Sahife 6 Akşam 26 Ağustos 1929 Tetrika numarası: 101 LAŞA TEŞŞEKTCERGELETRETDEİRĞ ABDÜLHAMİT VE AFRODİT “Bu gaddar adam, alarak üzerime saldırıyor ve hâlâ teslim olmıyacak mısın? diye bağrıyor.. vücudumdaki yaraları görmeyiniz!,, | Rühsarın gönderdiği ikinci mektu bahsediyordu. Melâhat Melâhat, Nazan hanımı - dinle- dikten sonra Başmabeyinciye: — Paşam! -dedi - sizden çok “rica ederim, Efendimize bu taf- silâtı veriniz.. ve meselenin iç yüzünü — burada dinlediğiniz gibi anlatınız. -Huzurdan — avdetinize kadar NAZAN burada kalsın. Başmabeyinci bu teklifi reddet- medi. Nazanı Melâhatin odasında bırakarak Abdülhamidi görmeğe gitti İki mektep arkadaşı başbaşa Kalmışlardı . Nazan, bu eski mektep arka- daşına, Başmabeyincinin yanında söylenemiyecek tafsilâtı da anlat- mış ve Fehim paşanın, kızkarde- şine çok eziyet ettiginden de bahsetmişti. — Bu müddet zarfında kendi: sinden hiç bir. mektup, haber filan alamadınız mı? Nazan, bu sual karşısında ha- kikatı biraz daha izaha çalışt — Kaçırıldığının birinci haftı siydi. Bir gün annemle , beraber kıyafetlerimizi di rek, eski püskü şeyler ve Fehim paşanın evinin civarında dolaşma- ğa başladık. Fehim paşa evde yoktu.. Biraz sonra üst kattaki pencerelerden birinin perdesi arasından Rühsarın bize baktığını gördük. Evelce gönderdiği puslada, bizim o vara bü. kıyafetle — gelmemi yazmıştı."- Carşaflarımızdan tam- mişti . — Kendini bize * gösterdi ve ağlamağa başladı.. Sonra, elile evin arka tarafına gelmemizi işa- ret etti. Arka sokaktan kimseler geçmiyordu. Bir ufak oda pence- resinden bize şu puslayı yazıp attı. Nazan koynundan ufacık ve bu- ruşmuş bir kâğıt parçası çıkarı — Bunu demin niçin göster- medin, Nazan? — Nasıl göster: paşanın kulağına giderse bir daha gitmemize ve ara sıra bu suretle olsun kardeşimi görmemize imkân kalmaz. Hem, biz bu adamdan çok Mektep kitapları Devlet matbaası müdüriyetinden: Yehi ders senesi iptidasına yetiştiril larının tertip ve tab'ı için aleni Kitapların müsveddeleri yeni ha simlerle birlikie tabıa verilecektir. Talip olan matbaa sahipleri: gibi riyaziye kitaplarını tertip edebilecek kâfi mıkdarda hurufat ve Tumuz ve işarete malik olmaları isteyenlerin hergün matbaaya müra nakasa eylülün 14 üncü cumartesi Yazan: İskender Fahreddin eline tel kamçısını pla rahat ve mesut olduğundan bu mektubu. okuyunca... korktuk, Melâhatciğim! Bu h: polis, jandarma filân tanımı herkesi yıldırmış... güpe gündüz Beyazıt gibi bir yerden kardeşimi kaçıran bir adam daha neler yapmaz? Melâhat puslayı aldı — Zavallı Rühsarcığıı Diye okumağa başladı. Puslada şu satırlar yazılıydı: — * Bir haftadan beri. beni hâlâ, bir esir gibi yaşadığım şu canavar yuvasından kurtarama- dınız ! Babamdan bir haber gel- mediyse, hemen - Padişaha - bir telgraf çekiniz , Burada daha fazla yaşayamıyacağım! Her ak- şam, Firavun, eve geldiği zaman: (Hülâ teslim