TARİHTE ** Mütercimiz — Siz Mariyi bırakınız ve parator - hazretlerine - randevi geleceğini haber veriniz, dedi. Mari hiddetle itiraz ederken Dirok salondan çıktı. O sırada madam Viban da salona tekrar geldi. Madam Abramoviç Napo- leonun mektubunu tekrar okudu ve bilhassa son şu iki cümlede “Bütün arzularınız isaf ve bedbaht kalbime benim asrar etti. olunacak acıdığınız zaman vatar için daha mükaddes olacak.. Bu cümleler Napolconun sarih bir taahhüt altına girdiğini gös- termiyor mı idi? Prens Ponyatofskinin — metresi mubahaseye karışmak Tüzumunu hissetti: — Napolcon taahhüt ediyor ki masıhatlarını dinlerseniz Hapisten kurtulacaktır.. Kontes tekrar itiraz etti: — Yapamam madam yapamami Ben evli bir kadınım. Bu ne safdillikti Madam Vibai cevap ver. — Zavallı çocuk! Kocanıı Na- poleonla muaşekaya teşvik ettiği- ni bilmiyor musun? — Biliyorum. Fakat kocam muvafakat ediyor diye benim de kabul etmekliğim icap etmez Madam Viban ile Abranoviç Mariyi kandırmak için üzerine | ğilmişlerdi. Derken Mari iki da- a Gi eedeliri mdüelli ilraz- lara rağmen iki mubibbesini bay- rette bırakan âni bir tahavvüll. — Pek âlâ razı oluyorum iste- izi yapacağım. Fakat bu gece kocamın evine dönmek istemem dedi. İki genç muhipbesi Marinin bu hareketini alkışladılar. gece de dahil olduğu halde iki gece kocasının evinden dışarı kalıyordu. Fakat Mari madam Vilanın evin- de ertesi gecede kaldı ve iki genç muhibbe mütekabilen sırla- Tanı birbirlerine anlattılar. Mariz — İzdiyacımdan sonra kocam- dan başkasını sevmediğimi anladım, dedi, hayatını, düşüncelerini arzu- larım anlattı, fakat Broni — mülâ- katından bahsederken Napoleonun köndisini orada öpmüş olduğunu sakladı, aşkı ancak rüyada iken sevdiğini ilâve etti. Madam Abramoviç içini çekti — Eger ben sizin yerinizde oı..yd'ıîî'mıa Yapımızdan diyerek kıskançlığını meydana vurdu. — Benim gibi ihtiyat ve teenni ile hareket etmekten başka ne yapdınız? Mar iri: Zoltan Ambrus köylülerde diyorlardı ki! — Maalesef, Griselidise karşı, hürmetsizlik gösteremeyiz. Zira, 'ona mevküle mütenasip bürmet , önceden, dere beyimize vadetmiş bulunuyoruz. Fakat, Giriselidis bir ayak evel dünyaya çocuk getirmelidir bu süretle - vazifesini - başarmış bulunsun! Hem de erkek çocuk! kız çocuk değill Aksi takdir- brimizi — taşırtmış, biçaj gizli sıkmağa başlarız. in şatosu etrafındaki | “24 Ağustos yük adamların metresleri A. Hilâli | larda ihtiyar bavallarını Romaya - gitmek günlerini orauda geçirmek istiyordu. Bir kaç İ.gün sonra Romaya hareket eder cekti kocası bu hareket hazırlı- gında bulunurken kontes muhib- besi madam Abra- moviçe derim bir meyusiyetle bakıyordu. Bir aralık muhibbesi Mariye iğilerek Seni bu gece saat onda gelip arayacaklar dedi. Hep iste- diklerin olacak.. Bir buçuk saat sonra kapıya hafifçe vuruldu. Mari sanki derin bir rüyadan uyanmış gibi ayağa kalktı. Yüzünü büyük bir tül ile örttüler ve elinden tutarak kendisini bekliyen saray arabasına bindirdiler. Örüka zarayın gidi bir kapusu | önünde durdu. izli kapı bir merdivene açılıyordu. Bu merdivenden Mari Leb kralının bodurumuna götürdü- -. Napoleon o esaada - bitişil odada Kütibile çakşıyordu. Bonapart aşk ve muhabbetini tatmin için