13 Ekim 1929 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

13 Ekim 1929 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HL ÇTT e v ça e çe T T Ye A F PP Sahife 8 3 z 0 Akgam 13 Teşrinievel 1929 Tarini roman teofrkamız T - İngiltere - Amerika $ RA: u mukareneti ğ Kuçuk ilânlar BİZANSIN SON GÜNLERİ Yazan: iskender Fahreddin BİRİNCiİ KISIM 500 sene evvel HALiĞİN ALTIN SAHİLLERİNDE BiR GECE.. İvansarayda — ( Vlâherna) nın karşı sırasında , beş altı. odalı, yüksek bir evin penceresinden hazin bir ses işidildi. Haliç sahilinde ( Anivan) m kayığından — başka bir kayık yoktu. Haliç sakinleri uykuda .. Ay batıyor.. Sabah oluyordu. (Anivas) n sabaha karşı İvan- saray sahilinde ne işi vardı? Bazan uzaktan Anivası görüp kaçan balıkçılar da bunu anlamak istiyorlardı. Anivas.. Bu ismi Bizansta işitmeyen, bil- meyen kalmamıştı. Anivas, saraya mensup genç ve yakışıklı bir zabitti. Viahernada, — kralın itimadını kazanmış, onun kadar müfuzlu ve şimanık bir zabit yoktu. Anivas, sabaha yakın bir za- manda, kendi kayığına binerek, haftada bir iki defa İvansaraya gelirdi. © gece, Anivasın başı herza- mankinden çok daha kararmıştı. Kayığını ufak- bir iskeleye ya- naştırdı. sahile atladı ve - birkaç kolaylıkla — seçilebi- “ Pencerenin altında durdu. Bu ses onun sesi.. O kadının.. ber zamanki kadınım sesiydi. Fakat, söylenen şarkı, her za- manki şarkı değildi. Anivasın garkısı değildi.. Anivas dişlerini sıktı.. Yumruk- larını sıktı.. Kalbini tutarak söy- lendi: — Primos (1) un bestelediği şarkıyı sevgilim ne çabuk öğ- rTenmiş?! Abivasın, yumruklarını sıkmakta hakkı vardı; çünkü bu şarkı, he- nüz dün bestelenmiş ve 0 gece ilk defa olarak sarayda terennüm edilmişti. Anivasın, dişlerini gıcırdatmakta hakkı vardı;. çünkü bu şarkıyı Priamos bestelemişti... Priamo: ©, Bizansın bütün kadınları tarafından — sevilmiş , uzun saçlı, genç ve güzel bir san'atkârdı. |2) Anivas, bu adamla karşılaşmak ve onun besteler eserlerle — sevgilisinin dinlemek istemiyordu. Bir adım daha ileriledi ve sağ elini dudaklarına götürerek seslendi: — Klio... Klio.! Fakat, Anivasa cevap veren olmadı.. Klio şarkısına devam ediyordu: — “Genç bir kız elinden Bir kadeh şarap içmek 've ounun kucağında Bir kadeh şarapla kalbini Yıkal... Sonra yanıma gel ! Ben, Bizansın meşhur bağlarında yetişen ve “Katakozinos,,un(3) kanunlarına isyan eden , günahkâr bir üzüm kızıyım...,, Genç zabit, bu şarkıyı daha fazla dinlemeğe tahammül ede- medi. Koştu.. Kapıyı çaldı. — Ben Anivas. Askerler yabancı bir evin kapısın çaldıkları zaman, cevap almadan isimlerini verirlerdi. Eğer çaldıkları kapı, dost evi ise, isimlerini vererek çalmaları, © ev için bir hakaret addedilirdi. Klio derhal sesini kesti. Pencereden eğildi. Kapıyı çalan genç zabit, kendi Aşılarından başka bir kimse de- ğildi. Klio, âşıkının o gece kendisini ziyarete gelmiyeceğini biliyordu. O Akşam Kral Kostantinin sarayında büyük bir ziyafet vardı. Anivas da orada bulunacaktı. Haliç dilberinin canı sıkıtmıstı. — Anivasl - dedi- bu gece Kelziyecegini / ümit ediyordum.. lisafirim var! — Kapıyı açmıyacak mısın? — Açamıyaçağım... — O'halde ben açıyorum.. Sana zahmet olmasın! Anivas, kapıya bir kaç tekme vurdu. Sokak kapısı kırılmıştı. Genç zabit yukarıya çıktığı zaman, hiç ümit etmediği bir karşılaştı. Priamosl B bilesa genç zabitin en bü- yük ve insafsız bir düşmanıydı. Zeki ve kurnaz sanatkâr , toy ve tecrübesiz zabitin cebren içeriye girdiğini görünce , ayağa Bazanslılar zamafında, yen kılar Evvelâ Kral buzurunda teganni edilir, sonra balk arasına yaylırdı. «Tugası 121 Gen zabit (Anivas)ın sevdiği * Fu Bosporu & avra » Yani: Boğaziçinin sabah rüzgün bana kadar geliyor.. diye baş Hiyordu. / Bi şarkıyı Avivasın sevgilisi çok güzel ve yalnız anan için teganni ediyordu. Halbuki, bu yeni şarkıyı, genç zahilin yegâne döşmam ve rakihi olan CErizmos ) bestlemişti... 