olmayacak mısın?) diyerek tel kamçısını eline alıyor | 've üzerime saldırıyor. Vücudüm- deki yara ve bereleri görürseniz tehammül edemezsiniz ! Gördü- güm işkencelerden şimdiye kadar ölmediğime ben de şaşıyorum. Allah aşkına beni bu cehennem zebanisinin elinden kurlarınız ! , Rühsar Melâbatin gözleri sulandı. — Çok müteessir oldum Nazanl Merak etme.. Onu ve sizi bu | felâketten kurtarmağa çalışacağım. Fakat, Nazan muhatabında şüphe, uyandıran bir tavırla, koynundan bir başka kâğat parçası daha çıkararak: — Melâhat, dedi, Rühsardan 'on beş gün Sonra posta ile şu mektubu aldık. Melöhat merakla da göz gezdir. Anneciğim! “Burada hamdolsun - rakatım iyidir. Beni hiç merak etmeyiniz. Paşa hazretlerinin sayesinde, ne istesem derhal yapılıyor. Bütün arzularım hemen isaf ediliyor. Beni hiç düşünmeyiniz.. Hattâ beni unutunuz..., Kızınız N şlar de“lhm’ lazanın göz yaşları dindi. B TAEGÜL MEi Ülran, Melâhat? Dedi. İf bu mektuba (Mabadı var) tab'ı münakasası rflere çevrilmiş olarak şekil ve re- Cebir, Müsellesat, Kimya, Fizik ttır. Münakasaya iştirak etmek la şartnameyi görebilirler. Mü- ü saat on altıda yapılacaktır. | çıkarmağa karar verdi. Münakasaya girmak isteyenler teminat akçalarını ve hurufat katalog: larını beraber getirmek üzre o gün matbaada idare komisyonuna Mmüracaat etmelidirler. FM ee UK ASSS Emniyet sandığından: Halka hFr lü kolaylık göstermeği Sandık vazife bilir. Emlâkini b şpnışk_ göstererek Sandıktan para istikraz edecek müşterilerden işlerini bizzat görmiyenlerin dellâl ve komisyoncu gibi hariçten bazı kimselere müracaatla fuzuli masraf ihi etmekte oldukları nazarı ü bu kere Sandık bu gibi müşterilere kolaylık olmak izere mahsus ve muvazzaf memurlar tayin etmiştir. Vergi ve le- diye ve Tapu idarelerindeki bu İpotek ıynllımcl y bu rı:emwıı:îı!.u Yasıtasiyle yaptırabilecekler ve kendilerine ücret ve aidat nar bir şey vermiyeceklerdir. Alâkadarların malümu olmak üzere keyfiyet olunur. Meraklı hikâye tefrikası:11 Canbazhane mi geçtikçe, bulunduğu — kasabanın âdet ve itikadatını öğrenmeğe başlamıştı. Bir gün Mr. Kuka dediler ki: — Sen deli misin? Cücelerin çift bulunduğu yer muhakkak mah- volur.. — Ya ne yapmalı? — Bir, üç, beş.. hasılı daima | tek bulundurmal Canbazhane müdürü yavaş ya- | vaş bu itikada inanmağa başla- mıştı. İşler de pek yolunda git- iyordu. —Ahalinin rağbeti bir türlü artmamıştı. | Mr. kuk Cücelerden - birini Tom bunu haber alınca, yeni bir tedbir düşündü: Kazdeşini de cambazhaneye almak! lister Kuk buna muvafakat etmişt Cak, kardeşinin hatırı için çiko- lata fabrikasından çıktı.. Cambaz- haneye girdi. Cüceler üçleşmişlerdi Cambazhanı işleri bir kaç gün iyi gitmeğe başlayınca Mr. Kuk da yavaş yavaş kasaba hal- kının (cüceler) hakkındaki / itika- dına inanmıştı. Cambazhane islerinin düzelme- sini cücelerin üçleşmesine haml- liyor ve onları el üstünde tutu- Fakat, bir