— Sabife 6 Sahife 6 Akşam Tefrika numarası: 121 ÇALAELEPTRAĞEEAE KT A ŞT BAA ABDÜLHAMİT VE AFRODİT BOT NERDERAR AAA E KA Yazan: İskender Fahreddin Nurinin sapladığı hançer MWelâhatin kal- .binin üstünde büyük ve derin bir yara açmıştı. Padişah, sevgilisinin yatağının kenarında oturmuş düşüniyordu. Nuri zındanda ağlayıp bağırmai gında ve nliyordu. Hünkâra iki: gisini tecziye edecegini kendi de şaşırmıştı! . Melâhat da yata- , Hangisini af Melâhat gözlerini açınca Pa: şahı karşısında gördü./ Yaralandığı dakikadan beri bay- gi bir. halde yatan Melâhat ilk defa gözlerini açıyordu. * Yarası çok ağı Nuri onu tam kalbinin üstünden vurmuştu. Bıçak kalbinin bir buçuk san- tim solundan omuzuna doğru ve dört santim derinliğinde bir yara açmış, bir iki damar kesmiş ve bu yüzden - doktor gelinceye kadar fazla kan zayi etmişti. Gerçi, — Abdülhamidin - suzline karşı, sertabip: — Tehlikeyi savuşturdu.. Diye Cevap vermişsede bu cevap Hün- kârı tatmin edememişti. Ahdülhamit: — Geçmiş olsun yavrum! Dedi ve genç kızı iki yanağın- dayöptü. — Nasilsin, — bakayım, — rahat mısın? Bir şey istiyor musun? Melâhat hbazin ve ince bir sesle şu kelimeleri söyliyebildi. — Çok fenayıml Mavimtırak bir renk almış olan pembe — yanaklarında derin ve manalı çizgiler peyda oldu. Melâhat Efendisinden - merha- met dileniyord Göz kapaklarını indirdi. Eskisi gibi dalgın ve hareket- siz kaldı. Odanın içinde derin ve kor- kunç bir sessizlik... bir ölü ses- sizliği vardı . Abdülhamit, nadiren duyduğu büyük bir — teessürle — kollarını birbirine kavuşturdu ve hastanın başucundan — yavaşca kalkarak odanın içinde dolaşmağa başladı. Hayvani hislerinin esiri olan müstebit hükmdar kendi kendine düşünüyordu: Melâhatin: “Çok fenayım!,, sözü Hünkârın kalbine zehirli bir ok bibi saplanmıştı. Dakikalar geç- tikçe asabileşiyor ve Nuriyi bir ande boğup öldürmek.. Yok etmek istiyordu. Fakat, zavallı gencin ne kabahati vardı? Onu Melâha- tin üzerine saldıran bizzat ken- disi değilmidi? Nuri ile Melâhtin ısrarla anlatmışlardı. Fehim paşanın Melâhat aleyi deki son hezeyanları da bu de; kodulara inzimam edince Padişah büsbütün kuşkulanmış ve Nuriyi tecrübe etmeğe karar vermişti. Tıbbiyeli genci büsbütün saray- dan uzaklaştırmıyordu. - Çünkü, Paristen Nuriye gelen mahut (uy- durma) mektup üzerine mesele Fehim paşaya havale edilmişti. Fehim paşa Nuriyi sahabet ve himaye etmeği vadettiği için, sa- rayda onun vücuduna lüzum ol- duğundan bahisle padişahı iğfal etmişti. Abdülhamit Cemiyeti hafiye ve Paris mektupları meseleleri: de alâkadar olan Nuriyi bundan dulayı başından defedemiyordu. Aynı ' de * Nuriyi çağırmış ve ona: DGt nnni RDRaaaR NDNĞNDKON A DÜDÜ — Melâhat seninle neden bu kadar uğraşıyor? Diye sormuştu. * Halbuki Melâhatin onunla ale- 'nen uğraştığı yoktu. Padişah, bu haber karşısında Nurinin alacağı vaziyeti öğrenmek istiyordu. Nurinin derhal rengi at — Padişahım, dedi, benim Melâhatle aramda bir şey yok. Mamafi —© mefsedet ikamdan hoşlandığı için, belki benim hak- kımda da bir dedikodu yapmıştır! Mabadi var) 1 — İstanbuldaki Li den itibaren lesi yapılacakt 2 — Yirmi beşi kabul edilecektir. gi liyayı etfalin buna göre semtleri lâzımdır. 