Vur, Öldür, Gebert Katil var, Katil! öldrüyorlar.. Birinci kısmın hulâsası 1885 senesi 81 ağıslasında.. Ayasof yada bir manzaraya Çahit / Gldum. fransız askeri iki türk banımına / tec vüz ediyorda.. Ateş ettim, benimle be Taber bir çokları ateğ etti.. Neferlerden Akisi öldü, Pransız divatı harbi beni 10 sene körek cezasına mahküm eti Bir Taman Fransız hapisanelerinde —mekik dokudum. Nihayet bir gün bir. şayla çıkt — Körek mahikârmlarım Güyana sev- kedeceklermişt Avrupa hiç değilse vatamıma — yakın bir yerdi, dönmek imkâm vardı. Tâkin Güyan - cehennemine gidenlerin - çoğu yeni dünya topraklarında can verip oru: da kabıyorlardı. Nihayst Şaylanın aslı Çıktı. Bir sabah bizi bir Yapura - bindir diler. Vapurun içinde canavar besleme: Şo mahsuz kafesler giki büyük demir hölmeler vardı. Bizi - bunlara - soktular, Avrupadan - Güyana, Şeytan adasına doğrü ilerliyoruz.. Yelda, içinde Dulundüğumuz. kafesin demirleri haravetten kızdı. Hattı üstüva- dan geçerken ba demirlerden adleta c yaan çıkıyordu.. Günlerce gittik.. Güm derce çıltın denizin üstünde Bahiimehi- tin bulutlara irişmek ister gibi. şaha kalkan dalgaları arasında çakalandık durdek... Bu estada üç candan arkar daşla tanışmıştm: Ahmet Şevki, Tevfik, Nikalar Bötün elemlerimi bu üç kafad tün Gillerinden - dökülen — tatlı avunuyordum.. Nihayet uzun bir yöler- küktan sonra Güyana “vasıl ollek, bir goklarımız yolun tahammülfersa / haya: tına dayanamayarak vapunla — öli onları Hüyük denizin nihayetsiz stilarına attık.. Güyanl Bü bir tek müthiş keli- Tenin içinde bin bir âlem, bin bir ha> yat vandır. Buradaki cehennem azabına tahamımül edemedim, bir kaç arkadaşla beraber kaçmağa teşebbüs. ettik.. — Ha- pisaneden çıktık.. Balla girmemiş du> kir orusmların. içimle ilerledik. -Yolda bir arkadaşımız gözümüzün önünde ça , bir. arkadaşı mun şelaleyo kaptırdık, ikisi ehi bin tir müşkalâtlan sonra Fransız Gü- yamından çıkmağa muvaffak olduk. Tâkin buradaki selklet Güyandakinden belerdi. Gene Fransızlara teslim olduk.. dee de - İkinci kısım - Gene hapisane Size mahkümlardan ikisini tak- dim edeyim : Alfonso.. İri yarı kalın adaleli, kalın enseli pehlivan tavurlu bir ispanyol... Öbürü zayıf, fakat fevkalâde çevik, sinirleri gayet kuvvetli bir alman: Rejetah... Bu iki adam son zamana kadar birbirlerile fevkalâde dost, can ciğer arkadaş idiler... Bunlar ha- pishane haricinden öteberi geti- rirler, ateş pahasına mahpuslara satarlardı.. Son zamanlarda ara- ları biraz açıldı... Dün gece dehşetli bir gürültü ile uyandık, Alfonso ile Rejetah Mem- leketinde öldürdüğün adamların hesabını biliyor musun acab: — Sen saydığın adamların tesini yap da ondan sonra ben- den öldürdüklerimin hesabını iste., — Dolandırıcı herif.. Hani son kârdan — benim hisseme - düşen para.. Hani? Nerede? — Sen © paraları aldın da çoktan kumara verdin.. kumarbaz. — Haydi, haydi saçmalama. — Saçmalayan senin babandır. İmdat, adam Cinayet, cinayet!... Hatıratımda sık sıkismi geçen