15) Katakasinos, Bizansın ca maruf (vazu kanım) larından biri idi, Vazettiği hukuk nazariyelerinden bazıları el'an okunmaktadır. Bizanslılar, bu adanı, yazettiği kanundar ekseriya halkın sefa: k maddleleri ihtiva İştiha, kuvvet ve sıhhat için en müessir devadır. Bili hanelerde bulunur. Umumi depo- ları: Bomonti fabrikası, Telefon: Beyoğlu 583, ve İstanbulda Ekrem Necip ecza deposu. Telefon: nbul 78 Doktor A. kutiel Elektirik makineleriyle belsoğukluğu, T darlığı, “prostat, ademliktidar, bel gevşek- Ğİ cit ve firengiyi ağrısız tedavi eder. Karaköyde Börekçi dırmı arasında Sa.. (Baş terafı birinci sahifada ) çıkacakları muhakkak idi. İngiltere için denizlerin hâkimiyetinden feragat etmek büyük bir zillet ve lâkin başka bir devletin bahriyece du nunda kalmak- izı ket olacağından Ingiltere de altından Âmerikaya karşı bazır. lanıyordu. Daha birsene evvel bütün düi ya siyasiyunu, gelecek cihan har- binin İngiltere - Amerika harbi olacağında hemen hemen müt- tehit idi Diğer taraftan Avrupadaki Ia- gilterenin vaziyeti ve mevkü pek parlak değildi. Ingiltere harpten yıpranmış çıktığından Fransa as- kerlik ve siyaset cihetinden berri Avrupanın üzerinde (hegemonya) sını ve tahakkümünü tesis et- miştir. İngiliz imperatorluğunun en bim yolu olan Akdenizde İngi lerin bahri mevkü tehlikede kal mıştır. Bu vaziyet karşısında İ giltere, ya Fransanm her dediği- ni kabul ederek ikinci derecede kalmak, — yahut — Amerika — ile uyuşarak — hiç olmazsa bah- ihlâl ve felâ> | el | rven Amerikaya müsavi bir kuv- | vete malik olmak şıklarından birini tercih eylemek mecburiye- tinde kalmıştır. İngiltere ehveni şer olan ikinci şıkkı kabul etmiş ve Amerika ile daha muhafazkârların son günlerde iptidai temaslar başlamıştır. İngiliz Amele fırkası intihabat mücade- lesine — sülhperverlik - ile girmiş olduğundan iktidar mevküne gelir gelmez ilk işi Amerika ile sıkı müzakerata — girişmek — olmuştur. İngilterenin bu yoldaki teklifleri Amerika milleti tarafından fena telâkki edilmemiştir. Çünkü Amerika cihan serveti- 'nin yarısından ziyadesini toplamış olduğundan bütün cihanın hase- dini üzerine celbetmiştir. Fransa- da olduğu gibi, her hangi bir memlekette mali bir. buhran çıkarsa derhal halk, bunun asıl | sebebi addettikleri Amerikanın mali ve iktisadi tahakkümüne karşı galeyan ediyor. Bir gün, bi milletin Amerikanın aleyhin; fak ederek üzerine yürümesi te ihtimalden uzak değildir. Bu vaziyet karşısında Amerika- nın İngiltere ile uyuşarak dost alması daha emin bir yoldur.. İki milletin bu ihtiyaç ve düşün- celeri İngiliz - Amerikan mul neti lüzumunu doğurmuştur. İngiliz başvekilinin -Amerikayı resmen ziyareti ve fevkalâde hararetle kabul edilmesi yukarıda söyledi- ğimiz zaruretlerin her iki tarafça kabul edilmesinin alâim ve teza- büratıdır . Deniz teslihatının tahdidi mes'- elesi ikinci derecede kalıyor. S- kı