sabah kasaba halkı müthiş bir gürültü işiderek uyan- dıkları zaman, — cambazhanenin ateşler içinde yanmakta olduğunu hayretle gördüler | “Hayretle, —diyorum.. Çünkü içinde üç cüce bulunan bir mü- essesenin böyle mütbiş bir felâket görmesi -kendi itikatlarınca- kabil değik n halk sokaklara dökülmüş, canbazhaneye su taşıyorlardı. Yangın, herkes uykuda iken | çıkmıştı. Bazı artistler ateşe - ya- kın bulunduklarından - diri diri yanmışlardı. Mutaassıp halk: — Acaba cücelerden biri çıktı mı? Diye — mütemadiyen — cüceleri araştırıyorlardı. Cambazhane iki saat içinde yanıp kül olmuştu. Sirkin kasbaa- sını bile kurtaramamışlardı. Mister Kuk atına binerek yola çıktı. Kasabanın içinden geçerken mutaassıp halka karşı- yumrukla rını sıkarak bağrıyordu:. in cahil kafalarınıza uya- rak cüceleri üçleştirdim. Fakat felâketten kurtulamadım. Bir cambazhkne ileç bir kaç kişi de — birlikte yandı. Fakat, bu müthiş facia, halk arasında asırlardan beri yaşayan o batıl itikadın gömüldüğü günün tarihi oldul , Son Yeni rus | hikayesi Muharrli v'a giden tren, katiyen arızasız. yürümez, yoldaşlar. Ya yola devam için karşı istasyondan telgraf gelmez; ya semaforlar bozuktur; yahut da,,, ne bileyim, aksilik çoook !.. Bir aksilik çıkar, işte, hasılı... Üstelik, trenin yürü- üşü de, pek ahestedir ... Hani, civarda bağ, bostan varsa, elinde sepetle çık: ne bulursan devşir ; gene arka vagondan İrene yet şirsinl Bittabi, anam, bu kaplumbağı yürüyüşlü sürat katarında, insan, cansıkıntısından çatlar, patlar... Çünkü, gözüm, yapacak birşey yok! Yol arkadaşlarının teker teker tetkiki,elbette, kâfi derecede ey- lenceli olmaz, Hem de, üstelik, darılırlar: — Ne bakıp durüyorsun - be? -diye celâlleniverirler.-Suratımızda maymun oynamıyor. ya.. İleri varırsan,dayak yemen dahi mühtemeldir, — bilâder... — Kendi işinle meşgul olman da, her zaman mümküm değildir. Meselâ, kitap iz. Lâmbanın ışığı zaif ve Hem, lâmba, pek yakarda asılıdır. — Hoş, bu anlatacağım bhikâyede lâmbanın rolü yok y Vaka, gündü cereyan etti. Ma- mafih, bu bahsettiğim trenlerde gündüzün seyahat etmek de sıkı- cıdır. Bir cumartesi günüydü. Cigara içmiyen yolcuların vagonuna Fekla Timofeevna isminde bir kadın girdi. Ligov'tan Petrograd'a, par- don, Leningrad'a gidiyordu. Mak- sadı, ticaret,. Yani, parklarda elma ve ayçiçeği çekirdeği sa- tacak! Hasılı, efendime - söyleyeyim, Fekla kadın, trene — bindi. Tren kalktı... Git git de git git.. şısında / Feodorof Nikita.. yanında ötekiler, berikiler. Bittabi, onlar da, işlerine gidiyorlar. Bir az sonra, vagona, yeni bir yolcu girdi. Bir Kızılordu - zabiti. Zabit, o zamana kadar, gene va> gonda imiş amma, vagonun sa- hanlığında, Geldi ; ayakta / dürüyormuş. Fekla / kadının — yanına nnn J -— Zoşçenko Satıcı kadın, elma - sandığını bacakları arasına almış, çekirdek çuvalını da dizleri üs- töne oturtmuştu. Bir müddet bu