Si — Slğam Sahife 5 ı*Memrlekel;_muelzlu;.ıları İzmirdeki sağır, dilsiz ve körler mektebini ziyaret Mektepte 65 talebe vardır, bunlar okuyup yazma ve sanat öğreniyorlar İzmirdeki dilsiz, sağır ve körler mektebi İzmir 13 ( Hususi ) — Bugün Karşıyakaya giderken içimde, İz- mir için iftihar edilecek, fakat her nedense İzmirin pek yabancı TERL ©İi bir tülleneneyi tağırı dilsiz ve körler mektebini ziyaret etmek ve tedris usulünü görmek arzusu doğdu. Kordonda Hurma ağaçları arasında yükselen mu- azzam- bir. binanın cephesinde ayni lâvkayı okudum. Kapıca ldivrılıdğn mğk(ehi: talebesi Iul- luğu bariz bir şekilde anlaşılan biP eMERE D ü — Müdür bey burada mıdır ? Bo Çğduk evap yük, Evet mektep dilsizler. mektebi idi. Cocuk şüratle cebinden kâğıt, kalem çıkararak — verdi, — sualimi yazdım. O da çok okunaklı bir G, — Buyurunuz yarım saate kadar| gelider Diye yazdı. İyi döşenmiş bir salonda müdür beyi yarım saat kadar bekledim. Müdür doktor ecati Kemal bey rahatsızlığına rağmen beni büyük ve samimi biş nezaketle kırğ;ııdı Avaden önbeş dakika geçmedi büyük bir kahve tepsisine sıra Bıra dizilmiş tabaklarda salata,et, çorba, fasülye gibi yemeklerden bir miktar geldi. Müdür bey bu yemeklerin hepsinden birer İokma aldı. Bu iş bir sahah kahve altı- Sına — benzemiyordu. — Merakıma dokundu ve sordum. Necati Ke- mal bey gülerek cevap verdi — Bunlar talebeye - verilecek olan yemeklerdir. konturolumdan geçmedikçe katiyyen - verilemez dedi. — Menbar varidatınız nedir? — Maarif vekâleti emrindeyiz. 18000 liraya yakın tahsisatımız vardır” Geçen seneye nazaran bu sene bir az daha' fazlalaşmıştır. Müteakip seneler için daha vasi bir mikyasta bütçemizi islâh et- mek kabil olabileceği kanatinde- yim, Gelecek sene yanımızda bu- Tunan binayı alarak 150 yataklı bir dersane daha yapacağım. Ha- Fiçten pek çok müracaat vardır. Usulü tedris ve Mektebin şim- diye kadar çıkardığı talebenin ne işlerle meşgul - bulundukları ve tedris müddeti hakkında - sordı ğum bazı suallere şu cevabi aldım. — Sagır ve dilsizler için alman profesörlerinden — ( Hayligey) in metot aralını tatbik ediyorum. Tedris mütteti 7-9 senedir. Mek- tepten çıkanlardan dokuzu maran- göz, ikisi oymacı, beşi de terzi- dir. Evelki sene neşet eden Cemal Uşakta bir fabrika sahibi olmuş- tur. Bundan sonra talebeleri kendi sınıflarında dersleri ” ile meşgul- ken ziyaret ettim. Necati Kemal bey yalnız ağız işaretile “Gazi Mustafa Kemal, yazmalarını ta- lebelere 5i 20 ye yakın talebe hepsi birden dahimizin işmini siyah taş tahfalarına yaz. Müteakiben körlere daktilo ile | yazı yazdırıldı. - kör - talebelere ellerinde bulunan kabartma taş- larla bir kalem sürati ile cem, | tarh, darp gibi hesapları yap- | makta ve gözlü kimseler gibi daktilo ile yazı yazmaktadırlar. Mektepte tatbik edilen sanat- | lardan en mühimleri ve nazarı dikkati celbedenleri marangozluk, oymacılık, kunduracılık, nakış ve | dikişlik, dukumacılık, fotografcılık | ve sinemacılıktır. Bilahare kör bir kızın piyanoda Ve gene kör bir erkeginde keman- daki kabiliyet ve maharetlerine yakından şahit 'oldum. Ancak 12 | şer yaşında tahmin edile bilen | bu iki talebe nihayetsiz bir ka- ranlık içinde içlerinden gayri ih- tiyari kopup gelen bir aşkla İstik- lal marşını çaldılar. Kapının önünde mektebin mev- cudu — bulunan 65 talebe beni teşyi etti. Yarısı kör, yarısı dilsiz ve sağır olan talebelerin selâmları beni çok müteeessir etti. Kırmızı göl! Halk endişeye düştü, bir heyet tetkikat yapıyor Meksikada gayet garip bir göl vardır. Bu gölün suları bazen kıp kırmızı olur, ve bütün göl kanla dolmuş gibi benzer. Bu hali gören bir çok ihtiyarlar bunu anlatırken, kimse inanmaz, masal zannedermiş. Fakat geçen- lerde gölün suları — birdenbire kızil bir renk alınca ihtiyarların sözü hatırlanmış ve bu halin 60 seneden beri - vukü - bulmadığı anlaşılmıştır. —Bu — mesele — ile hükümet te alâkadar olmuş ve | suların neden kırmızi — olduğunu tetkik için bir komisyon tayin etmiştir. Ehali bu kanla dolu gibi du- zan gölün halinden ürkmüş ve dehşet içinde