15 Ağustas 1929 5ü BŞ z —a Tmzarmrmz H ağsos 1020 'Tecekkür ve samimi TKEREEE SA & a z | ç D TARIHTE Büyük adamların bir tavsıye: — | 9 İ c A K I_ A RA ç A R E metresleri Şehzade başında Aziz Hüseyin Ahmet bey - Üç gündenberi evde kimse uyuyamıyor. Mütercimi: A. Hilâli bey eczanesinde bulunan Diyarı- âdetâ hasta olduk. Teşkil edilen üç leh lejyenunun mamdar kumandanı prens Pontiyafski de Lehistanın her ne pahasına olursa olsun — Bonapart'ı cezbü. teshir etmesi ve bu maksadın teminine de Lehli dilberlerin çalışması lâzım geldiği fikrinde bulunuyordu. Az | bir zaman da bütün Varşova halkı | esirane bir inkıyat ve insiyak ile prensin bu fikrine iştirak ediyordu. Evet her ne fedakârlık muka- bilinde olursa olsun Lehli kadınlar Bonapart'ı cazbü teshir etmeli ve bu kadar hodgâm ve lâkayt görünen, sarayın elrafında gece gündüz. pervane gibi dolaşan bu kadar kadınlara - velev uzaktan bir nazarı iltifat atmağa tenezrül etmeyen bu haşin adamı Lehista- nin davayı istiklâlna imale etme- liydiler. | Evet bu münzevi ” imperatora Lehli bir metres tedarik edilmeli ve fransız krallarının ' metresleri masıl tacıdarlar üzerinde - icrayı tesir etmişlerse bu metresde polcon üzerinde içrayı tesir ve nüf etmeliydi. Bu nasıhatta | bulunan sade prens Pnliyafski değil fakat bizzat Bonapartın ceneral ve müşavirleri idi. Şimdi karar — verildikten sonra mesele Napoleon'un ruh ve kal bini teshir edecek dilberi maktan ibaretti. N: bul- lcon'a böyle bir meşğul oldukları Sırada vaziyet ansızn . değişli. Bonapart Vistülün öte tarafında ordugüh kurmuş olan Ruslara ta- arruz etmeğe karar verdi, Varşo- vadan hareketle Vistül nehrini geçti. Fransız kıtaatı Ruslarla dört gün süren ve hiç bir tarafın lehinc neticelenmiyen kanlı bir muhare- beye giriştiler. Napoleon bu berbat, yağmurlu ve çamurlu havalarda muharebeye devam etmenin delilik olacağını 'takdir ederek Lehistanın idari teşkilâtin ikmal ve ordusunun iaşesini temin etmek için Varşovaya dönmeğe karar verdi Verdiği kararı azami - süratle tatbik eden Bonapart, derhal Şerdenci imperatoriye / binerek /farşova yolunu tuktu. Refakatında “ Dirok ,, vardı. Napolcon 1607 senesi 1 kânun sanisinde beygir değiştirmek üzre Breni kasabasına girdi ve kontes Mari ile ilk defa bu kasahada görüştü. Bakınız nasıl anlatalım: Kontes Mari'nin Bonapartın Varşovada sürdüğü inziva haya- inda bir Zai ir cazibe bulduğunu yukarda yazmıştık. Bu inziva, bu infirat, yavaş yavaş Marinin Napoleon'a karşı kalbinde doğmağa başlayan Sırri aşk ve mühabbete — vüs'at veriyor, imparatorun mahremiye- tine — sokulmak — için — duyduğu | merak ve tecessüsü şiddetlen- diriyordu. Muhibbelerinden , asilzade ka- | dınlardan hiç biri hatta kuzeni madam Abramoviç henüz Bona- par'tı görememişlerdi. Napoleon henüz halka görün- memiş , — Varşovanın — kibar ve asilzade mahafil ve muhitile te- masa gelmemişti. lmperator sarayın kalın ve asır- dide duvarları ortasında müteccssis nazarlardan azade yaşıyor, Mari de sarayın etrafında onu görmek ümi- dile sık sık dolaşıp durüyor, ve bu nim ilâhn ismini tekrar ediyordu. Kontes, değil Napoleonu, fakat göl- gesini bile henlz görmemişti. Bo napart Vistülün - ötesindeRusları in ansızın Varşovadan ha- Si Mesikleri © dırasıya sevmeğe başlayan güzel kontes Kuzeni madam Abramo- viçin kucağına atılmış ve hıçkırık- muharebede — ölürse? diye sormuştu. Napolyon için malümat almak için müracaat etmiş olduğu frar sız zabitleri onunn bu haline acı- yarâk kontensten imperatorun her muharebede kendisini büyük teh- likelere maruz biraktığını hiyorlardı” Ya Napolcon'u görmeden ve betbaht Lehistanı kurtarması icap ine ikna etmeden ve: — Bakınız. sizi nekadar sevi- yorum. Lehistanı kurtarmak hu- Susundaki ricamı reddetmeyiniz! demeden evel kör we zalim bir kurşunla harp — meydanlarından inde telef olursa hai