vaziyette, kımıldanmadan,pence- reden dışarıya baktı.Sonra, cansı- kıntısından, üstüne kâbus bastı, anam. — Esnedi, gözüm. Ağzını fırın gibi açaraktan. Birinci esneyiş, zarar yok! Ki se birşey demeı i şirşey diyen ters bakıp, Fekla'nın dişle- üncü esneyişte. Üçüncü esneyişte, zabit, daya- namadı, aman, köylü kadının ağzına, parmağını soktu. Bu şakayı, Rusya'da, daima yaparlar ... Yaparlar, amma bit- tabi, mektepti arkadaşlar arasın- da, sonra, buna mümasil yerler- de ... Faraza karı kocasına, koca karısına.. Samimi — muhitlerde... itle satıcı kadın, biri- defa olarak görüyorlardı. Bu sebepledir ki, Fekla, fena halde, korktu. Ağzında yabancı birşey hissedince, dişlerini hartta- dak, efendim, kapadı; ve, zabitin başparmağını isırdi. Zabit, bir bağırış — bağırdı ki, aygırlar gibi... E, bittabi, parmağı, kemiğinekadar ısırılmış — Ben ettim, -dedi Be karı, di ni mi kopardım isırmıya - kalkışıyorsun? zabit olduğumu görmüyor musun da, gelip tam şağ elimin işaret parmağımı isiriyorsün? — Bilmiyor musun, a karı, ki, tüfeğin - ve dedi- seninle şaka şaka ettim! - dedi tabancanın tetiği bu parmakla çekilir; demek oluyor ki inkilâp memleketinin müdafaası bu par- makla yapılır.. Sen ha. Sen ha... Şak, şak.. Attı, köylü kadına dayağı... Atar a.. Yesin dayağı da böyle mü bir inkilâp uzvunun böyle mühim bir uzvunu ısırmağı öyrensin. Mürteci ve muhtekir kan! Emlâk ve Eytam Bankası Umumi Müdürl ... se üğünden: Satılık antrepo Mevkileriyle evsafı mahsusası aşağıda yazılı bir parça emlâkin satışı müzayedeye konulmuştur. 1 — Müzayede ( kapalı zarf ) usuliyledir. İhale 2 eylül 929 tarihinde Banka idare meclisi huzuriyle icra edilecektir. Talip olanlar beher mülkün bizaasında gösterilen miktarda teminat iraesine mecbur olup bu teminat varakasını teklif mektuplarıyle beraber makbuz mukabilind bizzat ve yahut ihale meclisine yetişmek üzere taahütlü olarak Pos- taya tevdi edilir. 2 — İhale bedeli peşin olarak istifa olunur. 3 — Talip olanların İstanbul veya İzmir şubelerimize ve yahut merkez emlâk müdiriyetine müracaatla mufassal şartnamemizi mütalâa etmeleri ve müzayedeye iştirak halinde bir nushasını bir liraya alıp imza ve teklif mektuplarına rapt etmeleri icap eder. Umumi — Nevi ve — Mevki ve semti Hudut ve kıymet — Teminat No.sı mahiyeti — * — meşhuru ve müştemilâti — miktarı 13 Depo ve ahşap Galatada kalafat — Tapoda yazılı lira anirepo — , mahalli kürkcüler 3710 Türk tayyare cemiyeti sevk müdürlüğünde: hazretlerinin heykeltraş sinyor Kanonika tarafından yapılıp Gaz kapusu müdürlüğümüzde satılmakta olan alçı büstleri fiatlerinde aşağıda yazılı mıktarlarda iskonto yapılacaktır. Satın almak isteyenlerin Sanasaryan hanının birinci katında Türk tayyare cemiyeti sevk müdürlüğüne müracaat eylemeleri mercudur. 5 tane alçı büst alana */, 5 M L Ş a Cm DÜ HÜ Ç y Cç AYA V8 v —00 , » 415 V —100 den fazla zlana *f 20