arkadaşım Ahmet Şevki B. Bütün mahkümlar kavgacıların etrafına toplanmıştı.. Mahkümları ayırmak şöyle dursun, her ağızdan bir taktir, bir teşvik sedası çıkı- yordu.. Bir aralık Alfonsa pencerenin kenarındaki büyük taşı kaldırdı —Çok laf söyleme...Kafanı pat- latırım.. Sen galiba hayatma susa- mışsın... Öbiri cevap ver — Cart.. Ve bir anda AHonsonun eli havay kalktı... Etraftan sesler: — Vırl — Öldürl. — Gebert!.. — Cam cehemneme.. — İndir be taşı kafasına, taşı. — kır kafasını... Sesler oğultu. halinde yüksek dikçe Alfonsonun yüzü kızan- yordu, eli havada hareket ettik- 'ten sonra taş bütün hizle Reje- takm başına indi... Alman kanlar içinde yere yıkıldı Deminki ses- ler bu sefer başka türlü bağır- — Katil var, kati — İmdat, imdat adam öldürü- yorlar.. — Cinayet... Cinayeceetl.. — Yokmu burada gardiyan' — Nöbetciye haber verin. Rejetah yerde mütemadiyen çarpınıp — çırpınıyordu. — Alfonso, elinde taş ne yapacağını şaşırmış bir vaziyetle öylece kalmıştı.. Bir an elindeki taşı attı, seri bir ha- raketle koguşun kapısına fırladı, kendisini dışarıya attı.. — Kaçıyor... — Cani kaçıyor — Tat.. — Yakala... — Önünü kes... — Tuwmut.. Tut. İnanmıyalırı, bir az evel Alfon- için teşvik eden telâşla içeriye gir: — Ne oldu? Hep birden cevap verdik: — Ne olacak, baksanıza yerde yatana. — Kim vurdu bunu? Honsa... — Nerede şimdi 0?.. — Kaştı.. Gardiyan mahkümların içinden dokuz kişi seçti.. Bunların meyanında ben de ün.. Alfonsoyu yakalayacağız.. Dışarı çıktık.. Ser gardiyan bizi | Amerikada bir doktor insan derisi alıyor Amerikada otomobil kazalarının çoğalması yüzünden yaralananları tedavi için yama makamında kul- lanılmak - üzere insanın derisine ihtiyaç - görülmektedir. Şikagoda büyük — bir | bulunan doktor Galagor gazetelere ilân vermiş, ve tedavihanesinde her gün Jâzım olan deriler için | talip aranmıştır. Doktor güzel, temiz sıhhi deri- nin yirmi beş santimetro mürabar için 250 dolar, yani bir santimet- rosuna on dolar vermektedir. Bu ilân yüzlerce müra- | caat olmuş, doktorlar da kaza- zedeleri tedavi için taze deri temin etmiştir. Sir şanpiyon! | Paris halinde 40 senedenberi tavukçuluk eden Hanri isminde we 56 yaşında biri, tavuk kesmek, | ve temizlemek — müsabakasında birinci gelmiştir. * Hanri 16 yaşından beri bu işte bulunduğundan o kadar - büyük bir mümarese peyda etmiştir saatte 97 tavuk kesebilmektedir. / Müsabakaya iştirak eden 208 arasında Hanri birinci gel- miştir. Bir buçuk dakika da bir tavuğu | kesmekte, tüylerini yolmakta, ve içini temizlemektedir. Hanriye bir altım madalya ile 1000 frank mükâfat verilmiştir. SiNEMADA Bügün ve yarın saat 16,30 matinelerinde YENi VARYETE proğramı Ayrıya semasında elyevm bütün btişamile parlayaz sinema yıldızı ANNi ONDAR Je geç ve sevimli aktör ANDRE emasında PARİS BAKİRESİ filminde arzı endam edeceklerdir. koridor başlarına dikti.. Alfonso hangi taraftan geçerse orada bek- leyenler tarafından yakalanacaktı Bekledik, bekledik, bekledik. Ne Alfonso vardı, ne malfonso.. Tamam bir saat koridorda kaldık. Nihayet ser gardiyan takrar geldi: — Alfonsoyu gördünüz mü? Diye sordu... — Yooo00 ! Görseydik yaka- | lardık Bütün aramalarımız bo; aktı, ve bir türlü Alfonsoyu Ş;ıılcn.