mıştır. 6 Teşrinievel 1929 Akgar Viyanada İıeyecan uynndıran bir cinayet Genç ve guzel bır ir kız şatosunun olarak bulundu Katil: ldayı seviyordum, onu degıl babasını öldürecektim. bahçesinde ölü Heyecandan şaşırdım, bu bü: yük yanlışlığı yaptım,, diyor. Viyana cıvarında genç kızın maktul pulunduğu şato Geçende Vivanada çok esrar- engiz bir cinayet olmuştur. Yapı- lan bütün tahkikata rağmen bu müthiş cinayet günlerce bütün B aa ün leden sonra mahiyeti anlaşılmıştır. Şimdi Viyanada herkes bu cinayetle meşgüldur. Vakayı anlatalım: Genç ve çok güzel bir kız bir gece Viyana civarındaki şa- tosunun — bahçesinde ölü olarak bulunuyor .. Yapılan — muayene neticesinde kızın vücudunun bir çok yerind derin yaralar olduğu anlaşılıyer .. O geçe şatodan an- tika ve saire gibi fevkalâde kiy- mettar bir çok şeyler de - aşırı- miştır . — Viyananın en — meşhur zabita memurları bu. işle meşgul oldukları halde bir türlü bu es- zarlı vakanın — anahtarını — bulup hadiseyi uzun zaman meydana çıkaramamışlardı Şatoda - hiç mıştır. Ne pencerelede, ne kapır ir iz bulunama kapının açık olduğu görülmüştür. İşte mesele hakkında bütün ip ucu bu kadardır. Kız. gece vaktı neden bahçeye çıkmıştır? Burası uzun müddet mechul kalmıştır. - Braytner âilesi Bu şatoda Braytner isminde 60 yaşında bir zengin oturmaktadır. Mösyâ Braytner umumi harpte çok para / kazanmıştır. Braytne paralarını İsviçre frangına tahvil ederek İsviçre bankalarına yatır- Onun için harpten sonra bütün eski zenginler asilzadeler falet içinde çırpınırlarken Brayt- gayet müreffah bir surette yaşamıştır. Son zamanlar: ten de alâka- sını kesmiş Viyanaya çek yakın bu — şatoyu — satin ömrünü inzivada geçirmeğe baş- lamıştır. Braytnerin zevcesi ve İda ismin- de bir de yetişmiş kızı vardı. İda ekseriyetle yalnız olarak Viyanaya gider, tiyatroları, sinemaları, bar- ları dolaşır ve ekseriya geç vakit eve dönermiş... Vaka günü Vaka akşamı gene İda geç gel- miş.. O gece yemekten sonra şa- toda eğlenilmiş, piyano çalınmış, | şarkı söylenmiştir. İda bütün bu eğlencelere iştirak etmiştir. Saat ©n birde yatma zamanı gelmiş herkes odasına çekilmişt'r. p. çıkmış ve orada, bıçakla öldürüln Mesele ilk zamanlar çok cararlı görünüyordu. Unada bir geni 'e | derhal Herman Göldenberg Maktul İda Braytner İda on birden sonra bahçeye | gıçlzrın altında | Nihayet uzun bir tahkikattan sonra şu netice çıktı: Yakışıklı delikanlı | İda bir kaç zaman evel Viya- tesadüf etmiş v. nlıyı sevmiştir. ismini taşı- yan bu genç de İdanın aşkına mukabele etmiştir. İki genç uzun müddet sevişmişler, birlikte gezip Lâkin Göldenberg sahibi olmadığı için sevgilisini babasından isteyeme- miştir. Vaka günü gene Göoldenbi ile İda bir ti ti şlar, ay- öi Gelksüner — Bu gece sizin ;ı!o önünden geçeceğim, bahçeye çık da biraz konuşalım, demiştir. -Genç kız da bunu kabul etmiştir. Gece.saat on birde herkes yatlıktan, el ayak çekildikten sonra delikanlı duvardan atlamış ve genç kızda hahçeye çıkmıştır. V genç ağaçlar altına giderek oturürken — delikanlı” birdenbire biçağım / çekmiş, kazı öldürmüş. sonra şatoya girerek kıymeltar eşyayı ceplerine doldurmuştur. Vaka nasıl anlaşıldı Cinayet şayi olunca gazetelerde kızın resmi — neşredilı Bu resimi gören bir sinema memuru, kızın sık sık bir delikanlı ile sine- malarına geldiğini hatırlamıştır. Sinemacı —zabılaya — müracaat | ederek delikanlının eşkâlini anlat- | mıştir. Uzun — tahkikattan sonra bunun Herman Goldenberg oldiğı anlaşılmıştır. zabıta genci arayım- ca bulamamıştır. Bunun üzerine şupheler uyanmış ve yapılan tah- kikatta “Hermanın © gece şatu civarına anlaşılmıştır. Zabıta her tarafa telgrafla ma- lümat vermiştir. Aaradan epice zaman geçtikten sonra Herman Lenz şehrinde, mücevheri satma- ğa çalışırken yakalanmışt anlı ibtida cinayeti inkâr Fakat mevcut — delâil karşısında itirafa mecbur olmuş ve şu sözleri söylemiştir: yi hakikaten se irum. Onu öldürmek emelinde değildim. Asıl emelim babasını ortadan kaldırmaktı. — Şatoya - buna bir zemin hazırlamak, vaziyeti tetkik etmek için gitmiştim. Bilmem nasıl oldu , kendimi kaybederek sevgilimi öldürmüşüm. İdayı kanlar içinde görünce aklım başıma geldi . Kaçıp kur- tulabilmek için paraya