ni olacaktı? Mari bu korkonç i karşısında - çıldıracak- gil yardu. TÜRKiYE IŞ BANKASINDAN: bekirli zade Sünnetçi Hasan Tah- sin beyin hafitlerimin icra kılınan hitan ameliyatında gösterdiği me- haret ve sür'ate pek çok meşhu- datıma rağmen hayret etmekteyim. Bu husustan muma> ileyhe teşek- kür etmek gazeteniz vasıtasıla ifası ve evlalâtlarını sevenlere da- hi bilhassa mumaileyhi tavsıye ederim. Mütekait Miralay Abdülhamit Geç gelen bir telgraf Posta o ve telgraf baş müdi riyetinden: Gazetenizin 19--7 - 929 tarihli nüshasında münderiç ve bir teb graf Rizeden 11 günde elimize gelebildi ser lavhah fıkrada bahs edilen şkâyet üzerine tetkikat icra edilmiş ve neticei tetkikatta işbu telgrafname mezkür telgrafın nereye ait ol- duğu buradan telgraflarla sorulmuş ve Trabzonidan gelan cevap üze- rine adresi tashih edilerek idare- hanelerine teslim edildiği anlaşıl- mıştır, ancak tashihi için yazılan telgrafların — teehhürle — yazıldığı tebeyyün etmiş ve müsebbipleri de tecziye edilmiştir. Vapurcular ve seyrisefain Vapurcularla Seyrisefain n idaresi arasındaki müzakerattan henüz hiç bir netice hasıl olmamıştır. Bu mesele İktisat vekili Şakir B. tarafından halledilecekt |Satılık denizmotöru Saatte 16 mil sür'atinde arkadan tak: MA cansan Ümolörü Omanu teknesiyle satılıktır. Mustafa şamlı kâtibi Mehmet, beye mür Yeni ihraç hisse senetlerimizin kayıt müddetinin hitam bulduğu olunur. Evkaf Umum Müdürlüğünden: Merkez ve Müdiriyet Şuabatı vakfiyesi aklâmı için lüzumu olan || onsekir kalem kırtasiye ve sobalarda ihrak olunmak üzere döriyüz çeki odun ayrı ayrı aleni münakasaya vazedilerek Eylülün yedinci Cumartesi günü saat on beşte ihaleleri icra edileceği inden talip olan- ların şeraiti anlamak üzere her gün levazım idaresine ihale günü de idare Encümenine müracaatları. İstanbul evkaf müdürlüğünden: İstanbulda münbal ve üç bin kuruş maaşı rilmüsabaka bir zat alınacağından talip irak etmek üzere 19/Ağustos/929 tari- 'saat ondörtte Evkaf Hu meyi müstashiban imtihana i üsadif pazartesi güni düriyetine müracaatları slisi olan Evkaf avukat- olanların vesaiki lukuk İşleri mü- Kereste münakasası pazarlık suretile alınacaktır. hisarı umum müdürlüğünden: ası için eh'adı muhtelifede 400 metre mikabi kereste İtaya talip olanların 'T gün müracaatları ve yevmi ihale olan 21/8/929 çarşamba eb'adı. öğrenmek dresinin nok- | san yazıldığı anlaşılması üzerine - | Mehmet bey - Siz asrımızın adamı değilsiniz de on- dan; ben sıcaklar Başlayalı beri geceleri vantila- törümü işletiyorum ve adam başına 2 kuruş bir masrafla, ben, karım ve iki çocuğum sabaha kadar rahatça uyuyoruz. o SA'PLE - VERESİiE olarak SATIN ALMALISINIZ! Beyoğlu: Metro Han, Tünel meydanı İstanbul: Elektrik Evi, Beyazit İstanbul Delteri fahallesi 'Numarası Semti. meşhuru- 305 2 Büyükdere Büyükderi B. dere Dükkan Aparlıman Evsaf ve müştemilâti : Zemin katı odunluk ve kömürlük 1 inci kat 2 oda 1 abdesthane 2 inci kat 4 oda 1 abdethane 1 matbah 1 çamaşırlık 1 daraça ve bahçeyi havi. ida evsaf ve müştemelâtı ve muhammen kıymeti muharrer apartiihan ve altındaki dükkân 4 ağustos 929 tarihinden 24 ağıs- tos 929 tarihine kadar yirmi gün müddetle kapalı zarf usuliyle müzayedeye vazedilmiştir. Bedeli ihalenin msfı peşin ve msfı di- geride tarihi ihaleden bir sene sonra almacaktır. Talipler müzaye- de ve münakasa ve ihalât kanununun 10 uncu maddesi mucibince tekliflerini bir zarf derumuma vaz ve temhir ederek ve üzerine isim ve hüviyetini yazarak işbu zarfı yüzde yedi buçuk teminatı muvakkate ve ya banka mektubunu havi diger bir zarf derununa koyarak ve temhir ederek ve işbu zarfın üzerine ( Büyükderedeki apartıman ve dükkâna aittir ) ibaresini yazarak müzayedenin son günü olan 24 ağustos 929 cumartesi günü saat on dörde kadar Beyoğlu malmüdürlüğünde müteşekkil satış komisyonu