günde üç saat ayırmış hörkkdülel ” yezllün 1 'üzüt “TE C ile sini tahsis etmişti. Bu program katiyen değişmezdi. Budrüm yanında bir yatak odan' vardı. Mari Napoleonu beklerken son mücadelenin cereyan edeceği yeri arıyordü. Mazi bsolaylıkla tes- lim olmıyacaktı. Napoleona zavallı Lehistanı kurtarmağı taahhüt et- töğü takdirde teklini Slacaktı. Mari, Napoleonun işini bitirme- sini bekliyordu. Napolcon Mariye karşı 'olan temayi şimdiye kadar gördüğü mümanaalın şid- detlendirdiği âdi bir hevesten ibaret samyordu. Şimdiye kadar güzel dudaklar- dan aldığı öpücüklerden doymuş olmakla beraber kendinde yeni metresini tatmin edecek bir kuv- vet hissediyordu. O sırada hususi uşağı hafifçe kapıya vurdu. Napoleon düşüncelerindea sil- kinerek gülümsedi — ve — bitişi odada Bekliyen sehbar Marinin kocası biraz sonra kendinin — olacağını düşünerek — sevindi: — uşağının arkasından — tuvalet — odasına girdi, büyük Sayna — karşısında kendine çeki düzen verdi ve kı dınlarla hususi ” halete / girdiş zaman âdeti olduğu vecihle üze- rine bol bol levanta serpti, son- m kapıyı açarak vahşi hayvanlar mürebbisi gibi Marinin beklediği odaya girdi. Mari, imperator odaya girerken ayağa hiç kalkmadı Napoleon sert bir sesle bir kö- şeye oturmuş genç kadına hitap ederek: (Mabadı var ) SABRI Mütercimi: (Vâ- Nü ) l ğ zi İzdivacın dokuzuncu —ayında, Öriselidis, dünyaya bir kız çocuk getirdiği vakit, Gaultier, sevinmesi mi, ağlaması mı lâzım geldi | bir türlü tayin edemedi. Karısına dedi ki: — Doğrusunu istersen , ben, şahsan, bir kız babası olduğum için memaunum. — Zira, bakınca, aynaya bakmış gibi olu- iyorum . Fakat, tebaam, erkek evlât doğurmanı i yavruma iyordu, Kız doğurduğunu — öyrenince ne diyecekler, pek bilmiyorum. GÜNÜN HABERLERİ x İsmet Pş. Hz. Gülnanene— İsmet Pş. Hz. dün Şükrü Kaya beyle birlikte Gülhane hastanesini ziyaret etmiştir. Dahiliye vekilimiz fıtıktan ra- hatsız bulunduğu — cihetle dün Gülhane - seririyatında operatör M. Kemal Bey tarafından muayene edilmiştir. Şükrü Kaya beye apandisit ameliyesi yapılması da icap et- inden Vekil bey, bu hususta da etibbadan istifsarda bulunmuştur. M. Kemal bey ameliyenin sey- yahatten sonra da yapılabileceğini söylemiştir. Şükrü Kaya beye Avrupa seya- hatinden avdetinden sonra ame- t yapılacaktır. - Ayrıca Dr. Niyazi İsmet bey de Vekil beyim gözlerini" muayene etmiştir. x Polis birinci şube muavin- liği — Polis müdiriyeti - birinci şube baş memurluğunda — bulün: duğu esnada bir çok muvaffa- kiyetleri sebkat eden Ziya bey dahiliye vekâleti tarafından birinci şube müdür muavinliğine tayin olunmuştur. * Yerli malları segisi — Bu- gün kapanıyor. İktisat vekili dün sergiyi ziyaret etti. * Bütün gazeteler mahkeme- de — İrtişa tahkikatı hakkında neşri gayri caiz tahkikatın neşre- dilmiş olmasından dolayı İstanbul- da çıkan bütün Türkçe gazele- ler mahkemeye verilmişlerdir. »* Emanette Barem tatbikatı— Dahiliye vekâletinden dün gelen bir emirde şehremaneti ile idarei | hususielerde — Barem — tatbikatı gelecek seneye tehir edilmiştir. * Aliye H. davası — Üsküdar da Mm. Manniği — yaralamakla mazmun olan Şakir paşa kerimesi Aliye hanımın muhakemesine dün :ıı ceza mahkemesinde baş- lanmıştır. Aliye