Hint li amimari sanatinin şaheseri ğu gibi Hint milli musikisini dahi âlemi meftun edecek bu gibi şahesrler vardır. Parise gıderken.. Bir kelime fransizca bilmeyen zengin bir ıspanyolun başına gelenler Fransaya gelen bir. İspanyolun başından garip bir macera geç- miştir: M. Paplo Martinez isıninde bir genç hiç bir kelime fransızca bilmediği halde Fransaya giderek eğlenmeğe niyet etmiştir. Pablo Fransada, Tarb şehrine geldiği zaman bir vatandaşile tanışmıştır. - Rios ismindeki bu adam Pabloda bol para olduğunu anlayınca — Pablonun — yakasının bırakmış, ve işi bir kolayına ge- tirerek cebinden portföyünü aşır- mıştir. Ötomobili ile seyyahat eden Pablo işin farkıma vardığı zaman Riosun Parise hareket eden trenle gittiğini ögrenmiştir. Portföyde 80,000 franktan fazla para olduğu için Pablo Riosu takibe başlamış, son süratle gide- rek İlk istasyonda trene yetişmiştir. Pablo — otomobilini — istasyon memuruna brakarak trene binmiş- tir. Konpartımanları birer birer gezerek Riosu bulmuş ve parasını ia istemiştir. -Rios etmesini böyle bir şeyden haberi olmadı- ni söyleyince Pablo kızmış ve Riosu tevkif &ttir- ak için imdat zilini çekmiştir. Tren tevekküf edince kontrolör zilin ne için çekildiğini sormuştur. Zavallı Pablo lisan bilmediği /— Riosu göstererek ispanyolca der- dini anlatmağa kalkışmıştır. Fakat mükemmel fransızca bilen Rios memura Pabloyi tanımadığını ve birden bire yerinden kalkarak zili çektiğini gördüğünü anlatımış- tır. Derhal bir zabık varakası M. Pablo Martinez yapılmış ve Paplodan cezayı nakti alınacağı bildirilmiştir. Bunun Rios kendisine söyle, ce Pablo fena halde hiddetlen- miştir. Trenin ilk durduğu - istasyonda Rios atlamış, Pabio da, arkası Sıra ihmistir. Pablo istasyonda duran polise müracaat etmiş, fakat maksadını anlatamıyacağını hissedince polise bir tokat atmiş ve Riosu da kolundan sıkı sıkı tutmuştur. Polis Pablo ile Riosu karakola götür- müş orada ispanyolca bilen bi vasıtasıle — Pablo derdini anla- tabilmiştir. Riosun cepleri aranmış ve port- föy bulunmuştur. Pablo tokat attığı polise taz- minat olarak 1000 frank vermiz Rios tevkif olunmuştur., Efganistanda Memleketin imarı için bü- yük bir gayret sarfediliyor Allahabattan bildirildiğine göre Afganistanın — imarı — hakkında Kâbilden —şu — resmi — malümat gönderilmiştir: Afganistanın yeni- dem imarı mesaisi kemali gayretle devam ediyor. Hükümete nakden muzaharet için halke fevkalâde fedakârlıkta bulunuyor. Bir çok mirzalarla neşrolunan bir beyan- namede umum milli — servetim seferber edilmesi balktan talep olunuyor.. Beyannameyi imzalıyanlar ara- sında bir çok Hindli zengin vardır. Saka oğlunun memleketi olan Guhistan ile Kohidaman ehalisine affı umumi verildiği hükümetin bir beyannamesile ilân edilmiştir. Irak kabinesi Naci B. Essuveydinin riyasetinde teşekkül etti Taymis bildiriyor: —İrak baş vekili Abdülmuksinin müntehiren vefatı üzerine bervechi ati yeni bir kabine teşkil olunmuştur: Baş vekil Naci bey Essueydi, Naci Şevket paşa, maliye Yosin paşa Elhaşımi, adliye Ab- dülâziz bey Kassap, müdafaa Ceneral Nuru Sait paşa marif Hacı Abdülhüseyin elçelebi nafıa Zeki bey, Ziraat ve iska Süleyman — bey. — Yeni inede nazaretlerin taksimatı miş isede |buraya' yeni aza olarak yalnız Halit Süleyman bey girmiştir. Abdul Muhsinim vukun vefatın- dan dolayı halk ve matbuatta şiddetli teessür devam ediyor. Müfritler mumaileyhin intiharını İngilizlerin tehir ve tavik siyaseti- 'ne atfediyorlar. Sabık baş vekilir dostları nazmaın — tezkârı için bir heykel rekzetmek istiyorlar. Bu abidenin masarifi için Ayan mebusan birer aylıklarım verecek- lerdir. Abdulmulsinin vefatından sonra meclisi mebusan ancak bir defa toplanmıştır. Bu matem içtimaında bütün sıralar siyahlı kumaşlar ile örtülmüştür. Sabık baş vekilin kürsüsü - çelenkler ile dolmuştu. Her kes ağlıyordu. Beş dakikalık bir süküttan Ssonra —mersiyeler okundu. Kralın arzusuna binaen yeni Kabinenin — vazifeye — başlaması mutantan merasim ile icra olun- muştur. Kabine vazifesini deruh- te ettikten sonr Geylâni camüne giderek havlısında medfun Ab- dulmuhsinin — mezarını — hey'et halinde ziyaret etmiştir. Çekırge hücumu Fasta çekirğeler bulut halinde uçuyorlar Tancadan Londra gazetelerine