1 — Cumhuriyet orta mektebi: Fatih, Karagümrük, Balat, Fener, Ayvansaray. Eğrikapı. 2 — İstanbul orta mektebi: Topkapı, Yenikapı, Sultanahmet, Ayasofya, ve Beşiktaş müstesna) Üskudar. 3 — Kidıköy kız orata mektebi: Kadıköy, Haydarpaşa, Feneryoln. Kızıltoprak. 4 — Eyip kız orta mektebi: Halıcıoğlu, $ — Nişantaşı kız orta mektebi: 6 — Çamlıca kız orta mektebi: 7 — Kandilli kız orta mektebi” Boğaziçi. 8 — Erenköy kız İisesi: Göztepeden, Pendiğe kadar: 9 — İstanbul kız lisesi: ( Biri başı, Süleymaniye, (İkinci devresi har 10 — Davutpaşa — orla mektel Samatya havalisi, 11 — Kadı boyu, 12 — Üsküdar orta mektebi: Çengelköyü, 13 — Vefa arta mektebi: Maarif Eminliğin inden itibaren mekteplere talebe kayt ve Müracaat günleri, Cumartesi, Pazartesi, Çarşanba günleri saat (15) den (16) ya kadardı 3 — Her mektebin kabul edeceği semt zirde tesbit edilmiştir. Ev- Eyip, Topçılar, Defterdar, erkek orta mektebi: Haydarpaşa, Kadıköy, ve hat Sirkeciden Yediküleye kadar, Rumeli Zenginliğin yolu! | | Bir Hint mihracesi | mütemadiyen zegin |— kızlarla evleniyor Hindistanda mihracelerin birkaç | zevce almaları gayet tabii görü- lür. Fakat Jabua mihracesinin 56 yaşında iken dokuzuncu defa ev- bu yüzden merasim gizli yapılmıştı. Şimdiki nişanlısı 18 yaşında gayet güzel ve fevkalüde zengin bir kızdır. Mihracenin bu kadar sık evle- nerek, kendi memleketi dahilin- deki zengin kızları almasına sebep servetini artırmakmış.... Mihrace bugün dünyanın en zenginlerin- den biridir. Elmaslarının ve in lerinin emsali olmadığı söylenmek- den: seler, Orta mekteplerde eylülün on altıncı günü- günü akşamına kadar tecdidi kayt muame- ayrıldığı mekteplere müracaatları Sultanselim, Edirnekapı, Aksaray, Yedikul Boğariçinin rumeli sahil iğaloğlu (Beyoğlu Sütlice, Beyoğlu ve bavalisi Çamlıca ve havalisı. devresi ) için, Beyazıt, Saraçhane için) Anadolu Demiryolu hattının Aksaray, Yedikule, Topkapı, Üsküdar, Kuzguncı , Beylerbeyi, » vererek bana: Yunanlılar Bursa'yı almışlardı fakat, Zehir: idaresindeki | Geniş Bilgi isimli iptidai mektebini | zaptedememişlerdi . Burada Kuvayı | Milliye hâkimdi. Mmeleketin ölmüş ve berhayat vatanperverlerine ait resimler, dersten derse duvara lenmeğe kalkışması bütün Hin- | duvara asılıyor; ordunun hare- | distanda galeyanı mucip olmuştur. | ketleri karatahtaya tebeşirle çizi- M et liyor; — teneffüslerde — boduruma Mihrace beş altı ay evel sekiz | gre alebe, İstiklâl — Marşını zinci zevcesi ile evlenmişti. O | okuyor; Samih Rıfat'ın zaman da — bütün tebaası bu |— y a Törkün anayardu izdivacın — aleyhinde — bulunmuş, | — Vörmez o Albınordu! Daşman İzmir'e girerken Bütün müllet ağlıyordu. Aydın Aydın! Güzel Aydın! Ab bir kere kurtulaydın! şarkısını; yahut, Kemalettin Kâr nin: * Türk'ün Duası ,, isimli hazin türküsünü sö) rlardı: Sarmış matem borafarı Saz benizli ovaları. Boynubükek yavaları Sen Mmayo et, yarabbir. Zehra Hanımın, talebesi : deki tesiri pek bir işaret etse, otuz iki kızla yirmi dokuz yerdenl bastibacak oğlan, ellerine cedvel tahtalarını aldıkları gibi, yunan karargâhına hücum edeceklerdi. Lâkin, müdire: — Onun da zamam gelecek, çocuklar | - diyordu. - Onun da zamanı gelecek ! Çoçukların hepsine, birer ha- tıra defteri dağıtmıştı. Buraya, istila — ordusundan nasıl nefret ettiklerini, ne işkencelere maruz kaldıklarını. — başlarından — nasıl feci vakalar geçtiğini yazacaklardı. İşte dokuz yaşındaki Ali'nin def- terinden bir parça: *Dün hain yunan çocukları, mektepten eve — giderken beni yakaladılar Fesimi kapıp yırt- İrlar. Püskülümü — toza atlılar. Kıraat kitabima tükürdüler. Bunu bir hain yunan çavuşu — gördü. Hain yunan çocuklarına. haksız oldukları halde, birşey yapmadı. Ben haklı olduğum halde, ya- nağıma bir tokat atlı.. İşte, 9 yaşındaki Fatma'nın hatırat defterinden bir parça: * Terzi — Zografos'un - kızları, elime kıral Kostantin'in resmini * Zito , diye ba: girtmak istediler. Bağırmadım. Babalarına şikâyel ettiler. Zogra- fos, iğnesini göstererek beni kor- - Cemal Nadir'e ithaf - | kutta. - Ağzımla * Zito , dedim amma, kalbimden “ Katol Katol Katol . Dedim. , İşte on iki yaşındal defterinden bir parça: Ba gece, babamı alıp götür- düler. Annem bayıldı. Dedemin sağ tarafına inme indi. Hanım , Mualime Zehra bu hatırat defterlerini dağıtırken , ne tehlikeli bir işe giriştiğini biliyordu: Bunlardan — Yunanlılar haberdar olursa,hem kendi. hali fecidi. Hem de, mektebi kapatır- lardı. Fakat, Zehra Hanım, başka birşey daha biliyordu: Çocukla- rının vatanperver olduklarını! Def- terleri alırken, yemin etmişlerdi: Defterleri evlerinin en gizli ye- rinde saklıyacaklar. onları mek- tebe, ancak, Bursa kurtulduktan ikte sonra getirecekler ve hep okuyacaklardı. Zehra H., bir gün, sınıftaki temizliğe nazaret ediyordu. Yer- deki tebeşir parçasını almak için, bir sırayı oteye ettiği — za- man, eli, oturacak yeri altında birşeye takıldı. Muallime, iğilip baktı: Dört pünesle, sıranın altına, bir kağıt yapıştırılmış. Kâ- ğıdın içinde, hatırat defteril Yer de, hatırat defteri de Ha- tice'ye aitti. Zehra H., defterin mektepte bırakıldığı için kızmakla beraber, onu açtı. Bütün sahifa- ları boştu. Yalnız bir. sahifasım- da ince harflerle şu satırlar yazıl- mıştı; * Ah, babacığım! Niçin böyle yapıyorsun? Niçin, niçin, niçii Zehra H., derhal, hademeyi yollıyarak, Hatice'yi getirtti. Âl al yanaklı, temiz kılıklı bir kız | Muallimenin elinde defterini gö- yanaklarının allığı soldu. gözleri doldu. Dudakları büküldü. — Ne o, kızım? Ne ağlıyorsun? — Hiç, Hiç, hoca hanım ... — Bu defteri niçin eve götür. medin? — Beni affedin, hoca hanım... — Affettim, söylesene, niçin götür medin? — Babam görmesin diye, hoca hanım. — Babam görürse ne olur? — Babam yunancıdır, — hoca banım ... Bizi haber verir diye... (Vâ - Nü) hat boyu, Sultan Ahmet, Ayasofya, Gedikpaşa, 14 — Gelenbevi orta mektebi: Fatih, Çarşamba, Edirnekapı, Şehzade başı, fener, Balat, Sultan selim, Unkapanı. Kasımpaşa, 15 — İstanbul erkek