hanım ve Mm. Mannik mahkemeye vekil göndermişlerdir. Heyeti hakime bu davayı müs- tacel mevaddan addetmediği hetle muhakemenin devamını 21 eylüle bırakmıştır. » İritça tahkikatı evrakı — İr- tişa tahkikatma ait evrak dün müddei urm e verilmiştir. Tah- kikat evrakı tetkik olunduktan sonra müstantığa iade edilecektir. * Konservatuar — binası Şehrimizde bir konservatuar bi- 'nası inşasına karar verilmiş ve buna lâzım olan 200,000 liradan 100,000 lirasını da vilâyet taahhüt etmiş idi. Konservatuarın bu sene inşasından vaz geçilmiştir. * Liman Fon Sandres paşa öldü — Umumi harpte Türk Or- duları kumandanlarından Liman Fon Sanders paşa Münihte vefat etmiştir. Liman Fon Sanders paşa — Kabahatin bende olmadığını idrak etmelisiniz. ve emin olma- hısınız/ ki, ben, elimden geleni ardına koymadım. Neyleyim ki, erkek doğurmağa muvaffak ola- madım. Bu cevabı alınca, Gaultier, şu hükme geldi: Karısını lüzümundan fazla şımartınıştı. Hoş, genç kadın, sevimliliği, uysallığı ile , şumartıl- miya da lâyıktı ya .. Mamafih bu hal , derebeyinin programına muvafık dej İşte Griselidis'in lohosalığı, ilk fırsatı vermişti: Derebeyi , usul- lacık, eski sevgilisinin yanına dön- dü; ve, onu, izdivaç günü bırak- tığı yerde, olduğu gibi buldu. Ondan sonra da, Ysola'ya il fat gösterdi. Fakat, zavallıcık, uzün zaman bahtiyar olamadı. Zabit mMaaşları Barem kanununa göre nasıl maaş alacaklar? Barem kanununun zabitana ait talimatnamesi ikmal — deilmiştir. Pazartesiye tamim olunacaktır. Talimatnameye — göre - askeri mekteplerde maaşlı sivil memur- lar hariç cre — Kara, hava, imalâtı harbiye, hari bitleri ve askeri memurlarla jan- darma zabitanı için tayin edilmiş olan 14 derece ile maaş asıllari | gösterilmiştir. Yalnız yedinci derecenin maaşı olan 50 lira sonradan bir kanunla 55 Kiraya iblâğ edilmiştir. Tekaüt maaşları tahakkukunda maaş asıl- ları esas tutulacaktır. Bu maaşlar da bir güna tevkifata tabi değil- dir. Ankaradaki muhtelif derece- derdeki zabitana mülki memur- lara da olduğu gibi mesken taz- minatı verilccktir. Kanunun tatbikinde evvelce za- bitana verilmekte olan bir nefer tayini zamını kalkmaktadır. Evvel- ce açıkta kalanlara üç ay tam maaş, bundan sonrada nısıf maaş veriliyordu. Şimdi açıkta kalanlara üç ay tam maaş, fazlası içinde bilfiil asaleten fırka kumandanlığı yapmış olanlara beşinci derecede olmak Mmaaşı, asaleten firka / kuman- danlığı — yapmış — miralaylardan kıt'a harici bir vazifeye tayin edildikten sonra mirlivalığa terfi edenlere beşinci derece maaşı, bilfül firka — kumandanlığında bulunmamış - olanlardan — clyevm kıt'a haricinde fırka komandar salâhiyetini haiz bir mevkide bu- dunanlar haiz oldukları rütbe maaşı olan 6 ci derecenin ma- aşını, vaktile kaymakam iken asaleten liva kumandanlığı yap- mış olup ta bilâhare kıt'a hari- cinde hizmetlere nakli memuriyet eden halen miralay olanlar 6 ncı derece maaşı alırlar. Zabıtana maaş itasında rütbe- leri esastır. Bir mirliva, bir mira- lay ve bir yüzbaşıya ancak dahil oldukları dördüncü, altıncı, onuncu derecenin maaşı tesviye olunur. Fırka kumandanlığı yapmış ve halen yapmakta olan mirlivalar iva kumandanlığı yapan ve halen yapmakta olan miralaylar ve ka- nunu mahsusa tevfikan kıdemlilik sıfatını iktisap etmiş yüzbaşılara 3üncü, S inci ve J uncu derece- lerin maaşı verilecektir. Zabitan - ve askeri memurlar başka bir memuriyet ve vekâlet- lerinden dolayı başka bir maaş Hergün r, bir kere, sadakat sızlığı ele almış bulunuyordu. dakatsızlık ise, saat rakkası gibi dir. Ona, ilk inhirafı vermek kâlidir. Arkası, kendi kendiliğin- den işler, durur. Bir kere hava- lanan erkek, yeni bir hiyanete dalar. Ysola, yerini, bir balet aktri- sine terketti. Derken efendim, balet |kadınları baştan çıkarmak teşebbüs- lerine girişti. Uzakta bulunanların da hatırlarını boş etmekten vazgeçe- medi, Hasılı efendim, bir ömür ki, izdiyacından evelki hayatına, ne- redeyse taş çıkartacak Bir çiçek- ten öbürüne... Gel keyfim gel... Bittabi, Criselidis'e — meseleyi çaktırmamak bütün tedbir lere baş vürüyordu. Fakat, muh- biri sadıklar çoook! Bunlar, de- Tarabyada, Tokatliyan otelinde te dansan. Elettrich Jazz, Bırt rk evinde Baba ile oğul arasında B. — Cevat sana bir hediye getirdim ne olduğunu tahmin et bakalım. O. — Çokolata. B. — Çokolatadan daha iyi. O. — Kol saatı. B. — Saatten daha kıymetli. O. — Nedir © kuzum babacı- ğım beni üzme. B. — (Cebinden kumbara çı- kararak) tasarruf kumbarası. Şim- den sonra her gün benden ve annenden aldığın paranın bir kıs- mmt bu kumbaraya atacaksın. Ay sonunda kaç para toplamışsan bir mislinide ben ilâve edeceğim. Bu suretle Bankada paran toplan- mış olacak. İşte başlangıç olarak ben bir lira atıyorum. Türkiye İş Bankası Türkiye İş bankasındı Müessesemizin tesisi senei deve riyesine müsadif 26 ağustos 929 pazartesi günü bankamız kapalı bulunacaktır. Ali Nazmi bey Zonguldak, 24 (Hususi) — Fırka müfettişi Ali Nazmi bey yakında buraya gelecektir. ve tahsisat alamıyacaklardır. Cumhuriydt ordusu müşiri erl birin tahsisatile beraber alırlar. Tekaüt maaşları ve vazi- feten seyyahatlerinde harcirahları bütçeye âit maaşı asli üzerinden hesap edilir. Müşirlerin tahsisatı hayatta bulundukları müddetçe tesviye olunacak müşirlik ve er- kânı harbiye riyaseti bir zat uhte- sinde içtima ederse asil olan mü- şirliğe âit tahsisat verilecektir. Gedikli küçük zabitlerden beş sene hizmeti bulunup ta hizmete devam etmek arzusunda bulunan- lar maaş ve tahsisatlarile nefer tayini zammı, kidemli olanlara ilâveten beş lira ile — mecmuu birleştirilerek verilecektir. Malü- | lini askeriyeden vazife alanlara terfi zamları mensup oldukları daire bütçesinden verilecektir. barbiye reit arısına bütün olup bi- tenleri yetiştiriyorlardı. Lâkin, o, deveran eden sözleri dedikodu sayıyor, bunlara inanmıyordu. Dere ken, ispatlar, şahitler, deliller, göstermiye başladılar. Griselidis de, artık ağız açmadı; Başını önüne iğdi. Sadece muhbiri sa- dıklarla alâkayı — kesti; onlarla konuşmaz oldu. Yalnız, herkesten uzakta bulun- duğunü hissettiği zaman, hıçkı- rıldarını / zaptedemiyor, — hüngür hüngür ağlıyördu. Fakat, büyle yaşlı gözlerle kimseye görünmek istemiyor; derhal gözlerini kuru- liyordu. Zira, zevcinin, onu ağ- larken gördüğü takdirde mütees- sir olacağını düşünüyordu. Hatırlıyordu ; Evlendikleri gün, Her ha- reketi ile kocasını memnun etme- ge oğraşacaktı. (Meladı tcr)