— Bir dudak boya: — İki şey isteseydin? — İki dudak boyası isterdim. T — Eğer ıssız bir adada kalsaydırı, ne isterdin? Eline on geçmişti Bankaya yatırdı delteri aldı. Artık rahattı - Her gün - yezip dolaşıyor, yeyip içiyor, alış veriş ediyor, sonra bir çek imzalayıp borçlarını ödiyordu . Çok sürmedi yedi ay sonra bankadan çağırıdılar, parasının bittiğini üste de üç yüz İira önbeş lira - puru 've bir çek | borçlandığı haber verdiler. Soğuk kanlılıkla; Pek âlü, dedi, size de bir çek gönderirim! — Amne bir rakı damacanasının haddı istiabını — Bunu babana sor. Erbaplar * Kedi için ciğer neyse, erkek için kadın odur!,, meselini iflâs ettirdik. Beş tane olan büyük günahların - şarapla zina - mubahtır fehvasını hatırladık; fakat bir türlü: Her koyun, kendi. ba- cağından asılır! düsturunu. tatpi ettiremiyoruz. ve bir de anlata- miyoruz ki, mizah, aile içinde ahlâk hocası, camilerde vaiz değildir. t Ağızdan ağıza, kulaktan kulağa, mizahi fıkralar, karikatür le; ları hakkına aleyhtar sözler söy- leniyor. *Efendim, böyle rezalet olur u? Efendim bu. ne kepazelik?.. Birader — ökürken — kizarıyorm 1 Çoluk çocuğun eline düşecek di - 'ye ödüm kopuyor ... Bu sözler, bazı zevatın da, nakarat haline İ Evve ö anlamaz. Anlıyorsa çocuk değil dir, anlayacak çağa — gelmi Mesele yoktur... Sonra efendiler, çkumak içi can attdığınız, beğen- diğiniz, eğlendiğiniz şu mizahın, ' — şizi biraz olsun güldüren, bir an Olsun size- derdinizi - unutturan yazıların aleyhinde ne diye bulu- Rursunuz?.. ! Affınıza mağrüren, - si ders verirken, ahlâk telkin veren softaya benzeteceğim, Softa kıza zinanın fenalığından dem vurüp: benimle geçinemi- yorsun, ayrılalım. — Yabancılarla kavga etmek- tense, seninle etmeği müreccah buluyorum. p e— Dost — Ben onun kadar pis, onun kadar — pasaklı kadın ömrümde görmedim. Yat- tığı yatakta kö- pekler - yatmaz. Evin içini pislik götürüyor. Kah- ve içmeğe iğre- nirsin. Odaların kokusundan - ze- hirlenirsin. — Sen bunları” neden biliyorsun? — Ayol o be- — Usta, müşteri fanile çeker daralır mı diye soruyor. Muhavere Ana kız konu- şuyorlardı. Kız dilbaz, kurnaz, açıkgözdü. Va- lide hanım biraz bönceydi. Tn l Mehmet — beyle evlendirmek için israr etme. Da- ha çok gencim. Tecrübem yok. — Boş lüf. Erkekler , aklı başında, yüksek kadınları tercih okuduğunuz, | TlM ök İçl'don! X Kakllkiüs çok we büyük? Y D kim tumdur. — Gice — Evet keği babamla gühduz beraberiz. —— Şu halde elbette daralır! kıyas etme! Namus Doktor Lokantada Gençi güzel bir adamdı. Evin | — — Size hayatımı borçluyım — — Garson; iyi nen var? kiralik odasına talip oldu. Ev sa- hibi, taşraya gideceğinden, evi odalarını cısına dedi — Siz bir adama benziyor- sunuz. Kayın validemin namusunu size tevdi ediyorum. Elliye yaklaşan kadın atık — Damat, sen üstüne olmayan şeylere karışma! vazife