ızk kabil olmadı . '& | Hapisanede bir takım şayialar Uçikmişti . | — Alfonso kağmış.. | — İntihar etiri — Hapisanenin saklanmış... — Kendisini bahçedeki bü, kuyuya atmış... Daha bunun gibi bir çok şayi- lar, dedikodular... | Rejetahı bastahaneye kaldırmış- lardı. Sihhati tehlikede idi... Bir | gün gardiyan beni yanına çagırdı F Relaak ei görmel ieliyor- mahzenlerine | Dedi | — Beni ne yapacakmış... | — Bilmiyorum. | — Ne zaman görüşmek kabi- | dir. — Yarın.. Bana gel seni has- taneye çıkarayım.. — Peki efendim. Dedim — gardiyanın — yanından (arkası yarın) — | 'VOLGA MAHKÜMLARI ea gökgez 13 Teşrinievci 1929 İSTİKBAL ENDİŞESİ Hiç bir zaman fikrinizi işgal etmemelidir TÜRKiİYE iŞ BANKASININ Sureti hususiyede emrinize tevdi ettiği Kumbara- lar sayesinde her gün yavaş yavaş toplayacağınız paralar, İlerde size emin bir istinatgâh teşkil edecektir. Meşhuru âlem olan VİLLİAN BOYD tarafından temsil edilen muazzam filim yarından - itibaren ALKAZAR .SİNEMA SINDA iaterr d ea garaz nn o SINVd 'SNTIHISAC dONİS p3 LAn çüem vesp saçlak enı Kazemnz YIrIZISNYII Sözin filim ” Nevyorkta ELEKTRİK. şirketi tarafından miştir. En yi #s030193 “MaSeLON Bi | OPERA sinemasında zlü filimler Neyyorktaki gösterilmekte olan VESTREN ELEKTRİK şirketinin maki- SEHER vAK'I'I ea a ga mar Şian Üü hti he sömek $ D D M İçm Nevyorktaki YESTERN ELEKTRİK ÜÜ momş. t Kümlalik e ialecam e Şkstll Dalhklerie nkalet n HÜĞ EUeE N G3 İA l görmek ve işilmek Hazımdır. Dönyazın Ja filim makinalarının yüzde vetmişi evyorkta. VESTREN ELEKTRİK şir ketinin makinalındır. Azi İ gelen bir harikal san'attir. her tarafında tesis edilen YE İ TEEKİRİK. makinslerim GEDERİ S Tet Cümürtelt alkğime Ka ae GALA SUARESİ E L H A M R A GÜ Gaar JORT v0 NAXS. tarafindan MORİS ŞÖVALYE ve PİZANNI nin TAKLİDİ sinemasındaeır KEPETAK n lel ir' et | BoASREYİSANMAR egt Monis ŞÖVALYE PARıSLı ŞARKICI a h va densh filin Müteşehbis Hanımlarımız Son zamanlarda hamımlartmızda ticarete atlımak havesi şayanı memnuniyet derecede çoğalmıştır. Bu cümleden olarak Sultan Hama- E tedrisatına mahsus R eniyi usul L Beyoğlu İstiklâl 'T caddesi Z 356 Teşekkür Hilâliahmer merkezi umumisir den: Esbak Tahran sefiri Hüseyin Hasip bey tarafından cemiyetimi ze vasiyet suretile (25,000) lira teberrü buyurulmuştur. Müşarün ileyh tarafından hilâliahmere kar- şı şu süretle İbzal buyurulan me- asirı şefkat ve insaniyet dolasile alenen arzı şükran olunur. UNUMİ HUSUSİ DERSLER mında Mükerrem ve Yaşar Hanım- lar tarafından bir hanım terziha- açılmış ve terziliğin bütün klerini tahsil eden bu iki hanımın maharetli mesaisine bir çok taraftan rağbet ızharına baş- lanmıştır.Havuzlu Hanın yanındaki nesi mağaza üstnde açılan 22 numaralı terzihaneyi hanımlarımıza tavsiye ederiz.