riyasetine makbuz. mukabilinde tevdi eylemeri lâzımdır. Talipler müzayede münakasa ve ihalât kanunu ahkâmiyle bu baptaki satış şartnamesi mevadını kabul etmeğe mecburdur. abedeli keşfi Tira 583,77 — Çarşı kapida çorlulu evel ve sani medrese binası 549,45 — Ebussuut caddesinde 11, 13, 15 No matbaa binası p ni eatlnmm müsadif çarşamba günü saat on bire kadar münakasaya konulmuştur. taliplerin encümeni vilâyete müracaatlar. Tarabyada, Tokatliyan otelinde Herg te dansan. Elettrich Jazz, günü saat 10,30 da Galatada mübayaat komisyonunda bulunmaları 28 ÇİNGENELER Muherriri: Konrad Berkevitehy Karısını uyandırarak: — Osman'la Halil, genç gâvur köyüne ateş vermişler! - d. kendi gözlerimle gördüm. Aman yarabbil — jandarmaları , tekrar , başımıza musallât edecekler! kor- koyorumki, bu sefer, bütün köyü- yakarlar! Ayşe, elleri ayakları titriyerek. yatakta oturdu. ve- gözle #pir şıpir yaşlar döküldi — Aman Nay! Kulun kurbanın olayı den Sakın onları cle vermiye diye yalvardı. da, ellenini yüzür kapa: | Onları, geri döndükleri sırada, | (4 Ağustos 1929 KAHRAMANI Mütercimi: (Vâ - Nü tarak, o gece, sabahlara kadar ağladı: — Peki amma, niçin böyle ya- piyorlar? - diye söylendi, durdu. Güneş henüz doğmuştu ki, kes- kin düdük sesleri işiterek, ikisi de — yataklarından — dişarı - firla- dilar. Romen köyündeki yangın, kolaylıkla söndürülmüştü. jandar- malar, Tatarlardan ikisini yakala- mış bulunuyorlardı. Bu Tatarlar, Nay'ın, yangın alevleri işığında teşhis ettiği Osman'la Halil' Köye nöbetçi konulan bekç onları görmüş, teşhis etmiş ve işte Tatarlar yakalanmışlardı . O günün akşamı, jandarmalar yirmi tatar evi daha ateşlediler. Lâkin, — kara — Muratlarınkini, yangınlarla beraber alevlemiyar- du. On beş kadar tatar gençi, jandarmalar üzerine müsellâhan kalkıştılar. — Müsademe vukua geldi. - İki taraftan da yaralananlar ve ölenler oldu. Bunun üzerine, Kara Murad'ın tamam yarısi yakıldı. Romen kö- yünde yakılan her ev. başına, İandarmalar on tane tatar evi yakıyorlardı. Ve, her - seferinde, hiç kimse, kimin evinin yakılaca- gını, kendi evinin de yanıp yan- mayacağım bilmiyordu. Aradan bir kaç gün geçtikten sonra, - Osman'la - Halil'i veren bekçi, ölü olarak buludu. hücuma Bu defa, köyü meşalelerle basan jandarmalar, —artık, — kimindir, neyindir, — s soruşturmadan, — Birak! - dedi. - O evi ya- kına! O ev, Nay'ın evidir. Onun bu işte bir taksiratı olmadığını ben biliyorum. işaret filan konulmasını bek- lemeden, — kuiübeleri — yakmıya giriştiler. Halkı da, yalın kılıç, ünlerine katmış, kovuyorlardı. Nay'la Ayşe, bu arbedede ya- | — Bunu üzerine Nay'ın kulübesi kılacağından şüphe - etmedikleri | bırakıldı; fakat dört komşusunun kulübeleri için ağlamakta idiler | evi birden ateşlendi; ve kül haline gelinceye kadar yakıldı. Çeri başının oğlu sabaha d rü, kapısını açtığı zaman, bütün Kara Murad'ın, baştan aşağıya kadar küllük kesildiğini gördü. Bütün köyden, kala kala, beş cn tane çarpık tuğla ev bacası kah mıştı. Bir de, caminin minaresi. ki, elinde meşaleyle bir jandar- manın — külübeye — yaklaştığını gördüler. Bu kulübeye bu kadar emek, bu kadar göz nuru dök- müşlerdi. Ah, içine, ne güzel eşya, ne güzel mobilye almışlardı. İpekli yatak çamaşırları, ceviz dolapları, konsolları, masaları, daha neleri haber | de neleri vardı. Demek bütün bunlar, | başkalarının deliliği yüzünden kül olup gidecekti? Oteker teker, ayrı renkte boyanan kapılar, tavanlar! İşte, işte, işte... Jandarma kulü- beyi ateşliyordu. Bereket versin ki, o esnada, zabit, vaziyeti gör- dür ve jandarmaya/ kumandayı Atlar, öküzler, koyunlar, keçi- ler, hattâ, muhtelif kümes hay- vanları, uzaklara, başı boş dağıl- mışlardı. Sersem sersem . dolaşı yorlardı. Yangmım dumamı, arıları, kovanlarından kaçırmıştı. Gece olduğu zaman, Nay'ıa gözüne uyku girmedi. (Mabadi var)