lisesi: ( birinci devresine ) Beyazıt, Süleyma- (ikinci devresine ) bütün İstanbul Semti, Kadıköy ve anadolu 16 — Kabataş lisesi: (birinci devresine) Boğaziçi, Rumeli - sahilile Vani köyden yukarı anadolu sahili ( İkinci devresine ) (Üsküdar ve Boğaziçi iki sahili). Orman ve arazi vakfiye müdürlüğünden Cibalide Üskübi mahallesinde Bostan hamamı sokağında (5) numa- ralı hamam bostanı demekle maruf vakıf tarla (7 / teşi tarihine kadar icar edilecektir. Müzayedesi eylülün yirmi martesi günü saat on beşe kadardır. Talip olanların İstanbul Evkaf idiriyetinde Orman ve arazi idaresine müracaat etmeleri. Şehremini civarında Yenibahçede Guraba hastanesi ittisalinde vaki 'on sekiz dönüm üç yüz on Yedi metre murabbamdaki vakıf bostan 932 senesi teşrinisaninin yedinci günü nehayetine kadar icara verile- cektir. Müzayedesi senei haliye eylülün yirmi birinci cumartesi günü saat on beşe kadar talip olanların İstanbul Evkaf müdiriyetinde Or- man ve arazi idaresine müracaat etmeleri. minare şerifelerinin tamiri (4/9/929) tarihinden (5/10/929) tarihine kadar bir ay müddetle kapalı zarf usulile mevkü münakasaya vazolunmuştur. Talip olanların her gün | öğleden sonra İstabul Evkaf Müdüriyeti heyet fenniyesine müracaatle şartname ve mükavelenameyi almaları ve ihale günü olan 5 Teşrini- evvel cumartesi günü saat 15 te İstanbul Evkaf Müdüriyetinde idare encümenine mürscrat eylemeleri ilân olunur. Kız ve Erkek Ameli hayat |Mektepleri müdürlüklerinden: Yeni talebe kayt ve kabüline başlanmıştır. Kayt günleri Cumar- tesi, Pazartesi, perşembe saat 10 dan 12 ye , 13 den 17 ye kadar- dır. Talebe kadrosu mahtuttur. zemanında müracaat edilmesi lazımdır. eski talebenin nihayet Eylülün 19 zuncu gününe kadar kaytlarını yenilemeleri mecburidir. Aksi takdirde yerlerine yeni talebe alınacak- Birini & sınıfa ilk mektep mezunları alınır. yukarı sınıflara girmek isteyen lise ve orta mektep muadil sınıf talebesi gireceği sınıfın daki sınıf derslerinden imtihan olunur. Kız Amelihayat mektebi. Sa- raçhane başında Münür Paşa konağında Telefon, İstanbul: 2731 Erkek Ameli hayat mektebi Cağaloğlunda Tel, Istanbul: 3630 Zonguldak nafia başmühendisliğinden Zonguldak - Devrek yolunun 36 | 720, 38 | 700, 40-—400 ve 39-- 360 kilometrelerinde bozuk olan dört adet ahşap köprü yıkılarak yerlerine üç adet (6), bir adet (9) metre açıklığında ve bedeli keşif- leri ceman (20167) lira (53) kuruştan ibaret olan dört adet beton arme köprünün inşaları 30 eylöl 929 pazartesi günü ihale edilmek üzere yirmi bir gün müddetle ve kapalı zarf usulile münasaya konulmuştur. Şartname ve evrakı keşfiyelerini görmek isteyenlerin Zonguldak nafia başmühendisliğine ve münakasaya iştirak edecek olanların da *pa7,S teminatı muvakkateleri ve vesaikı lâzımesile mezkür günde vilâyet daimi encümenine müracaatları ilân olunur, Sipahi Ocağından: 20 Eylül 929 yarışları için Ocakta kayt muamelesi başlamıştır. & Handikap Pazar, digerleri Salh günü akşamına kadar kayt oluna- silecektir. Hayvanlar Salı günü koşu mahallinde muayene edilecektir.