olduğunu — düşündüm ve girerek kıymetli bazi eşya Herman — yakında — Viyanaya naklolnarak orada muhakemesi yapılacaktır. Sahite 7 lpekçiliğimiz inkişaf ediyor İpek istihsal ve ihracatı her sene artmaktadır Bugün muhtetif yerlerde çalışan 13 fabrika ve 600 Bursada ipek kozal ketimizde ipekçiliğin en fazla inkişaf cttiği sahalar, Mar> ir, Edirne, ipri Mürefte, Ântalya, Muğla, Elâziz, Diyarıbekir, Amasya ve Malatya- dir, Umumt harpten evel, ipek ihra- bkazl gae n çok daha fazla idi. Umumi ve İstiklâl harpleri esnasında, dutluk- lar mahvolduğu cibetle, mahsul altıda bir nisbetinde azalmıştır. İpekçiliğe en salih mmtaka Bursa olduğundan, oradaki fab- rikaların derhal imarı ve mahvolan dutlukların ihyası lâzımdı. Bursanın dut ağaçları bodur ve dutluklar çok sıktır. Dikildik- lerinden dört sene sonra yaprak verirler. — Bursanın - istırdadından sonra, dut ağacı zeriyatı fazlalaş- miş ve istihsal de aynı nispette artmıştır. tezgâh vardır hanelerinden biri hassa Milari ve Bon şehirlerine yapılmaktadır. Bu gün İstanbul,ipek ticaretini bütün şarkta, en faal merkezi olmuştur. ipek ihracatımız 1925 senesi, Türkiyenin mema- lik ecnebiyeye olan ipek ihracal 'nın miktarı şudur: Ham Kilo — Kiymeti Fransaya — 53,319 — 962,182 İtalyaya 9,694 — 117447 İngil 299 7,716 Suriyeye 918 — dazı Almanyaya — 11 220 GISAT 14162096 Halbuki 1924 senesindeki ihra- cat, 762,397 liraya baliğ olmuş- fur. Kuru koza kilo kıymeti İalyaya — 156,522 — 882,033 Fransaya — 24,625 49,229 İSLIA7 — 932,462 Buna mukabil 1924 de ihraç çedilen kuru koza miktarı 82,680 1924,25,26,27 senelerine naza- | “kilo idi. Bedeli 390,000 lira tut- ren 1928 senesi istihsalâtı ar da büyük fark vardır. İstati: lere mazaren, - istihsal her sene 100,000 kilo artmaktadır. | ipek istihsalâtımız 1928 senesinde iki milyon kilo ipek istihsal edilmiştir. Diyarbekir Malatya Elaziz Antalya - Nui istihsal etmiştir. Harpten evel bütün Türkiye- | deki ipek — istihsali üç buçuk milyondu. Mütemadi bakım neti- cesi, daha şimdiden, bu miktarın yarısından fazlasının elde edildiği görülüyor. Makedonyadan hicret eden mu- bacırlar, evela, ipekçiliği ögrene- mediler ve kendilerini sırf tütün- cülüğe verdiler. Fakat biraz sonra ipekçiliğin kazançlı bir iş oldu- Zunu anlayınca bu işe çalışmağa başladılar. — Resmi ve hususi müessese- lerle hükümetin gösterdiği yardım sayesinde, ipek istihsalinin pek yakında harpten evvelki dereceyi bulacağı şüphesizdir. ipek fahrikaları Türkiye ipeği, Bağdat ipeği cinsindendir. Çift kozalardan gay- risi memleket dahilinde işlenmek- tedi, Hali bazırda 13 fabrikamız fazliyettedir. - Bunlardan on bir tanesi Bursada, biri Sökede. diğe- ri de Osmanelindedir. Bu fabrikalarda yapılan ham ipek yüzer kiloluk balyelerle, sipariş verilen memleketlere sev- kedilir. Ham ipek ihracatımız bil- | | | sayede artık muştu. 1925 te, Suriyeye 22,047 lira kıymetinde 19,991 kilo nemli koza “ihraç edildi. 1924 ise ancak 5,082 ki gönderilmiş ve bedeli 6171 ira tutmuştu. Bir memlekette, ipekçiliğin — inkişafı yumurtaların ıstıfası ve ipek böceklerinin iyi beslenmesine vabestedir ipek böceği yumurtaları Türkiye ipek böceği yumurta- larının şöhreti meşhurdur. İstıfa tamamile sıhhı bir şekilde yapılır. Halbuki. Avrukada istıfaya bu derece itina olunmaz. 1925 de 130,407 lira kiymetin- de 245 kile yumurta ihracatı yac pilmiştir. Bizden yumurla alan memleketler bilhassa Azerbayıcan İran, Türkistan ve Rusyanın şima- linde bulunan memleketlerdir. Yeni tezgâhlar açılıyor Teşviki sanayi kanunundan sonra bir çok yeni tezgâhlar açılmıştır. Bu gün ipekçilerimiz / Avrupa ipekçilerine rekabet edebilecek mükemmeliyettedir. Bu gün ipek işleyen 600 tezgâh vardır. Bu ik Avrupaya işlenmek adermek mec- üzere ham ipek buriyetinde değiliz. Motörle işleyen tezgâhlar günde 16-19 metro, ayakla işleyenler 9-10 metro — kumaş — vermektedir . Bu sene memleketlmiz dahilinde 35000 kilo ipek sarfedilmiştir. Harice, ve bilhassa Amerikaya olan ihracat yekünu da mühimdir. 1923 de 232 804 kilo ipek kaymeti 1,415,605 lira. 1925 de 313,432 kilo ipek kaymeti 1,501,481 lira. Katiyen emin olabiliniz, ki çok yakın bir zamanda, ipeklerimiz, memleketin bütün ihtiyacına kâfi gelecektir. İ j î