bildiriliyor: 22 T. sani günü Fasın cenup paytahtı Merakiş şehri üze- rine 25 mil genişliğinde bir çekir- ğe bulutu inmiştir. Bir saat içinde koca şehir kı kırmızı bir renk ve şekil almıştı Ağaçlar, camiler, evler, yollar kesif ve müteharrik bir tabaka ile kaplanmıştır. Fastaki Fransız umumi komiseri tahripkâr” haşaratın imhası için açılan mücadeleyi idare etmek üzere Merakeşe gitmiştir. Umum asker ve sivil mücadeleye devam olunmuştur. Şimdiye kadar bin- derce çuval çekige imha olun- muştur. | dair bir işaret yoktur. Keza; ise- | sini evvelâ tenvir buyurunuz da, 30 Teşrinisani 1929 İDRİS EFENDİnin tetkikatı: » AHRET Hülâsa İsprttizma ol “Âliniz kümsiniz? t meddi. şabsiyetin ki Soruyorsunua?» — eNa'ıl anlyamadım » — Ruh, — Demek istiyorum ki, rablar, bedenlerin içine, kaba girer gibi girerler. Benim içine em son gir- diğim vücut Polonya'lı Ahmet Paşa'ııın vücudu idi. Hani,» Le- histan'ın taksimi Üzerine Kus'- lara karşı isyan eden, sonra, Memaliki Mahrusei Osmaniye'ye iltica eyliyerek müslüman olan bir kont Dembovski vardır. İşte ben onun oğluyum. İhtida eyledikten sonra, Padişah, pederimi Orduyu — Humayuna - aldı; işte şimdi; sizin gözünüze o kont Dem- bovski'nin oğlu Ahmet Paşa sure- tinde görünüyorum. Fakat, Ahmet Paşa olmazdan evel, başka hüvi: yetlere bürünmüştüm; Rusya'da bir köylü almuştum. Çin'de bir çiflik sahibi: olmuştum. Apti Efendi — Demek kiş tenasüh mazari- | yesi doğru? - diye şaştı. — Doğru olduğunu görüyorsu- nuz. — Peki amma, islâmiyette buna viyet, museviyet gibi edyanı müte- rakkiye tenasuhü batıl addeyler- “der. Tenasüh, ancak edyamı iptida- | iyenin batıl bir zehabıdir. Masalar yenibaştan tıkırdamağa ve camlar zıngırdamağa başladı. Ruh demin daha enine iken, şim- di daha sivrildi, daha — süzüldü, daha uzadı. Fotografta görüdüğü vechile — değneğe döndü . kaydı. — Hiddetlenmişe Gözleri söylemek mec- Ben, muhtelif bedenlere girmiş çıkmış bir ru- hum. Daha da bedenlere gire- ceğim. Yeni doğacak çocuklar halinde dünyaya geleceğim. Ya- hut, diğer ecramdaki ziruhlardan biri olacağım. İsterseniz, bunlara dair de size malümat vereyim. Apti Efendiye bir durgunluk ariz olmuştu. Bütün maneviyatı altüst olmuşa benziyordu: — Lütfen şu tenasüh mesele- Paşa Hazretleri, — Ruhlar, her bedene - girip çıktıkları zaman yeni bir tecrübe alırlar. Bunun da isbarı yeni do- ğan çocuklardır: Dikkat etmiyor | musunuz ? Eski zaman - çocük- |ları ile yeni zaman çocukları arasında büyük fark yok mu? Eski zaman çocukları, pek geç inkişaf ederlerdi: Ancak on beş on altı yaşına iriştikleri ” vakit şimdiki neslin üç beş yaşındaki çocukları derecesinde zekâ alâimi gösterirlerdi. Şimdiki — çocuklar * büyümüş de küçülmüş ,, gil var mı? yok mu? Ruh, bedensiz yaşar mı? Tenasüh nazariyesi, islâmiyet ve diğer. edya- nı sahihaya uymamasına reğmen acaba doğru bir nazariye midir? Rasmini gördüğümüz ruh, tenasüh etti söyliyor. Ruh, sabit bir halde dürmi- yor; bazan genişliyor; bazan da, işte böyle, süzülüp büsbü- 'tün uzuyordu. Seyyal bir halde idi Bunun, insanlar arasında, herkes farkına varır! Fakat, sebebini izah edemez; yahut bunu izah eyliye- cek pek sudan sebepler bulur. Çocukların, her nesilde biraz da- ha akıllı olarak doğması, tena- sühü isbata kâfidir: Ruhlar, eski bedenlerde tecrübelendikten son- ra, yeni bedenlere daha tecrübeli olarak doğuyorlar. Ruhun bu sözlerini büyük - bir alâka ve hayretle dinliyordum. Fakat, istitraden şu noktayı arz- edeyim ki, bu hadiseden yirmi beş sene sonra meşhur Ford'un ingiliz gazetelerinden birine verdiği be- yanatı okudum. Aymı kanaatleri söyliyordu : Tenasühe - inanırmış. Çocukların ker nesilde bit akıllı doğmalarını tenasü riyesile izah eyliyor idi Kapalı bir mahkeme Kilis gazetesi yazıyor: Birecik hakimliğine tayin edilen müteaddit zevatın kâffesi istifa ederek Bire- ciğe gelmemeleri yüzünden Birecik mahkemesi aylardanberi - kapalı bulunmaktar İcra işlerini görecek merci bur hunmadığından bu uzun müddet zarfında icra işleri' de smuattal kalmıştır. Tevkif işleri de reis tastikinden mahrum kaldığından vaki olan istizah üzerine Urfa adliye encümeni; tevkiflerinin en yakın kakim olmak itibarile ha ettirilerek infazını tensip ve cevaben Hire- ciğe bildirmiştir. Z L X A G Y