dostlak olduktan sonra yek- diğerii zaten lüzum yoktur. Tahdidi tes- lihatın esasatı Londradaki Ame- rika sefiri ile Makdonald hükü- meti arasında Bunun teferüatı Vaşingtonda gö- rüşülecek değildir. Bunun başlıca delili Mr. Mak- donaldın — beraberinde hiç bir mütchassıs vemüşavir getirmemiş olmasıdır. Vaşingtondan İngiliz - Ameri- kan dostluğunun dairci şümul ve mahiyeti görüşülüyor. Makdonald ile Hoover bir buçuk asırlık ra- kabet ve zıddiyeti unutarak alâ- kadar oldukları ” bütün işlerde İngiltere ile Amerikanın nasıl birlikte haraket edeceklerini ko- iç nuşuyorlar. : Bunu anlatmak -i İngiliz başvekilinin - Nevyork / belediye salonunda irat eylediği nutukta Hçover ile nasıl bahsederlçen söyi kaydetmek kâfldir: üşece i gu sözleri “Şahsiyetler karşı bahriyede rakabete| (| kararlaştırılmıştır. /( 120 gün meccanen! Yakında gazetemizde neşre başlayacağımız “ küçük ilânlar,,ımızı 5 kısma ayıuh iş arıyanlar - işçi arıyanlar - Satılık eşya - Kiralık ve $i satılık emlâk - Müteferri 2 - İşçi arıyanlar $ Banka, — ticarathane, — müessese, fabrika, mağasa, dükkân sabın ve Öğ ya mütürlerinden kâtip, daktilograz, amele, istiyenler; hizmetçi, Gadi. l aşçi arıyan aileler 4 - Kiralık ve satılık emlâk Kiralik veya- satılık man, dükkân, dmno, emlâk sahipleri, 5 - Müteferrik Mühür, vesika, bedenler ve saire, Pek ufak bir ücret mukabilinde on binlerle okuyucusu olan “Akşam,,a bir küçük ilân koy- $ durmakla maksatlarını derhal temin edebilirler. “Küçük ilânlar,, tarifesi: 1 defası 30 kuruş 2 " 50 . . & M e 3 defadan fazlası için ilâveten 10 ar kuruş GAĞ Küçük ilânlar * satırdam fazla - olmayacakltır; T satıra tahımlnın 6 kelima- dercedilir. Küçük ilânlar için müracaat yerleri: 1 — İstanbul vilüyet dairesi civarında, Acumusluk - sokağında idarshanesi 2 — Ankara Gaddösinde, Kahraman zade harında ilânat acenlası BDER “Akşam, , küçük ilânlardan tevellüt edecek muha- berata meccanen tavassut edecektir. Bunun için ilân sahipleri adres yerine isterlerse rakam veya harf rumuzü ilâve edecek ve namlarına gelecek mektupları idarehanemizden alabileceklerdir. 1- İş arıyanlar Kötip, muhasip, daktilograf, şaför, hizmetyi, n p İşsiz kalmış , ddi VS 3 - Satılık eşya Kulamlruş eşyası, otomobili, pi iresi- olp elden çıkarıak “akşanm. 12 Teşrinievvelden 31 Teşrinievvele kadar tevdi edilecek küçük ilânları 3 defa leccanen dercedeceğiz Bu fırsattan istifade ediniz! YALNIZ J. iTKiN PARDESÜLER Vücudunuzu her türlü tebeddülâtı havaiyeden masun tutacaktır. Şık ve kusursuz bir biçimde olan |) bu pardesüler her gün giymek için | gayet elverişlidirler. J. İTKİN tüccar terzi Beyoğlu, İstiklâl caddesi No. 405 Telefon: Beyoğlu 450 yara - baliğ halkı Mr. Hooverin yüz kırk milyona baliğ Amerikan olarak değil iki millet yüz yüze gelerek görüşmüş olacağıı Bu dostluğun - başka / milletler aleyhine itilâf ve ittifak olmya- cağı tarafeynin nutuklarında tasrih olunuyor. Amerikanın resmen ittifak yap- ması ve bu yolda muahede aktet- mesi ananatına muhaliftir. F: diğer taraftan Mr.Madonaldın liz İmperatorluğunun yarım mil- milleti namına konuşduğu ehem- miyetle kaydolunuyor. Bu işaret konuşuan dünyanın en büyük iki devletinin yazısız, fakat hakiki surtte birleştiklerini anla- tıyor. Bu birlik kimsenin aleyhin: ne değildir. Fakat netice her ta- hakküm gibi bir çoklarının aley- hine çıkacaktır. — M F, ü

Bu sayıdan diğer sayfalar: