21 Eylül 1929 Akşaa V AKŞAMDAN AKŞAMA | İnsan kulağı İnsanın kulağı, en bedbaht uz- tudür. * Şairler, mahbubelerinin gözle- vini melere — bademden tutunuz. da İmüme | kadarf " Gök hakkındaki medhiyeleri toplasanız alimallah kütüphane doldurur. Kaş da öyledir: İcabına göre, beman olur, yay olur, mütahak- kim olur, hiddetli olur, davetkâr olur. Nedim bile: * Gel benim kaşı hilülim bize bir id edelim!. demiştir;. sevgilisini yalnız kaş: larile methetmi; Burun, icabına göre dram, ica- bıma göre komedi. mevzuu teşkil eylemiştir. Fatih'in kartal burnuna gecaat, - Abdülhamid'in mübeykel, kem;dî sarkık burnuna istibdat manası atfedilmiştir. Fransız şairi Edmond. Rostand, şaheseri olan Cuyrano de Bergerac isimli man- zum piyesini münhasıran burun hakkında yazmıştır . Saç, malüm: Sümbüle benze- filir. Sarısı, siyabı, lepiskası, düzü , dalyalını , knrcağı , İsâl düsü, lüle İülesi, turre turresi, >büklüm bükdümü , perçemli per: isi, topuklara kadar uzunu, kadar kısası , alâgar: sonu , - hattâ, keli, dazlağı, cav- lağı, - şarkın divan edebiyatından garbin her nevi roman ve hbil yelerinedek hemen her eserde bir rol alır. Güneşin şuaları, ser- visimin, gecenin karanlıkları bile saça benzetile benzetile basma- kalıplaştırılmış teşbihlerdir. Saça, Şair ve ediplerin kadar fazladır. Yanak, kera, klasikleştir edebi elma ve gül dudak, edebi Dişler, - incidirler; — Kirpikler hakkında da neler yazılmamıştır: *Süzme çeşmin gelmesin müjgân müjgün üstüne! .başta olmak üzere... — Müstakil bir uzuv olduklarını bat için bin şahide ihtiyaç mes- settiren ve hayatımızda bellibaşlı hiçbir rol “oynamıyan çeneye ve elmacıkkemiğinefbile irade ve se- ciye atfeden muharrirler çoktur. Halbukü.. Gelin gelelim kulağa... saz ve söz zevki ile in'am eden herdem kirişte biçare - kulağa, değil — şairlerin, — nasirlerin - bile kulakastıkları yok! Hiç onun büklümlerini, yahut pembeliğini metheden iki satır ibareye ratla- dınız mı ? Elbette hayır | Fakat, elinizi: vicdanınız üzerine koyup da V dü Fena şey midir kulak? | Arkasından güneş vurunca, ne hoş bir şeffaf rengi vardır. Hele, kıvrıntılarının — zarafeti. Gerçi, kulaklar içinde, kötü kaba hamur- ik yoğrulmuşları, nelere — benzetmemişlerdir, İnkilâp müzesi | Muhtelif resim ve kıyafetler de tedarik ediliyor Şişlide Gazi Hz. nin evelce otur- dukları binada açılacak olan h üzesine konacak eşya hak- ihzarata büyük bir faa- liyetle devam ediliyor. Şehrema- neti, inkilâp tarihimizin çok canlı bir sürette temsil edilebilmesi için bir çok eşya mubayaa ediyor. Şehrimizden başka hariçten de bazı eserler getiriliyor. Üçüncü sultan Selim devrine ait ve tan- zimattan evelki hayatı gösteren büyük bir albüm paristen getirtil- miştir. Üçüncü Selim zamanında İstanbula gelen Meling isminde bir ressam o zamanki Türkiyeyi çok canlı bir. surette ve kara kalem ile tasvir etmiştir. Türk tarihinde resmin mevkii olmadı- ğından Türk teceddüt vakalarını resim ile canlandırabilmek - için Avrupa resim koleksiyonlarından istifade etmek zaruridir. Şehremaneti, bazı kıyafetler de tedarik etmeğe başlamıştır. Bil- hassa İstanbul Kadınlığının muh- telif — devirlerdeki — kayafetleri göstermek için hazırlıklarda bulu- 'nuyor, ferace yaptırmak için şeh- rimizdeki bazı kadın terzilerine müracaat —edilmiş, fakat eski kadın — kıyafetlerini, — hassatan ferace yapabilen bir bi bulamamıştı. Nihayet malül g: cemiyetinde — vaktile - bir yapılmak üzere tedarik edilen ferace bulunduğu — anlaşılmış ve ter bu Feraceler teferrüatıle beraber satın alınmıştır. yamrıyumruları, — yelkenasaları ezikleri, basıkları, sivrileri, yassı- ları, yanakla yarış ediyormuşcasına| kocamanları mevcuttar (gözlerim de) çipilleri , patlakları , şaşıları ol- düğünü — unutmiyin ) ; fakat, iyi porsölen hamurun'dan yoğrulmuş çin âsârını andıran zarif kulakları da unutmıyın. Bun- lar, efsanevi deniz hayvanlarının cici kabuklarına, yahut, medar nebatlarının kıvırcık yapraklarına benzerler. Amma, gene de kulağa dair, hiçbir edipte çıt yokl Biçare insan kulağı ! Edebiyyatta, deve kulağı kadar yer tutmamıştır. İşte, magduriyete parlak bir misal! Bir kaç -günden beri havatın soğuması üzerine henüz kışlık odun ve kömürünü tedarik ede- memiş olanlar telâşa düşmüşlerdir. Son günler zarfında bilhassa odun satışı hareretlenmiştir. Mamafih 2 ay eveline nisbetle fiatlerde yüzde 10-15 tezayüt vardır. Hâlâ bulunamadı! Cerrahpaşa hastanesinin rontgeni işliyemiyor Cerrahpaşa hastanesinde yapı- lan rontgen ve radyum müesse- in Avrupadan mütehassıs senelerden beri uğraşı- celbi hiyor. ) Geçenlerde Gemiyeti belediye- de bu mesele müzakere edilmiş ve emanet sihhiye müdürü Neşet Osman B. izahat vermişti. Neşet Osman bey bütçede tefrik edilen 1000 lira tahsisat ile bir mütehassıs celbetmek kabil olmadığını söyle- miştir. Son günlerde Viyanadan bin İira tahsisat ile gele- bileceklerine dair emanete müra- caat etmişlerdir. Emanet, müra- caat eden bu zevat için tahkikat yapmış, neticede bunların mem- leketlerinde asistan — olduklarını anlamıştır. Emanet, daha uzun müddet müessesenin hareketsiz. kalmasını doğru - bulmadığından — büradan Almanyaya iki genç doktor gön- dermek niyetindedir. Bu gençler, iki sene müddetle Avrupada staj göreceklerdir. Bir tahsil memurunun muhakemesi Kuüledibi tahsil memuru iken 1200 lira açığı çıkan Sadık efendi ağır cezada muhakemesine devam olunmuştur. Mahkeme bazi şahit- lerin celbine karar vermiştir. iktisat vekâleti teftiş heyeti reisi İktisat vekâleti teftiş heyeti reisi Mithat B. Ankaradan şehri- mize gelmiştir. Mithat B. dün Ticaret müdü- (Vâ - Nü) riyetini teftiş etmiştir. Seyyah geliyor Seyyahin cemiyeti rehber bastırıyor, hazırlık yapıyor Bir teşrinievelden itibaren şeh- rimize seyyah akını başlıyacaktır. seyyahin cemiyeti seyyah mevsi- mi — münasebetile — hazırlıklara başlamıştır. - Cemiyet — istanbul manzaralarına ait yeni albümler ve rehberler bastırmaktadır. Bu sene limanımıza gelecek seyyah vapurları arasında Adri- yatık, Homerik vapurları da var- dır. Adriyatık vapuru teşrinievelin on beşinde gelecektir. Bundan evel bir kaç Alman vapuru ge- lecektir. Homerik vapuru şubat orte rında gelecektir. Bundan başka geçen sene limanımıza gelmiyen bir çok büyük vapurlar bu sene gelecektir. Bu sene şebrimize daba çok seyyah gelmesine intizar edilmek- tedir. Beyoğlu belediyesi Beyoğlu belediye müdürlüğüne tayin edilen Kadri bey Beyoğlun- da yapılacak imar faaliyeti ve belediye işleri hakkında bir proje hazırlamağa başlamıştır. Kadri B. işe başladıktan sonra bu programı tatbik edecektir. Verem hastanesi Hastane için henüz bina bulunamadı Şehremaneti, bu sene bir verem hastanesi tesisine karar vermişti. Fakat yapılacak hastane az bir zaman zarfında ikmâl edilemiye- ceğinden emanet, müteverrimler için Omuvakkat bir hastahane açacaktır. Emanetin bu kararından haber- dar olan emlâk ashabı şehrema- netine istida ile müracaata başla- mışlardır. Emanet Serence bey — yoku- şunda - Ebülhüdanın konağı ile Ayşe sultanın Bebekteki köşkünü tetkik ettirmiş, fakat bu iki bina abşap olduğü için muvaafık gö- rülmemiştir. Emanet, şehrin diğer bir sem- tinde başka bir bina bulacaktır. Bu binanın cenuba nazır ve şimâl ruzgârlarından —masun — olmasına itina odilecektir. Hastane bu sene behemehâl açılacaktır. Tramvaylar Hani Sirkecide tahtadan bir tramvay istasiyonu vardır. Dün sabah bu> istasiyonda tramvay bekliyordum. Bir Ortaköy tram- vayı geldi , baktım . tanıdığım , , ahbap bütün musevi va- tandaşlar içinde.. Hepsi acele ile telâşla tramvaydan — indiler. Her biri bir sokağa saptı... Aradan bir müddet geçti.. Bir Yedikule tramvayı geldi. Baktım tanıdığım, bildi, ahbap bütün rum vatandaşlar içinde... Bunların arasında beyaz saçlarını topuz yapıp uzun külâhının arkasından dışarıya çıkaran ak sakallı orte- doks pagasları... Bilir misiniz? İs- kambil — kâğıtlarında iki - başlı papaslar vardır. İşte Yedikule İramvayındaki papaslar bu iskam- bil kartlarından fırlayıp dışarıya çıkmış sonra da tramvay iskem- lelerine kurulmuş esrarengiz in- sanlara benzerler... Yedikule tramvayından sonra bir Topkapı tramvayı geldi, dik- kat ettim bildik. tanıdık, ahbap ne kadar t vatandaş varsa içinde .. Ciğerciler, şıracılar, ay- rancılar Biraz ilerledim... - Eminönüne geldim.. Bir. Bebek tram Bildik, tanıdık, ahbap büti meni vatandaşlar içinde... Gelen tramvayları ayrı ayrı tet- kik ettim... Her tramvayın yolcu- her tramvayda — konuşulan lisan başka.. Sanki her tramvay ayrı bir memleket, ayrı bir iklim- den geliyormuş gibi bir şey...Sonra bütün tramvaylarda başka başka âlemleler, başka başka âdeller var. Meselâ Ortaköy tramvayında sık sık 10 para kavgası olur, Yedikule tramvayında yankesici- likler pek çoktur. Ortaköy tram- vayınd. türkçe konuşulurken ke harfi kullanılmaz “da y harfi kul- danılır. Yedi küöle tramyayında Ş yerine $ istimal edili Eğer bir sabah merak edip Sirkecideki ahşap tramvay istasiyo- 'nunda beş on dakika kalacak olursanız yelmiş yedi — milletin yetmiş yedi koldan şehrin mer- âne doğru koştuğunu gözünüzle Hikmet Feridan Gümrük mütarekesi Cemiyeti akvam meelisinde ka- | olunan mühim kararlardan birin de gümrük tarifesi mütare- İede e | l devletleri arasında sebatın inkişafına mani olan güm- rüklerin ilgası meselesinin heye- cansız ve sükün dahilinde gi şülmesi için iki senelik bir müta- reke teklif etmiştir. Bu karar su- reti kabul edilmiş ve devletlerin muvakkat - cevapları için teşrini saninin sonuna kadar bir müddet tayin olunmuştur. Karikatür tefrikası SALLABAŞIN MACERALARI , ( Baş v0 dünki nüshamızda ) | işıklarında gözlerini açtı. Her taraf yem Orman; — taze ot kokülariyle, | Yeşildi. Bir dakika bile durmadan yur Sessizliğile Sallabaş'ın çok hoşuna gitti. | Sindan Ççıkarak serin olların üstünde Tele Gatmir ) Je ( Mercan ) n dilinden, | dolaşınaya - başladıl.. Bir ara - ormanın Çelngöz ) ün tecavüzünden kurtuklu. | Arka tarafına — çıkmış ve yavaş yavaş Hünü düşündükçe neş'esinden bogazımın | Yükselen güneşin - kanşısında — isınmak yar kavvetile bağınyordu!. Bir müiklet | istemişti. İşte bu esnada hiç görmediği çamların altında dolaştıktan - sonra ihti- | bir şeye raslar önam. aa GrakNlan Beğ adım ilerisinde iki uzün di.. Hemen görleri kapandı.. | kulaklı; uzun biyikli; kırzmızı, yuvarlak gözlü bir «Tavşan> duruyordu. Ah, no - İki aylık - ömründe bu kadar | güzel, mli bir arkadaştı bu?.. Hiç Tabab uyku uyumamıştı. Sabahin ilk | do edepsiz « Katmir » 6 benzemiyordu. Solümlaşmak için ona doğrü — yörümek istodi. dik adımını atmıştı ki Tavşan iki ayak üstüne kalktı, ”— Sallabaş'ın no alılacaktı. Bereket versin, Sala baş daha akılı çıktı da olanca kuvvetile yaygırayı bastı!. Tavşan, ormanın boş Tağunda- akisler — yapan bu görültüden ( fena haldı u. | Korku ile, küçücük “Sallahaş'ı bir dev kadar korkunç göerek taban fan kağdırdı. Salabaş dürür mu ? Tav İzi bir. yakalarsam . » diyor ve ordu.. Tam kuyruğunü yakalıya: cağı sırada Tavşan yuvasına - girmez Mi İşte Şdi Tavşan kardeş fuz düşmüştü .. Hemtn uzün baynamı Tav Şan'ın girdiği delikten içeri soktu... V Tavşanın kulağına birim ” yakalayıp çekti, desters gibi keskin dişlerile tüi Sallabaş korkak - kahramanın ce zasımi verdiktön sonra görurla geziyı ha bi kinci bir aksilikle — karşılaştı Tıpki « Kıtmir » e benzeyen bir köpek eli Ki bu yrmanda yavrıyu yemek İstemişti. — Lâkin » doğrusunu söylmeli - Salabaş'ınddü patladı.. Şaka doğl t Bir aç köpedin dişleri arasinıla Can verecekli. 10> 15 dakıka ağıçların acmda dör v Artık Sallabaş'ın nolosi kesilmek zere ıi ki, gözüne bir boş teneke kutu. ilişti.. Gizleğmek için yak bir delk bulmuş gibi sevinerek an; 'vim artık yakalanı iştahla Salahaş'ın aksiliğe bakm ki ah acısından bayılar 'seri tenekeyo batmışı. a)