kalmıştır. Komisyonun vereceği tahlil ra- poru — büyük — bir — sabırsızlıkla beklenmektedir. İran şahı Tehrandan - bildirildiğine göre İran şahı memleketin - dahilini ve bahusus Türkiye hududu. ya- kınındaki- yerleri teftis. için se- yata çıkmıştır. Şah Hemedan, Savuç Bulak, Tebriz şehirlerini ve İran Kürdis fanını ziyaret edecek ve son feyezanların bais olduğu hasaratı tahkik edecektir. Uzun boylu bir darülfünu! Amerikanın Şikağo darülfünr nunda Mis Doroti Parker isminde genç bir kız vardır. Bu kızın boyu 2 metre 10 santimetredir. Resmi- miz henüz 17 yaşında olan bu kızı orta boylu diger bir talebe ile yanyana gösteri Amerikan Riviyerasi Amerikalilar Panamayı Riviyera yani kış eğlence memleketi şek- line ifrag etmeğe teşebbüs etmiş- lerdir. Panama hükümeti Nev Yorklu bir çok müessesati temsil eden Mr. Ben Gey isminde birine Panama şehrinde seyahlara mah- sus muhteşem bir otel inşası bir kumar ga im- tiyaz vermiştir. Sahibi - imtiyaz 750,000 dolar sermaye yatıracak ve'hasılâtı gayri safiyesinden hü- kümete bir bisse çıkaracaktır. İsviçre mı şehrini Y yblM , AB | Cenevre,9 (Hususi )— İsviçreye |gelipte meşhur saat ve çokolata fabrikalarını görmemek, sanator- yomlarını — gezmemek — İsviçreyi görmemek demektir. Bu sebeple bir sanatoryom — meşheri ” olan Leyzeni, — hükümetimiz —namına verem hakkında tetkikatta bulu- nan Dr. İhsan Rifat beyle bir- likte ziyaret ettim. Bindiğimiz tren güzel manzaralar| arasında bir buçuk saatlik bir yolcoluktan sonra bizi şirin bir istasyonda bıraktı. Burada bindiği- miz fenikülerle, (tekerlekli şimem düler) 1480 metrelik bir dağa tır- mandık. İstasyonda B Vauther bizi istikbal etti, doğruca sanatoryomuna İkram cx len nefis ve halis sütlü kahvele mizi içerken verdiği izahatı din- liyorduk; — İki katlı bir bina olan sana- toryomumuz 60 yataklıdır. Mües- sescmiz darülfünuna ait bir bina- dır. Burada hasta talebe bulunur. 15 ciltlik bir. kütüpanemiz vardır. Darülfünun müderrisleri sık sık burasını ziyaret ederler, muntazaman konferanslar verilir. Güzel bir sinemamız, haftada, iki defa konser veren bir orkes- tramız vardır. Arzu eden her hükümet sizin paranızla 10 bin lira mukabilinde bir yatak satın alır, bu yatak daima o hükümetin emrine âma- hasta talebe ve ya gönderir. Bir talebe | mi masrafı, doktor ücreti ikte, sizin paranızla 4 lira- yı buluyor. Günde dört defa ye- | mek verilir, yemekler daima mu- | zika çalarak yenir. Şimdiki sükü- | ta bakmayın, istirahat zamanıdır. ekîııpları İsviçrede bir sanatoryom ziyaret Leyzende halka mahsus günde 2 lira verilen sonatoryomlar vardır KgsraaıSE Bi v Leyzen sanatoryomlarından biri | hat eder. Burada sıkı bir disip- lin büküm sürer. Karşıda gördüğünüz binalar da hep sanataryomdur. Esasen Ley- zen demek sanatoryomlar yeri demektir. Halk için de pek ucuz vardır. — Burada Leyzenin bavası mütehavrildir. Bir gün içerisin güneş, yağmur ve kar görürsü Fakat burası sert rüzgârlardan , sisli havadan masundur. Bu sırada yemeğe gittik. Dr. geçende Şurayı devlet reisi Nus- ret ve Dr. Abdülkadir beylerin de sanatoryomu ziyaret ettiklerini anlattı. Bol ve sıhhi bir öğle yemeğinden sonra sanatoryomu gezdik , binayı çok mükemmel bulduk. Hastalar çok zinde gö- rünüyordu Tehassüsat defterini karıştırır- ken şu yaprağın önünde durdum: * Vazifeniz büyüktür , fakat saa- det ve mazhariyetiniz de ondan aşağı değildir, Kim bilir, , belki de kurtardığınız bu insanlar i de bir Şekspir , bir Dekart , bir Bethofen yetişmek imkânını bula- Akşam , ortalık karardığı sıra- da hastaneyi terkederken aziz doktor şu sözleri söyledi: Mem- leketiniz. çok — güzeldir, orada da böyle — sanatoryomlar te- sis olunabilir. ( İhsan — Rifat beyi göstererek) Bahusus çalışkan, her şeyi öğrenmeğe gayret eden ve öğrenen doktor- larınız olduktan sonra... Doktora teşekkür ederek ay- rıldık. Bindiğimiz tren bizi gel- diğimiz yoldan Cenevreye - isal | İstirahat zamanında herkes istira- Leyzen sanatoryomunu ziyaret Dr. Abdülkadır. beyler etti. — Münip Hayri eden Şurayı devlet relsi Nusret, ve sanatoryom erkânı