girmiş. Kız: — Hocafendi, demiş, hani yer gök titrerdi?.. Softa şöyle cevap vermi, — Erbabı. yorganı bile titret- | doktor, bunu unutmiyacağım. — Mübalağa ediyorsunuz; On | vizita borcunuz var, bunu da unut-| | mamağa gayret edin. | Tahmin — Öbür gün bize gel, yemeği beraber yiyelim. Hiç sevmediği, hoşlanmadığı bir adam olduğundan, başından savmak istedi: — Maalesef, öbür gün düğüne davetliyim. — Gelecek misin? — İmkânsız nikâha davetliyim. — Peki on beş gün sonra? cumartesi — gelir — Huyum iyidir ef kavga etmem | lim, hiç — Garson, iki saattir yemek | bekliyorum. — Bir saat daha sabredin, akşam yemeğini yersiniz ! — Garson, bu yumurtalar çok küçük, $ — Tavuklarımız modaya düş- kündür efendim, korse giyiyorlar! Ölüm Bir hastaya,iki doktorun kavga " edip, birbirlerini ” öldürdüklerini söylediler. Hasta dex — Biz kâfi gelmemeğe başla- mezl D — Kabil değil, cenazem var! -| dık galiba? Aslan! Hıtabet Yanan. Güz n aklına koymuştu. Afrikay gidecek, aslan — avlıya- caktı. ÖOnu (bu sevdadan » vaz geçirmek'için çök oğraştık. — Yahu, de dik, evvela bu- rada — bildircin çık da, sonra Afrikaya aslana git! Fakat dinle- temedik. Gitti Geçenlerde av det etti. Sorduk: — Nasıl de- dik, aslan avın- da taliin yaver oldu mu? — Fevkalâde biraddr... Çok şükür — karşıma bir tek aslan çıkmadı ! — Kocam bu sene çok yandı. — Oasıl seninle evlendiği sene yandı! konuşur; hiç k nuşmasını bi mezdi. - Ağzını açt mı, etrafın. dakiler esneme- ğe başlarlardı. Garip — değil mi? En fazla söz söyleyenler. hep Böyle fena konuşanlar, ko- muşmasını — bil meyenlerdir. in- sanı tıraş ediş eei ai ga da geçenlerde, bir konferans — ver. mek hevesine düştü. Arkadaşlardan biri dedi kir — Konferan- sını bitirince, par- maklarının ucuna basarak çık. — Neden? — Samün w- yanmasın diye, Hassasiyet — Kocacığım neden canın sı- kılıyor? Ne oldu? — Bu dünyada çok insafsız, çok zalim insanlar var! — Ne oldu söylesene? — Babı Ali yokuşunda bir yük arabasına rasgeldim. Araba mi- “nare boyu doluydu. Biçare hay- van çekemiyordu!.. Adam bası- İçim fena oldu. muracaat / ettim. Hayvana eziyet ettiğinden dolayı zabit varakası tutturdum. Iyi etmişsin kocacığım. Böy- fsız adamların cezası veril- - Yarımı sgat sonrü” — Kancığım “şu'gazeteyi ver- öt eyekstl G: eyefendi alır ve aŞ BK aa A L | *“Dün atadyomida (oyun çok şiddetli oldu. On bir kişinin ou biri de yaralandı. Kemalin kaburga kemikleri, Mehmedin ayagı, Kad- rinin kolu kırıldı... ,, — Yahu, dün sanki ne diye gitmedim. En güzel oyunlardan Birini seyredemedim işte.. Yazık oldu. Endişe Hamursuz günüydü. Bütün ma- kalle el babamıkanede; #oplar” mışlardı, Duaya başlanacağı sırada Ab- raham endişeye dü; — Kasanın anahtarını üzerinde biraktım. Yanmdaki dedi kiz Ne merak ediyorsur zengin olmasaydım, le gene evlenir miydiniz. yalnız o zaman aşk evlenmiş olurdum.